kaybedenler kulübü (film)
başlık "larmina" tarafından 02.12.2020 23:49 tarihinde açılmıştır.
2011 yılında çıkmış filmi 2024 yılında izlemeyi başarmam sebebiyle ilk olarak sayın pek değerli okurdan küçük bir alkış rica edeceğim bana. tanımlarımı okuyanlar bileceklerdir ki hemen tanıma başlayamam öyle, özellikle hikayesi olanlara.
şimdi ben kaybedenler kulübü filmini içten içe hep bir merak ederdim, zira hayatta en sevdiğim şeylerden olan radyoculuk unsurunun bulunması bu filmde esas noktaydı. hep böyle ertele ertele falan, bugün deep turkish web kanalındaki "gerçek kaybedenler kulübü" videosunu tekrar izlemem ardından da educutdear(umarım doğru yazmışımdır, hayır yazamamışım doğrusu educatedear imiş) kanalındaki kaybedenler kulübü videosu vardı, bilenler bilir çok da keyiflidir onu izledim. dedim artık bu filmi izleyeyim.
bu aralar yalnız bana bir film izleme aşkısı geldi. 2 gün evvel mi ne şeyi izlemiştim, ıssız adam, hatta izler izlemez hemen tanım ekledim. şimdi de dedim kaybedenler kulübünü izleyeyim. güzel de oldu izlediğim, yani sevdim açıkçası. hatta filmi izlemem sonrası ironisi olması açısından whatsapp durumumda şunu yazdım biraz evvel onu da sizlerle paylaşayım.
"merhaba değerli kent dinleyenleri, kaybedenler kulübünü henüz yeni izleyip bitirmem sebebi ile, bir süre nasılsın sorusuna "standart" cevabını verip bazı bazı "kim bu erol egemen" diyeceğim. çünkü kaybedenler kulübü izlediğimi belli etmem gerek. saygılarımla, kent fm'i dinlediniz."
şöyle bir şey paylaştım. whatsapp kullanırken eğlenmeyi seviyorum, bu da benim tarzım diyelim, ne ise. artık filme dair yorumlamaya geçebilirim.
kaybedenler kulübü bana göre içeriği bakımından bir hayat aslında, hayat süreci. hayatta başımıza gelebilecek durumların bir özeti. seks mesela. kaybedenler kulübü filmindeki seks sahneleri bildiğimiz artık porno filmi türüne de kaymış gibiydi. ben rahatsız olmadım, güzeldi. onun dışında radyoda mete ve kaan'ın radyoda bir anda farklı kafalara bürünüp hayatın içinden konuşmaları vs bence gayet hoş ya. genel olarak eğlendiğim, sevdiğim bir film oldu. bu filmi izlerken zamanım kaliteli geçti diyebilirim.
her iki karakterde de mesela böyle hayatı pek umursamama hali var. şu ekonomik şartlarda bu ne denli yapılır bilmiyorum. ancak şu şartlarda muhtemelen radyo programı yapıyor olsalardı, film için söylüyorum, hani film olarak yani, ama günümüzde olan bir film olarak. bence her iki karakter çok daha yüksek maaş isterdi. fakat daha gerçekçi bakacak olursak günümüzde de böyle bir programı biraz zor yaparlardı. neyse neyse neyse.
sevdim, filmi dram türünden değerlendirirsem güzel, porno türünden değerlendirirsem güzel, komedi türünden değerlendirirsem de güzel. genel olarak güzel. çokça sevdim, çokça güzel. bu üç türü, ağırlıklı olarak da porno ve dram türünü sevenlere ayrıca aynı zamanda radyo programı dinlemekten keyifli alanlara huzur içinde tavsiye ederim. başka incelemede görüşürüz umarım.
şimdi ben kaybedenler kulübü filmini içten içe hep bir merak ederdim, zira hayatta en sevdiğim şeylerden olan radyoculuk unsurunun bulunması bu filmde esas noktaydı. hep böyle ertele ertele falan, bugün deep turkish web kanalındaki "gerçek kaybedenler kulübü" videosunu tekrar izlemem ardından da educutdear(umarım doğru yazmışımdır, hayır yazamamışım doğrusu educatedear imiş) kanalındaki kaybedenler kulübü videosu vardı, bilenler bilir çok da keyiflidir onu izledim. dedim artık bu filmi izleyeyim.
bu aralar yalnız bana bir film izleme aşkısı geldi. 2 gün evvel mi ne şeyi izlemiştim, ıssız adam, hatta izler izlemez hemen tanım ekledim. şimdi de dedim kaybedenler kulübünü izleyeyim. güzel de oldu izlediğim, yani sevdim açıkçası. hatta filmi izlemem sonrası ironisi olması açısından whatsapp durumumda şunu yazdım biraz evvel onu da sizlerle paylaşayım.
"merhaba değerli kent dinleyenleri, kaybedenler kulübünü henüz yeni izleyip bitirmem sebebi ile, bir süre nasılsın sorusuna "standart" cevabını verip bazı bazı "kim bu erol egemen" diyeceğim. çünkü kaybedenler kulübü izlediğimi belli etmem gerek. saygılarımla, kent fm'i dinlediniz."
şöyle bir şey paylaştım. whatsapp kullanırken eğlenmeyi seviyorum, bu da benim tarzım diyelim, ne ise. artık filme dair yorumlamaya geçebilirim.
kaybedenler kulübü bana göre içeriği bakımından bir hayat aslında, hayat süreci. hayatta başımıza gelebilecek durumların bir özeti. seks mesela. kaybedenler kulübü filmindeki seks sahneleri bildiğimiz artık porno filmi türüne de kaymış gibiydi. ben rahatsız olmadım, güzeldi. onun dışında radyoda mete ve kaan'ın radyoda bir anda farklı kafalara bürünüp hayatın içinden konuşmaları vs bence gayet hoş ya. genel olarak eğlendiğim, sevdiğim bir film oldu. bu filmi izlerken zamanım kaliteli geçti diyebilirim.
her iki karakterde de mesela böyle hayatı pek umursamama hali var. şu ekonomik şartlarda bu ne denli yapılır bilmiyorum. ancak şu şartlarda muhtemelen radyo programı yapıyor olsalardı, film için söylüyorum, hani film olarak yani, ama günümüzde olan bir film olarak. bence her iki karakter çok daha yüksek maaş isterdi. fakat daha gerçekçi bakacak olursak günümüzde de böyle bir programı biraz zor yaparlardı. neyse neyse neyse.
sevdim, filmi dram türünden değerlendirirsem güzel, porno türünden değerlendirirsem güzel, komedi türünden değerlendirirsem de güzel. genel olarak güzel. çokça sevdim, çokça güzel. bu üç türü, ağırlıklı olarak da porno ve dram türünü sevenlere ayrıca aynı zamanda radyo programı dinlemekten keyifli alanlara huzur içinde tavsiye ederim. başka incelemede görüşürüz umarım.
devamını gör...