kaybedenler kulübü

kaan çaydamlı ve mete avunduk'un yaptığı bnrp isimli radyo programının halk bazındaki adı. (bkz: bnrp)

mete avunduk ve kaan çaydamlı'nın kent fm'de yayınlanmış efsane programı. o kadar efsane ki, bu programın filmi bile çekildi

hala eski yayınlarını dinlediğim efsane radyo programıdır.
son zamanlarda ergenler yüzünden taşa tutulan bir programdır ama aslında öyle değil.
müzikler sohbetler inanılmaz keyiflidir.

liseye giderken dinlerdim, çok severdim. benim dinlediğim zamanlarda standart fm'de yayınlanırdı. çok güzel konular konuşulurdu, güldürdü, düşündürürdü ve resmen müzik ziyafeti yaşatırdı. ara ara açar dinlerim, özledik.

the moody blues - melancholy man..

sözlükte de kurulması gereken kulüptür.

eğer gerçek kesitleri dinleyip arkada çalan saçma ama eğlenceli şarkıyı merak edenler için:

spotify linki.

90'ların efsanevi radyo programı. son zamanlarına yetiştim. canlı dinlemişliğim vardır. kent fm'i telefonla arayıp düşürebilmek imkansız gibi bir şeydi o zamanlar. ne efsaneler anlatılır o yıllarla ilgili. kent fm'in binasının duvarlarının dili olsa da konuşsa derlerdi hep. sonra tabi 2011 yılında filmi çekildi. gerçekten nejat işler ve yiğit mükemmel oynadılar. neredeyse kaan abi ve mete abi kadar kaan ve mete oldular. (bu arada ikinci film neden hala yok?) ben kaan çaydamlı ve erol egemenle çanakkale 6.45 in açılışında tanışma fırsatı buldum. inanın aynı kişiler. ne bir eksik ne bir fazla. bir gram abartı yok.

lisedeyken bol bol dinlediğim radyo programı, filmi geldiğinde kadıköy rexx de izlemiştim hatta nostalji yapmıştım. daha o zamanlar kadıköy müdavimiydim. hala en çok sevdiğim yerdir her ne kadar artık çok kalabalık olsa da... sokaklarında gezerken görürüm arada kaan ve mete yi uzaktan...

şöyle komik bir repliği olan:

-geçen cumaya gittim
-ne zaman?
-salı. ben hep salıları giderim. daha sakin olur.*

sevdiğim filmlerden biri.

nasıl loser lan bunlar? her gün başka birini yatağa atıyorlar, normalde loserlara kadınlar bakmazdı hani?

eril dilin allah'ı olan diyaloglar içeren film. ben pek sevmedim açıkçası, dondurma sahnesinde nejat işler' in " ayırdığın dediğin bu muydu pez...." dediği sahneye güldüm. bir de müziği güzel, başka bir numarası yok gibi. puanım on üzerinden iki buçuk.

gereksiz abartılan bir başka film. film olarak bakarsak sinema sektörüne kattığı hiçbir halt yok. kurgu desen vasat, bi oradan bi buradan puzzle gibi çekmişler filmi. senaryo desen zayıf. oyuncular iyi olsa da filmi kurtarmaya yetmemiş.

büyük pr ama büyük hayal kırıklığı!

popüler olmasıyla “kazananlar kulübüne” dönüşen programdır.

modern tüketim toplumunu özetleyebilecek en güzel eserlerden birisidir aslında kaybedenler klübü. nitekim baudrillard'ın tüm düşüncesini tek bir cümlede özetleyebilsem bu "style over substance" olurdu ki bu "kaybedenler klübü" de tam da bu tanıma uyan bir kaybetmeyi içeriyor.

nitekim adorno aslında bu sistem dahilinde esas kaybedenlerin tanımını yapar, sistem sizi dışarı iter - sizi öldürmez, hapse falan atmaz ama bundan sonra yabancısınızdır. buradaki kaybetmişlik ise sistemin içerisinde kaybeden simülakrına uygun bir hale gelmenizden öte bir şey değildir. yani derbeder görünen bir hayat yaşayacaksın ama işin olacak, sistemin içinde bu "kaybetmişlik" ile kendini var edeceksin'dir olay. bir anlamda "devrim olsun ama benim hayatım değişmesin" kafasının başka bir tezahürüdür; kaybeden olayım ama o kadar da değil'dir buradaki mesaj.

ya doksanlarda bunu dinlemediyseniz ve şimdi dinliyorsanız bir anlamı yok bence. çünkü o zaman için anlamlı bugün için pek de matah olmayan kulübümsü.

ikinci filminin * hiçbir şekilde interneti/dvd/blurayi yoktur sinemada şansına izlemiştik öyle.

..... peki bunun farkında olmak;
yaşlı bir kızılderili'nin dediği gibi, "hayatın bize sunamadıklarını mı sunar" yoksa bir radyo dinleyicisinin dediği gibi "sanat diğer tüm şeyler gibi seks için midir?" yaşlı bir kızılderili ne kadar yanılabilir?
-- bazen yanılabilir
-- bazen susar
-- bazen konuşmak ister
-- bazen dinlemek ister
-- bazen yalnız kalmak ister
-- bazen arkadaş ister
-- bazen gitmek ister
-- gider bazen
-- bazen gidemez
-- bazen hiç gidememekten korkar
-- bazıları sonsuz neşeye doğar
-- bazıları sonsuz geceye
-- bazen ölürsün
-- bazen ölemezsin, bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin!

dün akşam - yaş durumundan dolayı- ilk defa canlı dinleme fırsatı yakaladığım, doksanların efsane radyo programı. kaan ve mete'nin muhabbetine dalıp, bir yandan da defterime bir şeyler karaladım. sayelerinde güzel bir 2 saat geçirdim.

looserlar.