birtakımadam yazar profili

temha sokakların kaldırımlarında mekik dokumaktır. yemek falan filan değildir. yemekle bir yer tanınmaz. yüzler tanıtır şehirleri. asık yüzler, güler yüzler, sulu gözler, çatık kaşlar… şehri oluşturan insandır. insana bakarak şehri tanırsınız. şehre bakarak insanı değil.

böyle bir başlığın olması bile başlı başına saçmalık. nasıl bir ego tatminidir bu?

birçok öyküsünü okuduğum, farklı anlatışını kullandığı alışık olunmayan tabirleri çok sevmiştim. içten samimi sade temiz… bir büyüğünüz karşınıza oturmuş da bir anısını anlatır ya da bir hikaye anlatır gibidir anlatısı. insanı alır içine.

türk edebiyatının bireyi anlatan en iyi romancılarının başnı çeker. birinci ağızdan bu kadar iyi iç tahlil yapılır. okuduğum her kitabında hayranlığım artar. bazı kitaplarını ikinci kez okurum hayranlığım yine artar.

gary b.b. coleman sky is crying

altın gün- dere boyu kavaklar

maksim gorki nin otobiyografi üçlemesinin son kitabıdır. bu kitapta hayatı bir okul olarak kabul eden gorki deneyimlerini ve yaşamını anlatıyor ve bu deneyimlere benim üniversitelerim adını veriyor. gorki dilini çok beğendiğim bir yazardır. tabi iyi çevirmenlerden okunmalıdır. çok basit gibi görünen ama düşünmesi kolay olmayan, dil ile bir anda söylenmeyeck sözleri vardır. dostoyevski gibi iç tahlil değil toplum tahlili yapar. iyi gözlemci bir yazardır. devrimci ruhludur. belkş de en büyük sevme nedenim de budur. gorki büyük bir hazinedir. adı acı anlamına gelir. vaktinde ülkesinden sürülmüş komünist devriminden sonra geri davet edilmiş doğduğu şehre adı verilmiş büyük bir yazardır.

türk edebiyatının en mühim kitaplarından biridir. keza saatleri ayarlama enstitüsü de öyle. ahmet hamdi türk edebiyatı için öihenk taşıdır. 2000 lerin başına kadar değeri anlaşılmasa da şimdi hak ettiği değeri görmektedir. bunu da türk edebiyatı lafı geçince lafın ahmet hamdi den geçmeden yürümeyeceğinden biliyoruz. şöyle de bşr ekleme yapayım. kim milyoner olmak isterde kenan ışık sunarken genç bir arkadaşa bu kitap sorulmuş ve onda telefon jokerini kullanmıştı. jokerdeki arkadaşı da internetten bakmış be klavye sesi programda duyulmuştu. bunu tebessümle karşılayan kenan ışık yarışmacı arkadaşa bu cevap size şimdilik 15 bin lira kazandırabilir ama başka da bir şey kazandırmaz demişti.(yanlış hatırlıyor olabilirim cümleleri.) sonra eklemişti benim hala her kelimesine katıldığım lafı. “ huzur romanını okumayan bi insan bugünün türkiyesini yorumlayamaz.”

yavaş yavaş kanınıza girer. damarlarınızda gezindiğini hissetmezsiniz önce. tüyler diken diken olmaya başladığında artık bilirsiniz ki gilmour baba soloya girmek üzeredir. comfortably numb pink floyd un en sağlam şarkılarından biridir(çürük şarkıları da yoktur ya neyse) bu şarkıyı beğenenler shine on you crazy diomand ve high hopes a da baksın. high hopes için gilmour hawaii deki performansını izlemenizi tavsiye ederim.

godfather

insana mutsuzluk veren koku değil kokunun anısıdır. kimi zaman en güzel kokular insanı derin hüzne boğarken, kötü diyebileceğimiz bir koku bütün güzel anıları canlandırır. gül kokusu anılarla boğuşmama ve bu boğuşmadan ağır yaralı olarak çıkmama neden olur her seferinde, tarhana çorbası kokusu ise alır beni çocukluğuma mutlu olduğum son anlara götürür. demem o ki mesele koku değil kokunun anısı.

tarkovky, martin scorsese, ingmar bergman