1.
atilla ilhan'ın ilk kez 1968 yılında yayınlanan yasak sevişmek kitabında yer alan muhteşem şiirdir.
bunca yıllık okurum bu şiiri ilk kez bugün okudum. hem de kendimi bunca yorgun hissederken. azıcık umut çokça hayal kırıklığı ile savrulup dururken yalnız degilmişim dedirtti bu şiir.
bir fabrika çıkardım kırgınlığımızdan
bütün atölyelerini yerli yerine kurdum
işçi yazılarak gece vardiyasına
sabahlara kadar özgürlük dokudum
yukarda gökyüzü kıvılcım ve duman
şimşekler atlıyor arkası arkasına
her biri yanılmış birer çığlık
bir sendika çıkardım yorgunluğumuzdan
adı üzerinde yorgunlar sendikası
seni üye yazdım henüz tanımadan
nasıl olsa şarkın hepimizin şarkısı
sesin nasıl olsa benimki kadar kısık
ufuklarını yıldırımla kilitlemişler
denizlerini tutmuş ıslıklı bir karanlık
sabah tenhalığında ansızın afişler
fabrika bacalarından öksürdüğümüz
ünlem ünlem dağılan sıtmalı kalabalık
ilk tramvaylarla götürdüğümüz
soğuk yataklarına yatırdığımız
eklemleri kırılmış uykusuzluktan
avuçlarında derin bir yanık sızlaması
etlerini seğirten şüpheli titreşimler
yukarda gökyüzü kıvılcım ve duman
yağmurun şimşek yeşili çetrefil yazısı
yoksulluk bayrağı sırsıklam güvercinler
kanatlarına sinmiş yorgunlar sendikası
büyük bir haksızlığın birden anlaşılması
tutsaklığa çok yakın çekingenlikler
ezilmek ezildiğinin farkına varamadan
iliklerine kadar yaslı umutsuzluk yası
yeniden başlamaklarla geçiyor ömrümüz
iyimserliklerimizi duvarlara çarpıyorlar
içimizde bulut bulut bir güneş tutuluyor
soluklarımızı kesen demirden sarmaşıklar
dibinde düşlerimizi tükürdüğümüz
gözlerin bezginlik sislerinden kurtuluyor
kulakların zemberekli çığlıklardan
yanık yanık koğuşlarda akşam oluyor
yukarda gökyüzü kıvılcım ve duman
bunca yıllık okurum bu şiiri ilk kez bugün okudum. hem de kendimi bunca yorgun hissederken. azıcık umut çokça hayal kırıklığı ile savrulup dururken yalnız degilmişim dedirtti bu şiir.
bir fabrika çıkardım kırgınlığımızdan
bütün atölyelerini yerli yerine kurdum
işçi yazılarak gece vardiyasına
sabahlara kadar özgürlük dokudum
yukarda gökyüzü kıvılcım ve duman
şimşekler atlıyor arkası arkasına
her biri yanılmış birer çığlık
bir sendika çıkardım yorgunluğumuzdan
adı üzerinde yorgunlar sendikası
seni üye yazdım henüz tanımadan
nasıl olsa şarkın hepimizin şarkısı
sesin nasıl olsa benimki kadar kısık
ufuklarını yıldırımla kilitlemişler
denizlerini tutmuş ıslıklı bir karanlık
sabah tenhalığında ansızın afişler
fabrika bacalarından öksürdüğümüz
ünlem ünlem dağılan sıtmalı kalabalık
ilk tramvaylarla götürdüğümüz
soğuk yataklarına yatırdığımız
eklemleri kırılmış uykusuzluktan
avuçlarında derin bir yanık sızlaması
etlerini seğirten şüpheli titreşimler
yukarda gökyüzü kıvılcım ve duman
yağmurun şimşek yeşili çetrefil yazısı
yoksulluk bayrağı sırsıklam güvercinler
kanatlarına sinmiş yorgunlar sendikası
büyük bir haksızlığın birden anlaşılması
tutsaklığa çok yakın çekingenlikler
ezilmek ezildiğinin farkına varamadan
iliklerine kadar yaslı umutsuzluk yası
yeniden başlamaklarla geçiyor ömrümüz
iyimserliklerimizi duvarlara çarpıyorlar
içimizde bulut bulut bir güneş tutuluyor
soluklarımızı kesen demirden sarmaşıklar
dibinde düşlerimizi tükürdüğümüz
gözlerin bezginlik sislerinden kurtuluyor
kulakların zemberekli çığlıklardan
yanık yanık koğuşlarda akşam oluyor
yukarda gökyüzü kıvılcım ve duman
devamını gör...