cözülemeyen sudoku yazar profili

cözülemeyen sudoku kapak fotoğrafı
cözülemeyen sudoku profil fotoğrafı
rozet
cözülemeyen sudoku (demir leydi)
karma: 16076 tanım: 1425 başlık: 181 takipçi: 187
yer aç…

son tanımları | başucu eserleri


ayrılık

sabah olunca yaşayacağım bir yol dönümüdür. sekiz aydır birlikte olduğum insandan vazgeçiyorum bu gece. mecburiyetten.

ikimizin harika bir uyumu var. çocuklarımla çok iyi anlaşıyor. kafalarımız bir, düşüncelerimiz bir. malum ikimizde başak burcu, yükselen boğayız. aynı anda aynı şeyi söylüyoruz çoğu zaman. çok seviyorum. öyle ki şu son sekiz aydır onu kaleme dökmedim. kıyamadım hiç. korktum mutluluğu yaşamaya. bana artık yetmeyen sevgisini de görüyorum.

hazırsan ama geliyor…

ama;

ailesi beni istemiyor. bizim onla arkadaş olduğumuzu ve vize için formalite bir evlilik yapacağımızı sanıyorlar. olası bir kalp yakınlaşması yaşanmasın diye sekiz aydır tembihliyorlar onu. benimle iletişimleri yok. tanışmıyoruz. sevgilimin beni övdüğü kadarını biliyorlar. onun şehrindekilere göre bir ismim yok. nickname’mim var.

iki çocuklu kadın

kız değil, kadın o. olmaz onunla. üstelik çocukları var.

benim ailemin bu formalite evliliğinden haberi yok. ileride bir gün aileler tanıştıktan sonra harbi bi’ evlilik yapmamızı umuyorlar.

sevgilim ne zaman annesiyle telefonlaşsa kadın benim hakkımdaki endişesini dile getiriyor. o da yalan söylemektense hiç konuşmamayı veya kısa konuşup kapatmayı tercih ediyor. bir ara tr’de, onun şehrinde ponçik anneyi doldurdular. onların evliliği gerçek olacak, seni kandırıyorlardır. yoksa şimdiye (sekiz aylık süreçte) çoktan evlenip, boşanmışlardı. annemiz bunu kaldıramıyor ve ne olacaksa olsun evi terket “o kadınla”da arkadaş dahi olma istiyor. ağlıyor, kaldıramıyor bu fikri.

sevgililer gününde ayrılalım, zirvede bırakalım istedim. mantıklı olan buydu çünkü. onlar için artık avrupa değildi mesele. sevgilimin acilen kurtulması gereken iki çocuklu kadındı. peki onların hiç umrunda olmayan kalplerimiz? işte burada çuvalladık!

oturduk, iki yetişkin olarak ailesinin rahat etmesi ve bizimde huzurlu ve mutlu olmamız açısından ayrılma kanaatine geldik sonunda. ama tabii, ikimizde overthinker yapılarımızdan dolayı bir çıkış yolu bulduk kendimizce. güya o vizeyi aldıktan sonra, yanlarına gidecek ve beni sevdiğini söyleyecek, onlarda ponçik aşkımın gül yüzüne dayanamayıp, gelinimiz de yanımıza gelsin hadi, heyyoooo diyeceklerdi.

kuzenleri, iş yerindekiler dahi, tüm çevresi bu formalitenin gerçeğe dönüşmesinden korkuyorlar. ailem, benim istenmediğimi biliyorlar ve üzüleceğimden eminler.

bir gün belki bir mucize olur diye, diye sekiz ay geçirdik. hararetli bir kavgamız olmadı. mükemmel bir uyumun içindeydik. ta ki başıma gelen son entry’mdeki olayda bana inanmayışına kadar. bu beni çok kırdı. ne olduğunu bile bilmediğim korkumla beni başbaşa bıraktı. üstüne hastalandı ve neredeyse bir hafta yatak döşek yattı. bende ona baktım tabiiki hiç gocunmadan. henüz iyileşemeden işe gitti iki gün üstüste ve iletişimimiz sınırlıydı. ona kırıldığımı ben söylemedikçe anlamıyor bile. en çokta bu üzüyor beni.

