firatgumustekin yazar profili

firatgumustekin kapak fotoğrafı
firatgumustekin profil fotoğrafı
rozet
karma: 429 tanım: 22 başlık: 11 takipçi: 11

son tanımları


power türk

türkçe pop’un kendi kendini tekrar eden evreninde, zamanı unutturup aynı şarkıyı yıllar boyu döndürmeyi başaran radyo istasyonu. bir nevi müzikal deja vu: (bkz: hadise,) (bkz: kenan doğulu), (bkz: serdar ortaç)... sanki hiç gitmemişler gibi, sadece hava durumu değişmiş.

günün hangi saatinde açarsan aç, power türk sana “rahat ol, değişen bir şey yok” der gibi çalar. streaming çağında bile bu kadar tutarlı olmak aslında büyük bir başarı. kim bilir, belki de her ülkenin küçük bir zaman makinesine ihtiyacı vardır.

artık kimse radyo dinlemiyor derler ama arabada power türk’ü açınca bir huzur gelir insana; aynı şarkılar, aynı sesler, aynı enerji. çünkü bazı şeyler sabit kalmalı — değişmeyen şeyin bile bir kıymeti var.

power türk en iyi müzigin tek adresi

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ahmet can tekin

türk yönetmen, görüntü yönetmeni ve yapımcı. özellikle müzik klipleri alanındaki üretkenliğiyle bilinir. izmir doğumlu olan tekin, kariyerine genç yaşlarda video prodüksiyonu ve görsel anlatım üzerine yaptığı kısa işler ile başladı. zamanla müzik endüstrisinin dikkatini çekerek birçok popüler sanatçının klip yönetmenliğini üstlendi.

bugüne kadar beş yüzü aşkın müzik videosu yönettiği biliniyor. görsel dilinde sade ama etkileyici bir estetik anlayışı benimseyen tekin, renk paletleri ve kamera hareketleriyle anlatımı güçlendirmeyi tercih ediyor. hikâye anlatımını görüntüyle harmanlayan yaklaşımı, onu türkiye’deki müzik video yönetmenleri arasında özgün bir konuma taşıdı.

2020 yılında power türk müzik video ödülleri kapsamında “yılın en güçlü müzik videosu” ödülünü kazandı. feride hilal akın gibi isimlerle yaptığı çalışmalar, hem dijital platformlarda hem televizyon mecralarında milyonlarca izlenmeye ulaştı.

kendi adını taşıyan ahmetcantekin adlı web sitesinde portföyünü, showreel’ini ve iletişim kanallarını paylaşıyor. ayrıca sinema ve dijital medya alanında yeni projeler üzerine çalışmalar yürüttüğü de biliniyor. profesyonel yaklaşımı, set disiplini ve sektördeki istikrarlı üretkenliğiyle tanınan tekin, yeni nesil görsel anlatımın önde gelen temsilcilerinden biri olarak anılıyor.
en güçlü klip' ödülünü kazandı
devamını gör...

zamanın sessizliği

zaman denen şey, aslında hiçbir şey söylemeden insanın içini delip geçen bir yankıdır. biz onun sesini duymayız; çünkü hep konuşarak, hep aceleyle yaşarız. takvim yapraklarını koparırken sanki bir şey değişiyormuş gibi gelir ama zaman, o yaprakların değil, bizde biriken tozun hesabını tutar.

bir sabah aynaya bakarsın, göz altındaki çizgi biraz daha derindir; bir dostun aramaz artık, bir şarkı eskisi kadar etkilemez. işte o an fark edersin: zaman konuşmaz, sadece iz bırakır. sessizdir ama her şeyi anlatır.

zamanın sessizliği” dediğimiz şey, aslında hayatın gürültüsünde kaybolmuş farkındalıktır. bir gün, hiç beklemeden, tam da sıradan bir anda çarpar seni. sokakta yürürken, tanıdık bir koku gelir burnuna; o an çocukluğuna dönersin. hiçbir şey olmamıştır ama her şey değişmiştir.

