1.
öyle bir şey yok, çıkar onu aklından.
devamını gör...
2.
(bkz: hayvancılık sektörü)
devamını gör...
3.
benim yemeğim olan ineğin, keçinin yemeğini yiyor bu veganlar. bir an önce bu olayın önüne geçilmeli.
devamını gör...
4.
tabağınızda yemek olarak gördüğünüz şeyin ölü bir bedenin parçaları olması.
devamını gör...
5.
şahdamarını kesip, kavurma diye pişirdiğimiz canlı ya yaşamak istiyorsa?
bir canlıyı öldürmek bayram olmamalı. komedi ya resmen!
bir canlıyı öldürmek bayram olmamalı. komedi ya resmen!
devamını gör...
6.
bir diyetisyen olarak bu konu hakkında şunları söyleyebilirim:
ilk olarak veganlık daha sağlıklıdır demek için çok fazla araştırma yok. fakat tam tersi sağlıksız olduğunu söylemek için de yeterli araştırma yok.
protein konusunda çekinceniz olmasın. gayet bitkilerden de protein ihtiyacınızı tam olarak karşılayabilirsiniz. (ilk 1-2 ay bir diyetisyenden yardım almanızı öneririm.)
söz konusu yaratmış olduğumuz kirlilikler olduğunda bunda en çok payı olan şeylerden biri de çiftlik hayvanları...
ve tabii ki salgın hastalıklar insanların şimdiye kadar geçirdiği neredeyse tüm salgın hastalıklar hayvanlardan geçmiştir.
canan karatay'ın söylediği gibi 'veganların beyni çalışmaz. doğaya bakın et yiyen hayvanlar ne kadar zeki ot yiyenler aptal' sözü tam bir saçmalıktır. doğada bize en yakın beyin yapısına sahip hayvanlar orangutanlardır. ve büyük çoğunluğu yalnızca bitkisel kaynaklarla beslenir. (çok nadiren et tüketen guruplarla karşılaşılmış fakat bu gurupların insanları taklit ettiği düşünülüyor.)
ağır metal birikimi konusuna gelirsek:
basit lise biyoloji bilgisiyle bu konuyu yanıtlamak mümkün aslında. ağır metal birikimi
en az bitkiler (yalnızca su içinde bulunan metal)
orta düzeyde otcul canlılar(ot ile beslendikleri için otların içinde bulunan ağır metal +su ile aldıkları metal)
yüksek düzeyde : etçil canlılar( otcul canlı+su)
en yüksek düzeyde ise : hepçil canlılarda olur.
dolayısıyla vegan olmak ağır metal alımınızı en aza indirecektir.
gdo konusu :
bu da başka bir saçmalık bitkiler gdo'lu yemememiz gerekir...
her ülkenin gdo konusunda uyguladığı prosedürler vardır.
bir tohumun insan gıdası olarak işlenebilmesi için :
avrupa ülkelerinde %0,9
türkiye'de ise %0,8' inin gdo' lu olması lazım
peki bu sınırların üzerinde olan tohumlara ne oluyor?
hayvan gıdası... (gdo ürünler de bizlere söylendiği kadar zarar vermez . öyle ki gdo olmasaydı hepimiz aç kalırdık.)
seçim senin...
ilk olarak veganlık daha sağlıklıdır demek için çok fazla araştırma yok. fakat tam tersi sağlıksız olduğunu söylemek için de yeterli araştırma yok.
protein konusunda çekinceniz olmasın. gayet bitkilerden de protein ihtiyacınızı tam olarak karşılayabilirsiniz. (ilk 1-2 ay bir diyetisyenden yardım almanızı öneririm.)
söz konusu yaratmış olduğumuz kirlilikler olduğunda bunda en çok payı olan şeylerden biri de çiftlik hayvanları...
ve tabii ki salgın hastalıklar insanların şimdiye kadar geçirdiği neredeyse tüm salgın hastalıklar hayvanlardan geçmiştir.
