1.
one piece
tanım ile başlayalım, tüm zamanların en köklü animesidir. anime denen illetin yaşayan efsanesidir.
2024 yılı aylardan ocak, o dönemler yeni bir işe başlamıştım. çalıştığım yerde kanımın çok ısındığı ve sonradan çok da iyi dost olduğum "t" adında biri vardı. bir gün çalışırken yanıma geldi ve dedi ki "kanka akşam ben bikaç arkadaşımla buluşucam kadıköy rock n rolla'da. çok iyi çocuklar sen de çok seversin ve seni tanıştırmak isterim. onlar da meslektaşımız. gelmek ister misin ben gelirsen çok mutlu olurum" dedi. açıkçası sonsuz güvenirim o arkadaşa ve "olur abi sen öneriyorsan gelirim" dedim. akşamına damladık oraya ve 3-4 arkadaş daha vardı masada. tanıştık kaynaştık sohbet keyifli geçiyor.
bir anda konu benim hiç aşina olmadığım bir konuya döndü. elmas josu mu daha adamdır marco mu daha adamdır isminde. kinayesiz 45-50 dk boyunca konuyla ilgili türlü argümanlar, türlü flashbackler, geçmiş defterlerin açılması, savaşlardaki hatırlatmalar falan derken bayağı bir alevlendi tartışma. 1. saatin ardından birden gözler bana çevrildi ve "abi sen hiçbir şey söylemedin bu konuyla ilgili, sen hakemlik yap" dediler. dedim ki "abi siz neyden bahsediyorsunuz ben hiç bilmiyorum" bunu dememle birlikte gözler bizim "t" ye döndü ve şakayla karışık olarak "one piece izlemeyen adam mı oturuyor şimdi bizim masamızda?" gibi bir söylemleri oldu. öyle çok bu tarz şeylere bozulan bir insan değilim o yüzden aldırış etmedim. sonrasında "abi kesin izlemelisin, pişman olmayacaksın, çok mutlu olacaksın içinden çıkamayacaksın" gibi söylemlerle bir miktar baskı yoluyla ikna çabasına girildi. arkadaşlara tamam dedim başlayacağım izlemeye.
1. bölüm, 2. bölüm derken 56. bölüm, 129. bölüm derken bugün 800 bölümün üzerindeyim. hala bitmedi ama hatırı sayılır bir yol kat ettim. iyi ki o ortama girmişim ve başlamışım diyorum. benim için unutulmaz bir anı çünkü. pokemon ve shaman king haricinde (onları izlerken çocuktum) ciddi ciddi oturup izlediğim ilk ve tek animedir. hasır şapkalara selam olsun. (tabii ki favorim sanji vinsmoke)
2024 yılı aylardan ocak, o dönemler yeni bir işe başlamıştım. çalıştığım yerde kanımın çok ısındığı ve sonradan çok da iyi dost olduğum "t" adında biri vardı. bir gün çalışırken yanıma geldi ve dedi ki "kanka akşam ben bikaç arkadaşımla buluşucam kadıköy rock n rolla'da. çok iyi çocuklar sen de çok seversin ve seni tanıştırmak isterim. onlar da meslektaşımız. gelmek ister misin ben gelirsen çok mutlu olurum" dedi. açıkçası sonsuz güvenirim o arkadaşa ve "olur abi sen öneriyorsan gelirim" dedim. akşamına damladık oraya ve 3-4 arkadaş daha vardı masada. tanıştık kaynaştık sohbet keyifli geçiyor.
bir anda konu benim hiç aşina olmadığım bir konuya döndü. elmas josu mu daha adamdır marco mu daha adamdır isminde. kinayesiz 45-50 dk boyunca konuyla ilgili türlü argümanlar, türlü flashbackler, geçmiş defterlerin açılması, savaşlardaki hatırlatmalar falan derken bayağı bir alevlendi tartışma. 1. saatin ardından birden gözler bana çevrildi ve "abi sen hiçbir şey söylemedin bu konuyla ilgili, sen hakemlik yap" dediler. dedim ki "abi siz neyden bahsediyorsunuz ben hiç bilmiyorum" bunu dememle birlikte gözler bizim "t" ye döndü ve şakayla karışık olarak "one piece izlemeyen adam mı oturuyor şimdi bizim masamızda?" gibi bir söylemleri oldu. öyle çok bu tarz şeylere bozulan bir insan değilim o yüzden aldırış etmedim. sonrasında "abi kesin izlemelisin, pişman olmayacaksın, çok mutlu olacaksın içinden çıkamayacaksın" gibi söylemlerle bir miktar baskı yoluyla ikna çabasına girildi. arkadaşlara tamam dedim başlayacağım izlemeye.
1. bölüm, 2. bölüm derken 56. bölüm, 129. bölüm derken bugün 800 bölümün üzerindeyim. hala bitmedi ama hatırı sayılır bir yol kat ettim. iyi ki o ortama girmişim ve başlamışım diyorum. benim için unutulmaz bir anı çünkü. pokemon ve shaman king haricinde (onları izlerken çocuktum) ciddi ciddi oturup izlediğim ilk ve tek animedir. hasır şapkalara selam olsun. (tabii ki favorim sanji vinsmoke)
devamını gör...