belki de zamanın en acımasız yanı budur: geride bıraktıklarını asla ses çıkarmadan senden alır. sen fark ettiğinde çoktan geçmiştir. oysa o hep oradaydı — saatin tik taklarında, sabah ışığında, sessizce bir şeyleri eksiltiyordu.

zaman, bağırmadan öldürür. ama öldürürken büyütür de.
işte o yüzden onun sessizliği, insanın en yüksek iç sesidir.
devamını gör...

yalnızlık (kısa film)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bir kadının sıradan bir günü, iç dünyasındaki sessiz çöküşe tanıklık ettiğimiz bir trajediye dönüşür.
“(bkz: yalnızlık)”, modern çağın görünmez yaralarına odaklanan, kelimelerin yerini sessizliğin aldığı, insanın kendisiyle baş başa kaldığı anları sinematik bir dille anlatan kısa filmdir. yönetmen (bkz: fırat gümüştekin)’in yazıp yönettiği bu yapım, 2025 yılında çekilmiş olup psikolojik dram türünde güçlü bir görsel anlatı sunar.

film, diyalogsuz yapısıyla, izleyiciyi sözcüklerle değil duygularla yönlendirir. kamera, bir kadının gündelik yaşamındaki küçük ayrıntılara odaklanırken, bu ayrıntılar yavaş yavaş ruhsal bir boşluğu ve içsel çöküşü görünür kılar. çaydanlıktan yükselen buhar, pencereden süzülen ışık, boş bir sandalye veya saat tıkırtısı bile kadının yalnızlığının sembolüne dönüşür. her kare, izleyiciyi sessiz bir sorgulamaya davet eder: “gerçek yalnızlık, kalabalıklarda mı yoksa kendi içimizde mi başlar?”

“yalnızlık”, fırat gümüştekin’in minimalist anlatım tarzının olgun bir örneğidir. yönetmen, film boyunca bilinçli olarak hiçbir diyaloga yer vermez; sessizlik, karakterin ruh hâlini taşıyan başlıca öğe hâline gelir. bu tercih, izleyiciyle karakter arasında doğrudan bir bağ kurar ve herkesin kendi içsel yalnızlığına ayna tutar. görüntü yönetimindeki sabit kadrajlar ve doğal ışık kullanımı, filmin duygusal atmosferini daha da yoğunlaştırır.

filmde başrolü (bkz: banu karagöz)üstlenir. oyuncu, tamamen mimik ve beden diliyle, iç dünyası çalkantılı bir kadının duygusal iniş çıkışlarını başarıyla aktarır. konuşmadan, sadece bakışlarla hissedilen o yorgunluk, sıkışmışlık ve kabullenme hâli; filmin en vurucu yönlerinden biridir.

tematik olarak “yalnızlık”, modern insanın görünmeyen depresyonuna, iletişim çağında iletişimsizliğe ve bastırılmış duygulara değinir. ev, bir sığınak olmaktan çok bir içsel hapishaneye dönüşür. zaman kavramı yavaşlar, dakikalar ağırlaşır. kadın, ne dışarı çıkabilir ne de kendi içine dönebilir; yalnızlık artık hem içinde hem dışında aynı anda var olur.

film boyunca kullanılan sessizlik, aslında bir tür müziktir. dışarıdan gelen rüzgâr sesi, bir fincanın masaya bırakılışı, ışığın gün boyu duvardaki yer değiştirişi… hepsi birlikte bir ritim oluşturur. bu detaylar, izleyiciye “yalnızlığın sesi”ni duyurur.