küçük çocuğumun doğumgününü kutlamak için iyileşmesini bekledik. iyileşti. işe gitti. sabah sekiz - akşam onbir. normalde bugünde gitmesi gerekirdi ama patronuna türlü yalanlar söyleyip, evde kalmak ve ne zamandır ertelediğimiz doğumgününü kutlamak için.
bu sekiz aylık süreçte çocuklarıma, kendi babalarından daha çok babalık yapmış olan aşkımdan vazgeçmek zorundayım.

hemde çocuğum için evde kaldığı bugünde.

edit: sabah konuşmamı yaptım. o n’aptı? yeni çözümler buldu. yine ayrılamadık. bu adamı sevmeyip n’apim ha? içim eriyor içim.
devamını gör...

büyü ve sihirden korunmak için yapılması gerekenler

başımdan geçeni sindiremiyorum. anlatırsam geçer mi sanmam. bu benim anlatmamı durdurur mu hayır. * sıkıldın mı? banane. anlatıyorum:

son 2-3 haftadır nefes alamıyorum. o zaman bunları nasıl yazıyosun sudoku? öteki dünyadan. kafayı yeme!

nefes alıyorum ama boş. sanki ciğerime aksetmeden geri çıkıyor oksijen. çevreme anlatmaya çalıştım anlamıyorlar. boğuluyorum boğazımı tutan eller olmadan. göğsümün tam ortasındaki kemik batıyor. yolunda gitmeyen birşeyler var. bölük pörçük uyuyor, kabuslar görüyorum. uyandığımda hatırlamıyorum. sadece kabus gördüğümü biliyorum. sırtım, belim ağrıyor. durup dururken ellerim karıncalanıyor. hobilerimi bırak, sorumluluklarımı yerine getiremiyorum. çalışıyorum, deniyorum, zevk alamıyorum hiç bir şeyden. nefes alamıyorum ki zevk alayım. en basitinden, evi bile toplayamıyorum. bir bardağı kaldırıp 2 milim oynatasım yok. hiç bir şey gelmiyor içimden ama uyumakta istemiyorum. iştahım yok. tükenmişlik sendromu yada depresyon değil bu yaşadığım. yaşayamıyorum da zaten. mala bağladım.

bu durum nedir? ne bok varda böyle oldum bilmek istedim. tabii ki doktora veya psikoloğa değil de, inançsız olduğum halde imama gidecektim. *

efenim eski yazarlardan bilen vardır, türkiyede yaşamıyorum ve burada cami veya imam bulmak çok zor. bitane bildiğim vardı gittim. namazın bitmesini bekledim. tüm erkekler çıktı, imam çıktı. anlattım.

- hocam bende ki garipliklerin sebebi nedir?
+ hepimize oluyor kızım, ben türkiyedeki depremde ailemden altı kişiyi kaybettim. kötüsün tamamda, büyü diye birşey yok hepsi televizyoncuların işi. inanma sen.
- tamam hocam.

navigasyondan slowenyalılara ait başka bir camii buldum. imam yokmuş, oradaki cafenin sahibiyle oturup kahve içerken durumumu anlattım. imam gelecek bende tercüme edeceğim dedi. imamı beklerken, cafe sahibinin tanıdığı başka bir imam varmış. onunla aynı gün görüşme ayarladık. gelirken bir litre zeytin yağı ve bir kilo bal almamı söyledi. tamam deyip, adresini ve numarasını kaydettim telefonuma. yaklaşık on beş dakika sonra benden üç yaş küçük imam geldi. cafe sahibi anlattıklarımı almancadan boşnakçaya çevirdi. imam boşnakça konuştu adamla sonrasında bana dönüp, ingilizce konuşalım biliyorsan dedi. bu seferde cafe sahibi fransız kaldı sohbete.

+ yaşadıklarının sebebi dinden bağımsız olarak fast food, uykusuzluk, depresyon olabilir. allahın bir uyarı çağrısı da olabilir. stress veya parasızlıktan dolayı da böyle hissediyor olabilirsin. sen yine de husnil muslim programını indir. akşam hatırlatmasını mutlaka yap. namaz kıl. özellikle sabah namazının iki rekat farzını aksatma. eğer kötü enerjiler varsa bu seni korur.
- teşekkürler.

bir buçuk saatlik vaazın özeti hemen hemen böyle. kahve sigara faslı da bitti, kalktım. randevulaştığımız mısırlı imama gitmeden istediklerini aldım. kendi ev alışverişini bana yaptırıyor sandım. fesatım çünkü. neyse, arabayı park ettim. navigasyonla yürüyorum adrese. hava karardı. tırsıyorum. evi buldum. şarjım yüzde iki. sevgilime konum attım, üç saat sonra yazmazsam işgillen dedim. fesatım çünkü. imamı aradım.