canan karatay'ın söylediği gibi 'veganların beyni çalışmaz. doğaya bakın et yiyen hayvanlar ne kadar zeki ot yiyenler aptal' sözü tam bir saçmalıktır. doğada bize en yakın beyin yapısına sahip hayvanlar orangutanlardır. ve büyük çoğunluğu yalnızca bitkisel kaynaklarla beslenir. (çok nadiren et tüketen guruplarla karşılaşılmış fakat bu gurupların insanları taklit ettiği düşünülüyor.)
ağır metal birikimi konusuna gelirsek:
basit lise biyoloji bilgisiyle bu konuyu yanıtlamak mümkün aslında. ağır metal birikimi
en az bitkiler (yalnızca su içinde bulunan metal)
orta düzeyde otcul canlılar(ot ile beslendikleri için otların içinde bulunan ağır metal +su ile aldıkları metal)
yüksek düzeyde : etçil canlılar( otcul canlı+su)
en yüksek düzeyde ise : hepçil canlılarda olur.
dolayısıyla vegan olmak ağır metal alımınızı en aza indirecektir.
gdo konusu :
bu da başka bir saçmalık bitkiler gdo'lu yemememiz gerekir...
her ülkenin gdo konusunda uyguladığı prosedürler vardır.
bir tohumun insan gıdası olarak işlenebilmesi için :
avrupa ülkelerinde %0,9
türkiye'de ise %0,8' inin gdo' lu olması lazım
peki bu sınırların üzerinde olan tohumlara ne oluyor?
hayvan gıdası... (gdo ürünler de bizlere söylendiği kadar zarar vermez . öyle ki gdo olmasaydı hepimiz aç kalırdık.)
seçim senin...
devamını gör...
7.
ne zaman yemeklik haycanların öldürülüşünü izlesem "vegan olmak istiyorum" derim kendi kendime. ama kavurma çok güzel bee!
devamını gör...
8.
daha sağlıklı olursunuz o bir gerçek.
devamını gör...
9.
devamını gör...
10.
vegandan ziyade peskateryanım, 3-4 yaşımdan beri et yediremiyorlar, küçükken kurban bayramında el öpmezdim et kokuyor diye ve kırmızı et vb. kokusu duyduğum gibi kusuyorum, en enteresanı sülalede tekim, çok sevdiğim koçu gözümün önünde kesmişler belki çocukluk travması olabilir...
kimi bireyde özellikle tercih edilebilir... saygı duymak lazım...
kimi bireyde özellikle tercih edilebilir... saygı duymak lazım...
devamını gör...
11.
cinlerle ve sair varlıklarla iletişime geçmeyi kolaylaştırır
devamını gör...
12.
rahatça hayvanseverim diyebilmek için tabi ki de çünkü ne yazık ki ben de dahil olmak üzere biz sadece kedi köpek kuş sevicileriz yemeyeceğimizi düşündüğümüz hayvanları seviyoruz aslında
et yemesek bile endüstriyel gıda sektörünün ne kadar çirkin boyutlarda örn:süt yumurta vs ürettiklerini bilmek bunları tüketiyor olmak bile bizi hayvanseverlikten seçici seviciliğe taşıyor
:(
et yemesek bile endüstriyel gıda sektörünün ne kadar çirkin boyutlarda örn:süt yumurta vs ürettiklerini bilmek bunları tüketiyor olmak bile bizi hayvanseverlikten seçici seviciliğe taşıyor
:(
devamını gör...
13.
başka bir canlıyı yemeden de onu sömürüp ondan geleni almadan da aynı şekilde yaşayabilirsin.
devamını gör...
14.
benim için hiçbir mantıklı sebep yok. vejeteryanlara hak veriyorum ama veganlık bana kalırsa doğanın işleyişine aykırı bir durum.
devamını gör...
15.
cahil olmak ve ekosistem bilgisine sahip olmamak.
devamını gör...
