1.
aşkından çılgına dönmüş kimsedir.
devamını gör...
2.
farsça kökenli bir kelimedir. günümüzde kız çocuklarına verilen isimlerden biridir.
devamını gör...
3.
divane, tutkulu; kara sevdadan kendini kaybetmiş olan. arapça mecnun sözcüğünün farsça karşılığıdır.
devamını gör...
4.
sevgili sözlükten anlamını öğrendikten sonra neden insanların tatlış çocuklarına koyduklarını anlamadığım isimdir.
devamını gör...
5.
bir haki zamanın iştarı.
şeyda’nın gelin gittiğinin gecesiydi. evren yeni bir peygamberi ortaya çıkarabilecek kadar, sil baştan vahiyler indirebilecek kadar karanlıktı. hani güneşin dürüldüğü, yıldızların koptuğu, denizlerin kaynaştığı, iyi ile kötünün tek döşekte oynaştığı... o gün vardı ya... işte o gündü... soldan verilecek kitaplara yeni besmelelerle yeni ayetlerin eklendiği... değerden cilbablarla söylemlerin, eteğinin bir ucunu hafif sıyırıp en olmadık kişilere tenha yerlerde otostop çektiği... bir gün... işte o gündü...
ruhun diri diri toprağa gömüldüğü ve ama bir allah’ın ve kulunun çıkıp da “hangi suçtan dolayı yüreğinin ırzına geçerler!” diye sormadığı... doksan dokuz ismin sıfırlandığı ve boşluk bırakmadığı... bir gün... işte o gündü... beynin kıvrımlarında, aklın semalarında, alnının ortasından vurulmuş bir kalbin cüssesi altında yankılanan cümlelerin dile gelmesinin küfür, şirk olduğu... bir gün... işte o gündü...
hani şeyda gelin gidiyordu... telli duvaklı kefen hangi dinde var! bizim dinde. hani son bir defa dönüp bakmıştı. azrailin koluna takılı... ve hani ağlamıyordu. ölülerin ağladığına kim inanır. hangi ölü kendi ölümüne ağlamış. hani değerlerim iki kolumdan tutmuştu... söylemlerim omuzlarımdan. güya sakinleştiriyorlardı. hakkı ve sabrı tavsiye ediyorlardı. dönüp son bir defa bakmıştın hani... iki tarafında telkin veren hokkabazlar... son bir defa hani bakmıştın dönüp... hani beynim ve ruhum ve kalbim çırçıplak soyunup ebedi karanlığına dalmıştı gidişinle...
işte o günün hatrına: kendi cümlelerimi hayata döşemeden ölmeyeceğim... ve gözlerine dokunup seni seviyorum demeden... acı bir tebessümünü ruhuma azık edip sebebe küfretmeden gebermeyeceğim!!
şeyda’nın gelin gittiğinin gecesiydi. evren yeni bir peygamberi ortaya çıkarabilecek kadar, sil baştan vahiyler indirebilecek kadar karanlıktı. hani güneşin dürüldüğü, yıldızların koptuğu, denizlerin kaynaştığı, iyi ile kötünün tek döşekte oynaştığı... o gün vardı ya... işte o gündü... soldan verilecek kitaplara yeni besmelelerle yeni ayetlerin eklendiği... değerden cilbablarla söylemlerin, eteğinin bir ucunu hafif sıyırıp en olmadık kişilere tenha yerlerde otostop çektiği... bir gün... işte o gündü...
ruhun diri diri toprağa gömüldüğü ve ama bir allah’ın ve kulunun çıkıp da “hangi suçtan dolayı yüreğinin ırzına geçerler!” diye sormadığı... doksan dokuz ismin sıfırlandığı ve boşluk bırakmadığı... bir gün... işte o gündü... beynin kıvrımlarında, aklın semalarında, alnının ortasından vurulmuş bir kalbin cüssesi altında yankılanan cümlelerin dile gelmesinin küfür, şirk olduğu... bir gün... işte o gündü...
hani şeyda gelin gidiyordu... telli duvaklı kefen hangi dinde var! bizim dinde. hani son bir defa dönüp bakmıştı. azrailin koluna takılı... ve hani ağlamıyordu. ölülerin ağladığına kim inanır. hangi ölü kendi ölümüne ağlamış. hani değerlerim iki kolumdan tutmuştu... söylemlerim omuzlarımdan. güya sakinleştiriyorlardı. hakkı ve sabrı tavsiye ediyorlardı. dönüp son bir defa bakmıştın hani... iki tarafında telkin veren hokkabazlar... son bir defa hani bakmıştın dönüp... hani beynim ve ruhum ve kalbim çırçıplak soyunup ebedi karanlığına dalmıştı gidişinle...
işte o günün hatrına: kendi cümlelerimi hayata döşemeden ölmeyeceğim... ve gözlerine dokunup seni seviyorum demeden... acı bir tebessümünü ruhuma azık edip sebebe küfretmeden gebermeyeceğim!!
devamını gör...
6.
da ayrı.
haa yok, değilmiş. *
haa yok, değilmiş. *
devamını gör...
7.
bir şeye tutkuyla bağlı olan anlamına gelen, güzel bir anlamı olan kız ismi.
devamını gör...
8.
tanıştığım biri yüzünden nefret ettiğim isim .
devamını gör...