aşk mı dedin? hah! sanki bir bok sineği ve bir bok parçası arasındaki o iğrenç, yapışkan ilişki. sineğin o leş gibi kokuya duyduğu saplantılı çekim, boka yapışıp kalması... işte aşk da tam olarak bu. mideni bulandıran, seni aptallaştıran, kendini kaybetmene neden olan bir tür bağımlılık.
ya da şöyle düşün: bir lağım çukurunda yüzen iki devasa hamam böceği. birbirlerine o kadar aşıklar ki, o pisliğin içinde dans edip duruyorlar. etraflarındaki iğrençliğe aldırmadan, sadece birbirlerine odaklanmışlar. işte aşk, seni gerçeklerden koparıp iğrenç bir fantezi dünyasına hapseden bir zehir.
bir de şu var: iki sümüklü salyangoz düşün. yapış yapış, sümükleriyle birbirlerine bağlanmışlar. o kadar yavaş ve o kadar aptallar ki, bir yaprak bile onları alt edebilir. işte aşk, seni güçsüzleştiren, aptallaştıran ve savunmasız bırakan bir lanet.
kısacası aşk, iğrenç, komik ve acınası bir şey. seni aptallaştıran, mideni bulandıran ve hayatını cehenneme çeviren bir tür hastalık. sakın bulaşma! unutma,
gönül bu ota da konar boka da...
devamını gör...