16.
bir inanışa göre aslında insanlar ilk yaratıldığında veganmış fakat nuh tufanından sonra etrafta yiyecekleri bir şey kalmadığından hayvanları yemeye başlamışlar.
devamını gör...
17.
üst edit: evet bitkiler de yaşıyor ancak acıyı hayvanlar gibi anlamlandırdıklarına dair bir kanıt yok. bitki tüketmek hayvan tüketmekten hem doğa hem de insan için daha zararsızdır. birçok bitkinin hayvanlar tarafından yenmesi için ilgi çekici tat ve kokuda meyveleri bulunur. bir inek ise duygusal, sosyal hayata sahip ve annelik duygusu olan bir canlıdır.
vegan olmak sadece hayvanlara ve doğaya fayda sağlayan bir yaşam biçimi değildir. genellikle bahsedilmeyen faydalı taraflarına değineceğim önce.
genellikle tüketilen hayvansal gıdalar ve etler endüstriyel üretim sonucu tabağımıza gelir. hasta, hormon bozukluğu yaşayan, antibiyotikle beslenen, gdo'lu yemlerle beslenen bir canlının ürünlerini ve kendisini yiyerek sağlıklı olmak pek mümkün görünmüyor.
kanser, kalp rahatsızlıkları, obezite, hormon problemleri tabii ki bitkisel beslenmenin ürünü değil. son yıllarda artış gösteren bu hastalıklar hayvansal beslenmenin sonucu. üstelik hep belli tiplerde kanser artış gösteriyor. bunun herkes farkında fakat her nedense dillendirilmiyor. hayvancılık sektörü sonucu oluşan hastalıklar ilaç sektörünün de büyümesinde etkili çünkü. ne kadar hayvan, o kadar hastalık. salgın hastalıkların büyük bir kısmı hayvancılık sektöründen ortaya çıkıp yayılıyor.
hep doğanın düzeninden, kurallarından bahsedilir. bu güzel doğaya bakıldığında insan bağırsağının otçul canlılarla benzeştiği, etçillerin bağırsağının çok daha kısa olduğu gayet açıktır. ikinci nokta ise etçil canlıların avlanması, "ama onlar et yiyor, doğanın kuralı bu" denmesidir. doğada hiçbir hayvan bu avlanmayı planlı, organize gerçekleştirmez. insan gibi düşünemezler. insanlar beslenme planlarını değiştirebilir, düzenleyebilir.
tavuklar yumurta vermeleri için hareket kabiliyetlerini engelleyen tekli kafeslerde tutulurlar. sürekli olarak ışığa ve karanlığa maruz bırakılarak bütün sistemleri alt üst olur ve yumurta vermek mecburiyetinde hissederler. ışıktan dolayı sürekli sabah-akşam olduğunu zannederler. serbest gezen tavuklar ise tekli kafeslerde değil resmen birbiri üstünde yaşarlar. birbirlerine saldırıp, kanibalizm olayının yaşanmaması için gagaları kesilir ya da kızgın demirle dağlanır. bu yaşam tarzı sonucunda stres hormonu salgılanır ve yumurta da bundan nasibini alır. uzmanlar vücut sağlığıyla ilgili hep "ne yerseniz osunuz" der ya, hayvanlar da öyledir.
doğada başka bir canlının kendi bebeği için ürettiği sütü içen tek canlı insandır. bunu hayatının her evresinde yapar üstelik. araştırmalar gösteriyor ki aşırı süt tüketimi kemik erimesine, kırıkların daha geç iyileşmesine sebep oluyor.
bitkisel protein tercih edildiğinde antioksidan, lif de alınırken hayvansal proteinde bunlar yok denecek kadar azdır. bu noktada merak duyan, mercimek ve kırmızı etin besin değerlerini karşılaştırabilir.
doğa için vegan olup yağmur ormanlarının veganların yediği soya için tahrip edildiği savına geleyim, soyanın %70'ten fazlası hayvan yemi için üretilir. yine hayvanları beslemek için o ormanlar tahrip edilir yani. net yüzdelik dilim verisine ulaşınca tanımı güncelleyeceğim. veganlar için üretilen soya ise %10'un altındadır.
