gamsızöküz yazar profili

gamsızöküz kapak fotoğrafı
gamsızöküz profil fotoğrafı
rozet
karma: 5899 tanım: 874 başlık: 133 takipçi: 39

son tanımları


rahmi bey

(bkz: yav bi dinle)
yawww.
devamını gör...

bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

kalp kırmamaya çalışan ama arada irin akıtan biri. türkçülük noktasında uyuşamasak da....... çok insan doğumgününü kutlamış. demek ki seviliyor. bu kadar sevilmesi bende bi şüphe uyandırıyor...
devamını gör...

hatay

gördüğüm kadarıyla çok fazla zihinsel ve fiziksel engelli insan olan şehir.
deprem dönemi farklı farklı çadır alanlarında çalışmıştım. 2-3 çadırdan birinde ya engelli ya da henüz raporu alınmamış * engelli insan vardı. tabi ki çadır alanlarını da mahallelere göre kurdukları için diğer dezavantajlara denk geliyordun ama * hatay acayip şaşırtmıştı.
bu arada hatay'a gitmeden önce, bakanlık çalışanları ne derse "he deyin" uyarısını başta aldığımız için ayrıca sinir olup bir şey dememek için hiç konuşmamayı seçmiştim. xx şehirdeki memurlardan biri "ya bu raporları kim okuyacak? ne diye bu kadar yazıyorsun? işaretle geç" dediği için kavga etmiştim de uyarı almıştım. abv. adı da kenan'dı. bok beyinli. neys.
deprem dönemindeki bu şaşkınlık dışında, ne kadar hataylı ile tanıştıysam (ki bence çok tanıştım) hepsini aşşşşşırı sevdim/seviyorum. tabi ki her insan bir değil ve şehircilik saçma ama bende "hataylı mısın? vaa kesin iyi insan" gibi bir önyargı var.
bu şehre dair çok anım var. hem insan hem mekan olarak ama sonunda sadece, yeni yapımı çıkmış oyuncu gibi(ama değil), "samimiyet" diyebilirim sanırım.
devamını gör...

çakmak

tüm güzel baskılı, şekilli şuküllü çakmakları alasım var.
favorim, kuğulu park'taki envaiçeşit çakmak satan amcaydı ama o da ya öldü ya emniyetten emekliliğini aldı. göremiyorum artık.
devamını gör...

boyundan 1.60 çıkarsa kaç kalır sorusu

kasırgada dört annemi kaybettim.
sekkiz.
ne pis mizahın varmış be şahan.
devamını gör...

gümüş

kıvanç tatlıtuğ'un gençlik döneminde oynadığı dizi.
ırak'ta yayınlanmaya başladığı zaman, kadınların "sen bana neden çiçek almıyorsun? sen neden böyle romantik değilsin?" vb sebeplerle boşanma başvurularında artış yaşanmış.
kaynak: grup çalışması yaptığım zaman görüştüğüm 30-40 kadar sınırlı sayıdaki ıraklı kadın. * hepsi de, dizilerde "romantik ve sevdiğini gösteren" bir erkek karakteri ilk kez bu diziyle izlediğini söylemişti. diziyi izlemedim ama bir ara bakayım hatırlamışken.
devamını gör...

pearl jam

even flow şarkısı, american heart association tarafından elle kalp masajı icin uygun şarkılardan biri olarak seçilen grup.
normalde kalp masajının 100-120 arası olması gerekiyormuş. even flow da 105 bpm imiş.
the office sebebiyle stayin' alive hala daha akılda kalıcı ama olsun.
hemen gidip ölü gibi uyuyan kardeşim üzerinde test edip onaylayayım.
tık tık
devamını gör...

bugün kendin için ne yaptın sorusu

yazın balkondaki çakmak sıcaktan patlayıp gözlüğümün camını çatlatmıştı. sürekli erteliyordum hazır boşken göz doktoruna geldim. üç tane birbirini tanımayan abla düşük göz kapağı sebebiyle gelmişler. konuşmaya başladılar. 52 yasinda olanın ameliyat olması lazımmış ama yaş ilerledikçe işlem ücreti düştüğü için biraz daha yaşlanmayı bekliyormuş. muayenem bitsin de gidip dertli sekilde sigara içeyim.
devamını gör...

zeki insanlar neden aptalca hatalar yapar sorusu

akıllı olmadıkları için olabilir. zeka daha bilişsel, akıl daha bilişsel+sosyal değil miydi sanki? neys. benim ikisiyle de işim yok pek zaten.
devamını gör...

evrensel verici

0 rh negatif kan grubuna sahip kişiler.
devamını gör...

30 yaşını geçmiş ama hala sözlükte yazan insan

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

annesini telefonuna annem diye kaydeden kadın

başka ne diye kaydedilecek ki? bazen çocuk gibi annemin adı olduğu unutup instagram'da da arama kısmına annem yazıp sonra düzeltiyorum. *
bir kere bir şehrin ampüte futbol takımında oynayan bir adamla tanışmıştık. kafam güzel diye "ampüte xx" olarak kaydetmişim hatırlayabileyim diye muhtemelen. buluştuğumuz zaman telefondan bir şey gösterirken görüp bozulmuştu. ondan beri annem ve babam dışında herkesi isim soyisim olarak kaydetmeye başladım direkt. bu vesileyle tüm ampüte futbol oyuncularından da özür dilemiş olayım.*
devamını gör...

bilet parasından dolayı tiyatroya gidememek

ankara'da zaten devlet tiyatro biletleri saniyesinde bitiyor. aynı oyunlar yıllardır sahneliyor ve yeni oyun görmek de zor.
özel sahneler en az 600 tl'den başlıyor. içinde bir tane bilinen sima varsa 1.000 tl kemik. küçük ekiplere destek de olur diye bakıp boktan oyunculuklar izleyeceğin minicik amatör sahnelerde bile 400-500 tl. öncesinde yemek yesen, sonrasında oyunu konuşmak için bir yere otursan en az 1.500 tl'ye günü kapatıyorsun.
n'oluyoruz ya? bir düzenli tiyatro zevkim vardı onu da artık rutinimden çıkartmak zorunda kaldım resmen.
günün sonunda sanırım evde ezel, muhteşem yüzyıl falan izleyip, ezberleyip son zamanlarda meşhur olan quiz nightlara katılmaya başlayacağım. harry potter'da bir şansım var ama ona da bir bakmak lazım tekrar. en azından hem arkadaşlarınla eğleniyorsun hem de bi bira mira ödülü oluyor.
abv devlet tiyatroları genel müdürü elon musk.
devamını gör...

sadettin saran ile rümeysa cebeci'nin konuşma kayıtları

iş yerindeki kuru götlü kızlar* squat yapmaya başlamış mıdır acaba? ben şu an o ekibin haber sonrası konuşmalarını merak ettim. *
o kadar arkadaş bil, doğum gününü kutla et sonra götün küçük diye grup sekslere sokulma. vay be. ne zorsun ahir zaman......
devamını gör...

metal müzik dinleyen insanların içinde bulunduğu psikoloji

migren krizi geçiren birine, değil metal müzik gak desem boğma girişiminde bulunacağı için henüz sağlığa zararı kanıtlanmamıştır. gerçi dinlettiğim takdirde benim can güvenliği riskim oluşacağı için zararlı da olabilir. ay öldüresi var beniğğğ.
ama metal müzik dinleyen biri olarak psikolojimi zeki müren-üzgünüm leyla da anlatıyor zaman zaman. ben sözü norveçli balıkçılara bırakmak isterim. çünkü norveç'in balıkçısı bile metal dinliyor olabilir. bilemiyorum. sanırım rage-baitlenerek oltaya takılan balık oldum. **
devamını gör...

the act of killing

tr. öldürme eylemi
yönetmenliğini joshua oppenheimer'ın üstlendiği, 2012 yılı, danimarka, norveç, birleşik krallık ortak yapımı suç, tarih türündeki belgesel.
bugüne kadar izlediğim en değişik ve sinir bozucu belgeseldi sanırım.

yönetmen, 1965–1966 endonezya katliamlarını işlemek için başta kurbanların geride kalan aileleriyle görüşmek istemiş fakat insanlar hala korktuğu için bunu gerçekleştirememiş. bu süreçte o dönemin işkencecileriyle tanışmaya başlayınca yapımın oyuncuları, katillerin ta kendisi olmuş. artık yaşlanmış katiller...
ana karakter anwar congo ve diğer adamlar, kendilerini "preman" (gangster/suçlu) olarak tanımlayan ve (o dönem) endonezya komünist partisi üyelerini ve sempatizanlarını gözaltına alıp, işkence edip öldürerek endonezya ordusuyla işbirliği yapan kişiler. pancasila youth isimli paramiliter örgütün üyeleri. 1965-1966 tarihleri arasında özellikle çinli komünistler başta olmak üzere ülkede, sonradan toplanıp işkence edilenler hariç, 500.000'i aşkın insan öldürülmüş.