- hangi kapıdan girmeliyim?
+ kapı açık.

şarjım yüzde bir.

içeri girdim, kafasını indirerek selam verdi. poşeti verdim.

+ dışarıda seni bekleyen biri var mı?
- hayır.

holy shit. niye bunu sordu? hoooooooooooooly shit. organ mafyasının eline düştüm. dışarda niye kimse yok dedim? ben bir malım.

koltuğa oturmamı söyledi. bilgisayarından bir şeylere bastı. kablosuz kulaklık verdi. bende telefonumu verip şarj edebilir miyiz dedim ve şarja taktı. dolaplardan birini açıp, 0,5 litrelik kek ölçme şeysinden suyla karıştırılmış yağ verdi. içmem gerek sanırım diyip diktim hepsini. her şey o kadar saçma ki. tadı da iğrenç. safi yağ içtim. neden? çünkü mystisisim falan. he bok.
bardak bittikten sonra hızla gitti, geldi, burnuma küçücük bi roll on sürdü hızlıca geri gitti.

- bu neydi?
+ misk.

masasındaki sandalyeye oturdu karşıma.

+ açtığım sureyi dinlerken burnundan nefes al ve kendi duyacağın şekilde besmele getir.
- tamam, ne kadar yapacağım bunu?
+ yarım saat.

kulaklığı taktım ve başladım. o da getirdiğim zeytinyağını ve balı açtı ve dudakları kımıldamaya başladı. gözüm onda. masadan kalkarsa, saldırıya geçeceğim. çünkü fesatım ve tetikteyim. bir yandan nefes almayı unutuyorum düşünürken. imam eliyle burnunu göstererek bişeyler mırıldanıyor. duymuyorum çünkü kulaklarımdaki imam bas bas bağırıyor. içimde cin yoksa da o an oluşup, çıkacak içimden. öyle de azimli bağırıyor, dedem bee.

neyse bismillah. huh. nefes. tekrar. tekrar. imam kalktı bir kapıyı açtı ve beni odada yalnız bıraktı. gittiğinde odayı inceliyorum. bir yandan gizlice dinliyordur belki, yada kamera falan vardır diye bismillah. huh. nefes yapıyorum. yarım saat bağıran dedeyi nasıl dinleyeceğim, birazdan kulaklarım kanayacak. yeminle, bak. odayı inceliyorum. her duvarda bir saat var. sanarsın tren garındayız. işte bu da new york saatini gösteriyor. hıhım.
çok garip. bir adet saat neyine yetmedi de dört tane alırsın ki? halılar farklı farklı ve yanlarına kilimler serilmiş. birtane büyük halı değil. hepsi farklı renk. ortadaki diğerlerinden nispeten büyük olan kırmızı. bism…, huh, nefes.

on beş dakika oldu. imam beni unuttu heralde. gelmiyor. kulağımdaki imam azimle bağırmaya devam ediyor…

yirmi dakika oldu hala tekim. başım bir ağırlaştı. öyle bir uykum geldi ki başım dönüyor. dik oturduğum koltukta yamulmaya başladım ve dirseğimden aldığım destekle birazdan uyuyacağım. organ mafyası. biliyordum. böyle mi bitecekti hikayem? ben malım demiş miydim?

yirmi beş dakika. her şey o yağlı su ve burnuma sürdüğü kokudan dolayı. pis adam. organlarım için dönecek birazdan. yada tecavüz. yada wombo combo. bilemiyorum. beş dakika sonra bayılmazsam kendi kıyametimi göreceğim.

