zam yaptık demek yerine revize ettik demek

ürünler pahalandı demeyelim de fiyatlarda değişiklik yapıldı diyelim.

küçükken bir hikaye okumuştum. balık eti yemenin günah kabul edildiği bir kabile varmış. sonrasında büyük bir kıtlık çıkmış, açlıktan ölme tehlikesi başlayınca kabilenin reisi nehirdeki balıklara ağaç ve bitki isimleri vermiş. yenmelerinin artık yasak olmadığını ilan etmiş. bitki ve ağaç adı taşıyan balıkları kabile halkı tüketmeye başlayarak ölümden kurtulmuş.
hikayeyi uydurmuş da olabilirim, emin değilim, fakat isim değiştirmek masum bir hareket değildir, ondan eminim. (bkz: meyhaneye meyhane demenin yasaklanması)

madem çok özgür basın zam yaptık desinler.

günümüzde konuşma arasına yabancı kelimeler katarak kendini havalı sanılmasıdır.

nil hanım yeter artık güzelleme yapmayın.

zam değil güncelleme.

katakulliyi kelimelerle güzellemeye uğraştıkları kadar ülkenin kalkınması için uğraşsalardı çok farklı olurduk.

fiyatları yeniden ayarladık.
ayarımız böyle böyle bozuldu zaten.

hayatını s.kmişler diyemedi, incinmişsin dedi.

aklıma şeyi getirdi sabah sabah:
bu yiyecek içecek markaları zam yapmayıp gramajı ambalajı küçültüp piyasaya sürüyor ya işte o. zam yapsalar daha iyi, küçüle küçüle kuşa döndü ürünler öyle öyle, bi lokmada yiyip, bi yudumda bitiriveriyoruz.