belgesel, voltaire'in "öldürmek yasaktır; bu yüzden katiller cezalandırılır, yeter ki bunu kalabalıklar halinde ve borazan sesleri altında yapmamış olsunlar" alıntısıyla başlıyor.
zaten izledikçe de kendisini belli ediyor. bu insanların bugüne hiçbir ceza almamasını geçtim hala ne kadar el üstünde tutuldukları görmek de mide bulandırıcı.
işkencecilerin, geçmişteki işkenceleri eğlenerek tekrar canlandırmaları, konuşmaları, röportajları izlerken birbirlerine "daha sert oynamalıydın" diye akıl vermeleri... garip ve gerçekti.

hannah arendt’in adolf eichmann davasını izlerken "kötülüğün sıradanlığı" olarak kavramsallaştırdığı bir şey vardı. zaten izleyen birçok insanın aklına da bu gelmiş. özeti; büyük kötülükler çoğu zaman şeytani, sapkın ya da patolojik bireylerden değil de düşünmeyen, sorgulamayan, itaat eden ve rolünü “iş” olarak gören sıradan insanlardan doğar. arent, bir noktada işi ahlaksal değil de hukuksal bir düzleme çeker.
buradaki faillere de bakınca mesela çok benzer ve "hukuk, düşünmeyen ama hukuka uygun davranan faille ne yapar?" gibi bir sorunun cevabı var gibi. yok ama var gibi. yani bu insanlar sadece sadist değil de resmen cezasızlığın verdiği yetkiye dayanarak kendileriyle gurur duyan iğrenç mahluklar haline gelmişler. yaptıkları şey toplumsal olarak ödüllendirilmiş, hukuken sorgulanmamış. hala insanlar saygı duyuyor ve tarihteki yerlerini de meşrulaştırmışlar resmen. korkunç.
hele o gazeteci pislik. hepsine kuruldum o herife ayrı bir kuruldum.

sonunda yapımda yer alan ekip üyelerinin çoğunun adı da anonim şekilde akıyor. yani neredeyse her ülkenin tarihinde böyle şeyler var maalesef ama üzerine düşünülesi bir yapım olmuş. tbr.
yarın da devam belgeseli olan the look of silence'a bakayım akşam akşam yeterince sinir oldum. *
devamını gör...

stüdyo ghibli tarzı normal sözlük yazarları

"stüdyo ghibli'ye bir haller olmuş. önceden böyle değildi. miyazaki'nin gözleri yaşlı" diye düşündüren başlık.
devamını gör...

ağlayan erkek

sık olmaya başladıysa bi hormon testi vermesi gereken erkek olabilir. *
geçenlerde kardeşimle* konuşurken sevgilisinin ara ara kardeşimi izlerken duygulanıp ağladığını, nasıl davranacağını bilemediğini, sıklık seviyesinin artmaya başladığını falan anlatmıştı. hani erkekler ağlamaz gibi bir yerde de değilim ama çok sık oluyor deyince garipsemiştim. çocukla konuşmasını, belki hayatında başka sorunlar olabileceğini, en kötü çocuğun bir psikologla falan görüşmesini söylemiştim. nerden bileyim ben yani. neyse.
kardeşim, arkadaşlarıyla da konuyu konuştuğunda, arkadaşlarının hepsinden "benim bi x vardı. o da böyleydi. psikiyatriye gitti. kan tahlilerine bakınca östrojen seviyesi çok arttığı için böyle olmuş" gibi hikayeler duymaya başladık.
bu böyle yaygınlaşmaya başlayan bir durum mu yoksa biz ilk kez bu kadar üst üste duyduğumuz için mi garipsedik bilemiyorum ama ağlamayın arkadaşlar kıyamisu ya. *
devamını gör...

pişmanlık

bugünü yarın sandığım için hastane randevusuna gittim. eve geldiğimden beri hasta gibiyim. keşke bugünü yarın sanmasaydım. hastaneye gidip hasta olmak... biraz şey. ney? salakça gibi.
baklava yarışmasını memik usta'ya kaybeden cevahir* siniri yüklendi üzerime.
bir duygu.
devamını gör...

eşrefoğlu süleyman beğ

yeni yaşında tüm güzel voleybolcu hanımlarla tanışma fırsatı yakalamanı, bundan sonraki senelerinin de kafan kadar güzel olmasını dilerim. burada olmadığın için senin yerine ve şerefine ad günün mubarek mahnısı dinleyeceğim. sen dinleme bence pek güzel değil çünkü.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim