comfortably numb
başlık "sanagulbahcesivadetmedim" tarafından 17.11.2020 03:26 tarihinde açılmıştır.
1.
pink floyd'un the wall albümünden bir şarkı. tek kötü yanı çok hızlı bitiyor olması.
sözleri de şöyledir efendim:
hello? (hello? hello? hello?)
ıs there anybody in there?
just nod if you can hear me
ıs there anyone home?
come on now
ı hear you're feeling down
well ı can ease your pain
get you on your feet again
relax
ı'll need some information first
just the basic facts
can you show me where it hurts?
there is no pain you are receding
a distant ship smoke on the horizon
you are only coming through in waves
your lips move but ı can't hear what you're saying
when ı was a child ı had a fever
my hands felt just like two balloons
now ı've got that feeling once again
ı can't explain you would not understand
this is not how ı am
ı have become comfortably numb
ı have become comfortably numb
okay (okay, okay, okay)
just a little pinprick
there'll be no more, ah
but you may feel a little sick
can you stand up?
ı do believe it's working, good
that'll keep you going through the show
come on it's time to go
there is no pain you are receding
a distant ship, smoke on the horizon
you are only coming through in waves
your lips move but ı can't hear what you're saying
when ı was a child
ı caught a fleeting glimpse
out of the corner of my eye
ı turned to look but it was gone
ı cannot put my finger on it now
the child is grown
the dream is gone
ı have become comfortably numb
sözleri de şöyledir efendim:
hello? (hello? hello? hello?)
ıs there anybody in there?
just nod if you can hear me
ıs there anyone home?
come on now
ı hear you're feeling down
well ı can ease your pain
get you on your feet again
relax
ı'll need some information first
just the basic facts
can you show me where it hurts?
there is no pain you are receding
a distant ship smoke on the horizon
you are only coming through in waves
your lips move but ı can't hear what you're saying
when ı was a child ı had a fever
my hands felt just like two balloons
now ı've got that feeling once again
ı can't explain you would not understand
this is not how ı am
ı have become comfortably numb
ı have become comfortably numb
okay (okay, okay, okay)
just a little pinprick
there'll be no more, ah
but you may feel a little sick
can you stand up?
ı do believe it's working, good
that'll keep you going through the show
come on it's time to go
there is no pain you are receding
a distant ship, smoke on the horizon
you are only coming through in waves
your lips move but ı can't hear what you're saying
when ı was a child
ı caught a fleeting glimpse
out of the corner of my eye
ı turned to look but it was gone
ı cannot put my finger on it now
the child is grown
the dream is gone
ı have become comfortably numb
devamını gör...
2.
pink floyd'un the wall albümünde bulunan mükemmel şarkı. david gilmour pulse performansında öyle bir solo atar ki moral bozmasına rağmen üst üste o soloyu dinlersiniz.
devamını gör...
3.
solosu best sololar listesinde en iyi solo olan şarkıdır.
devamını gör...
4.
pink floyd'dan daha çok sevdiğim pink floyd şarkısı.
hello! is anybody in there?
hello! is anybody in there?
devamını gör...
5.
keyifli bir şarkı bırakıyorum buraya
hakkı bluoyd- comfortably kedi
hakkı bluoyd- comfortably kedi
devamını gör...
6.
doğrudan insan ruhuna dokunan bir parça.
devamını gör...
7.
en basarili performanslardan birisi rahmetlik rick wright olmeden once royal albert hall'daki olan sarki.
orada aslinda 2 kere caliniyor. birisinde david bowie digerinde david gilmour soyluyor. david gilmour'ın kendisi soyledigindeki sololar x 1.5 kati guzel.
son bir not: o konserde arkada gitar calan abiler apayri bir senlik. muhtemelen icinden 3 farkli premium grup cikar/cikmistir.
orada aslinda 2 kere caliniyor. birisinde david bowie digerinde david gilmour soyluyor. david gilmour'ın kendisi soyledigindeki sololar x 1.5 kati guzel.
son bir not: o konserde arkada gitar calan abiler apayri bir senlik. muhtemelen icinden 3 farkli premium grup cikar/cikmistir.
devamını gör...