otuz beş dakika… aniden kapıyı açtı. irkildim. uykuya direniyorum. dövüşerek öleceğim. dik oturuyorum. hızlıca geldi dj kulaklığını aldı. kulaklarım yanıyor. gitti masaya koydu. geldi gözlüğümü çıkarıyor bana sormadan. bende neye şaşırıyorsam. adam mafya. gözlüğümü önümde duran sehpaya koydu. gitti namaz kılınan yere açılan kapıyı kilitledi. sonra diğer duvardaki içeri giriş kapısını kitledi. ben bir malım. içimden kendi alnıma vuruyorum.
hızlıca geldi koltuğun bir minderini aldı. aha dedim yüzüme bastırıcak. hikayem bitti. çocuklarımı, sevgilimi ve sevdiklerimi bir daha göremeyeceğim. minderi yanıma dikti, kendiside yanıma oturdu. dirseğiyle mindere bastırdı. bir eliyle alnımı, diğer eliyle ensemi tutuyo. hoananı. görende cinliyim ve kaçmıyım diye böyle yapıyor sanar.
kulağımı ağzına yapıştırdı. bağırıyor. lan. acıyor lan öküz. ne böğürüyorsun? kendimi çekmeye çalıştım. sımsıkı tutmuş kafamı, kımıldamayamıyorum. aniden tükürdü. kulağıma. wtffffff????? n’olduğunun şaşkınlığındayım. bir daha tükürdü. eee amaa… bir yandan ellerimle alnımdaki elini itiyorum bıraksın diye, bir yandan kendime şaşırıyorum. çünkü aslında elini itmek istemiyorum. dua’yı bitirsin, başıma ne geldiğini söylesin, evime huzurla gidiyim istiyorum. o halde ellerim neden bana aksi halde hareket ediyor? ağlamaya başladım. üşüyorum. tir tir titriyorum üzerimde mont olduğu halde hemde. nefes alamıyorum. göğsümün ortasındaki kemik yine çatlayacak gibi ağrıyor. kulağım zaten imamın insafına kalmış. zırlamaya devam ediyorum titrerken. elini itmeye çalışıyorum.

+ sabrrrrrrrrrrrrrrr. doğru dur.
- ama kulağım çok ağrıdı. napıyorsunuz?
+ kuran okuyorum, doğru dur.

daha sert bastırıyor alnıma. bitsin hastaneye gideceğim kulağım için. sakinleş sudoku. madem sıçtın, sıva artık. bırak bitirsin. okuyor. tüm gücüyle üflüyor. tükürüyor. ağzı kokuyor. aynısını on dakika boyunca yapıyor göğsüme bastırırken. bir saat gibi hissettiren bu süreç sonunda bitti. aniden bıraktı beni ve masasına gitti. ağlıyor adam. telefonunu aldı. hızlı hızlı yazıyor bir şeyler.

- ne oldu?

- n’oldu, niye ağlıyorsunuz?


lan olum söylesene n’olduğunu! ne gerilim veriyorsun bana? zaten korkuyorum hımık. kapıların kilidini açtı. oh be. bir rahatladım varyaa.

+ whatsapp’ına bak.

telefonumu şarjdan çıkarıp verdi bana. (sevgilim mesaj atmış. başka da bir şey gelmedi).

- bir şey yok.
+ bu senin numaran değil mi?
- değil.

telefonuna bakıyor, bir şeyler yapıyor.

- n’oldu, niye ağladınız?
+ attığım mesajlara bak, üç gün boyunca sureleri dinle. uyurken ve uyandığında. her gün zeytinyağını sür, yarım saat sonra duş al. şeker yerine bal kullan. şimdi gidip namaz kıldıracağım.
- ee? bana n’olmuş?
+ üzerinde nazar var, seher büyüsü yapılmış, vucüdunun ağrıyan kısımlarında ve karıncalanan ellerinde cin var.
- ne? nasıl yani? kısımlarında mı? nereden anladınız?

tek kaşım havada. telefonunu açtı, bana doğrulttu.

+ bak, bu insan dün geldi. cin tüm ruhunu ele geçirmişti. seninse ruhunu değil, vucüdunun kısımlarını. sana yalan borcum yok. ben yemin etmiş bir hocayım!

videodaki insan kırmızı halıda kıvranıyor. elinden biri tutuyor imam sure okurken ve ağzından köpükler akıyor yere.

