diyelim ki o’sman bunu okuyor
defol git artık evden yalvarırım sana. kaç yaşına geldik hala öğrenci hayatı gibi yaşıyoruz osman. ben artık büyümek istiyorum ve bu yolda ilk iş senden kurtulmayı planlıyorum. osman, ben seni çocukken de sevmezdim, bir selam verdim kedi gibi yapıştın kaldın ya. abi, belki utanırsın da gidersin diye kedinin ismini osman koydum, sen ise benim seni sevdiğim için kedinin ismini osman koyduğumu sanarak bana daha da bağlandın. bu nasıl bir şuursuzluktur osman! geçen gün sizi izledim çaktırmadan, salonda osmanla oynuyordunuz osman. birincisi, salonun orta yerinde zeytin çekirdeği ne arıyor? ikincisi, zeytin çekirdeiğini top yapıp kediyi kaleye geçirip messi messi diye kediye penaltı çekmek nasıl bir kafadır, osman? böyle görüntülerin yetişkin insanların evlerinde olduğunu zannetmiyorum abi. hayır kediye nasıl öğrettin kale niyetine ayarladığınız iki saksının arasında durmayı allah aşkına? nizami de duruyor kerata.
osman ben sana bakmak zorunda mıyım? evlatlık olarak kütüğüme mi alayım onu mu istiyorsun? abi tamam adaletsiz dünya filan da, osman senin durumunu kapitalizm bile bi yere kadar açıklıyor. evimin orta yerinde küçük çaplı bir komünizm kurmaya çalışıyorsun kendince fark etmedim değil. komünizm bu değil osman! ben çok eminim ki konu biraz da emek ile ilgiliydi. iş bulmayı hiç düşünüyor musun osman? otuz beş yaşında adamsın, kendini sanayiye verdirme bana! bütün yük benim omuzlarımda abi. gündüz çalış çabala üç kuruş kazan, akşam gel meditasyon yap. sen biliyor musun metrobüsten inip akşam evde aşmak ne kadar zor bi şey? hele evde sen varken! daha geçen gün, oturmuşum gözlerim boşlukta tam aşıyorum, içeriden gooolllll! diye anıran sesinle gerisin geriye dünyaya düştüm senin yüzünden. allahım ne günah işledim de osman benim en yakın arkadaşım oldu, fenerli bi de ya sabır. meditasyonda zuhur eden göt kaşıntısı gibi, camide gelen yersiz kıkırdama gibi bir insansın osman sen.
osman, eve para getir delirtme beni. elalemin kedileri pahalı oyuncaklarla oyun oynuyor, bizim kedimiz niye zeytin çekirdeği ile takılıyor gariban? bana acımıyorsan kedimize acı osman. işe gir! biraz da sen sömürül osman!
okumakla kalmayıp bi de cevap veriyor o’sman
o: abi, biliyosun şu kitap işiyle uğraşıyorum. ama istersen çeviri filan işi alayım yani, kalbimi kırıyorsun
b: hangi kitap hangi ya? az penaltı çok kitap o zaman osman!
o: abi, geri bildirim vermiyorsun ki, ikimiz birlikte yazıyoruz ya hani..
b: ya bırak şimdi kitabı mitabı, tansiyonumu çıkarıyorsun osman! git marketten yoğurt al bana bir tuzlu ayran yap sevabına, hadi
o: oğlum manyak mısın? tuzlu ayran yükseltmez mi tansiyonu, limon mu ne düşürüyordu, limon alayım, iyi misin?
b: kardeşim ben böyle intihar ediyorum, yerli ve milli
o: çok komik
b: yav hadi osman, canım ayran çekti, var mı paran?
o: var biraz da direkt ayran alayım abi yoğurt niye alıyorum?
b: emek osman emek, her şeyin hazırına alışmışsın sen, ders veriyorum sana
…
o: al abi, iyi misin biraz?
b: iyiyim, iyiyim. para işini de kafana takma, ben bi şekilde halletcem. sen şey yapma, yaz kitabını
o: eyvallah da ben senle başka bir şey konuşmak istiyorum abi
b: ne yumurtlayacaksın bakalım yine, söyle
o: abi niye aylin’le aramızı bozdun?
b: bize göre değildi aylin, osmanım.
o: niyeymiş?