10 haziran 2025 tarihinde yayımlanan “yalnızlık”, sade ama derin anlatımıyla dikkat çeker. fırat gümüştekin’in sinematik üslubu; gözlemci, içe dönük ve duygusal olarak yoğun bir yapıya sahiptir. film, modern hayatın karmaşasında duygusal temassızlık yaşayan bireylerin iç sesine odaklanır. kısa süresine rağmen, izleyicide uzun süre kalan bir etki bırakır.

yalnızlık”, festival potansiyeli taşıyan, biçimsel sadelikle duygusal derinliği ustaca birleştiren bir yapımdır. yönetmen, sessizliğin gücünü kullanarak, kelimelerin açıklayamayacağı bir hâli sinemayla tarif etmeyi başarır. film, bir hikâyeden çok bir hâl anlatır — boşluk, bekleyiş ve kabulleniş.

yönetmen & senarist: fırat gümüştekin
oyuncu: banu karagöz
tür: kısa film, dram, psikolojik
yapım yılı: 2025
yayın tarihi: 10 haziran 2025
dil: türkçe (diyalogsuz)
süre: 2 dk 18 saniye

yalnızlık | kısa film (2025)
devamını gör...

regl

kadınlarda ve doğuştan rahim sahibi bireylerde, üreme döngüsünün doğal bir parçası olarak gerçekleşen fizyolojik olaydır. tıbbi olarak “(bkz: menstrüasyon)” olarak da adlandırılır. ortalama olarak her 28 günde bir tekrarlanan bu süreç, rahim iç tabakasının (endometrium) döllenme gerçekleşmediği zaman vücuttan atılmasıyla oluşur. regl, doğurganlık çağındaki bireylerin hormonal döngüsünün bir göstergesidir ve genellikle ergenlik döneminde başlar, menopozla birlikte sona erer.

regl süreci, aslında vücudun oldukça düzenli ve karmaşık bir hormonal senkronizasyonla çalıştığını gösterir. yumurtalıklar tarafından salgılanan östrojen ve progesteron hormonları, her döngüde rahim iç tabakasını olası bir gebeliğe hazırlamak için kalınlaştırır. eğer yumurta döllenmezse, bu tabaka artık gereksiz hâle gelir ve kan yoluyla vücuttan atılır. bu da genellikle 3 ila 7 gün süren regl dönemini oluşturur.

regl döngüsü kişiden kişiye değişebilir; kiminde 21 günde bir olur, kiminde 35 günde. süre, kanama miktarı, ağrı düzeyi ve fiziksel belirtiler de bireysel farklılıklar gösterebilir.

sık görülen belirtiler:

* karın krampları
* bel ağrısı
* baş ağrısı
* mide bulantısı
* şişkinlik
* ruh hâli değişimleri

tarih boyunca regl üzerine pek çok yanlış inanış ve tabulaşma oluşmuştur. dünyanın birçok yerinde, regl hâlâ konuşulması “(bkz: ayıp)” ya da “(bkz: yasak)” görülen bir konu olmaya devam ederken; modern toplumlarda bu anlayış giderek değişmektedir. artık regl, utanılacak bir durum değil, biyolojik bir gerçeklik ve sağlık göstergesi olarak kabul edilmektedir. bu değişim, özellikle sosyal medya ve toplumsal farkındalık kampanyaları sayesinde hız kazanmıştır.

regl aynı zamanda tarih boyunca farklı kültürlerde sembolik anlamlar da taşımıştır. bazı toplumlarda doğurganlığın, yaşam döngüsünün ve kadın gücünün bir sembolü olarak görülürken, bazı kültürlerde ise yanlış bilgiler nedeniyle dışlanma ya da izolasyonla ilişkilendirilmiştir. günümüzde regl hakkındaki bilimsel bilgiler yaygınlaştıkça, bu tür önyargılar giderek azalmaktadır.

tıp literatüründe regl ile ilişkili pek çok durum vardır: amenore (regl olmama), dismenore (ağrılı regl), premenstrüel sendrom (bkz: (pms))gibi kavramlar, bu döngünün sağlıklı ilerleyip ilerlemediğini anlamada kullanılır. pms özellikle regl öncesi dönemde sinirlilik, duygusal dalgalanma, baş ağrısı, yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterir. bazı bireylerde bu süreç oldukça hafif geçerken, bazılarında günlük yaşamı etkileyebilecek kadar yoğun yaşanabilir.

