#ödüllü filmler
yönetmenlik koltuğunda atıf yılmaz'ın oturduğu 1972 yapımı türk filmi konservatuar öğrencisi genç kadın ayla ile besteci tarık'ın yollarının kesişmesiyle birlikte birbirlerine aşık olmalarını, evlilik hayallerinin ise tarık'ın kaza geçirip bunu saklaması sonucu suya düşmesini konu alır.
yönetmen:
atıf yılmaz
oyuncular:
türkan şoray
kartal tibet
murat soydan
kayhan yıldızoğlu
nedret güvenç
yılmaz gruda
atıf yılmaz
oyuncular:
türkan şoray
kartal tibet
murat soydan
kayhan yıldızoğlu
nedret güvenç
yılmaz gruda
*antalya altın portakal film festivali (1972) - en iyi film / en iyi yönetmen [atıf yılmaz] / en iyi görüntü yönetmeni [cengiz tacer] / en iyi erkek oyuncu [murat soydan]
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 15.04.2025 07:01 tarihinde açılmıştır.
1.
senaryosu bülent oran ve muzaffer arslan tarafından yazılan 1972 yapımlı türk filmi; yönetmen koltuğunda ise atıf yılmaz oturmaktadır.
başrolde ise; türkan şoray - kartal tibet - murat soydan - kayhan yıldızoğlu - yılmaz gruda - nedret güvenç gibi oyuncular yer alır.

ayla konservatuar öğrencisi ve aynı zamanda bir gazinoda solist olan genç güzel bir kızdır, bir gün tesadüfen tarık ile tanışır, tarık ise onun söylediği şarkıları besteleyen müzisyendir.
ayla ise onun piyanist olduğunu bilmez, tarık'ın bir de kerim adında kabadayı bir abisi vardır.
ikili birbirine isimlerini saliha ve bülent diye tanıtır, daha sonra tarık yani bülent iş nedeniyle yurtdışına gider, ayla ise kalmıştır, ikili kısa zamanda nişanlanmış ve birbirlerine aşık olmuşlardır.
bu arada ayla'nın eskiden babasının kolu kopmuş ve ayla bu yüzden fiziksel engelli insanlara tahammül edememektedir, bu ona acı verir.
bu detay tarık'ın yurt dışından neden geri dönmek istemediğine dair küçük bir ipucu olarak verilmiştir.
ayla nişanlısını bekler bekler bekler ama dönen yoktur seferinden, aşık olduğu adamın hasreti onu mum gibi eritmektedir.
beklemekten yorgun düşen ve artık ümidi keser gibi olan ayla şarkıcılığa devam ederken tarık'ın kabadayı abisi ile tanışır ama abisi olduğunu bilmez, kabadayı ise ondan çok hoşlanmıştır.
ayla'nın annesi kızının bu zengin kabadayı ile evlenmesini ister ama ayla yokluğuna alışsa bile tarık'ı hâlâ unutamamıştır.
tarık bir gün kardeşi için geri döner ve olaylar gelişi, filmimiz yavaş yavaş sona yaklaşır.
sevdiği kızın babası yüzünden kolu kopmuş insanlara karşı travması var diye ondan vazgeçmiş bir adamın, kırgın bir abinin ve yaralı bir kızın hikâyesidir bu.
filmi duygusal buldum,
konusu çok klişe olsa da kendini izleten bir filmdi, bazı sahneleri duygusaldı, etkileyici de denebilir.
hayat onlara biraz zulüm olsa da sonunda mutlu olmaları güzeldi.
kartal tibet'in son sahnelere doğru kavga esnasında protez kolunun yere düştüğü sahne trajikomikti
türkan şoray'ın baltayla kendi kolunu kestiği sahne duygusal ve komikti, hiç beklemiyordum.
başrolde ise; türkan şoray - kartal tibet - murat soydan - kayhan yıldızoğlu - yılmaz gruda - nedret güvenç gibi oyuncular yer alır.

ayla konservatuar öğrencisi ve aynı zamanda bir gazinoda solist olan genç güzel bir kızdır, bir gün tesadüfen tarık ile tanışır, tarık ise onun söylediği şarkıları besteleyen müzisyendir.
ayla ise onun piyanist olduğunu bilmez, tarık'ın bir de kerim adında kabadayı bir abisi vardır.
ikili birbirine isimlerini saliha ve bülent diye tanıtır, daha sonra tarık yani bülent iş nedeniyle yurtdışına gider, ayla ise kalmıştır, ikili kısa zamanda nişanlanmış ve birbirlerine aşık olmuşlardır.
bu arada ayla'nın eskiden babasının kolu kopmuş ve ayla bu yüzden fiziksel engelli insanlara tahammül edememektedir, bu ona acı verir.
bu detay tarık'ın yurt dışından neden geri dönmek istemediğine dair küçük bir ipucu olarak verilmiştir.
ayla nişanlısını bekler bekler bekler ama dönen yoktur seferinden, aşık olduğu adamın hasreti onu mum gibi eritmektedir.
beklemekten yorgun düşen ve artık ümidi keser gibi olan ayla şarkıcılığa devam ederken tarık'ın kabadayı abisi ile tanışır ama abisi olduğunu bilmez, kabadayı ise ondan çok hoşlanmıştır.
ayla'nın annesi kızının bu zengin kabadayı ile evlenmesini ister ama ayla yokluğuna alışsa bile tarık'ı hâlâ unutamamıştır.
tarık bir gün kardeşi için geri döner ve olaylar gelişi, filmimiz yavaş yavaş sona yaklaşır.
sevdiği kızın babası yüzünden kolu kopmuş insanlara karşı travması var diye ondan vazgeçmiş bir adamın, kırgın bir abinin ve yaralı bir kızın hikâyesidir bu.
filmi duygusal buldum,
konusu çok klişe olsa da kendini izleten bir filmdi, bazı sahneleri duygusaldı, etkileyici de denebilir.
hayat onlara biraz zulüm olsa da sonunda mutlu olmaları güzeldi.
kartal tibet'in son sahnelere doğru kavga esnasında protez kolunun yere düştüğü sahne trajikomikti
türkan şoray'ın baltayla kendi kolunu kestiği sahne duygusal ve komikti, hiç beklemiyordum.
devamını gör...