türkiye'deki cami sayısı vs okul sayısı
başlık "kafa'yı yedim" tarafından 07.01.2025 20:19 tarihinde açılmıştır.
bir sürü okul yapmak ile ülkenizi ileri seviye bir ülke haline getiremeyeceğiniz gibi, bir sürü camii yaparakta insanların "takvalı" bir dindar olmasını sağlayamazsınız.
sorsan bir çok kişi yüksek okul mezunudur ama birde hayatlarını sormak lazımdır. okuyup ne olmuştur? okulu o'na ne katmıştır? nitelik bakımından ne vermiştir okul denilen o bina? hocalarını da sormak lazımdır. eğitim aldıkları "bilgili yada bilge insanlar" ünvanının hakkını verme konusunda ne kadar yetkindiler mesela?
yüzlerce üniversite olması onbinlerce nitelikli insanın meydana gelmesine sebepmidir?
aynı şekilde her köşe başına yapılan ibadet merkezleri aynı seviyede "takvalı" dindarlar mı üretmektedir?
narin cinayetini hatırlayın. katilleri de dahil olmak üzere (sözde)dindar yaratıklardı.
okuduğum bir yerde (tam hatırlayamıyorum ama) "çuvalı bıraktım cuma vaktiydi namaza gittim" demiştir o yaratık!
yada daha dün sözlükten atılan ve hakkında dava açılan pedofili şerefsize sorsanız "evet elhamdülillah ben müslümanım" demez ise bileklerimi keserim ben! bu kadar büyük konuşuyorum.
maraş depremine bakın mesela.
o müteahhitler, mühendisler bir üniversite mezunudur değil mi?
şimdi bu olumsuzluklar nasıl ki tüm inançlı insanları takvasız birer müslüman bozuntusu --yapmıyorsa--, yıllarını okumaya vermiş herkesi de niteliksiz birer üniversite mezunu yapmaz.
bu yapıların birçok olması da tam karşı etkiyi yaratmaz.
mesele yapılar yada yapı sayısı değildir yani.
ülkemiz gibi gösteriş budalalığının alıp gittiği, betonarme yapı ne kadar büyük, şaşalı yada fazla ise o kadar faydalı olduğunu düşünen, itibar adı altında "milletin parasını çarçur edip" yüzsüz yüzsüz bu konuda tasarruf olmaz diyen insan bozuntularının varolmaya devam ettiği ülkelerde ki tek mesele "maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek" meselesidir.
yani mesele ahlaktır.
dindar olduğu için kendini ahlaklı gören ama ahlaksız inançlı insanlardır.
üniversite mezunu olduğu için, mesleki etik değerlere ihtiyacı olmadığını düşünen ahlaksız insanlardır.
yani asıl mesele, dostlar alışverişte görsündür.
sorsan bir çok kişi yüksek okul mezunudur ama birde hayatlarını sormak lazımdır. okuyup ne olmuştur? okulu o'na ne katmıştır? nitelik bakımından ne vermiştir okul denilen o bina? hocalarını da sormak lazımdır. eğitim aldıkları "bilgili yada bilge insanlar" ünvanının hakkını verme konusunda ne kadar yetkindiler mesela?
yüzlerce üniversite olması onbinlerce nitelikli insanın meydana gelmesine sebepmidir?
aynı şekilde her köşe başına yapılan ibadet merkezleri aynı seviyede "takvalı" dindarlar mı üretmektedir?
narin cinayetini hatırlayın. katilleri de dahil olmak üzere (sözde)dindar yaratıklardı.
okuduğum bir yerde (tam hatırlayamıyorum ama) "çuvalı bıraktım cuma vaktiydi namaza gittim" demiştir o yaratık!
yada daha dün sözlükten atılan ve hakkında dava açılan pedofili şerefsize sorsanız "evet elhamdülillah ben müslümanım" demez ise bileklerimi keserim ben! bu kadar büyük konuşuyorum.
maraş depremine bakın mesela.
o müteahhitler, mühendisler bir üniversite mezunudur değil mi?
şimdi bu olumsuzluklar nasıl ki tüm inançlı insanları takvasız birer müslüman bozuntusu --yapmıyorsa--, yıllarını okumaya vermiş herkesi de niteliksiz birer üniversite mezunu yapmaz.
bu yapıların birçok olması da tam karşı etkiyi yaratmaz.
mesele yapılar yada yapı sayısı değildir yani.
ülkemiz gibi gösteriş budalalığının alıp gittiği, betonarme yapı ne kadar büyük, şaşalı yada fazla ise o kadar faydalı olduğunu düşünen, itibar adı altında "milletin parasını çarçur edip" yüzsüz yüzsüz bu konuda tasarruf olmaz diyen insan bozuntularının varolmaya devam ettiği ülkelerde ki tek mesele "maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek" meselesidir.
yani mesele ahlaktır.
dindar olduğu için kendini ahlaklı gören ama ahlaksız inançlı insanlardır.
üniversite mezunu olduğu için, mesleki etik değerlere ihtiyacı olmadığını düşünen ahlaksız insanlardır.
yani asıl mesele, dostlar alışverişte görsündür.
devamını gör...