8.
pulse versiyonunu canlı dinleyebilmek için canımı verebileceğim pink floyd şarkısı.
dünya üzerinde atılmış en güzel gitar solosuna da sahiptir bahsini ettiğim pulse konserinde.
bakınız
dünya üzerinde atılmış en güzel gitar solosuna da sahiptir bahsini ettiğim pulse konserinde.
bakınız
devamını gör...
9.
her dinlediğimde sondaki solo acaba devam edecek mi diye ümitlenip akabinde beni üzen şarkı.
roger waters'ın itü konserinde canlı dinlerken kendimden geçip, sağımda bulunan model grubu üyelerini korkutmuştum.
roger waters'ın itü konserinde canlı dinlerken kendimden geçip, sağımda bulunan model grubu üyelerini korkutmuştum.
devamını gör...
10.
solosunun şöyle güzel bir coverı olan şaheserdir. (şarkı demiyorum konuyu biliyorsunuz)
devamını gör...
11.
şarkı.
devamını gör...
12.
bir şarkıdan fazlasıdır
devamını gör...
13.
harika ve mükemmel bir şarkıdır.
devamını gör...
14.
şuan sözlük radyosunda çalan şarkıdır. david gilmour soloyu atsa da dinlesek bir an önce.
devamını gör...
15.
azalttığın hiçbir acı yok. uzak bir geminin dumanı tütüyor ufukta. sen dalgaların içinden geçerek yaklaşıyorsun. dudakların kımıldıyor ama duyamıyorum ne söylediğini. *
devamını gör...
16.
gözlerimi kapattığımda en uzağa en derine götüren eşsiz solosuyla tam bir şaheser.
devamını gör...
17.
18.
dünya'nın en güzel solosuna (bence) sahip parçası.
devamını gör...
19.
hakkında birçok hikaye uydurulan pink floyd şarkısı. gerçek hikayesi ise bambaşkadır. aşağıda paylaşacağım hikaye pinkfloydturk.net/ sitesinde 2014 yılında yayınlanmıştır.
şarkının gerçek hikayesi ;
june child, 1966’da floyd kendine menajerlik şirketi oluşturduğunda bu şirkete giren ilk sekreter, şoför ve kişisel asistanlıklarını yapan kişiydi.
nick mason, “ınside out pink floyd” kitabında kendisinden şöyle bahsediyor: “sonraları stiff records’un ana merkezi olacak, bayswater’daki alezander street 32 numaralı, andrew’in kız kardeşi wendy’nin sahibi olduğu dairede blackhill bir mağaza açtı. andrew en üst katta kalıyordu. roger, rick ve syd’de çeşitli zamanlarda orada yaşadılar. kısa zamanda orası karma karışık oldu. sekreterimiz, yardımcı turne menajerimiz, şoförümüz ve hatta kişisel asistanımız june child gelip düzeltene kadar bir bölümü grubun oturma odası ve deposu, bir bölümü ise ofisimizdi. çalışma hayatlarımızdaki eksik parçaları bir şekilde organize ederek ekibin paha biçilmez bir üyesi oldu.”
june, syd barrett’in de bir dönem kız arkadaşıydı. aşağıdaki hikaye ise onun ağzından:
“ingiltere'deki gösterilerinden birinde syd, 22 aralık 1967 de, floyd ile birlikte chrismas on earth continued’de çalıyordu. ilk olarak syd’i bulamadık, derken ben onu soyunma odasında buldum. kafası gitmiş, taş gibi kaskatı durur haldeydi. sürekli, “syd, ben june! bana bak!” diyordum. boşluğa bakışları en ufak bir tanıma belirtisi göstermiyordu. seyirci sabırsızlanmaya başladıkça, sahne amiri kapıyı gittikçe artan şekilde yumruklamaya başlayarak: time to go! time to go! (gitme zamanı) diye bağırıyordu. biz ise syd’i ayağa kaldırıp, çalması için toparlamaya uğraşıyorduk. konuşamıyordu. tam olarak katatonik bir haldeydi. roger waters ve ben onu ayağa kaldırdık ve sahneye götürdük. beyaz stratocaster’ini boynuna geçirdik ve sahneye doğru yürüdü. tabi seyirci onu bağışladı çünkü seviyorlardı. grup çalmaya başladıkça o öylece durdu, kafası tripli haldeyken sadece durdu. grup üç yada dört parça çaldıktan sonra onu oradan aldık. başka bir şey yapmak şöyle dursun, tüm set boyunca orada bile duramayacaktı. bu yüzden yaptıkları için roger’in hakkını teslim etmek gerekir. diğer ikisiyle birlikte repertuarlarını yarım yamalak çaldılar. peter ve andrew (iki menajerleri) delirmiş saçlarını yoluyorlardı.”
şarkının the wall filminde canlandırılan sahnesinde ise sahneye çıkamayacak haldeki pink’e iğne yaparak onu gösteriye çıkarabilmişlerdi. bu olay ise gerçekte roger waters’ın amerika’da verdikleri bir konser öncesinde midesinde büyük sancılar çeker. neticede gösteriye çıkabilmesi için doktorlar ona uyuşturucu iğneler yaparlar. bu sahne bundan esinlenerek çekilir.
şarkının gerçek hikayesi ;
june child, 1966’da floyd kendine menajerlik şirketi oluşturduğunda bu şirkete giren ilk sekreter, şoför ve kişisel asistanlıklarını yapan kişiydi.
nick mason, “ınside out pink floyd” kitabında kendisinden şöyle bahsediyor: “sonraları stiff records’un ana merkezi olacak, bayswater’daki alezander street 32 numaralı, andrew’in kız kardeşi wendy’nin sahibi olduğu dairede blackhill bir mağaza açtı. andrew en üst katta kalıyordu. roger, rick ve syd’de çeşitli zamanlarda orada yaşadılar. kısa zamanda orası karma karışık oldu. sekreterimiz, yardımcı turne menajerimiz, şoförümüz ve hatta kişisel asistanımız june child gelip düzeltene kadar bir bölümü grubun oturma odası ve deposu, bir bölümü ise ofisimizdi. çalışma hayatlarımızdaki eksik parçaları bir şekilde organize ederek ekibin paha biçilmez bir üyesi oldu.”
june, syd barrett’in de bir dönem kız arkadaşıydı. aşağıdaki hikaye ise onun ağzından:
“ingiltere'deki gösterilerinden birinde syd, 22 aralık 1967 de, floyd ile birlikte chrismas on earth continued’de çalıyordu. ilk olarak syd’i bulamadık, derken ben onu soyunma odasında buldum. kafası gitmiş, taş gibi kaskatı durur haldeydi. sürekli, “syd, ben june! bana bak!” diyordum. boşluğa bakışları en ufak bir tanıma belirtisi göstermiyordu. seyirci sabırsızlanmaya başladıkça, sahne amiri kapıyı gittikçe artan şekilde yumruklamaya başlayarak: time to go! time to go! (gitme zamanı) diye bağırıyordu. biz ise syd’i ayağa kaldırıp, çalması için toparlamaya uğraşıyorduk. konuşamıyordu. tam olarak katatonik bir haldeydi. roger waters ve ben onu ayağa kaldırdık ve sahneye götürdük. beyaz stratocaster’ini boynuna geçirdik ve sahneye doğru yürüdü. tabi seyirci onu bağışladı çünkü seviyorlardı. grup çalmaya başladıkça o öylece durdu, kafası tripli haldeyken sadece durdu. grup üç yada dört parça çaldıktan sonra onu oradan aldık. başka bir şey yapmak şöyle dursun, tüm set boyunca orada bile duramayacaktı. bu yüzden yaptıkları için roger’in hakkını teslim etmek gerekir. diğer ikisiyle birlikte repertuarlarını yarım yamalak çaldılar. peter ve andrew (iki menajerleri) delirmiş saçlarını yoluyorlardı.”
şarkının the wall filminde canlandırılan sahnesinde ise sahneye çıkamayacak haldeki pink’e iğne yaparak onu gösteriye çıkarabilmişlerdi. bu olay ise gerçekte roger waters’ın amerika’da verdikleri bir konser öncesinde midesinde büyük sancılar çeker. neticede gösteriye çıkabilmesi için doktorlar ona uyuşturucu iğneler yaparlar. bu sahne bundan esinlenerek çekilir.
devamını gör...
20.
sabah sabah akışta rast gelmenin memnuniyet uyandırdığı şarkıdır.
devamını gör...