b: abicim, kadın sabahın köründe japonya ile gecenin köründe amerika ile uzaktan toplantılar yapıp şirket politikası konuşan bir beyaz yakalı. kendince elit sandığı bazı huylar edinmiş yetmemiş elinde starbaks gavesi ile kapitalizmin kucağına oturmuş halinden de memnun. osman, biz türkiye saatiyle saatin kaç olduğunu çoğu zaman bilmiyoruz. ayrıca elit miyiz biz osman da aylin’e yar olalım?
o: neyse ne, sinirlendirme beni! sana mı kalmış tek başına karar vermek böyle önemli bir konuda! tutturdun zihnimizi en az dörde bölmeliyiz, neymiş efendim daha çok düşünmek ancak böyle mümkünmüş de bilmem ne. böldün de ne oldu lan! nerede serap? nerede öteki deli? bu iş korkutuyor beni abi, gözümüzün önünde olsalar neyse diycem de
b: kardeşim bi sakin ol ya. deli’yi mi soruyorsun? o halinden memnun be, geçen gün hayvanlarla konuşuyordu, sonra da cumhuriyet kurdu diye duydum. aramızda en mutlusu o ya merak etme osmanım sen. serap’ı da biliyosun “yok” olarak tasarladığımız için, ortada olmaması kadar doğal bir şey olamaz. sakin ol canım kardeşim, kontrol bende
o: olmaz, çağır gelsinler, bu zihin demokrasi ile yönetilmeli. kararları tek başına alamazsın öyle kafana göre
b: sığır mısın osman sen? neyini anlamıyorsun, serap yok değil, serap “yok”. buradadır bile belki de, deli de mutlu ya kendi kendine bırak yakasını adamın. ayrıca serap ben ne dersem eminim ki kabul ederdi, deli de zaten serap ne derse he der. 3 karşı 1 sin osman, zorlama.
o: bana kendimi ifade şansı vermiyorsun delikanlı, bastıramazsın beni!
b: lan yürü git, diklenme bana! elaleme çocuksu neşe osman, bana ergen gibi ham ham! silerim valla bir kalemde seni kendine çeki düzen ver. çocuksu neşe osman out erkeksi karizma kıvanç in. iki cümleye bakar aklını başına topla. bu zihin demokrasi ile yönetilmiyor kardeşim, burada güler yüzlü ama bir o kadar da tersi pis sosyalizm hâkim. siktir git şimdi nereden geldiysen!
o: diktatörsün oğlum sen diktatör!
b: evet, söylüyorum ya işte, dikta ediyorum
o: o ne demek şimdi?
b: git kelime kökenine bak cahil herif
o: …
…
b: osmanım, hiç sesin çıkmıyor, nerelerdesin canım kardeşim?
o: kendine delikanlı diyorsun ama çok sırnaşık bir tipsin sen ya. emir erin miyim lan ben senin gel deyince gel git deyince git!
b: abi, tamam ya, kusura bakma, öyle tersime geldin işte. söz artık bütün kararları beraber alacağız. serap ile deli’ye bile sormayacaz. sadece ikimiz.
o: cidden mi?
b: valla osman’ım. hem senin aylin işini de hallediyorum, bak şimdi izle, barıştırcam sizi
b: aylin naber ya?
…
b: osman da burada selamı var sana
…
b: osman mı kim? osman işte ya, var ya sevgilin
…
b: yok ya yemin ederim dalga geçmiyorum aylin. ya şimdi durumu şöyle izah edeyim. bizde bi kişilik bölünmesi durumları oldu da. ben aşk meşk işlerinde önden osman’ı gönderiyorum, onu sevdiysen zaten bizi kesin seversin aylin. aramızda en boş beleş insan kendisidir. ona dayandıysan zoru geçtin aylin. ya işte ne yaparsın, elalemin kişiliği bölünür brad pitt gibin tyler durden çıkar. benim kişiliğim bölünüyor ortaya osman çıkıyor. coğrafya kaderdir dedikleri bu olsa gerek aylin. yok yok yok, aylincim, korkcak bi şey yok, sen gönlünü ferah tut.
o: abi, kızı niye korkutuyorsun sen ya!
b:: osman, aradan çık
b: aylin, ha ne diyorduk? işte ben sayayım belli başlı tipleri bir fikir vermesi açısından sen ona göre kararını verirsin. ben varım, delikanlı. çok delikanlıyımdır, görünce anlarsın zaten. ben kendimi anlatmayayım, sen beni bana anlata anlata bitiremeyeceksin zaten. sonra, erkeksi karizma kıvanç var. o biraz daha ortam adamı aylin. ben ise daha çok damsız olmam nedeniyle kapıdan çevrilen at hırsızı gibiyim. delikanlıyımdır orası ayrı. paranız var mı diye soracak olursan. olmaz mı ya? ferrarisini satan bilge de bizden. sen seversin böyle skindirik şeyleri aylin. bilgemiz, ferrasini satıp dolara bastı diye biliyorum uzun zaman önce. satar metrobüse yakın bir ev alırız aylin, mutlu mesut yaşarız hep beraber. yatağı ne sen sor ne ben söyleyeyim. mr. fantastik içerde kamasutra çalışıyor. sana hazırlanıyor gece gündüz. teorik ama aklına kötü bi şey gelmesin. istersen, telefona sadık aşık del imor’u vereyim içini rahatlatsın biraz olur mu aylin? sözün özü, aylincim, biz tam aradığın erkeğiz. toplam 17-18 kişi sana geliyoruz. var mı o ponçik kalbinde hepimize bir yer? sıkışırız sıkışırız dert etme sen.
o: eee abi ne diyor?
b: osman, sen gerçekten safsın arkadaşım. lan hıyar mısın sen, kadın üçüncü cümleden sonra kapattı telefonu. kendi kendime konuşuyorum iki saattir.
o: iyi bok yiyosun! ben de kabahat zaten sana inanıyorum.
b: osman, ben sana bir şey öğretmeye çalışıyorum dostum. aylin normal bir insan, biz değiliz, boş ver sen aylin’i, biz işimize odaklanalım gözüm osman
o: abi, bak bu zihin bölme işi beni korkutuyor biraz
b: ya sen güven delikanlıya ya. kardeşim, zihin ve ruh aynı şeyler değildir. ruh daha kalbi bir şey. beni seviyor musun, deli’yi ve serap’ı da?
o: seviyorum t-abi de ne alaka?
b: güzel, işte hepimiz birbirimizi sevdiğimizde ruh bölünemez. zihin ise bölünse bile kalbin emrindedir osmanım. tehlikeli mi evet biraz. ama senin çocuksu korkularınla uğraşmazsak daha rahat ilerliyeceğiz osmancım. rahat ol ya biraz. ben ego’yum. kontrol bende. ego sağlam ego delikanlı, şişşş
o: peki bakalım ama senin bu ego yapma durumun ne olacak, hiç hazzetmiyorum
b: osman, halk psikolojisinde takılıp kalan aklına zıçayım ben senin. ego sağlam diyorum ego mu yapayım diyorum ben ya! osman, şimdi sen bensin di mi?
o: evet
b: çok aptalım ben yaaa :(
o: lan oğlum işte, egonun sağlam ve aynı zamanda esnek olması gerekiyor onu diyorum dangalak!
b: heee, o zaman ben yine çok aptalım ya! her durumda nasıl ben aptal oluyorum osman?
o: doğuştan galiba abi, yapacak bi şey yok, takma ne diyeyim
b: aptal! sen de aptal oluyorsun bu durumda
o: amaan neyse ne ya, dünyaya dönelim istersen yavaştan abi. benim cebimde 200 lira vardı nereye gitti harcadım mı yoksa düşürdüm mü acaba? abi gördün mü sen sağda solda? kapitalizmin görünmeyen eli mi alıyor lan bu paraları hayret yani
b: yok lan ben aldım. gittim bir kilo kıyr aldım.
o: kıyr ne lan?
b: kıymanın kilosu 300 lira olmuş. bir harf 60 liradan. 2 r 1 m etse. 210 lira tuttu da kasap a hakkını helal et deyip 1 kilo kıyr alabildik allaha şükür
o: abi, sen yakındır kuranın şifresini çözdüm diye ortalıkta dolaşabilme potansiyeli gösteriyorsun. kafan normal çalışmıyor abi senin
b: tespit yapma osman kalk yumurtalı kıyr yap.
devamını gör...