1.
sevgili günlük
otuz haziran iki bin yirmi beş
sevgili günlük. bunları bir yere yazmam lazımdı. içimde tutamam. tut tut nereye kadar. deftere yazsan alıp bir okuyan olur. ne güzel, sen varsın. bugün tüm gün evdeydik. sabah kahvaltı ettik ve sofrada konuşurken zaten bir süredir belli olan şeylerden konu açıldı. sen bazı şeyleri kendine saklamaya çalışsan da anlaşılıyor. yalnız yine dürtülmem gerekti. kimse dokunmasa ağzım açılmıyor. bu da bizim kötü huyumuz olsun. en kötüsü bu olsun. ne yapalım. ne diyordum, evet. kardeşlerim bir şeylerin farkındaymış zaten. benim duyguları ve öfkelerimi saklamadaki beceriksizliğim, müthiş. bir dokunmaları yetti. anlattım, anlattım. kustum tüm zehrimi. o kadar hafiflemiş hissettim ki. küçük kardeşim kalktı ve sarıldı. sabahtan beri zaten zor tuttuğum gözyaşlarım özgürce akmak için bahane bulmuş gibi oldu. bir de güzelce ağladım. oh be, ağlayınca hayat ne güzel. yine de kalbim kırık. bazı şeyler geçmiyor. acıtıyor. acı ve sızı orada. ben artık acı istemiyorum. üzülmek istemiyorum. biraz da kendimi düşünmek istiyorum artık. yeterince ihmal ettim bu kadını. üzülmeye tahammülüm kalmadı. ağlamaya tahammülüm kalmadı. geçici gülüşlere tahammülüm kalmadı. yalnız kalmak istiyorum. öyle yalnız kalmak istiyorum ki keşke şu an tüm canlılar nefes almayı bıraksa. dünyada zaman dursa. dışarı çıksam ve aylarca tek başıma yürüsem, yürüsem, yürüsem. * yalnız kalmayı çok özledim. çabalamak istemiyorum. kendimi anlatmaktan da yoruldum. belki de böyle olması daha hayırlıdır. sena şenerin de dediği gibi belki de biz sevmemeliyiz. yine de içimdekileri biraz bile olsa birilerine anlattığım için çok mutluyum. iyi sabretmişsin denilen şaşkınlıklar duymak istemiyorum artık. bundan sonra sabretmek istemiyorum. böyle karaktere de sokayım. yok kardeşim, önce sensin. sen yoksan hiçbir şey yok. kendine gel. seni seviyorum emine, sana güveniyorum. insan sadece kendine güvenebiliyor. belki de başkalarına güvenmeyi hiç denememeliyiz. olsun, canımız sağ olsun. boşver.
sevgili günlük. bunları bir yere yazmam lazımdı. içimde tutamam. tut tut nereye kadar. deftere yazsan alıp bir okuyan olur. ne güzel, sen varsın. bugün tüm gün evdeydik. sabah kahvaltı ettik ve sofrada konuşurken zaten bir süredir belli olan şeylerden konu açıldı. sen bazı şeyleri kendine saklamaya çalışsan da anlaşılıyor. yalnız yine dürtülmem gerekti. kimse dokunmasa ağzım açılmıyor. bu da bizim kötü huyumuz olsun. en kötüsü bu olsun. ne yapalım. ne diyordum, evet. kardeşlerim bir şeylerin farkındaymış zaten. benim duyguları ve öfkelerimi saklamadaki beceriksizliğim, müthiş. bir dokunmaları yetti. anlattım, anlattım. kustum tüm zehrimi. o kadar hafiflemiş hissettim ki. küçük kardeşim kalktı ve sarıldı. sabahtan beri zaten zor tuttuğum gözyaşlarım özgürce akmak için bahane bulmuş gibi oldu. bir de güzelce ağladım. oh be, ağlayınca hayat ne güzel. yine de kalbim kırık. bazı şeyler geçmiyor. acıtıyor. acı ve sızı orada. ben artık acı istemiyorum. üzülmek istemiyorum. biraz da kendimi düşünmek istiyorum artık. yeterince ihmal ettim bu kadını. üzülmeye tahammülüm kalmadı. ağlamaya tahammülüm kalmadı. geçici gülüşlere tahammülüm kalmadı. yalnız kalmak istiyorum. öyle yalnız kalmak istiyorum ki keşke şu an tüm canlılar nefes almayı bıraksa. dünyada zaman dursa. dışarı çıksam ve aylarca tek başıma yürüsem, yürüsem, yürüsem. * yalnız kalmayı çok özledim. çabalamak istemiyorum. kendimi anlatmaktan da yoruldum. belki de böyle olması daha hayırlıdır. sena şenerin de dediği gibi belki de biz sevmemeliyiz. yine de içimdekileri biraz bile olsa birilerine anlattığım için çok mutluyum. iyi sabretmişsin denilen şaşkınlıklar duymak istemiyorum artık. bundan sonra sabretmek istemiyorum. böyle karaktere de sokayım. yok kardeşim, önce sensin. sen yoksan hiçbir şey yok. kendine gel. seni seviyorum emine, sana güveniyorum. insan sadece kendine güvenebiliyor. belki de başkalarına güvenmeyi hiç denememeliyiz. olsun, canımız sağ olsun. boşver.
devamını gör...