eve gedliğimde 120 wattlık ampuller vardı. sanki evin arka tarafında nükleer santral var ordan elektrik çekiyorum. tüm lambaları phlips ledlerle değiştirdim. çıkarken de bırak sökeyim bir zahmet. eskilerini taktım tabi ki.
bazen bir kitabı bitirdiğinizde böyle kitabın ben ... dersiniz. ama öyle bir cümlesi olur ki tüm o sıkıcılığa değer. hiçbir kitabı yarım bırakmam. takıntılıyım biraz sanırım, geride yarım bir şeyler bırakmış olma hissi kötü geliyor bana.
tavsiyem burda yazılanlara kulak vermeyin küçük bir kısmın dışında. herkes kendi izlediği dizilerin filmlerin en iyisi olduğunu zannediyor. ya da sadece o izlemiş. bir kişiyi tanımadan ona yapacağınız film dizi kitap tavsiyesi genelin dışına çıkamaz.
bende eksik olan neydi? iyi bir yaşamım yok muydu? yaşamımın giderek daralan bir dehlize geri dönülmez bir biçimde dönüşmekte olduğunu kime anlatabilirdim? çektiğim işkenceyi, uykusuz gecelerimi, intiharla flört etmemi kim anlayabilirdi?
böyle harika bir paragrafa sahiptir. okunulan dönemin etkisiyle de böyle düşündürtmüş olabilir tabi.
yanlışlıkla kargosunu aldığım sonra resmini görüp kendisiyle konuşmak istediğim biri olmuştu. böyle bir durumda bile bir ihtimal görmüşken burda böyle bir şeye ihtimal vermiyorum. bu arada yeşim umarım burayı okumazsın :)
her ne kadar sevmeyenler olsa da bir yazarın bir kadına karşı olan duygularını bütün çıplaklığı ile görebileceğiniz harika bir kitaptır. mektuplardan oluşur ama ona rağmen hep merak edersiniz sonrasını. okuduğunuz çeviri eğer en sonda milena'nın da yazdığı birkaç mektup olan bir çeviri ise bitirdiğinizde bir sürü duyguyu aynı anda yaşarsınız. içinde onlarca alıntı var altını çizdiğim ama tek bir tanesini yazayım.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.