- ee? bana bunu yapan kim?
+ tek kelime daha edemem. gitmen lazım!

oradan çıktım. sevgilime mesaj atacaktım ki, telefonuma asılı boncuklar koptu. yürüyorum. başım dönüyor. ağlıyorum. o gün eve nasıl geldim, bilmiyorum. “tedavi”yi uygulamadım. ilk hocaya gitme dürtüsü hissettiğimden bugüne kadar korktum. geceleri hala korkuyorum. hala nefes boş geliyor.
devamını gör...

mantık evliliği

çok zor durumda kalsam seks işçiliğini göz önünde bulundurabilirdim ama mantık evliliğini asla. assssssslaaaa. yine de yapmak üzere olduğuma göre kendi kendime diss atıyorum.
amacım: sevgilim ülkeden atılmasın ve birbirimizden kopmayalım. işin içinde para olmadığına göre mantıksız bir mantık evliliği sayabilir miyiz? aslında sevgimden olmayacağıma göre gayet mantıklı bir eylem. bilmiyorum, aklım karışık. *
devamını gör...

the midnight club

sevgilimle 3 gecedir sardığımız mike’ın yeni dizisi. çabuk tüketenlerden olduğumuz için, her gece sadece bir bölüm izliyoruz. bu dizide sanki korku dozu biraz kısılmış yada ben korku genresından payımı yeterli miktarda aldığım için ürkmüyorum…

bence mikey’nin dizilerini güzel yapan şey asıl olayın yanısıra gösterilen hikayeler. o hep aradığım derinlik var mesela. bu dizide de mevcut. henüz bitirmedim ama tavsiye ederim.

mike, yapıyorsun bu sporu dostum.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

iyi akşamlar saygıdeğer ama kaydadeğmeyen insanların da bulunduğu sözlük ahalisi.

hapsolduğum hayattan bugün itibari ile kurtuldum. aslında bi’ kaç günden beri yeni bir şehire kayıtlıyım. artık steirer’yım.* yeni evimin hemen altında aşırı tatlı italyan bir cafede buranın meşhur gösser birasını yudumlayıp, eskiyi lanetle anıp, yeniyi kucaklıyorum. *

taşınma yorgunluğumun ardından mutluluk anca yükleniyor bünyeme. aşırı yoruldum. neler yaşadım, neler onlarda belki başka günün konusu olur. şuan için musmutluyum. *

çocuklarım sağlıklı. diplomamı almışım, sevgilimle her şey yolunda ve solumda, keyfim yerinde, müteşekkirim.

her şey için grazie evren.
devamını gör...

mavi bir filmin içindeymiş gibi

manit sorunlarımızı tartıştığımız bi gece. ben benimkini engelledim. dengem şaştı, sevildiğime ikna olamıyorum falan. bir açtı gözümü bu pinky var ya. haksız yanlarımı çözdüm. kaldırdım engelini, adamım da yazdı sağolsun. seviyor mu ne? anlayamıyorum. pinky errrrrrrrrkek gözüyle seviliyosun dedi, ikna olur gibiyim. normalde beni öldürsen domuz inadımdan dönmem. arkadaş gazına gelmem. o engel bi kere atıldı mı, duvarlarımı ördüm mü geri dönüşü olmaz o kişinin hayatıma. gönlümünde sevgilime kıyak geçesi varmış demek ki. bunlar hep pinky’min nokta atışlarına dayalı. helal lan yusufi. neyse manitle aramız limoni ama halledicez gibi görünüyo şuan…

velhasıl kelam; merci conim. ablan kurban olsun, seviyorum seni.
devamını gör...

sesinde ne var biliyor musun

bir ahmet kaya tınısı var. bazı kelimelerinde ortaya çıkıyor. sesini ayrı, seni apayrı seviyorum.
devamını gör...

şarap

2,50€ civarlarında 2021 yapımı olan zweigelt tavsiye etmem. eşiğim epey düşüktür, şişenin yarısından çoğunu içtim hala etkisi az. yani hala ders düşünebilecek kafadayım. almayın bundan.

şarabın tadı, görünüşü ve kokusu hangi ağaçtan kesilmiş fıçı çeşidinde filtrelenip, saklandığına bağlıdır. şişenin üstünde yazmaz ama bu bilgiye ulaşırsanız damak tadınıza göre seçim yapmanız kolaylaşıcaktır.
devamını gör...

twitter'ın her gün 1 milyon bot hesabı kapatmaya karar vermesi

aynı zamanda dedeleri de banlasa keşke. gerçi bananeyse bundan? zaten kaydolduğumdan beri 700 kişi engellemişim, daha da engellerim. temizlik mühim malum.
devamını gör...

