zaman tüneli

müslüman olmayanların yapacağı şeydir.

lan baktm da bu benim.

duvarların dili olsa da öpüşsek...

tamam kedi beslemek güzel ve insani ama komşuya da bir bak.

konuşsan sanki karşı taraf anlayacak, sana hak verecek te... herkes bencil olmuş. herkes kendini düşünmekte. konuşsan ne fayda. hatta kimi zaman konuşmak insanın başına dert açabiliyor.

biz içimizde yaşamayı biliyoruz,öğrendik. böyle de sürecek.değişecek te bir şey yok.

tek geldik tek gideceğiz bu hayattan.

(bkz: kedisi tokken komşusu aç yatan bizden değildir).

(bkz: kedi)

bakma öyle dm ye gel..

enektarlar koltuğun altında kalık beni ara.

hiçbir şeyi erteleme. her şeyi vaktinde yapmalısın başarı için.

herkesi kendin gibi sanma. kimi insanlar hatta kimi yakınındaki tanıdığımız insanlar bile düşündüğümüzden daha kötü.

gül.

güzel ve dikenli....

(bkz: sırtlan)

ay, aman. kitap güzel olsa da dickens kısa kitap yazdığında bana bir sinir yükleniyor. bu adam en az 400 500 sayfa yazsın mümkünse. hayır, kitap kötü değil. gayet güzel ama yetmiyor kardeşim.

ana karakter dünyanın en cimri, en kaknem, en lanet, yüreğinde bir gram merhamet olmayan, yüzünden nursuzluk akan adamı. bir de işveren ha, bu adamın altında çalışmak nasıl bir işkencedir siz düşünün. kitabı okurken başlarda kafasını duvarlara sürtmek istedim. bu dünyanın en gıcık adamı noel zamanı yaklaşırken ölen ortağının hayaletini görür. bu arada kendi aşırı maddeci olduğu için başta hiç şaşırmaz, umrunda bile olmaz. fakat işler değişir. 3 hayalet ile farklı yolculuklara çıkan adamın karakter değişimini anlatıyor kitap. hiiç etkilenmedim bu değişimden. o kadar fantastik olayı ben de yaşasam bu apateist halimle ben de imana gelirdim. kendi çabası var mı? yok. hayaletlerle o yolculuklara çıkmasa bir şey değişir miydi? hiç sanmıyorum. ne kıymeti var o zaman. görüyorsunuz karakter bir meleğe dönüşse de ben onu eleştirme acımasızlığını bir an olsun bırakmıyorum. sevmedim seni pis cimri. hem zengin hem zalim cimrileri asla sevemem.


dickens ve onun harika yazımının ne kadar akıcı olduğunu anlatmaya ise gerek yok. ne yazmışsa gözü kapalı okunacak bir yazar kendisi. okuyun.

erkeğin kumanda kolu var. beyle joystick gibi.

onu eline alırsa istediği gibi yönlendirir...

kutlu olsun.
her yıl 20 aralık'ta kutlanmaktadır. dünya dayanışma fonu ve birleşmiş milletler kalkınma programı tarafından desteklenmektedir.

muhsin printeroğlu'nun kankalarındandı.

www.habervitrini.com/yazici...

herkes unutur ama tarih unutmaz.

adam gibi adamdır.

arabeskin acizliğine düşmemiş dağ gibi daş gibi, ayaktadır....

ee.. yani..?! "yav bari ayağına çağırma.." denilmesi mi umulup, bekleniyor; yoksa davete de icabet eden cemil hergelesinin , ıq'suna mı gülelim isteniyor.. veya adamın "öldüresiye" ölçü kalibrasyonundaki isabet yeteneğini mi alkışlayacağız.. hangisi..
bi ipucu verin daa...

rumenlerin bran kalesi ile turist silkelediğimiz yetmedi diyerek 2026 veya 2027'de hizmete sunmayı planladığı devasa dracula/drakula temalı park.