fast food zincirine yiyecek olarak katılan birçok canlı dişiyse, artık süt veremeyecek hatta muhtemelen ayakta duramayacak durumdadır. erkek ise henüz birkaç haftalıktır, süt veremeyeceği için beklemeye gerek görülmez. bir ay bile olmadan iyice beslenen hayvan kesilir.
et olmazsa, süt içmezsem ölürüm gibi bir algı var. endüstrinin parlattığı bir düşünce bu. bir de veganlığın pahalı olduğu ileri sürülüyor. yok öyle bir şey. türkiye'de yetişmeyen bitki yok. zaten yemeklerimizin çoğu vegan. televizyonda uzmanların et yiyin dedikten sonra, sucuk markası sponsorluğu olduğunu az görmedik.
doğanın işleyişine aykırı olduğunu ileri sürenlerden hayvanların evcilleştirilmesinin ve hayvan sütü içmenin insan yaşamına ne zaman katıldığını araştırabilir.
vahşi doğadaki canlılar gibi i beslendiğimiz iddiasında bulunanlar var. sanırım avlanma söz konusu. bu konuya değindim yukarıda.
can bağışlamakla ilgisi yok bu durumun. hayvanın canını almak doğal da bağışlamak mı anormal? konu bu değil zaten.
yenilmesi için üretilen hayvanların saldığı metan gazı hava kirliliğinde en önemli etkenlerden biridir. hayvanların yemesi için üretilen bitkiler ise yine ciddi bir tarım kirliliğine neden olur.
sıraladıklarımın vegan olmak için yeterince mantıklı nedenler olduğunu düşünüyorum.
ayrıca her gün makarna yiyen bir vegan tabii ki her insanda olacağı gibi sağlığını koruyamaz. bunun vegan olmakla değil, dengeli ve doğru beslenmeyle ilgisi var.
ayrıca, (bkz: karbon ayakizi), (bkz: suat erus), (bkz: murat kınıkoğlu), (bkz: oğuz kınıkoğlu).
vegan olmak sadece hayvanlara ve doğaya fayda sağlayan bir yaşam biçimi değildir. genellikle bahsedilmeyen faydalı taraflarına değineceğim önce.
genellikle tüketilen hayvansal gıdalar ve etler endüstriyel üretim sonucu tabağımıza gelir. hasta, hormon bozukluğu yaşayan, antibiyotikle beslenen, gdo'lu yemlerle beslenen bir canlının ürünlerini ve kendisini yiyerek sağlıklı olmak pek mümkün görünmüyor.
kanser, kalp rahatsızlıkları, obezite, hormon problemleri tabii ki bitkisel beslenmenin ürünü değil. son yıllarda artış gösteren bu hastalıklar hayvansal beslenmenin sonucu. üstelik hep belli tiplerde kanser artış gösteriyor. bunun herkes farkında fakat her nedense dillendirilmiyor. hayvancılık sektörü sonucu oluşan hastalıklar ilaç sektörünün de büyümesinde etkili çünkü. ne kadar hayvan, o kadar hastalık. salgın hastalıkların büyük bir kısmı hayvancılık sektöründen ortaya çıkıp yayılıyor.
hep doğanın düzeninden, kurallarından bahsedilir. bu güzel doğaya bakıldığında insan bağırsağının otçul canlılarla benzeştiği, etçillerin bağırsağının çok daha kısa olduğu gayet açıktır. ikinci nokta ise etçil canlıların avlanması, "ama onlar et yiyor, doğanın kuralı bu" denmesidir. doğada hiçbir hayvan bu avlanmayı planlı, organize gerçekleştirmez. insan gibi düşünemezler. insanlar beslenme planlarını değiştirebilir, düzenleyebilir.
