yolu istanbul'dan da geçen doğum tarihi adam alfred rudolf glauer olan bu okültist nazi imparatorluğunun okült belkemiğini oluşturacak
thule tarikatı (ki bu yanlış bir başlık, zira thule gesellschaft - tönnies okuyanların da hemen yakalayacağı üzere - thule cemiyetidir)'nın kurucularındandır.
1911 yılında bir osmanlı imparatorluğu vatandaşı olmuştur hatta birinci balkan savaşında osmanlı tarafında savaşan sebottendorf 1913'te almanya'ya türk pasaportu ile dönüş yapmıştır. daha sonra yine yolu türkiye'ye düşen sebottendorf'un "kafayı kırdığı" nokta sanırım bursa'da yaşarken sufizm ile tanışması, mısır'a gidip gize piramidini ziyaret etmesi ve tanıştığı termudi ailesi ile masonlarla hoşbeş olmasıdır. termudi ailesinin babası öldüğünde okült kütüphanesini kendisine miras bırakır. bu miras alınmadan sonra bektaşilere ve kendilerinin simya ve nümerolojik pratiklerine ilgi duyar.
tarihler 1916'yı gösterdiğinde sebottendorf almanya'ya dönmüştür ve sadece bir müridi vardır. ama aynı yıl germanenorder ile bağlantıya geçer ve grubun bavaryadaki yerel grup lideri olur. münih'te thule cemiyetini kurar ve bir anda politize olurlar. 1919'da thule cemiyeti ile çeşitli aşırı sağ işçi grupları ile bağlantı kuran anton drexler ve karl harrer ile tanıdık gelecek bir parti kurulur - alman işçi partisi; ya da nsdap. bu partiye 1919 yılında yine tanıdık gelecek bir isim dahil olur:
adolf hitler.
ancak nisan 1919'da sebottendorf thule cemiyetini ve bavarya'yı terketmiştir. zira kendisinin sorumsuzluğu yüzünden çeşitli thule cemiyeti üyeleri kısa süreli de olsa hayat bulan bavarya sovyet cumhuriyeti devleti tarafından tutuklanmış ve yedisi idam edilmiştir - ki kendisi bu suçlamaları da asla reddetmemiştir. sebottendorf önce isviçre'ye sonra da türkiye'ye kaçmıştır.
türkiye'deyken "kadim türk masonluğu pratikleri" başta olmak üzere birkaç kitap yazan sebottendorf 1933'te almanya'ya dönüş ve "hitler'den önce: nasyonel sosyalist hareketin ilk günlerinden dökümanlar" başlıklı bir kitap yayınlamıştır. bu kitap doğal olarak yasaklanmış ve 1934 yılında yine türkiye'ye kaçmıştır. bu dönemlerde
giovanni scognamillo'nun belirttiği üzere asmalımescit'de, tünel'de nur-u ziya sokakta (ki beyoğlu'nda yaşayanlar bilir - bu sokak ilginç bir yere ev sahipliği yapmaktadır), kurtuluş'ta ve pangaltı'nda yaşıyor.
2. dünya savaşı sırasında alman askeri istihbaratı ve ingiliz askeriyesine çalışan bir çifte ajandır. 1945'te de kimi kaynaklarda boğaza atladığı kimilerinde ise suriye pasajı'na yakın bir evde tabancasını şakağına dayayarak intihar ettiği söylenir.
sebottendorf'un kurduğu thule cemiyeti "dünya buz teorisi" şeklinde isimlendirilen bir ontolojik kurama sahiptir. evren kozmik ateş ve buz varlıklarının çarpışmasından oluşmuştur - burada istemsizce nordik bir esinlenme göze çarpmıyor değil. buz aylarından gelen bombardımanlar da dünya tarihini etkilemiştir. bu düşünceye göre antik insanlar bu buz bombardımanıyla dünyaya gelir. ama bu ari ırkların yarattığı gelişmiş medeniyet yine bir buz ayı bombardımanıyla yok olur. sebottendorf bu sayede üstün gördüğü cermen ırkının neden aynı dönemlerde bir imparatorluk sahibi olan romalılar ve yazıyı icat eden mezopotamyalılardan geri olduğunu açıklar. benzer bir düşünceyi
madame blavatsky'de de görürüz. o atlantis'i bu ari ırkların merkezi olarak düşünecektir ama o da başka bir girdinin konusu olsun.
okuduğunuz için teşekkürler.
devamını gör...