blursed yazar profili

geçerli olması için a4 kağıdına ıslak imzayla tebliğ edilme gerekliliği olan. buna gerek olmayan bir dünyada yaşasaydık çoğu alanda yoğunluk azalırdı; işlerimiz hop hop hop hallolurdu negzel. güven probleminin literatürden kalkması da cabası.

örnek:
-hastalıkta ve sağlıkta söz veriyorum.
-allah belamı versin ki bu tercüme doğrudur.
-yemin ederim ki evi x kişisine verdim gitti.
-söz bi daha seni üzmicem vs vs

akşam saate bakmadan sahilde yürüyüşe/koşuya çıkardım.

her okuduğumda, baharın gelip yayların gevşemesinden bağımsız olarak, bünyemde aşık olma isteği uyandıran william butler yeats şiiri.

wine comes in at the mouth
and love comes in at the eye;
that’s all we shall know for truth
before we grow old and die.
i lift the glass to my mouth,
i look at you, and i sigh

en sevdiğim william butler yeats şiiri

had i the heavens' embroidered cloths,
enwrought with golden and silver light,
the blue and the dim and the dark cloths
of night and light and the half-light,
i would spread the cloths under your feet:
but i, being poor, have only my dreams;
i have spread my dreams under your feet;
tread softly because you tread on my dreams.

internette dolanan 2345789 tane versiyonundan en güzeli anthony hopkins’in naif sesinden dinleyip tüyleri dikmek için tık tık

aklımızla dalga geçilen kararlar alınan kabinedir. bu entry küfür içerebilir. sinirliyim.

pazar günü k.ç kadar sınıfta yökdil sınavına girdim. 60-70 cm sağımdaki kız maskesini indirdi, soğuk geldiği için pencereyi kapattırdı ve bunların hepsi kurallara uygun olduğu için kibarca ettiğim itirazım kabaca reddedildi. maskesiz kızdan uzaklaşmak için hemen solumdaki sıraya geçmek istedim, kabul edilmedi. sınıfta kamera vardı, gözetmenin burnunun dibindeydim üstelik. zaten okula girerken oram buram ellenerek arandım. araba anahtarını verebileceğim bir yer bulana kadar mahalleyi tavaf ettim. bir kimlik, bir etiketi çıkarılmış su şişesi, bir başvuru kağıdı, bir tane de anahtarlığı çıkartılmış ev anahtarıyla sınava girdim. şimdi, benim 3 saat boyunca pandemi döneminde, tanımadığı insanlarla birlikte kapalı bir odada maskesini indirecek kadar eksik akıllı bir aptalla neredeyse omuz omuza oturmamda sıkıntı yok, ama şu sıralar hayatımdaki en zevkli aktivite olduğundan dört gözle beklediğim cumartesi gününde ormana gidip koşmam yasak? öyle mi?

kongrelerde, otobüslerde milleti kucak kucağa koymakta sıkıntı yoktu, ama sahile inip tek başıma yürümem yasak? deme yahu?

hoş, tezekten terazinin b. ktan olur dirhemi. bu insanlar, böylesine önemli kararlar alabilecekleri mevkiye zembille inmedi. herkese geçmiş olsun. covid ayağına ülkenin de otoriterliğin de b.kunu çıkardılar.

bence meraklı bir miniğe yapılacak en tatlı regl tanımı: kadınların içinde minik bir yatak odası olduğunu düşünürsek, bu odadaki yatak çarşaflarının her ay yıkanıp değiştirilmesi olayına regl denir.


bonus: yıl olmuş 2021 hala regl kelimesi diline gelmeyen insanlar görüyorum. eğer siz de iflah olmaz bir muhafazakar ya da benim gibi dili sondaki iki sessiz harfi döndüremeyenlerdenseniz, regl zor, menstrüasyon fazla teorik, adet fazla sıkıcı geliyorsa tüm bunların yerine shark week geldi diyebilirsiniz. ortamına göre communists in the warehouse da kullanılabilir. *

inançtan bağımsız olarak, çeşitli sebeplerden dolayı hayatlarının arası açılmış insanların birbiriyle iletişim kurma bahanesi de olabilir.

kandil mesajı default olarak “hayırlı kandiller” şeklinde gelir. ama bu artık kulağa demode geldiğinden benim alternatif önerim erkan oğur’un “ey zahit şaraba eyle ihtiram”ında geçen “kandil geceleri kandil oluruz, kandilin içinde fitil oluruz.” cümlesi, tüm ısrarlarıma rağmen henüz literatüre geçmemiştir.

sürekli öfkelenmek değil, öfkeyi saldırgınlaşmadan ifade edememek anlamına gelir.

öfkeyi geçici bir delilik hali olarak tanımlayan ünlü filozof hükümdar marcus aurelius, öfkeyle yüzmek yerine başkalarına karşı şefkat göstererek öfkenin kontrol edilmesi gerektiğine inanır:

“birisinin hatasına öfkelendiğinde derhal kendine bak ve kendinin de nasıl hata yaptığını düşün; örneğin iyinin paraya ya da hazza ya da bir parça şöhrete eşdeğer olduğunu düşünmen gibi... bunun bilincine vardığında, özellikle de seni öfkelendiren kişinin gergin olduğunu ve yapabileceği pek başka bir şey olmadığını ayrımsadığında öfkeni hemen unutursun. ve eğer bir yolunu bulabilirsen, karşındaki insanın gerginliğini gidermelisin“

minimum üç saatlik araba yolculuğu. yol, trafik, can sıkıntısı derken herkes gerçek kimliğini ortaya döküveriyor bu yolculuklarda. *

mücver.

mobbingle geçen aylardan sonra (hala bitmedi ama psikoterapiyle bununla baş edebilmeye başladım) bugün için crossfite yazılmıştım. fakat, o stresli zamanlarda sürekli kimseciklere belli edemediğim stresimi kaşıyarak kolumdan çıkardığım için kalan yara izlerini görünce kolumdan utanıp** bir süreliğine üyeliğimi ertelettim. sorsan oo kendimle çok barışığım, en barışık benim. kesinlikle bir insan bundan daha çok barışık olamaz kendisiyle, hı hı, evet.

ps. sözlüklerde kadın bedeninin nasıl olması gerektiğiyle ilgili açılan başlıkları okuyoruz her gün. hiç uğraşacak halde değilim napim.

muhtemelen ekonometriyi yalayıp yutan, soyismiyle müsemma bir imamın çok saygıdeğer açıklamaları. belli ki işler kesat şu sıralar, canı sıkılıyor. (bkz: imam bayıldı) e madem eşekler gibi çalışıp vergilerimizle maaşını ödüyoruz; o parayla aldığı telefondan bir iki tweet atmasın mı yani?

izmit'in ili. aynı zamanda bir türlü adapte olamadığım şehir. (bkz: sayılı gün çabuk geçer)

izahı olmayan şeylerin mizahı olur. milletçe motorları bodoslama duvarlara sürüyoruz yıllardır. insanların psikolojileri çöktü, intiharlar arttı. ne yapalım yani gecenin bir vakti kararname çıkarıp ülkeyi mi kurtaralım. elimizden gelen tek şey akıl sağlımızı korumaya çalışmak. iş işten geçeli çok oldu, sür eşeği niğde’ye.

top coat’suz sürüldüğünde gps takılmış gibi evin içinde takip edilebildiğiniz oje renklerinden biri. ** bu sevdam yüzünden dolap kulplarının çevresi, elektrik düğmeleri, masada duran kağıtlar vs hep bordo çiziklerle doldu.

bol miktarda ad hominem içerir. bilgi seviyesi düşük ortamlarda en sık karşılaşılan tutumdur. konu, tartışma konusundan uzaklaşıp tarafların karakteri üzerinden devam ettiğinden bir sonuca ulaşılması da mümkün değildir, zaman kaybıdır.

19 yıldır değişmeden korunan durum. yaşasın ekonomide istikrar!

belle and sebastian - get me away from here ı am dying

bir kere yapmaya başladıktan sonra, bağımlısı haline getiren spor. çeşitli sebeplerden ara vermek zorunda kalınca insanı buhranlardan buhranlara sürükleme özelliği ile bilinir.

tırmanış ile ilgili en kapsamlı ve doğru türkçe bilgilere ulaşmak için: tırmanış.org

bir durum, nesne ya da kişi tarafından simultane olarak hem kutsanmış hem de lanetlenmiş olmak. mesela gece saat 23:36'da kestaneli pasta yemek sizi blursed yapar. ben değil, arkadaşım...