cia

fbi'dan farklı olarak bu örgüt tüm dünyayı kapsar.

(bkz: central intelligence agency)
kuruluş amacı,
yeni bir pearl harbor'u önlemek,
başkanı bilgilendirmek ve diğer ülkelerde casusluk yapmak.

zaman zaman bilgiye erişim özgürlüğü kapsamında declassified dosyalarını halka arz eden kurum.

ancak ne kadar cia olsan da hata yapabiliyorsun...

geçenlerde sovyet dönemi parapsikoloji ile alakalı bir şeyler okurken bir baktım sonlara doğru bambaşka bir şeyler... hayırdır inşallaaah derkeen derken belçika kongo'sunda görülen bir sighting ile alakalı dosyalar... allah allaaaaah koskoca cia dosya tararken araya classified dosya mı sıkıştırmış yani oluverdim... gerçekten de öyle sonra açtım okudum... baya weirdo bir ufo content ile karşılaştım ksjdhf

zamanında arkadaşımın babasının çalıştığı gizemli bir istihbarat servisi.

evet yanlış okumadınız, arkadaşımın babası, cia'de çalıştı. tabi sana neden inanalım diyeceksiniz. ama benim size yalan borcum var mıdır kardeşim? yok. demek ki doğru söylüyorum. arkadaşımın anlattıklarını aynen yazıyorum:

"yıllar yıllar önceydi.. çocuktum, yıl 2019 benim yaş 4 o sıra. yemeğimi yedim ve sütümü içtim. ardından uyumaya gidiyorum saat akşam 9 civarı falan. ama ilk önce annemin yanına gidip iyi geceler diyecektim. odasına gittim ve annem bir erkeğin resmine bakıyor. kim lan bu? ve resim de gri. belli eski bir resim. gittim "anne bu kim?" dedim. annem, "baban yavrum" dedi. "baba nedir anne?" dedim. "bir elmanın öbür yarısı" dedi. "babam nerde?" dedim. "çok uzaklarda" dedi, o an caddelerden gelen bir rüzgar sesi kulağımı okşadı. sanki babam kulağıma fısıldıyormuş gibi. anne, babamın adı neydi dedim. james dedi. "anne biz türk değil miyiz" dedim. türküz yavrum babanın kod adı james bond dedi. gerçek adı ne dedim. mahmut dedi. ben de pek fazla bir şey beklemiyordum zaten dedim. neyse anneme babam nerde diye sordum gene. annem tamam evladım gel otur her şeyi anlatacağım dedi ve anlatmaya başladı o acı dolu hikayeyi..

"tuncer evladım, yıllar-yıllar önceydi..yıl 1960.. babanla daha yeni tanışmıştık. club house denen bir mekanda.. bacak bacak üstüne atmış, türk kahvesini yudumluyor ve kendinden emin bir şekilde gülümseyerek bana bakıyordu. yanıma geldi ve şöyle dedi, "bu güzel bayan bana ismini lutfederler mi acaba?".. ben de, "haşa, lutfetmek allah'a mahsus.." dedim ve utangaç bir şekilde gülümsedim.. bunun üzerine "elhamdülillah" dedi.. ve gidip abdest alıp tekrar geldi ve şöyle dedi, "isminiz nedir?" bunun üzerine cevap verdim: "melis".. şöyle dedi: "yıl daha 1960, melis mi var bu dönemde".. güldüm ve "tabi ya, illa 2021'i bekleyecek halimiz yok" dedim ve ikimiz de güldük.

ve bana şöyle dedi, "melis, canım sıkıldı, gel evlenelim." ben de şöyle dedim, "tamam gel evlenelim". ve evlendik. yıl 1962. 2 yıldır evliydik artık. baban gitti. bir daha da görmedim yavrum."

annem bunu anlatınca, ağladım.. annem, "oğlum ağlıyorsun.." dedi şaşırarak. ben de, "he yaa ağlıyorum gurur duy anne" dedim ve evden kaçtım. 4 yaşındaydım fakat artık yaşam şartları değiştiği için evrimleşerek yetişkin oldum. gittim bir bankta oturdum ve "ey dünya! sen mi büyüksün ben mi!" dedim. ve artık yeni bir macera başlamıştı.. ne olursa olsun babamı bulacaktım.. çok zor olacağını hissedebiliyordum.. o an biri geldi ve ben senin babanım, kod adım james bond dedi. hemen inandım tamam dedim. ve neden terkettin beni dedim. babam şöyle dedi:

