cem uzana hapis şoku yazar profili

1 ocak 2022'den bugüne kadar 2850 - 5500 lira bandında çalışan herkes artık asgari ücretli olmuştur hayırlı olsun. bazı arkadaşlar "millet açlıktan ölsün mü?" diye savunmaya çalışıyor. güzel kardeşim ülke battı farkındasın değil mi ? milletin şuan açlıktan kırılması lazım zaten. adamlar yüksek kazanan vasıflı insanların alım güçlerini kırıp en alt tabandan çalışan insanlara veriyorlar. sayelerinde ülkenin 3'te 2'si asgari ücret alıyor artık. bunun tehlikesi nedir biliyor musun ?

sen markete gittiğinde baktığın salçanın, makarnanın, etin, çikolatanın, sütün, peynirin fabrikasında çalışanların 3'te 2'si asgari ücret alıyor. yetti mi ? hayır. o ürünün marketlere dağılımında görev alan lojistik firmaları da aynı durumda artık. onların da 3'te 2'si asgari ücret alıyor. hatta o ürünü raflara dizen elemanların bile 3'te 2'si asgari ücret alıyor. yani asgari ücrete zam yapman demek, o ürünün üretiminden, rafa gelene kadar tüm işlemlerinde görev alan çalışanlara aynı zammı getirmek demek. peki şirketler bunun parasını nereden çıkartacak ? evet, doğru bildin ürünlerine zam yapacaklar. ee senin aldığın zamma noldu ? zamcık.

kendimi bugüne kadar çok güçlü, herşeyi başarmış ve başarabilen, her zaman doğru kararlar verebilen, duygusuz sadece mantığıyla hareket eden biri olarak görürdüm. egoist ve kendini beğenmiş ama zeki. bugün eski kız arkadaşımla yıllar sonra karşılaştım. evlenmiş üstelik hamile ve kızı olacak. hep bir kızım olsun istedim. içime bir öküz oturdu. ben olabilir miydim ? eğer bundan 5 yıl önceki sığır herif olmasaydım, bunu yaşayan olabilir miydim ? neyi öğrendim biliyor musunuz ? bir şeyi bildiğim yokmuş, doğru kararları filan da vermiyormuşum. duygularımı yıllarca içime gömüp kendimi bitirdim. kariyerim var, başarılıyım ama niye, neden ? mutlu muyum ? onunla karşılaşıp, bunu görmek beni yıktı, yok etti.

şimdi gecenin bu saatinde oturup harcadığım insanları, hayalleri düşünüyorum. her zaman doğru kararı veren biri değilmişim. her şeyi kazanamıyormuşum. bu gerçeği kabullenmem zaman alacak.

fazla değil, bundan bi 10 sene öncesinde ateist olduğunu açıklayamazdın insanlara. ters tepki verirler, dışlarlar diye korkardın. şuan toplumu o kadar dinden soğuttular ki biri müslüman diye dalga geçilebiliyor. adamlar gerçekten inanılmaz bir şekilde ülkedeki müslümanlığı yok ettiler, helal olsun.

tek bir allahın togolusunun fetö'nün ne olduğunu bilmediğine eminim. hükümetleri de dahil.

istanbul için konuşursak kişiye göre değişir. eğer benim gibi şort-tişört ikilisiyle hayatınızı geçiren bir insansanız hafiften açmanız lazım artık. ha ama yok kazak, hırka, uzun kollu vb. takılabiliyorsanız gelecek aya kadar rahat idare edersiniz.

yok kardeşim, doların 9 lira olmasının sebebi uhud savaşında tepeyi terk eden okçulardır.

2014 yılında lise stajımda 400 lira alıyordum. az gibi gözükebilir ama iyi paraydı üstelik stajyere göre. o dönem öğrenci olmama rağmen harca harca bitmiyordu.

bunlar iyice deliye vuruyor kendilerini yargılamayalım diye.

arkadaşlar, ödül törenlerinde ilk olarak ödül alınır sonra sahne ödül alan kişiye bırakılır. kadın daha ödülü almadan tamer karadağlı'yı ağaç gibi bekletiyor arkada ve konuşmayı uzattıkça uzatıyor. ardından da "ödülü kim verdi" tarzında bi çıkışma yapıyor. tamer karadağlı'nın mimikleri de zaten bu duruma sinirlendiğini gösteriyor ki bence haklı. al ödülünü adam çekilsin kenara, niye ağaç ediyorsun herifi arkada.

ülke yönetimini, iş yeriyle bir tutan yazarları görmemizi sağlayan bir başlık. nedense gelişmiş ülkelerde yolsuzluk vs. olduğu an biri ortaya çıkıp bunu söylüyor ve yolsuzluk yapan şahıslar istifa etmek zorunda kalıyor. ama doğru biz akılsız ve aptal bir zihniyetiz en iyi siz biliyorsunuz.

kesinlikle ayrıldığı dönemde imzalanıyordur bunlar gönülden inanıyorum babacan'a. bu arada şu herife yapılan "abi yanlış yoldaydı anladı döndü" pr'ına da bayılıyorum. ulan herif akp'nin kurucu üyesi. akp'nin kuruluş serüvenini biliyorsanız bu heriflerin siyasal islam yoluyla seçildiğini de hatırlıyorsunuzdur. yani bu herif direkt siyasal islamcı. tek fark bakanlığı elinden alınınca intikam almak istemesi.

çıtır çerez bir dizi fakat neden bu kadar göklere çıkarıldığını anlayamadım. görsel kalitesi yerinde ama hikaye sunumu gerçekten iyi değil. ek olarak vermek istediği mesajı da o kadar basite indirgemiş ki finalinde etkilenemiyorsunuz bile. mesela aynı mesajı vermek isteyen ve aynı platformda çıkan 'platform' isimli film hem vermek istediği mesaj olsun, hem hikaye sunumu olsun bu diziyi en az beşe katlar.

steam üzerinde bulunan bir politik simülasyon oyunu.

steam link

bu oyunu farklı yapan şey ise paralel evrendeki bir türkiye'de geçiyor olması. sınır komşularınız olsun, tarihiniz olsun, ülkenin içindeki durum olsun türkiye'nin aynısı. hatta dersim-tunceli olayını içeren bir şehriniz de var.

bu evrendeki atatürk'ün herhangi bi rahatsızlığı olmamış ve ölmemiş. fakat buna rağmen karakterinin zıttına ilerleyip zaman geçtikçe egosu büyümeye ve ülkeyi kendi malıymış gibi sahiplenmeye başlamış. ülkeyi yönetmeye çalışırken aynı anda kendi partinizi, acun gibi medya patronlarını, oligarkları, yozlazmış kemalistleri, faşist ve komunistleri, azınlık ama pek de azınlık olmayan halkları (oyunda blud olarak geçiyor, kürtlerin bu evrendeki versiyonu), dış ülkelerle ilişkinizi ve pkk'nın bu oyundaki versiyonu olan bff'yi kontrol altına almaya çalışıyorsunuz. oyunun birden fazla sonu ve çıktısı var. isterseniz faşist, komunist veya kapitalist takılabilirsiniz.

içimden geçen bu başlık altına sadece soru işareti bırakmak fakat formatı da bozmak istemiyorum. hastane niye dalağı kargoyla gönderiyor ? kargoyla gönderip bi de "standart kargo" seçeneği mi seçiliyor ? bunlar yetmiyor bir de kargo şirketi dalak kargosunu, koku geliyor diye çöpe atıyor. ne bu 2. sınıf hollywood komedi filmi mi ?

dünya üzerinde sadece türkiye'de meydana gelebilecek olaylardan biri.

insanlar bu arkadaşı mülteci konusunda desteklemişti fakat bu gibi kişilerin üzerine odaklar çekilince nasıl insanlar olduğunu anlıyorsunuz.

baba bu ne ? ciddili soruyorum nedir bu ? amerika birleşik devletleri'ne mesaj mı veriyorsun ? peki bu niye türkçe halde ve adamlara mail atılmış olarak değil de senin belediye binanda asılı duruyor ? hükümete mi tepkilisin ? yine soruyorum niye bu mecliste konuşulması gerekirken binanda asılı ?

pankartta yazan sözler de kanıt gerektiren, hiç profesyonel olmayan bir metin. resmen bir varoş işi. eğer amaç propaganda ise şunu gördükten sonra bırak amerika düşmanlığını, umarım hiç bir amerikalı bu pankartı görmez diyorum içimden. çünkü tamamen bir dalga konusu.

aslında olay ülkenin veya direkt türk toplumunun hafızasıyla ilgili değil. eğer birşey hatırlanıyor ise o olay sizin için önemlidir.

türkiye gibi ülkelerde yaşayan insanların çoğu sadece kendi çıkarı, kendi geleceği için yaşayıp hiç bir şekilde etrafına bakmadığı için isterse ülkesinde kıyamet kopsun yakın zamanda unutacaktır. çünkü onun umrunda bile değil. bazı duyarlı insanlar da "nasıl unutuyorsunuz ya?" gibi bir çıkış yapıp şaşırıyorlar olan duruma. ülkenin kahramanı olan insanı yıllar sonra hain olarak yedirtmek de bununla ilgili. çünkü ülkenin kurtulmuş olması, batmış olması, yozlaşmış olması hiç birinin umrunda değil. umrunda olan tek şey nasıl zengin olup, hayatı yaşayacakları. işte bu yüzden bu ülkedeki insanların çoğuna "vatansever" denmesi de çok ironiktir. çünkü hiç biri vatansever değil.

samsung telefonumun kilit tuşu çıktı, bu yüzden yana çevrildiği an o küçücük tuş düşüyor. düşmesin diye bi parmağım sürekli onun üzerinde. işte bu gerçekten berbat bir duygu.

"şaka maka zamanın geçiyor olması" diye düzenlenebilecek başlık. artık yaşlanmaya başladığım için mi öyle geliyor bilmiyorum ama zaman artık gereğinden hızlı akmıyor mu ?

bu cinsiyetçilik vb. konular bu ülkede kolay kolay bitmez, bitemez. üstelik konu futbol ise bu ülkede cinsiyetçiliğin en son biteceği yer futbol konularıdır. futbol oynamayan, sevmeyen erkeğe bu ülkede "sen nasıl erkeksin lan ne demek futbol oynamıyorum?" soruları soruluyor. o yüzden bu ülkedeki cinsiyetçiliği bitirmeye çalışan, masumca çaba gösteren arkadaşların bişeyler denemesini uzaktan üzülerek izliyorum.