sana yazmayacağım 7. mektubu buraya bırakacağım.

öğretmen;

ayrıldığımızdan beri çok düşündüm. her şeyi. nedenini, nasılını, olamayışımızı. her adımın, her kelimemizin üzerinden bir çok kez geçtim. içimde tutamadıklarımı altı mektuba sığdırmaya çalıştım. onları gün gelir sana verir miyim henüz bilmiyorum. hak edip/etmediğini çözemiyorum.

bugün, mektuplarını yaksam seni düşünmeyi bırakabilir miyim? aşabilir miyim acımı dedim. kıyamadım. kendi duygularıma, senin vurdumduymazlığına rağmen dokunmadım onlara. ara ara sana olan hislerimi buralara dökmüşüm. oylayanlar oluyor, açıp okuyorum. kendime soruyorum;

seninle tanıştığım güne şuan ki bildiklerimle dönme imkanım olsa, o günü tekrar yaşamak ister miyim? seni soğan doğrarken görüp, gözünden yaşlar akarken, benimse acelem varken dönüp yinede sana mendil getirir miydim? adını bilmezken, o anlık reflexle bir başkası olsa umursamayacakken, senin gözyaşına yeniden kıyamayıp o mendili sana getirir miydim? ya sen? sen, sana maruz kalacağım için üzülür müydün molana çıktığında?

neden geçmiyor bu acı? ilk defa terk edildiğim için mi? hayatımda ki dördüncü erkek olduğun için mi? dokuz yıl sonra aşık olduğum için mi? neden hala acıtıyor? kalbim sızlıyor ama ilk günkü gibi değil. ne tatsızdı… uzunca bir süre pasak içinde yaşadım. çamaşırlar dağ olmuştu. salondan banyoya zıplaya zıplaya gidiyordum kraker ve cips kırıntışarının üstlerine basmamak için. elim kolum tutmuyordu fazla düşünmekten uyuşup elimdeki kahveyi mutfaktan balkona taşırken döküyor ve umursamadığım için yapış yapış oluyordu. ben hayatımı hiç bir zaman bu denli salmamıştım.

gel gör ki şimdi evde yürünebiliyor. çamaşırlar düzgün ve yerli yerinde. bulaşıklardan jenga dizmek zorunda kalmıyorum. her yer püripak diyemem ama bir nebze ilerleme var, hakkımı yemiyim.

yalının dediği gibi;

bir tek sen eksiksin. işim, gücüm, her şeyim tamam.

gökselin dediği gibi;

sen orda yoksun. çağırdığımda. susuzluğumda, açlığımda. sen orda yoksun.

anlatamadıklarım, soramadıklarım içimi kemiriyor. halbü ki güzel ayrıldık. arkadaş kalacağız bir şeyler düzelene kadar dedik ama birbirimize hiç bir şey anlatmıyoruz. bu arkadaşlık değil o halde. iki yabancıya dönüştük seninle.

o meşhur düette de dedikleri gibi;

böyle olsun istemezdim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim