1.
izmir’in dört metropol ilçesine mülteci okulları yapılması
3 sene önce eşimle birlikte dişimizi tırnağımıza taktık, varımızı yoğumuzu ortaya koyup, uğruna günde 12 saat çalıştık (şaka değil, yasal da değil, beyaz yaka da maalesef bu şartlarda ülkemizde) ve bir ev aldık, kredisinin yarısını ödedik devamını da hala ödüyoruz. bu kredi varken bakamayız diye çocuk bile yapmadık. komşularımızla çok mutlu olduğumuz, kendisini çok sevdiğimiz bir evimiz var. yurt dışı imkanları karşımıza çıksa dahi burada mutluyuz deyip bir yere kımıldamadık.
şimdi evimizin 100 m yanında bulunan 10 senelik okul bilmediğimiz bir nedenle (!) yıkıldı ve mülteci okulu yapılıyor. bu demek oluyor ki, yaşam tarzlarımız aynı olmayan insanlar kısa süre içinde buraya yerleşecekler. ve biz şimdi kendi aramızda ne yapalım? taşınalım mı? komşularımızı seviyoruz, burayı seviyoruz? yine de gitmeli miyiz bunu konuşuyoruz..
neden mi? çünkü mahallemizin çehresi değişecek, çünkü ben bugün giydiğim elbiseyi (zaten inanılmaz sakin ve ıssız olan bu yerde) giyemeyeceğim. korkacağım, bakışlardan rahatsız olacağım. çünkü biz istanbul'dan tam da bu sebeple taşındık. çünkü biz tam da bu sebeple bu semtte oturmak istedik. çünkü ben işten gecenin köründe döndüğümde evime huzurla gidebileyim istedik.
şimdi çok kafasız varmış sözlükte diyen arkadaşa sormak isterim, bir tane, 2 tane değil tüm semtin çehresini değiştirecek okul senin evinin yanına yapılsın ister miydin? şimdi yukarıda uzun uzun projeyi anlatan ve onlar zaten oradaydı, yoğun yaşadıkları yerlere yapılıyor diyen arkadaşa da belirtmek isterim. hayır! bizim semtte yoklar.. hem de hiç.. bu tamamen yerleştirme politikası. eğer bu okullarla bir adaptasyon planlansaydı bunu mevcut devlet okullarında yaparlardı. almanya'da sizce türk çocukları türk okuluna mı gidiyor? hayır, haftada bir gün türkçe dersi seçiyorlar benliklerini unutmamak için, o kadar. ayrıca medeni ülkelerde bir semt için böyle büyük adımlar atılırken mahalle sakinlerine sorulur, referandum yapılır bölgesel. öyle tepeden inme al yaptım senin de hayatın değişisin banane denmez.
istanbul'daki arkadaşlarımdan 3 tanesi geçtiğimiz ay yine yurt dışına gitti yaşamak için. bunların hepsi bu ülkenin yetiştirdiği emek ve para harcayıp bir yere getirdiği ve tam da ülkeye en çok katkı sağlayacak zamanı gelen insanlar. gittiler.. neden mi? 3'ününki de ekonomik değil. artık burda yaşayamıyoruz, sahile inemiyoruz yolda bile yürünmüyor. 5 kişiden biri türkçe konuşmuyor burda, rahat değiliz dedikleri için..
37 yaşındayım.. mühendisim.. 11 senedir bir konuda uzmanlaştım. 2 yabancı dilim var. eşim de benzer. ve biz bugün, burada kendi insanımızla yaşamayı sevdiğimiz, buranın güzelliklerine duyduğumuz hayranlık ve etrafımızda çocukken bizimle aynı çizgi filmi izlemiş aynı şeylere gülebildiğimiz insanlar olsun diye zamanında çalışmak için gitmeyi düşünmediğimiz ülkeleri şimdi düşünmek zorunda kaldık.. birlikte yaşamak istemediğimiz mülteciler yüzünden, bize aynı tavırla bakacak ülkelere.. bin bir emekle aldığımız evimizin fiyatını dahi düşüren okul yüzünden... o yüzden kimse de bana şimdi gelip yok hamaset, yok bilmem ne demesin.
şimdi evimizin 100 m yanında bulunan 10 senelik okul bilmediğimiz bir nedenle (!) yıkıldı ve mülteci okulu yapılıyor. bu demek oluyor ki, yaşam tarzlarımız aynı olmayan insanlar kısa süre içinde buraya yerleşecekler. ve biz şimdi kendi aramızda ne yapalım? taşınalım mı? komşularımızı seviyoruz, burayı seviyoruz? yine de gitmeli miyiz bunu konuşuyoruz..
neden mi? çünkü mahallemizin çehresi değişecek, çünkü ben bugün giydiğim elbiseyi (zaten inanılmaz sakin ve ıssız olan bu yerde) giyemeyeceğim. korkacağım, bakışlardan rahatsız olacağım. çünkü biz istanbul'dan tam da bu sebeple taşındık. çünkü biz tam da bu sebeple bu semtte oturmak istedik. çünkü ben işten gecenin köründe döndüğümde evime huzurla gidebileyim istedik.
şimdi çok kafasız varmış sözlükte diyen arkadaşa sormak isterim, bir tane, 2 tane değil tüm semtin çehresini değiştirecek okul senin evinin yanına yapılsın ister miydin? şimdi yukarıda uzun uzun projeyi anlatan ve onlar zaten oradaydı, yoğun yaşadıkları yerlere yapılıyor diyen arkadaşa da belirtmek isterim. hayır! bizim semtte yoklar.. hem de hiç.. bu tamamen yerleştirme politikası. eğer bu okullarla bir adaptasyon planlansaydı bunu mevcut devlet okullarında yaparlardı. almanya'da sizce türk çocukları türk okuluna mı gidiyor? hayır, haftada bir gün türkçe dersi seçiyorlar benliklerini unutmamak için, o kadar. ayrıca medeni ülkelerde bir semt için böyle büyük adımlar atılırken mahalle sakinlerine sorulur, referandum yapılır bölgesel. öyle tepeden inme al yaptım senin de hayatın değişisin banane denmez.
istanbul'daki arkadaşlarımdan 3 tanesi geçtiğimiz ay yine yurt dışına gitti yaşamak için. bunların hepsi bu ülkenin yetiştirdiği emek ve para harcayıp bir yere getirdiği ve tam da ülkeye en çok katkı sağlayacak zamanı gelen insanlar. gittiler.. neden mi? 3'ününki de ekonomik değil. artık burda yaşayamıyoruz, sahile inemiyoruz yolda bile yürünmüyor. 5 kişiden biri türkçe konuşmuyor burda, rahat değiliz dedikleri için..
37 yaşındayım.. mühendisim.. 11 senedir bir konuda uzmanlaştım. 2 yabancı dilim var. eşim de benzer. ve biz bugün, burada kendi insanımızla yaşamayı sevdiğimiz, buranın güzelliklerine duyduğumuz hayranlık ve etrafımızda çocukken bizimle aynı çizgi filmi izlemiş aynı şeylere gülebildiğimiz insanlar olsun diye zamanında çalışmak için gitmeyi düşünmediğimiz ülkeleri şimdi düşünmek zorunda kaldık.. birlikte yaşamak istemediğimiz mülteciler yüzünden, bize aynı tavırla bakacak ülkelere.. bin bir emekle aldığımız evimizin fiyatını dahi düşüren okul yüzünden... o yüzden kimse de bana şimdi gelip yok hamaset, yok bilmem ne demesin.
devamını gör...