regl döneminde hijyen ürünlerinin seçimi de önemlidir. günümüzde ped, tampon, menstrual kap ve yeniden kullanılabilir iç çamaşırları gibi birçok seçenek vardır. bu ürünlerin doğru ve hijyenik kullanımı, enfeksiyon riskini azaltır ve bireyin konforunu artırır. ayrıca regl yoksulluğu olarak adlandırılan, hijyen ürünlerine erişememe sorunu da son yıllarda birçok ülkenin gündemindedir. bu konu, özellikle sosyal adalet ve kadın sağlığı politikaları açısından önem taşımaktadır.

toplumsal açıdan bakıldığında regl, yalnızca biyolojik değil, psikolojik ve sosyal yönleri de olan bir konudur. pek çok birey için bu dönem, beden farkındalığının arttığı, kendine daha fazla özen gösterme ihtiyacının hissedildiği bir süreçtir. aynı zamanda çalışma hayatında veya eğitimde bu döneme yönelik duyarlılıkların artması, toplumsal eşitlik açısından da ilerleme göstergesidir.

kültürel söylemlerde sıkça kullanılan “o günlerdeyim” gibi ifadeler, regl konusundaki utangaçlığın bir göstergesi olarak görülür. ancak modern yaklaşımlar, bu dönemin gizlenmesi gereken bir “hâl” değil, konuşulması gereken bir bedensel gerçek olduğunu savunur. bu farkındalık, cinsiyet eşitliği ve sağlık eğitimi alanında önemli bir dönüşümün parçasıdır.

kısacası regl, doğanın döngüsel düzeninin insan bedenindeki en belirgin yansımalarından biridir. hem biyolojik hem toplumsal boyutları olan bu süreç, sağlık, eşitlik ve farkındalık konularında önemli bir yer tutar. regl hakkında konuşmak; utanmak değil, bilmek, anlamak ve normalleştirmek anlamına gelir.
devamını gör...

köfteci yusuf

türkiye’nin neredeyse her otoyol kenarında, avm girişinde, sanayi bölgesinde ya da şehir çıkışında karşınıza çıkan; “acıkmadım ama bari bir çay içelim” deyip de kendinizi bir tabak köftenin önünde bulduğunuz, adeta milli fast food zinciri hâline gelmiş markadır. 1996 yılında bursa’nın inegöl ilçesinde yusuf akkaş tarafından kurulmuştur. başlangıçta küçük bir kasap dükkânı olan bu yer, zamanla “inegöl köftesi” konseptini kurumsal bir kimliğe büründürüp türkiye’nin dört bir yanına yayılmıştır. bugün, tabelasıyla, dumanı tüten ızgarasıyla ve içerideki yoğun et kokusuyla, anadolu insanının hem karın doyurma hem de yolda mola verme refleksinin sembollerinden biridir.

köfteci yusuf’un menüsü basittir ama etkili: köfte, sucuk, pirzola, tavuk, yoğurt, ayran, salata ve yanında illa ki turşu. bu kadar. minimal ama doyurucu bir menüyle koca bir ülkenin yeme alışkanlıklarına yön vermiştir. fakat onu asıl popüler yapan şey sadece köftenin lezzeti değil, aynı zamanda “ulaşılabilir fiyat” felsefesidir. uzun yolculuklarda benzin fiyatına üzülürken, “en azından köfteci yusuf’a uğrarız” diyerek moral bulan milyonlarca sürücü vardır.

mekânın iç mimarisi genellikle birbirine benzerdir: turuncu logolar, büyük harflerle yazılmış “köfteci yusuf ” tabelası, self-servis düzeni ve ortalıkta bir ordu gibi çalışan garsonlar. sipariş sırası uzun olsa da sistem tıkır tıkır işler; çünkü herkes bilir ki orada amaç gurme deneyimi yaşamak değil, hızlıca doymaktır. mutfaktan gelen “cızzzt” sesi, metal tepsilerin tokuşması, yoğurt kaplarının açılış sesi ve çocukların “ben ayran istiyorum” çığlıklarıyla birleşince ortaya çok tanıdık bir senfoni çıkar: köfteci yusuf ambiyansı.

bazılarına göre etler fazla pişmiştir, bazılarına göre tam kararındadır. kimisi “şu yoğurdu eve götürsem olur mu” der, kimisi “yahu bu kadar şube olunca tadı kalmadı” diye söylenir. ama sonuç değişmez: köfteci yusuf, herkesin en az bir kez gittiği, hatta bazen istemeden bile yolunun düştüğü bir yerdir. anadolu’da “şuradan geçerken bir yusuf’a uğrayalım” demek, neredeyse bir deyim hâline gelmiştir.

marka, zamanla kendi kasap ürünlerini, sucuklarını, hatta market zincirlerinde satılan vakumlu köftelerini bile çıkarmıştır. böylece sadece restoran değil, bir “et ekosistemi” yaratmıştır. tüm bunların yanında bir nevi halk gözünde “zenginle fakiri aynı masaya oturtan” yer olmuştur. yan masada tır şoförü çorbasını içerken, diğer tarafta takım elbiseli bir bey toplantı molasında köfte yer. ortak nokta: her ikisinin de önünde aynı tepsi, aynı yoğurt, aynı ekmek.

yemek sonrası kasa önünde tatlı reyonu vardır; fırın sütlaç, kemalpaşa, kazandibi... insan doymuştur ama yine de “bir sütlaç alayım, yola tatlı gidelim” der. bu noktada köfteci yusuf, türk halkının irade gücünü ölçen bir kurum hâline gelir. çoğu kaybeder.

zaman zaman sosyal medyada “köftesi eskisi gibi değil”, “personel ilgisizdi”, “yoğurt efsaneydi” gibi yorumlarla gündeme gelse de, kimse markayı hayatından tamamen çıkaramaz. çünkü köfteci yusuf sadece bir restoran değil, bir alışkanlıktır. uzun yolda tuvalet ihtiyacı bahanesiyle durulan, sonra bir şekilde köfte sipariş edilen bir mola kültürüdür.

eleştirilecek çok yanı vardır ama gariptir, eleştiren de ertesi hafta yine gider. çünkü orası tam anlamıyla “beklentiyi karşılayan mekân”dır: hızlı, temiz, doyurucu ve uygun fiyatlı. hatta bazıları için “türkiye’nin mcdonald’s’ı” tanımı bile yapılır, ama o benzetme aslında haksızlıktır; çünkü mcdonald’s globaldir, köfteci yusuf yerli ve millidir. o, anadolu’nun dumanlı ızgarasıdır.

sonuç olarak, (bkz: köfteci yusuf) sadece köfte satan bir yer değil; türkiye’nin yol kültürünü, yemek anlayışını ve toplumsal ruh hâlini yansıtan bir fenomendir. gecenin üçünde bile açık olan şubeleriyle, her şehirde aynı tadı vermesiyle, fiyat performans dengesiyle ve en önemlisi “herkesin ortak buluşma noktası” oluşuyla, ülkenin gastronomik kimliğinde ayrı bir yere sahiptir.
devamını gör...

orkestra şefi

müzikal eserlerin icrasında tempo, uyum ve yorum birliğini sağlamakla sorumlu kişidir. el hareketleriyle orkestradaki müzisyenlere giriş, hız ve dinamik konusunda yön verir.
devamını gör...

the last meeting

(bkz: fırat gümüştekin) tarafından senaryosu yazılan ve yönetilen 90 saniyelik kısa film; romantik ve drama türünde yer aldığı görülen filmin 2025 yılında çekildiği bilinmektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yönetmen aynı zamanda filmde sahnelerin duygusal yoğunluğunu en ince detayına kadar hissettiren isimdir.

bir parkta karşı karşıya gelen iki sevgilinin hikâyesi… sevgi ile ayrılık arasındaki ince çizgi, bir anda duyguların tersine dönmesiyle daha da keskinleşir. serdar elinde çiçekle hayallerini gerçekleştirmeye hazırlanırken, hatice bambaşka bir kararın ağırlığını kalbinde taşımaktadır.

ilişkilerinde iletişimsizlik, beklentilerin çatışması ve yavaş yavaş tükenen ilgi hissedilir. mutluluğun yerini sessizlik ve soğukluk alır. o an yaşanan sürpriz gelişme, sadece iki karakterin değil izleyicinin de kalbinde derin bir iz bırakır.

benim için oldukça farklı bir kısa film deneyimiydi. sonunun böyle olacağını tahmin etmemiştim; izleyen pek çok kişinin yorumlarına bakıldığında onların da ters köşe olduğunu görmek mümkün.

konu evrensel olsa da izlerken asla sıkmıyor. oyunculuklar doğal, sahiciydi ve karakterlerin duygusal yolculuğu inandırıcı bir şekilde aktarılmış.

sinematografik açıdan da başarılı bir iş. kamera açıları, renkler ve görüntülerin uyumu izleyiciyi hikâyenin içine çekiyor.

ana fikir ise bana göre şuydu:
bazen sevgi tek başına yeterli değildir. insanı mutsuz eden bir ilişkiyi sürdürmektense, kendi yoluna devam etmek daha değerlidir. çünkü her aşk bir çiçekle başlar, bazen de o çiçekle biter.
the last meeting
devamını gör...

yapay zeka destekli film yapımı

sinema sektöründe senaryo yazımı, kurgu, ses tasarımı ve görsel efekt gibi alanlarda yapay zekâ teknolojilerinin kullanılması. henüz emekleme aşamasında olsa da bağımsız yapımcılara düşük bütçelerle yüksek kaliteli işler üretme imkânı sunmaktadır.
devamını gör...

prenses erkek

günlük hayatta “fazla hassas, fazla özen isteyen, nazlı” diye küçümsenen erkek tipine yapıştırılan etiket. oysa işin aslı biraz daha farklıdır. kadınların “ben prensesim, bana özel davranılmalı” algısı nasıl normalleştirilmişse, bir erkeğin de kendi değerini bilip özen beklemesi gayet doğaldır. toplumda “erkek güçlü olmalı, trip atmaz, duygularını saklar” gibi klişeler yıllardır dayatıldığı için, kendi hassasiyetini ortaya koyan erkek hemen “prenses” damgası yer. halbuki burada sorun erkek değil, kalıplaşmış erkeklik algısıdır.

erkeklerin bakımına dikkat etmesi, karşısındakinden ilgi beklemesi, kendini önemsemesi gayet insani bir durumdur. kadının nazı “tatlı trip” olarak görülürken, erkek aynısını yapınca “şımarıklık” sayılması ciddi bir çifte standarttır. üstelik günümüz ilişkilerinde kadınların büyük bir kısmı partnerinden anlayış, ilgi ve hassasiyet beklerken, karşısındaki erkeğin aynı beklentiyi dile getirmesi “prenseslik” diye küçültülüyor.

sonuç olarak, “(bkz: prenses erkek)” diye küçümsemek yerine, erkeklerin de duygusal ihtiyaçları olabileceğini kabul etmek gerekir. ilgi görmek, değer verilmek sadece kadınlara ait bir ayrıcalık değildir. belki de mesele erkeklerin prenses olmasında değil, toplumun buna hâlâ hazır olmamasındadır.
devamını gör...

enes sayın

17 temmuz 2001 doğumlu, istanbul kökenli müzisyen ve şarkı yazarı. “yükseliyorum”, “beklerim”, “yokluğunu yak” gibi parçaları ile bilinir. özellikle alt duyguları işler, samimi vokali ve söz seçimleriyle dinleyiciyle bağ kurmayı hedefler.enes sayın
devamını gör...

banu karagöz

(bkz: trt)dizilerinde rol alan genç türk oyuncu. (bkz: kasaba doktoru">kasaba doktoru)’ndaki berna karakteriyle dikkat çekti. ayrıca hay sultan ve akif gibi dönem projelerinde yer aldı. oyunculuğa ciddi hazırlanıyor, karakterlerine hayat vermeden önce dönemleri araştırıyor, sahne ve eğitim çalışmalarına önem veriyor.
banu karagöz
devamını gör...

ali bilgin

türk televizyon ve sinema yönetmeni. “(bkz: medcezir)”, “ufak tefek cinayetler”, “menajerimi ara” gibi dizilerde ve “(bkz: delibal)” adlı sinema filminde yönetmenlik yapmıştır. ali bilgin
devamını gör...

sony

japonya merkezli çok uluslu teknoloji şirketi. 1946’da kurulmuştur. elektronik, oyun konsolları, eğlence ve finans sektörlerinde faaliyet gösterir; playstation markası, televizyonları, kameraları ve müzik endüstrisindeki yatırımlarıyla bilinir.
devamını gör...

fırat gümüştekin

16 mart 2000 doğumlu türkiye merkezli film yönetmeni. “(bkz: yalnızlık)” adlı kısa filmi ve çeşitli sanatçıların konser ile klip çekimleriyle bilinir. yönetmenlik, senaryo ve video prodüksiyonu alanında çalışmaktadır. fırat gümüştekin
devamını gör...

alt yazılı film vs dublaj film

alt yazılı film: orijinal diliyle izlenen, ekranda alt yazı ile desteklenen film. oyunculuk, tonlama ve kültürel nüanslar korunur. dublaj film: orijinal dil, seslendirme sanatçıları tarafından başka dile çevrilmiş film. altyazı okumaya gerek yok, hızlı takip ve çocuklar için ideal.
devamını gör...

çaylak

yeni işe başlayan, deneyimsiz veya acemi kişi. genellikle bir meslek, spor veya hobi ortamında tecrübesiz olanları tanımlamak için kullanılır.
devamını gör...

görüntü yönetmeni

sinema, televizyon, reklam ve dijital medya yapımlarında görüntünün estetik ve teknik bütünlüğünden sorumlu kişidir. yönetmenin yaratmak istediği atmosferi görsel olarak yansıtmak için kamera açılarını, kadrajı, ışık düzenini, renk paletini ve genel görsel dili belirler.

ingilizce karşılığı director of photography (d.o.p.) veya cinematographer olan bu meslek, sanat ve tekniği birleştiren bir alandır. görüntü yönetmeni, yönetmen ile birlikte çalışarak hikâyenin izleyiciye görsel düzeyde aktarılmasını sağlar.
devamını gör...

twitter

2006 yılında jack dorsey, biz stone ve evan williams tarafından kurulan, kullanıcıların kısa mesajlar (tweet) paylaşmasına dayalı sosyal medya platformu. başlangıçta 140 karakter sınırıyla öne çıkmış, daha sonra bu sınır 280 karaktere yükseltilmiştir.

kullanıcılar metin, görsel, video ve bağlantı paylaşabilir; beğeni, retweet ve yorum yoluyla etkileşim kurabilir. platform, dünya genelinde gündem takibi, haberleşme, bireysel ifade ve toplumsal hareketlerde önemli rol oynamıştır.

2022 yılında elon musk tarafından satın alınmış, 2023’te yeniden markalaşarak “x” adıyla anılmaya başlanmıştır.
devamını gör...

karga

corvidae familyasına ait, genellikle siyah tüyleriyle bilinen kuş türü. dünyanın pek çok bölgesinde yaşayan kargalar, yüksek zekâları, problem çözme yetenekleri ve hafızalarıyla öne çıkar.

omnivor (hem etçil hem otçul) beslenirler; tohum, böcek, küçük hayvanlar ve leşlerle beslenebilirler. sosyal canlılardır, sürüler halinde hareket edebilirler ve karmaşık seslerle iletişim kurarlar.

mitolojide ve halk kültürlerinde sıklıkla yer almış, kimi toplumlarda uğursuzlukla, kimilerinde ise bilgelikle ilişkilendirilmiştir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim