bitternend yazar profili

maltepe belediyesi tarafından yayınlanan, sloganı istasyon kavuşmayı sever olan, iyi yazarlarin, değerli eserleriyle karşılacağınız güzide bir yayın. internet sitesinde pdf olarak ücretsiz temin edilebiliyor ayrıca türkan saylan kültür merkezinden basılı halini ücretsiz olarak temin etmek mümkün. dergi okumayı sevenlerin incelemesini öneririm.

2 aylık olarak yayınlanan dergi. edebiyatçılarımızı, güncel konuları ile ismi gibi karşınıza ne çıkacağını tahmin edemeyeceğiniz özgün bir yayın. değer verilmesi ve desteklenmesi gerektiğini düşündüğüm dergi.

tüm albümlerinin tüm şarkıları güzel olan sanatçımız. düetleri de ayrı güzeldir. kendisine yeterli değerin verilmediğini düşünüyorum. üne kavuşma yolunda bülent ortaçgil ile olan kent ozanları anısı güldürür

muazzam bir albüm. güzel şarkılarını tekrar yorumlamış ve muteşem eserler sunmuş dinleyicilerine. plağının piyasada bulamıyorum. bulan ulaşan gören olursa bilgilendirmesini bekliyorum

yazarlar arasında kitap okuma oranın yüksek olduğunu gördüğüm için yaşadığım bir endişeyi paylaşmak istedim. düzenli kitap okuyan ve çevremde böyle bilinen biri olarak, henüz okumadığım dünya ve türk klasiklerini okurken görenlerin tepkilerinden çekiniyorum ve bu duyguyu yaşayan tek kişi ben miyim merak ediyorum.

örneğin;

aaa bir sürü kitap okuyorsun savaş ve barış'ı okumadın mı?
3x yaşına geldin mehmet rauf eylül'ü yeni mi okuyorsun ben lisede okumuştum?
güney amerikalı tüm yazarları okudun yaşar kemal'in kitaplarını okumadın mı?

savuşturma tekniği olarak, samimiyetini sorguladığım kişiler olursa 2. kez okuyorum diyorum :)

hayvanlardan tanrılara sapiens - yuval noah harari

paf ve puf - salah birsel

canım sıkıldıkça açar videolarını izlerim hala. çok estetik bir oyuncuydu. orta açmasını beklediğiniz yerde şut çeker, şut çekmesini beklediğin yerde asist yapar. rakiplerini yürüyerek geçerdi.

sağ kanatta aldığı topu soluna çekip uzak direğe şutları

ceza yayı çevresinden kaleciyi çaresiz bırakan serbest vuruşları

monaco'ya attığı gol ve taffarel'e koşuşu

galatasaray'ın ve türk futbolunun avrupada tanınmasında ve başarılarında büyük pay sahibiydi. 10 numaralı forması hagi'den sonra emekli edilmeliydi.

barış manço
power rangers
pokemon
ekmek teknesi
savaş ay ve a takımı
sadettin teksoy'un parmağı
mustafa sandal - onun arabası var
hagi'nin golleri
boncuklu tabancalar

yazar kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası'nın tarator tarifine ek olarak aroma vermesi için 2 3 parça peynirli doritos dövüp ekleyerek şans vermenizi de öneririm

ders aldığım rahmetli hocam orhan kural'ın tavsiyesi üzerine vejetaryen olarak beslenmeyi 1 yıl dan fazla denemiş, insanların bakış açısı abuk subuk yorumlarına karşı kendimi savunma ihtiyacı hissetmem, laf anlatmaya çalışmam beni çok yormuştu. bizim toplumumuz öyle bir toplum ki insan veganım vejetaryenim demeye çekiniyor. yanındaki insanların sürekli kebap fast food vs yemek istemesi bir kereden birsey olmaz gibi rezil espirileri insanı soğutuyor. yazar pisipisi'nin #295210 numaralı tanımına tamamen katılıp sadece bir noktaya virgül koymak isterim. vegan ve vejetaryen beslenmenin bizim gibi çok çeşitli tarım ürünleri yetişen verimli topraklarda çok daha kolay olması gerekirken çok zor. ulaşımı daha kolay fiyatı daha uygun olmasını beklediğiniz ürünler daha pahalı. hergün kendi yemeğinizi hazırlama şansınız yoksa dışarıdan sipariş etmeniz ya da bir restoran cafe bulmanız zor. bir üstteki yazar pisipisi'nin de bahsettiği gibi sadece makarna pilav ile beslenmek sağlıksız olabilir ancak beslenmenizi dengeli ve çeşitli yapabilirseniz çok daha sağlıklı ve uzun ömürlü olacağınız kesindir. öğrenciyken bu düzeni gayet güzel oturtmuştum. okulumuzda vegan menüsü çıkıyordu. kendimi hem vicdanen, hem zihinsel hem de fiziksel olarak kendimi en iyi hissettiğim dönemdi. çalışma hayatına başladıktan sonra vejetaryenliği devam ettiremedim ve düzene yenik düştüm. ancak halen bitkisel ağırlıklı beslenmeye gayret ediyorum ve bitkisel gıdalar ile beslenmenin yarattığı farkı gözlemleyebiliyorum.