tavuklar yumurta vermeleri için hareket kabiliyetlerini engelleyen tekli kafeslerde tutulurlar. sürekli olarak ışığa ve karanlığa maruz bırakılarak bütün sistemleri alt üst olur ve yumurta vermek mecburiyetinde hissederler. ışıktan dolayı sürekli sabah-akşam olduğunu zannederler. serbest gezen tavuklar ise tekli kafeslerde değil resmen birbiri üstünde yaşarlar. birbirlerine saldırıp, kanibalizm olayının yaşanmaması için gagaları kesilir ya da kızgın demirle dağlanır. bu yaşam tarzı sonucunda stres hormonu salgılanır ve yumurta da bundan nasibini alır. uzmanlar vücut sağlığıyla ilgili hep "ne yerseniz osunuz" der ya, hayvanlar da öyledir.
doğada başka bir canlının kendi bebeği için ürettiği sütü içen tek canlı insandır. bunu hayatının her evresinde yapar üstelik. araştırmalar gösteriyor ki aşırı süt tüketimi kemik erimesine, kırıkların daha geç iyileşmesine sebep oluyor.
bitkisel protein tercih edildiğinde antioksidan, lif de alınırken hayvansal proteinde bunlar yok denecek kadar azdır. bu noktada merak duyan, mercimek ve kırmızı etin besin değerlerini karşılaştırabilir.
doğa için vegan olup yağmur ormanlarının veganların yediği soya için tahrip edildiği savına geleyim, soyanın %70'ten fazlası hayvan yemi için üretilir. yine hayvanları beslemek için o ormanlar tahrip edilir yani. net yüzdelik dilim verisine ulaşınca tanımı güncelleyeceğim. veganlar için üretilen soya ise %10'un altındadır.
fast food zincirine yiyecek olarak katılan birçok canlı dişiyse, artık süt veremeyecek hatta muhtemelen ayakta duramayacak durumdadır. erkek ise henüz birkaç haftalıktır, süt veremeyeceği için beklemeye gerek görülmez. bir ay bile olmadan iyice beslenen hayvan kesilir.
et olmazsa, süt içmezsem ölürüm gibi bir algı var. endüstrinin parlattığı bir düşünce bu. bir de veganlığın pahalı olduğu ileri sürülüyor. yok öyle bir şey. türkiye'de yetişmeyen bitki yok. zaten yemeklerimizin çoğu vegan. televizyonda uzmanların et yiyin dedikten sonra, sucuk markası sponsorluğu olduğunu az görmedik.
doğanın işleyişine aykırı olduğunu ileri sürenlerden hayvanların evcilleştirilmesinin ve hayvan sütü içmenin insan yaşamına ne zaman katıldığını araştırabilir.
vahşi doğadaki canlılar gibi i beslendiğimiz iddiasında bulunanlar var. sanırım avlanma söz konusu. bu konuya değindim yukarıda.
can bağışlamakla ilgisi yok bu durumun. hayvanın canını almak doğal da bağışlamak mı anormal? konu bu değil zaten.
yenilmesi için üretilen hayvanların saldığı metan gazı hava kirliliğinde en önemli etkenlerden biridir. hayvanların yemesi için üretilen bitkiler ise yine ciddi bir tarım kirliliğine neden olur.
sıraladıklarımın vegan olmak için yeterince mantıklı nedenler olduğunu düşünüyorum.
ayrıca her gün makarna yiyen bir vegan tabii ki her insanda olacağı gibi sağlığını koruyamaz. bunun vegan olmakla değil, dengeli ve doğru beslenmeyle ilgisi var.
ayrıca, (bkz: karbon ayakizi), (bkz: suat erus), (bkz: murat kınıkoğlu), (bkz: oğuz kınıkoğlu).
devamını gör...
18.
etin pahalı olması. daha mantıklı bir şey gelmiyor aklıma.
devamını gör...
19.
menüde yarasa çorbası yok en azından , bence bu da olumlu.
devamını gör...
20.
sebep bulamadım.
devamını gör...