seksenli yıllara damga vurmuş müzik türü. çoğunlukla dönemin alman şarkıcı ve grupları tarafından kullanılmıştır. sade ve ritmik yapısıyla kulağa oldukça farklı ve hoş gelen bu müzik seksenlerin ruhunu yansıtır. benim en beğendiğim temsilcileri modern talking ve alphaville'dir.
tabi ki meslekle ilgili hayaller. kariyer planları falan... sonra gerçekler acı bir tokat gibi yüzüme çarpıp beni uyandırınca, mezun olurken neden o diplomayı kıvırıp verdiklerini anlamış oldum.
vazgeçebilmek. bunu başarın ve hayatı zindana çevirmekten kurtulun. son anımızda anlayacağız ne kadar boş şeylerin peşinde kendimizi heba ettiğimizi. nedir bu telaş? nereye yetişiyoruz? bu duraktan bir defa geçeceğiz. yavaşlayın ve anın tadını çıkarın.
"ölüm senin peşinde iken sen neyin peşindesin ey insan - hz. ali"
çocukluğumuzdan beri bizlere öğretilen önce kendimizi eleştirmemizdi. hatayı önce kendimizde aramaktı. aslında bu düşünce ideal bireylerden oluşan bir toplumda normal olan birşeydi. eskiden sokakta hafifçe çarpışan insanlar haklı olsalar bile önce diğer insandan özür dileyerek söze başlarlardı. hatalı olanlar ne yapardı söylemiyorum bile. ama artık bu düşünce ne yazık ki günümüzde geçerliliğini kaybetmiş durumda. çünkü artık insanlar çok kaba ve çok bencil. haksız durumda olsalar bile her zaman üste çıkmaya çalışıyorlar. insanlar artık bunu ne koşulda olursa olsun bir diğerini yok etme savaşı olarak görüyorlar. adeta bir survivor mücadelesi veriliyor. o nedenle baştaki o nezaket abidesi kişilikler günümüzde ezilmeye sindirilmeye mahkum oluyor. yıllar içerisinde bu durum o insanlara ruhsal zararlar veriyor. onun için bu özeleştiri durumlarını her zaman değil yerine göre ve dozunda yapmak zorunlu hale geldi. artık karşınızdaki kişilere göre tavır takınmak bir mecburiyet oldu.
doktorluk, mühendislik, hukukçuluk, öğretmenlik gibi meslekleri bitirirken elektrik ve su tesisatçılığı gibi meslekleri bitiremeyecektir. inanması güç ama gerçek.
yanlış bir düşünce. hayatınız boyunca hedonik bir şekilde yaşarsanız ilerleyen yaşlarınızda durup geriye baktığınızda sarfettiğiniz efora karşın elde ettiğiniz şeylerin çok az olduğunu görürsünüz. tabi kendini tatmin için her imkana sahip olan kişiler bunun dışındaki istisnalardır. genele bakarsanız zaten hayatın kendisi zordur ve bir de bu kişisel tatmin için gerekli olan şeylere ulaşmaya çalışmak onu daha da zorlaştıracaktır. halbuki hayat küçük şeylerden mutluluk çıkarabilme sanatıdır.
dünyaki ulus millet kavramının en katı biçimde yaşanmasını sağlayan milliyetçiliktir. emperyal bir ülke olmalarına rağmen aslında küresel sermayenin önünde bir engel oluşturduğu aşikardır. postmodernite ile birlikte artan globalleşme sonucu artık fransızlar arasında da etkisini kaybettiği söylenebilir. kapitalizm sermaye çevrelerince kurnazca kullanıldığında dünya üzerinde yozlaştırılamayacak bir sistem yoktur malesef.
kimi için ızdırap olabilirken kimi için de bulunmaz bir nimet. ben ise ikisinin arasında bir yerdeyim. evinde yalnız yaşamayı seven ama aile bireyleriyle arkadaşlarıyla da bağını koparmayan. sanırım en güzeli de bu.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.