yüz binlerce yıllık insanlığın son birkaç bin yılda gelişmesi

evet evet bikac degil, birkac, banane baslik sigmiyor.

neyse cidden merak ettirendir.

homo sapiensler tahmini 260 bin ila 350 bin yildir varmis.

100bin yil once de beynimiz cagdas seklini almis.

yani 100bin yil onceki bi hayvanimsi insanla, ayni tipe ayni beyine sahibiz denebilir, buna ragmen son bikac bin yildir medeniyeti bulduk.

evrim agaci'nin bunla ilgili makalesini okudum gecen.

medeniyet, son 50 bin ila 65 bin yildir varmis.

yani heykel, resim, daha gelismis aletler falan gibi seyler falan gibi seyler son 60 bin yilda gelismis.

yani homo sapiensler 300 bin sene mal gibi yerinde saymis, 300 bin yil sonrasinda medeniyet gelistirmeye baslamisiz.

sonra da 50-60 bin yil daha hafif mal gibi yasayip devletler falan kurmusuz gibimsi bi olay.

bunun sebebi net bilinmiyomus neden bu kadar yerimizde saydigimiz, buna da buyuk sicrama deniyo.

yani bekleyip bekleyip 60 bin yil kadar once medeniyeti bulmusuz.

bazi arastirmacilar da bu yuzden tam anlamiyla modern insan son 60 bin yildir ortaya cikti diyomus bu yuzden.

neden yuz binlerce yil yerimizde saydik lan! evet.

bilemeyiz ne mede niyetler geldi geçti kim bilir dünyadan.

insanlık yüzbinlerce yıllık değil, maymundan da gelmedik. bilim varoluşsal konuları hiçbir zaman doğru biçimde açıklayamayacak ve herkes yine ibrahimi dinlere dönecek.

amk sebebi bariz değil mi?

yeryüzünde dolaşan üç beş ademoğlu var.

avare avare gezip aslanlara, sırtlanlara, kaplanlara akşam yemeği oluyor,
parçalarına ayrılıp mideye indiriliyorlar,
birçoğu buzul devrinde telef olmuş,
bırak örgütlenmeyi,
nefes almaya,
beslenmeye bile vakitleri yok,
onca hastalıkla cebelleşmeleri de cabası.

insanlığın geliştiğini kim söyledi? apaşikâr ki medeniyet gelişmek yerine giderek yerle yeksân duruma sürüklenmektedir.

geçenlerde 400bin yıllık ahşap yapı buldular yalnız. insanlık tarihinin ne kadar eskiye gittiğini bilmiyoruz. 3-5 bin yıl önce unga bunga diyorduk diyen adamlar 12bin yıllık göbekli tepeyi görünce dut yemiş bülbüle dönmüştü. bu tür şeyleri çok parlatmıyorlar genelde ki karizmaları çizilmesin.

bir rivayete göre insanlık 5 milyon yıldır dünyada. ilginçtir dünya iklimi, bitki örtüsü ve hayvanlarıyla günümüze benzer hale tam 5 milyon yıl önce gelmiş. yine rivayet o ki insanlık 6 kez teknolojik anlamda zirveye ulaşıp tekrar çöküş yaşamış. bu 7inci, imiş.

çünkü bilgi kümülatiftir

gelişimler üstüne koyarak ilerler. misal bundan 100 yıl önce telefon çok zor taşınan, kullanımı çok zor olan bir aletti daha sonra çevirmeli oldu şimdi artık cebimizde. bunu demek neden telefon icat edildikten 10 yıl sonra şimdiki halini almadı demek gibi bir şey. homo sapiensler dünyayı tanımaya alışmaya çalıştı, ilerleyen zamanlarda ateş bulundu, kıyafet bulundu ve birçok şey bulundu ve bu günlere gelindi.

her daim gelişiyordu. bu fikirsel anlamda temele oturmalıydı önce. yani her geçen gün katlanarak büyüdü ama son sıçraması en büyüğü ve o da şu an. şöyle düşünün; bir milyar elde etmek için birden itibaren sayın. en başta oldukça küçük ilerlerken, beş yüz milyona geldiğiniz an tek hamleyle bir milyarı elde ediyorsunuz. işte son sıçrama önceki sıçramanın da büyük olmasıyla dana da büyüdü.

öyle olması değil sanılması. bilgi kümülatifmişmiş. bundan 10 bin yıl önceki insanla bugünkü insanın beyni arasında hiç fark yok. bugünkü soyut düşünme ve algılama kapasitesi hep aynıydı. soru şu: bu kadar geniş ve derin soyut algılama, sorgulama kapasitesi ne için bu kadar gelişkin? düşün yani tüm canlıları düşün. hayatta kalmak için gerekli donanımlara sahipler. bir tek insanda acayip derin soyut algılama kapasitesi var. niye? bunun hayatta kalmakla ne alakası var? ve başta da söylediğim gibi bu kapasite çok daha uzun zamandır var. bundan binlerce yıl önce yaşamış filozofların fikirleri bugün bile beyin yakabiliyor. neden? nereden geliyor bu değirmenin suyu?

uygarlığın birkaç bin yıllık olduğunu söyleyen klasik arkeoloji. pek fazla ciddiye almayın.