gamsızöküz yazar profili

gamsızöküz kapak fotoğrafı
gamsızöküz profil fotoğrafı
rozet
karma: 174 tanım: 13 başlık: 2 takipçi: 5

son tanımları


hitler'in tıraş bıçağı

can yoldaş sabunlarıyla aynı inovasyon ekibi tarafından hazırlanmış olma ihtimali yüksek tıraş bıçağıdır.
devamını gör...

underdogs

yapımcılığını tom stephens, anlatıcılığını ryan reynolds'ın üstlendiği 2025 yapımı mini hayvan belgeseli. ryan'ın vurgu ve tonlamalarıyla izlemek de hoş.

hayvanlar alemindeki superheroların değil de superzeroların tuhaf, iğrenç(!) hallerini güzel bir mizahla birleştirmişler. müzik seçimleri aşırı güzel.
didaktik anlatımları sıkıcı bulanlar ve hayvan belgeseli sevmeyenler bir şans vermeli.


bal porsuğunu anlatırken fona bad guy şarkısını koymaları güldürmüştür.
devamını gör...

konseri bedava olsa bile gidilmeyecek şarkıcı

babamın “bedava” diye beni de peşine takıp götürdüğü (bkz: musa eroğlu) konserinde, henüz 5-6 yaşlarındaki şahsımı “git de bir merhaba de” diyerek adeta gülle topu gibi adamın önüne fırlatmasından beri halk konserlerine gitmeye karşıyım. hayır yani, merhaba desem ne olacak ki? ama dedim tabii. “merhaba musa bey, merhaba...”

ve fakat politik, ideolojik duruşları, faillikleri vs hiç işin içine katmadan düşününce aklımda tek bir isim belirdi o da (bkz: uğur ışılak)
kısık bakışlarıyla çok sinsi bir insanmış gibi. biraz da muhabbet kuşuna benziyor. muhabbet kuşlarını severim ama bu adam sinsi bir muhabbet kuşu gibi.
devamını gör...

kreta labirenti

aynı zamanda kreta, girit demek olduğu için (bkz: girit labirenti) olarak geçer.

girit kralı minos, tanrı poseidon’dan kudretini göstermek için kutsal bir boğa ister ama gelen boğayı kurban etmeye kıyamaz. buna öfkelenen poseidon, kraliçe pasiphae’yi lanetleyerek onu boğaya karşı arzuyla doldurur. pasiphae, usta zanaatkar daidalos’a (bu bey aynı zamanda bir başka hikayenin konusu olan ikarus'un da babasıdır) tahta bir inek yaptırıp içine girer ve boğayla cima eyler. minotauros doğar. minotauros yarı insan yarı boğa olduğu için kral, bu utancı gizlemek için daidalos’a çıkışı neredeyse imkansız bir labirent yaptırır ve minotauros’u içine kapatır. sonra, atinalılarla bir savaşın ardından her dokuz yılda bir yedi erkek ve yedi kız çocuğu bu canavara kurban edilmeye başlanır. bu döngüyü kırmak isteyen theseus, kurbanlar arasında gönüllü olur; ama asıl çözüm ariadne’den gelir. ariadne, theseus’a bir iplik verir. girerken ucunu bağlar, geri dönerken de yolu bulur. theseus canavarı öldürür, ip sayesinde labirentten çıkar ama ariadne’yi bir adada terk eder. (bir kere de şaşırtın be)
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

2. sınıf öğrencisi ve duyguyu bağırarak veren küçük bir kız çocuğunun sesiyle:

hava sıcak bilmem kaç derece?
kene korkusu yüzünden açamıyoruz kapı, pencere...
kedoşumla yatamaz olduk
bu ne biçim cendere?
gökyüzü karanlık....
lakin içerde pişmekteyiz.
dondurma değil, biz erimekteyiz...
hayatı kabullendik.
yatarak, sessizce...

şiirimin adı pasif buharlaşma.
devamını gör...

berduş

ekrem düzgünoğlu isimli şarkıcıya ait bir şarkı.

klibinde, bumerang gibi atsan sana geri dönecek ayakkabılarıyla sokaklarda koş babam koşmaktadır. neyse ki bu ayakkabılara artık kurum çalışanı erkekler dışında çok denk gelmiyoruz da gözlerimiz kanamıyor.
hayır bir de ben bu şarkıyı neden ezbere biliyorum?
devamını gör...

zalim iyimserlik

amerikalı kültür kuramcısı lauren berlant’ın ortaya attığı bir kavram. ilk kez 2011’de yayımlanan “cruel optimism” adlı kitabında yer almış.

kişilerin hayatlarını "daha iyi" kılacağına inandıkları şeylerin (kariyer, aşk, istikrar, refah, özgürlük gibi) aslında onlara zarar vermeye başlamasına rağmen, bu şeylerden vazgeçememeleri durumu.
lauren, sistemin insanlara umut sattığını, bu umutların da aslında gerçekten gerçekleşmesi mümkün olan şeyler değil, sadece insanların oyalandığı, tutunduğu, vazgeçemediği hayaller yığını olduğunu, kolektif yanılsamaların bir ürünü olduğunu söylüyor.

mesela elimizde bir ayşe olsun. ayşe, yıllardır tek başına fiziksel engelli çocuğuna bakıyor. ne doğru düzgün bir sosyal destek var ne bir şey. ama her yerde alkışlarla "annelik kutsaldır", "sen çok güçlüsün", “ben senin gibi güçlü duramazdım” cümleleri havada uçuşuyor. ilk başta iyi geliyor, kendini değerli hissediyor bir nebze ama sonra fark ediyor ki bu "güçlü anne" methiyesi aslında ona yüklenen koca bir yalnızlık. sistem, yardım edemediği kadını, övgüyle susturuyor.

veya ali, yıllardır sigortasız, asgari ücretin bile altında bir maaşla çalışıyor. patronu yıllardır "işler büyürse seni ortak yapacağım." vaadiyle sömürüyor da sömürüyor. ali de bunu artık ezberledi zaten gerçek olmadığını biliyor ama yine de içten içe “belki bir gün” diye düşünüyor. çünkü çıkıp gidecek başka bir yer yok. o vaat, asıl maaş kadar önemli artık. hayatta kalma umuduna tutunmak gibi. ali, kendini kandırdığını biliyor ama umut etmek, boş kalmaktan daha az acıtıyor. o da bu yalanla sabahları kalkıp tekrar işin yolunu tutuyor.

gibi.
devamını gör...

günümüz kadınlarının her gün yeni sevgili yapması

(bkz: nerede lütfen söyleyin)
devamını gör...

yezidin kızı

aleviler içinde hakaret olarak kullanılabilen tamlama.

rahmetli dedem yaramazlık yaptığımda bu şekilde kızardı. alternatif olarak:
(bkz: yezid tohumu)
devamını gör...

yanlış yapan kız kardeşe yanlış yaptın demek

karşı tarafı savunmaya itebilecek, yargılayıcı ve doğrudan bir ifadedir.

hem ablanın/abinin akıl ve ruh sağlığı hem de karşı tarafın hatasını daha net görüp sizi dinlemesi için "daha farklı ne yapılabilirdi? belki şu şekilde yapmanı önerebilirim" vb şekilde veya konu akışına uygun olarak farklı varyasyonlarla konuşmaya girilebilir. bu şekilde karşılık verdiğimde minik şeytanım genelde şiddetli bir itiraz yoluna giremedi daha.
yatırım tavsiyesidir.

ayrıca meraklısı olursa marshall rosenberg'in şiddetsiz iletişim kitabını tavsiye ederim.
devamını gör...

deja vu

beyonce'un 2006 yılı çıkışlı b'day albümünde bulunan ve kocası jay-z ile düet yaptığı şarkı.

sabah enerjisi niyetine dinlerken "bunlar da diddy davasında geçiyordu. kocası da mı fail acaba? o dava n'oldu ya?" diye düşündürüp durduk yere bir de amerika magazininin kirli taraflarını araştırmaya mecbur bırakacaktır.
bir bakalım...
devamını gör...

ateizmin bir inanç olduğu gerçeği

"inanç” kavramının nasıl tanımlandığına bağlı olarak farklı şekillerde yanıtlanabilecek başlık.

eğer inanç, herhangi bir görüşü savunmak olarak tanımlanırsa, ateizm de bir inanç gibi görülebilir. böyle olunca yerçekimi yasasına inanmak da, matematiksel doğruları kabul etmek de birer inanç haline gelir. ama bu kadar geniş bir tanım, inanç kavramını anlam açısından zayıflatır çünkü artık her kabul edilen bilgi “inanç” kapsamına girer ve kavram işlevini yitirir.

gündelik kullanımda ve felsefi tartışmalarda “inanç” daha çok, kanıta dayanmadan bir iddiayı doğru kabul etme hali olarak tanımlanır. böyle bakınca, ateizm genellikle bir inanç değildir çünkü tanrının varlığına dair yeterli kanıt görmediği için bu iddiayı reddetmekten ibarettir. ateist kişi, tanrının varlığına dair ikna edici delil olmadığını söyler; bu nedenle bir şeye inanmaktan çok, inanmamayı tercih eder. bu da bir şeyin yerine başka bir açıklama koymak değil, mevcut açıklamayı kabul etmemek demek.

yani belirli bir iddiayı doğrulamak yerine o iddiaya karşı şüpheyle yaklaşmak ve kanaat bildirmemektir. ez cümle, bir şeyin yokluğunu savunmak ile o şeye inanmamak arasındaki fark göz önünde bulundurulduğunda, ateizmi “inanç” kategorisine yerleştirmek kavramsal bir hata gibi. çoğu zaman eleştirel ve kanıta dayalı düşünmeye dayanan bir tutumdur; bu yönüyle inançtan çok, epistemolojik bir tutum olarak değerlendirilmeli.

not: ateist değilim. deizm'den devam. kafa rahat.
devamını gör...

the assessment

iklim değişikliği sonrası distopik bir gelecekte geçen film.

çocuk sahibi olmak isteyen bir çift, bir değerlendirici tarafından 7 günlük bir teste tabi tutulur. eğer testi geçebilirlerse bir bebekleri olacaktır ve olaylar gelişir.
klişelerle dolu olacağını düşünerek başlasam da hem konusu ve oyunculukları hem de işleyiş tarzı olarak beğendim. ama rte muhtemelen beğenmezdi. 6,5/10

biyolojik devamlılık mı, ruhsal bütünlük mü? mutluluğun simülasyonu mu, acının ve coşkunun hakikati mi? gibi etik ikilemler söz konusu.



yeni dünya'da her şey o kadar beton ve mutsuzdu ki resmen oyuncuların da başarısıyla o soğukluk net şekilde hissediliyordu. imdb notlarına bakınca da sette ruhu daha iyi yansıtabilmek için hiç ahşap kullanılmadığı yazıyor zaten.
virginia, mia'nın annesinden kalan bitkiyi bok ettin ya mutfağını karıncalar basar işalla.
mia'nın cesareti ne kadar hoşuma gittiyse kocasının korkaklığı da bir tık sinir bozdu.

"başlangıçta herkesin konuşabildiği tek şey, nihayet düzgün yazlar geçirmenin ne kadar güzel olduğuydu. ve sonra, yazlar hiç bitmemeye başladı."
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim