avaragesteamenjoyer yazar profili

elektrik süpürgesi hemen her hayvan gibi bizim sıpa kedimiz de korkuyor. garip olan anne terliğinden korkması. yanlış anlaşılmasın, annem kediye hiç vurmadı, hayatta kıyamaz, ama annem ayağından terliğini çıkarıp "luna, terlik!" dediği an hayvan sus pus oluyor.

sun tzu'nun bile merak ettiği, dalali lama'nın 5 reeankarnasyonun uğruna delirdiği, buddha'nın nirvana'ya ulaşmasına yol açan sanat. naçizane bir öğrenci olabilirim, kabul edecek ustalar mevcut ise.

zorlukları var. bazen kafayı yedirtiyor, gece uyutmuyor, oyun oynatmıyor, yemek yedirmiyor. ama bir an bile "keşke almasaydım" demedim. bence en ekonomik ve iletişime geçilebilen evcil hayvan kedidir. ne köpek gibi kötü kokar, ne balık gibi aval aval bakar. kamplumbağa gibi tuhaf yerlere girebilir ama çıkmasını da bilir, hatta çağırınca gelen cinsi de vardır.

en iyi hayvandır kanımca.

tam olarak sorunlaştırlması saçma gelen durum. karı ile koca arasında çözülebilecek bir durumdur. yeri gelir beraber yatarlar sarmaş dolaş, yeri gelir farklı yataklarda, ya da biri kanepede. yaşla, sevgiyle, ruh haliyle alakası olup, karı-kocadan başkasının çok da müdahil olmaması gereken durumdur kanımca.

ortalama bir türkiye cumhuriyeti vatandaşından daha mutludur.

bir umuttur, boş gibi gözükmekle beraber. belki olabilir, belki de olmayabilir. hiç bir şey yapmadan oturduğu yerden hayatının aşkını beklemekten daha iyidir.

kesinlikle norveç. internet üzerinden çok sayıda norveçli arkadaş edindim pandemi sürecinde, bir memleket bu kadar ferah, insanı da bu kadar kaliteli olur.

ikisini de ortalama seviyede bünyesinde toplayabilen erkek idealdir.

pek çok sebep var aslında. ikmal desen sorun, gemicilik bağlamında, özellikle uzun menzil gidecek güçlü yelkenlilerin olmaması da cabası (malum akdeniz sularına daha alışık bir filo mevcut). düşünüldüğünde mantıklı bir yatırım da değil, osmanlı'nın inanılmaz merkezi ve güçlü bir konumu var, geleneksel ticaret yolları ve bu yoldan gelen malların çoğuna kolaylıkla ulaşıyor.

mehmet sefa gürkan'ın çok güzel bir lafı vardı bu konuyla bağlantılı: "osmanlı o kadar da geri kalmadı, öbürleri (avrupa) çok hızlı gitti" şeklinde. tamamen doğrudur. doğal kaynak ve lüks bolluğu çeken bir ülkenin kalkıp da dünyanın öbür ucuna gitmesi çok da mantıklı gözükmemiş olmalı zamanın devlet adamlarına.