"yıllar yıllar önceydi.... yıl 1962.. cia müdürümüz dr. no beni aradı ve "hey james! sana ihtiyacımız var!" dedi. hemen gittim acilen.. zorlu bir görev beni bekliyordu. geldim, müdürüm yere yığılmıştı. "dr. no, dr. no! size ne oldu böyle?!" dedim.. ölmek üzereydi, "kaybettik.." dedi. ve bana "şu turşu kavanozunun kapağını açamadık evlat.. artık son şansımız sensin!.." dedi ve öldü. ben de açamadım. ve ağladım. "bir kavanozun kapağını bile açamıyorsam nasıl bir erkeğim ulan ben!" dedim. ve annene layık olamayacağımı düşündüm evlat.. işte tüm hikaye bu.."

ağladım ve "babaa" diye sarıldım kendisine.. ardından birisi yanımıza geldi ve babama gülümseyerek "şu turşu kavanozunu açar mısın evlat" dedi. babam şaşırmış bir halde yaşlı adama bakıyordu, "dr. no" dedi, ve bir daha hiç babamı görmedim.."

the culinary ınstitute of america üniversitesinin kısaltmasıdır. mezunları üstünde cıa yazan mutfak eşyalarını gösterip insanların kafasını karıştırmayı severler.

kılık değiştirmede kullanmadıkları üç adet figür vardır. dini figür, medya figürü ve barış gönüllüsü.

chief ınternal auditor

ara sıra dijital kütüphanesine girip ufo dosyalarını karıştırdığım istihbarat kuruluşu.

adına çalışmak çok zor değil, bir cia rütbeli ajanı olamayacaksınızdır muhtemelen ama, abd vatandaşlığınız var ise ve ortalamanın biraz üstünde bir zekaya sahipseniz, stajer statüsünde iş imkanına kolayca sahip olabilirsiniz, ama saatlik düşük dolar ücreti var.
edit:son zamanlarda genç arıyorlar.
www.cia.gov/careers/how-we-...
boomerlardan bu kurumda bıkmış sanırım, haklılar taze zihinler, yeni fikirler lazım. gelenekselleşmiş programlardan çıkmayı hedefliyorlarmış.

90'lar sloganında "kahrolsun mit, siya, konturgerilla"daki siya. sıradan kişilerden oluşan sıradan bir istihbarat birimi olmasına karşın, türkiye'de, çok daha kudretli sanılır. bi dakika, kapı çalıyor...

parapsikoloji alanında uzman kişileri, medyumları, içinde barındıran istihbarat servisi. bu medyumlar sayesinde yer tespiti ve zihin okuma, telekinezi, yöntemleri sık sık kullanılır. cıa' in rakibi istihbarat servisi yok gibi düşünüyorum. belki kgb belki mossad. cıa' nın uzantıları kendini bağımsız zanneden devletlerin içinde elini kolunu sallayarak geziyor. şayet güçlü olmanın yolu istihbaratı güçlendirmektir.

amerikan gizli servisi.
eski gücü olmayandır, ne zaman dosyaları halka paylaşma yasasına dahil oldular, o zamandan beri içlerinde bi kırılma başladı.
en temel sebebi biden ve sjw-woke s**ğı yüzündendir.
edit:sen nerden biliceksin sıkıp sıkıp konuşuyorsun diyenler için, hayır dostum, kendilerini halka büyük bir oranda açtılar, tüm dünyaya hatta, ajan itirafları, iç düzendeki bozukluğu kanıtlar nitelikte, milyonlarca sayfa reading room yayınladılar.
bitti diyemem, bitmez, ama çökmeye başladı.

amerikan filmlerinde iyi adamlara engel olan rakip polis departmanı olarak insanların bayağı canını sıkarlar. hey dostum bu bir si ay ey operasyonudur. o silahı hemen yere bırak. yoksa lanet olası beynine kurşunu yersin.

utanmadan sıkılmadan whatsapp'da anne babanızın size yolladığı alışveriş listesini okuyan istihbarat teşkilatı. bu hareketlerini hiç etik bulmuyorum

komşulardan birinin kia yerine cia dediği araba markasıdır. abi cia başka bak senin araba kia diyorum. ben ne diyorum la bende cia diyorum diyor. adam da k harfi yok. yüklenmemiş adama k harfi.

türkiye için web sitesinde yüzölçümü olarak texastan biraz daha büyük ifadesine yer veren kuruluş.

eskiden beni takip ettiğini sandığım teşkilat.

içkiler yapıldıkları malzemeye göre halîtân, sahbâ, sekr, kındîd, nebîz, bit‘u, cia, sükürke, mizr, fadîh gibi isimler almaktadır.

bir yaşıma daha girdim. içki çeşidiymiş.

ingilizce'deki tam açılımı central intelligence agency olan amerikan dış servisi.

amerika birleşik devletleri denen aşşşşağılık(4 ş li) horozbu çocuğunun dış dünyayı karıştırmakla görevli olan, girdikleri ülkelerde babalarının malı gibi dolaşma ve ortalık karıştırma gibi bisssüürüü haklara sahip, bisssürü horozbu çocuğundan oluşan kurumudur.