alaz (yazar)

ne yaşıyorsun bilmiyorum. beni bilen biliyor, kendimi senin gibi asalaklara açıklamayacağım bile. umarım sendromlarından kurtulursun. özelden küfür etme, yiğidim.
devamını gör...

herr holz sözlükten kovulsun

açacağın başlığa sıçam, git modlara şikayet et bu ne rezalet
devamını gör...

insan neden okumalı sorunsalı

#2076016 “yok denmiyor kardeş. varlığız biz” demek isterdim ama eğitimdeyim şuan. demek ki insanım, wow.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

ey yo naber?

kaç yıllık evimden, şehrimden gitmeme dört kala buradayım. çakır keyifim. seviyorum. sevildiğimi görüyorum. mutluyum. gibi. her an rollercoaster’ın yokuşunda bulabilirim kendimi diye tırsmıyor değilim.

bu sefer her şey bi değişik bruh. sanki bu sefer gerçek manada mutluluğu yakalamışım gibi. feragat etmem gereken manevi değerlerim var, olsun. değer. ben bu evreyi çoktan hak ettim. mutluluğumu bozdurmayacağım.

neys, ne diyeceğim?

hangimiz sevmediiiiik çılgınlar gibiiiğğ * *
devamını gör...

ilk öpüşme

yanağımdan hızlı hızlı öperken oralı oluyor muyum diye hızlıca bi dudak kenarı öpüş sonrası tepkimi sınayıp, gülümsediğimde uzunca öpen insanımla oralıymışım.
devamını gör...

whoops

sözlüğe giremeyince çıkan yazı. error’un da cool olanına denk geldik.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının hissettikleri

ulan çok büyük konuştum. evrene, gök yüzüne, anneme, arkadaşıma, online arkadaşlarıma ve burada olup, gerçek hayatta buluştuğum insanlarıma dedim ki;

ne aşık olması? ne sevmesi? bir daha kaptırmak mı? assssssssllaaaaaaaağğğ!!!

görürsünüz solo ride until i die * *

şimdi 1,75’lik boyu ile beni süründüren yepisyeni bir adet sevdiceğim var. tanışıklık vardı, arkadaşlığımız mükemmel falan derken son günlerde sevgili olduk. sevgimiz hararetli ilerliyor, kavgalarımız da öyle. konuşmadığımız üç saatlik bir zaman dilimi oldu. baktım ben bi’ durgunum, suratım asık, bildiğin içim sızlıyor. gözüm telefonda, gönlümü alacağı dakikayı bekliyorum falan.

yaaa sudoku, sen misin büyük konuşan. na böyle yedirirler laflarını sana. teşekkürler evren. laflarımı yedirdin ama hoşnutum bu konuda.
devamını gör...

günaydın sözlük

günaydııııın, bu yazarın sınavına çok az kaldı ve hala delirmedi arkadaşlar. çünkü kazansam da kaybetsem de, kazanıyorum. nasıl mı? başka bir şehirde yeni bir hayata başlamanın temel adımlarını atıyorum. üstelik sonunda işsizlik maaşından kurtulup, çalışmaya başlayacağım. kaybedersem akşamları işten sonra ders çalışmam gerek ama kazanırsam maaşım yükselecek. her türlü mutlu olacağım. neden mi? yeni bir sayfa değil, yeni bir defter açıyorum hayatımda.

heyecan ve biraz hüzüntü ile birlikte…
devamını gör...

6 temmuz 2022 sözlüğün çökmesi

sırf meraktan ne yazılmış olabilir ki diye girdiğim başlıktayken çöküyor yiğidim. ulan biri stalklasa efsane rezil bi başlıkta yakalanıcam. yapmayın, etmeyin, yether.
devamını gör...

spawn

geriye dönüp baktığımda belki de vefasız bir arkadaştım. herkese kırgınım demiştin, elimden bir şey gelmemişti düzeltmek için. bi dönem tüm günümüz birlikte geçiyordu, ailemden çok sizle konuşuyodum. sende öyle. uzunca yazacak dermanım yok, tek başına bir ordu olan sen, huzurla uyursun umarım eski dostum.
devamını gör...

jonah kompleksi

(bkz: başarı korkusu)

son zamanlarda neyim var benim diye psikolojimi dürtlerken vardığım kanı. bi’ ara detaylandıracağım veya bilenler kendilerinden anlatsınlar.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim