1.
kısa hikaye
evrim
müteassıb bir ailede büyümek zordur bilenler bilir. eline aldığın her eşya potansiyel bir şeytan gereci, her arkadaşın seni kötü yola düşürme amacı güden bir iblistir. böyle evlerde yüreğini gezdirmek için çok olanağın yoktur. müzik dinlersin radyo şeytan icadı oluverir pencereden atılır. özenle gizlediğin defterine şiirler dizersin, ev ahalisi tarafından bulunur sobanın alevinde yanarken şiirlerin dumanı odayı kaplar. eşyaya gerek olmayan bir uğraş bulmak zorundasınızdır böyle evlerde rahatsızlık duymadan yüreğinizi gezdirebilmek için. ne yapabilirim diye düşündüm bulutların simetrik olmayan şekillerini izlerken. sonra mermiye benzer bir bulut geçti gözlerimin önünden ve o mermi yeni bir ilham olarak zihnime saplandı sanki. belki de “tanrı kavramı” evde öğretildiği gibi korkulacak bir şey değildi. böyle bulutlar gibi pofuduk pofuduk gökyüzünde bizi izleyen, geceleri bizi parlak yıldızlara emanet eden, hatta bazen bizim gibi üzülüp ağlayan bir “şey”di tanrı da. bunun üzerine düşünür oldum. belki de evrim gerçekti ve oluşan ilk canlı hücre tanrının ta kendisiydi. bölündü çoğaldı bizlere dönüştü. bizler, canlılar alemi denilen tek bir hücreden meydana gelmiş bu geniş yelpaze aslında tanrının ta kendisiydi. doğmamıştı ve doğurmamıştı ama evrim geçirmiş olamaz mıydı? bunu aileme sorabilir miydim? hayır hayır asla sormazdım.onlar bir çocuk yetiştirdi. ben ise önce o çocuğu anlamaya çalıştım, daha sonra kabullendim ve sonra onu öldürmek zorunda kaldım. katil oldum.şimdi en baştan kendimi bir çocuğu yetiştirir gibi büyütmeliyim ve ancak bu sürecin sonunda evrimimi tamamlayabilirim.
müteassıb bir ailede büyümek zordur bilenler bilir. eline aldığın her eşya potansiyel bir şeytan gereci, her arkadaşın seni kötü yola düşürme amacı güden bir iblistir. böyle evlerde yüreğini gezdirmek için çok olanağın yoktur. müzik dinlersin radyo şeytan icadı oluverir pencereden atılır. özenle gizlediğin defterine şiirler dizersin, ev ahalisi tarafından bulunur sobanın alevinde yanarken şiirlerin dumanı odayı kaplar. eşyaya gerek olmayan bir uğraş bulmak zorundasınızdır böyle evlerde rahatsızlık duymadan yüreğinizi gezdirebilmek için. ne yapabilirim diye düşündüm bulutların simetrik olmayan şekillerini izlerken. sonra mermiye benzer bir bulut geçti gözlerimin önünden ve o mermi yeni bir ilham olarak zihnime saplandı sanki. belki de “tanrı kavramı” evde öğretildiği gibi korkulacak bir şey değildi. böyle bulutlar gibi pofuduk pofuduk gökyüzünde bizi izleyen, geceleri bizi parlak yıldızlara emanet eden, hatta bazen bizim gibi üzülüp ağlayan bir “şey”di tanrı da. bunun üzerine düşünür oldum. belki de evrim gerçekti ve oluşan ilk canlı hücre tanrının ta kendisiydi. bölündü çoğaldı bizlere dönüştü. bizler, canlılar alemi denilen tek bir hücreden meydana gelmiş bu geniş yelpaze aslında tanrının ta kendisiydi. doğmamıştı ve doğurmamıştı ama evrim geçirmiş olamaz mıydı? bunu aileme sorabilir miydim? hayır hayır asla sormazdım.onlar bir çocuk yetiştirdi. ben ise önce o çocuğu anlamaya çalıştım, daha sonra kabullendim ve sonra onu öldürmek zorunda kaldım. katil oldum.şimdi en baştan kendimi bir çocuğu yetiştirir gibi büyütmeliyim ve ancak bu sürecin sonunda evrimimi tamamlayabilirim.
devamını gör...