1 milyar euro'luk bir şeyden bahsediyoruz arkadaşlar - üstteki görselde dolar denmiş de aşağıda görebileceğiniz dailymail kaynağında euro deniyor. yani akılalmaz bir paraya mal olmuş / mal oluyor burası. millet de mal olduğundan herkes buraya gidecek ve demek ki buradan on milyarlarca euro'luk kar edecekler... şaka şaka, giden gitsin ya. kimseye böyle bir şey için mal demem. haha. kaldı ki bu bran kalesi şeysiyle aynı kategoride de sayılmaz zira bram stoker'ın drakula'sındaki dracula temalı bir park bu, yani gerçek/tarihi karakterden ziyade fantastik vampir temalı. gerçi bran kalesi'nde de işler giriftti aslında. tarih nerede bitiyor, fantazya nerede başlıyor, çok net değildi.

www.dailymail.co.uk/travel/...

dailymail'deki haberin de türkçesini aktarayım. yapay zeka veya çeviri programı kullanmayacağım. beyin ve el emeği yani. haha.

bükreş'in hemen dışında oluyormuş burası ve 780,000 m²'lik bir alana kuruluyor. 6 tane ana arsadan oluşuyormuş ve turistler/ziyaretçiler için 40'tan fazla cazibe merkezi barındıracakmış. en son teknoloji, drone şovları falan...

bu farklı temalar çerçevesinde donatılmakta olan 6 araziden biri moonlit district (ay ışığıyla aydınlanan bölge) imiş ki burası büyük giriş alanı oluyormuş. burada transilvanya treni/demiryolu, çifte atlıkarınca, projeksiyon ve drone şovları ve hollywood vampirleri üç boyutlu sergisi gibi şeyler varmış. diğer araziler arasında family kingdom - mythical creatures from around the world (aile krallığı/toprakları - dünya çapındaki mitik yaratıklar) varmış ve burasında 4d sinema gösterimi ve ufaklıklar için oyun alanı varmış, themeparks-eu'nun aktardığına göre.

transilvanya kısmı, new orleans limanı ve londra kenti (london town) da vamış burada.

ancak tema parkının esas kozu elbette drakula'nın kalesi imiş; burada heyecan treni (rollercoaster), labirent, interaktif sergi ve yapay bir göl yer alacakmış ve antik mezarların (catacombs) arasından geçilebilecek hızlı gezintiler de yapılabilecekmiş burada. yani tahminen raylı bir sistemledir bu sonuncusu.

alışveriş yapılabilecek, yemek yenebilecek yerleriyle birlikte birçok eğlence seçeneği bu tema parkının merkezindeki ana alanı ziyaretçilerini ağırlayacakmış, bu alanın teras kısmının da baş döndürücü bir manzarası varmış.

bu tema parkında festivaller, konserler ve spor organizasyonları da düzenlenecekmiş.

ayrıca son teknolojisiyle burası bir esports alanına da ev sahipliği yapacakmış, ki bu konuda avrupa esports başkanı ile koordineli bir şekilde çalışılmış. online video oyunları yarışmalarında da çok çok iddialı imiş bu tema parkı yani.

şu anki tahminlere göre, dracula land; turizm, teknoloji ve genel hizmetler çerçevesinde 5.000'den fazla kişiye iş /çalışma alanı sağlayacakmış.

ilk aşamada yıllık ortalama 3 milyon ziyaretçi gelmesi hedefleniyormuş.

dracula land, europa-park'ın eski yaratıcı direktörü chris lange tarafından yaratılmış.

buranın kurucusu dragoș dobrescu demiş ki: "dracula land emlak işinde öğrendiğim her şeyi bir araya getiriyor: disiplin, ihtimam, vizyon ve çok farklı uzmanlıkları olan komleks ekipleri bir arada tutabilme kabiliyeti; fakat daha da önemlisi, inşa edilen her metrekareye anlam yükleyen bir hikaye katıyor burası. benim açımdan dracula land ulusal bir projedir - romanya sembol yapılar inşa edebilir ve etmelidir, sadece binalar veya basit emlak projeleriyle sınırlı kalmamalıdır ve burası da bu vizyonu temsil ediyor."

dracula land'in romanya'ya dair en meşhur sembollerden birini modern bir efsaneye dönüştürmesi hedeflenmiş.

uluslararası esports federasyonu'nun başkanı vlad marinescu (adamın adı da vlad, ahaha) demiş ki: "dracula land nihayet bu global tanınırlığı yapılandırılmış, yüksek kaliteli bir cazibe unsuru haline getiriyor ve böylelikle romanya'nın mirasını asalet ve yaratıcılıkla vitrine çıkarıyor. burada yalnızca bir tema parkından değil, aynı zamanda romanya'nın dünya turizm haritasındaki yerini güçlendirecek ve uzun vadeli bir ekonomik başarı aracı görevi görecek bir kültür varlığından bahsediyoruz."

“murathan mungan var!” dediler, koşa koşa geldim (: