1.
prenses erkek
günlük hayatta “fazla hassas, fazla özen isteyen, nazlı” diye küçümsenen erkek tipine yapıştırılan etiket. oysa işin aslı biraz daha farklıdır. kadınların “ben prensesim, bana özel davranılmalı” algısı nasıl normalleştirilmişse, bir erkeğin de kendi değerini bilip özen beklemesi gayet doğaldır. toplumda “erkek güçlü olmalı, trip atmaz, duygularını saklar” gibi klişeler yıllardır dayatıldığı için, kendi hassasiyetini ortaya koyan erkek hemen “prenses” damgası yer. halbuki burada sorun erkek değil, kalıplaşmış erkeklik algısıdır.
erkeklerin bakımına dikkat etmesi, karşısındakinden ilgi beklemesi, kendini önemsemesi gayet insani bir durumdur. kadının nazı “tatlı trip” olarak görülürken, erkek aynısını yapınca “şımarıklık” sayılması ciddi bir çifte standarttır. üstelik günümüz ilişkilerinde kadınların büyük bir kısmı partnerinden anlayış, ilgi ve hassasiyet beklerken, karşısındaki erkeğin aynı beklentiyi dile getirmesi “prenseslik” diye küçültülüyor.
sonuç olarak, “(bkz: prenses erkek)” diye küçümsemek yerine, erkeklerin de duygusal ihtiyaçları olabileceğini kabul etmek gerekir. ilgi görmek, değer verilmek sadece kadınlara ait bir ayrıcalık değildir. belki de mesele erkeklerin prenses olmasında değil, toplumun buna hâlâ hazır olmamasındadır.
erkeklerin bakımına dikkat etmesi, karşısındakinden ilgi beklemesi, kendini önemsemesi gayet insani bir durumdur. kadının nazı “tatlı trip” olarak görülürken, erkek aynısını yapınca “şımarıklık” sayılması ciddi bir çifte standarttır. üstelik günümüz ilişkilerinde kadınların büyük bir kısmı partnerinden anlayış, ilgi ve hassasiyet beklerken, karşısındaki erkeğin aynı beklentiyi dile getirmesi “prenseslik” diye küçültülüyor.
sonuç olarak, “(bkz: prenses erkek)” diye küçümsemek yerine, erkeklerin de duygusal ihtiyaçları olabileceğini kabul etmek gerekir. ilgi görmek, değer verilmek sadece kadınlara ait bir ayrıcalık değildir. belki de mesele erkeklerin prenses olmasında değil, toplumun buna hâlâ hazır olmamasındadır.
devamını gör...