eski dostlar ile görüşmek, konuşmak. günümüz şehir hayatında büyük bir lüks olan doğa yürüyüşü, seyri

insanlardan üstün olmadıklarını, insanlarla eşit statüde olduklarını, toplu yaşamın belli kurallar ve düzenler gerektirdiğini ve çevresinde yaşayan insanlara saygı duymalarını

okuru olduğum dergi. güncel konular ve değerli bilgiler içeriyor. keşke öykü, deneme, karikatür ve şiir çevirileri de yer alsa her sayısında. fiyatları da gayet uygun. bu tür dergilerin desteklenmesi gerekiyor. ben her ay bir tane de diger dergilerden alıyorum. günlük edergi olarak da tersdergi.com'u takip ediyorum. bolca karikatür, edebiyat ve etkinlik içeriği yer alıyor tavsiye ederim.

taksiye binin, berberinde traş olun, esnaf lokantasında yemek yiyin. konuştuğunuz ve kulak misafiri olduğunuz kişiler şehri tanımanız için ilk etapta yeterlidir.

pandemi öncesinde talep görmese de bahçe kültürü 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında beyoğlu ve çevresinde çok talep görüyormuş. bu bahçeler özel kişiler tarafından işletilir ve kimisinde hanende ve sazendeler çıkar kimisinde tuluat, orta oyunu ve tiyatrolar sergilenirmiş. edebiyat akımlarına göre ayrılan edebiyatçılarımızında dönem dönem gidip sohbet ettiği favori bahçeleri olurmuş. ramazanlarda hacivat karagöz oynatılırmış. daha değerli bilgi ve estetik betimlemeler için salah birsel'in ah beyoglu vah beyoglu kitabını okuyabilirsiniz.

günümüze dönüş yaparsak, pandemiden sonra bu tarz bahçeler oluşturulsa tutacağını düşünüyorum. ailecek çay içilse kent ozanları çalıp söylese, günümüz tuluatı talkshow'lar sergilense ilgi uyandıracağını düşünüyorum.

çay da önemli tabii. masamızın yanına semaver servisi olsa, rize çayı odun ateşi ile buluşsa ne keyifli olurdu.

günümüz toplum yapısında kitap hediye ettiğinizde hediyeyi alan ona ceza vermişsiniz gibi bakabiliyor. okumaya ihtiyacı olana kitap hediye etmeyin. kitap okuyana kitap hediye etmeye özen gösterin

hayvanları tutsak etmenin hiçbir gereği yoktur. yeni teknolojiler sayesinde ormanda gezip tüm canlıları tam boyutunda doğal yaşamında görmek mümkündür. homo sapiens'in de bir hayvan oldugunu unutanların tanımlarını gördüğümüz başlık. kurallar illa yazili olmak zorunda degildir. doğa yazili olmayan kurallarına göre işler. sürü liderinin kendine rakip gorduklerini oldurmesi bir taht kavgasidir. homo sapienslerde de görülür. aslanın hayatta kalması için avlanması gerekir ama bu onun acımasız merhametsiz olduğunu göstermez. dişi aslanın yavru hayvancağızı yakalayıp aç kalmayı göze alarak yemediği serbest bıraktığı da belgesellere konu olmuştur. yine homo sapienslerde de yaşanabilen bir durumdur.

otomobiline aldığı yakıtın dövizle alındığı için cari açığa sebep olduğunu bunun yanı sıra atmosfere co ve no türü gaz salınımlarının çevreye verdiği zararın farkında olan erkektir. bir ağırlığı iterek, çekerek ya da taşıyarak ekstradan kalori harcayıp vücudunu zinde tutacağını da düşünür. en önemlisi evinin alisverisini yapan erkektir, yakında bebek arabasıyla görüp evde kalan gösteriş merakı kızları kıskandıracak erkektir. evlenilecek adamdır.

kolombiya halkı ve kültürü hakkında da bilgiler toplanabildigi icin okuması keyif verir. karakterlerin isimleri futbolcu isimlerini anımsatir bazen karakterler birbirine karisabilir bu yuzden bir soy agaci hazirlamakta fayda vardir

çok üst düzey bir golcüydü zamanında. transferi beni de çok heyecanlandırmıştı ama hayal kırıklığı oldu. konuyla direk alakali degil ama feghouli ve nzonzi icin de aynisini dusunuyorum. belhanda, diagne, babel, kostas mitroglu transferleri bence hataydi. yerli ve yabanci daha genc isimler transfer edilseydi altyapi oyunculari degerlendirilseydi cok daha basarili olurdu. yabanci olarak da wonderkid denen gelecegin yildizlarini bizim kluplerin transfer edemeyecegi malum ancak marcao luyindama garry rodrigues gibi orta üst düzey avrupa klüplerine transfer olabilecek oyunculara odaklanmamiz gerekiyor. devre arasinda yapilan satinalma opsiyonlu sozlesmeleri gelecege iyi bir yatirim olarak dusunuyorum