kuaför

kadın berberi, erkek berberi ve güzellik salonu anlamları taşıyan kelime.

fransızca kökenli bir sözcüktür.

eşinizi aldatın ama kuaförünüzü asla.

herkesten vazgeçiyor insan da bunlardan kolay kolay vazgeçemiyor. yeni bir kuaföre alışmak yeni bir işe alışmaktan daha zor. dün aradım, benimki dükkanı kapatmış. hemen bir alt sokağımda, çok yakındı. yeni birini bulmak ve ona alışmak nasıl zor. niye yaptın bunu niye? durduk yere dert sahibi ettin beni.

berber

bayanların saçlarını kesen ve bakım yapan kişiler.

çalışanla fazla samimi olduğunda yaptırdığın işlemin pek iyi olmaması. mesafeyi korumak iyidir:)

berberlerin berber adını kendine yediremeyip bulduğu çözümün adıdır kuaförler. sonra baktılar kuaför kelimesi de ayağa düştü, dediler yok yok biz aslında saç tasarımcısıyız. lan koyun kırkmaktan farksız işte yaptığın şey, ne şekil yapıyon? hatta baktılar saç tasarım ismi garip duruyor, bu sefer de dediler biz stilistiz. kardeşim senin ataların saç kesiyodu, üstüne de çük kesiyordu. e sen çük de kesmiyon. delikanlı gibi çık de ki ben berberim. hayir yani insan mesleğinden niye utanır onu da anlamıyorum. bak pandemide karaborsaydın değere de bindin hem. gerçi orda biraz ayıp ettik berberlere uyuşturucu kaçakçısı muamelesi yaparak ama o özel bir durumdu.

neyse zaten siz de yargılanacaksınız onu demeye gelmiştim. 300 lira kırkma parası mı olur arkadaş! bak dikkat edersen cümlenin sonuna ünlem işareti koydum. o kadar sinirlendim yani. ki ben cümle sonuna ünlem işareti koymam bile. neyse işte şimdi traş makinesi almaya gidiyorum. ben 300 lira vermem arkadaşım. alışamadım bu fiyatlara. 300 lira. bak yani üçyüz teelaaa. ben vermem abi.