gereksiz manevra yazar profili

yazarların profillerinde kullanabilecekleri rozetler için fikirlerdir.

öncelikle yapanların ellerine sağlık, gayet güzel rozetler var. ama yorumlara bir baktım; futbol takım rozeti isteyenler olduğunu gördüm. futbol takım rozetini, hele ki türk takımlarından birinin rozetini profile koymak çok bayağı bir hareket olacaktır. umarım moderatörler böyle bir şey yapmazlar

önerilere alttakiler de girebilir.

-(bkz: pardon) filminin yerinden daha önce de bahsedilmişti. ibrahim, muzo ve aydın'ın bir arada olduğu bir rozet düşünülebilir. kavuj da ayağa düştü ama yine de eski kavuklulara saygı.
- masumiyet'in bekir'i de rozetlere eklenebilir.
- son olarak da önerim seinfield-costanza-kramer-elaine'den oluşan bir rozet.

edit: düzeltme

yıllar sonra sosyal medyaya dönmeme neden olan, kariyer ve iş merkezli platform.

etrafımdaki birçok insanın linkedn üzerinden iş bulması ve hatta sağa sola iş paslaması vesilesiyle baya baya hareketli olduğunu gördüğüm sosyal mecra. yukarıda amele pazarı, beyaz yaka facebook'u, maraba pazarı gibi benzetmeler yapılsa da, olayın içine girince herkesin bir executive, bir manager, bir administrator bilimum şişirme ne kadar sıfat varsa hepsinin toplandığını görebiliyorsunuz.

yeni yıl ile hareketlenen transfer piyasasını da takip ediyoruz. bakalım, bekleyip göreceğiz.

çoğunlukla zaman, mekan, kişi farketmeksizin konuyu direkt conclusion'a bağlayan yalanlardır.

"sen bana bunu mail ile yaz, ben sana dönerim gün içinde." en güzel örnektir.

ayıp kaçar veya kalbi kırılır düşüncesiyle veya şu an aramızda olmadığı için bir nedenden dolayı söylenemeyenlerdir. ama söylemek istenip de söylenemeyen şey şudur:

şu ağzını şapırdatmadan ye :)

türk sinema tarihine damga vurmuş, senaryosunu ferhan şensoy'un yazdığı 2005 yapımı film.

kadro olarak da oldukça zengindir. rasim öztekin, zeki alasya, erol günaydın, sermiyan midyat vs.

hiç bir film veya dizi için böyle bir şey söylemem ve kesinlikle övünülecek birşey değil ama bilmediğim bir tane bile repliği yoktur. o derece sevdiğim bir film. ibrahim'in dallamalıklarından celalettin yüzbaşıya, öp beni asumandan inek enişteye, aihm'de tanıdıkları olan muzo'dan, çok sağlam savunma yapan avukat melda'ya filmin yeri bende çok ayrıdır. türk sineması için de öyledir diye düşünüyorum.

hayırlı forumlar

ülkede hıyara, maydonaza bilimum çeşitli otlara denk sayılabilecek insan tipleri görmenin mümkün olması nedeniyle; barış manço'ya selam çakarak, cacık olurduk efendim demek istiyorum, (bkz: cacık)

1. barı açıyorum.
2. ayla'yla aramı düzeltiyorum.
3. babamı yanıma alıyorum.

geoerge orwell'ın 1949 yılında 1984 yılını düşünerek yazdığı distopya.

kitap ile alakalı ne entry ne yorum yeterli olur. kitabı enine boyuna tartışmak lazım. çünkü bazı cümleleri anlayabilmek için, cümlenin gerisinden alarak tekrar tekrar okumak gerekir. benim kendi kitabımda altını çizdiğim birkaç cümleyi de paylaşmak isterim.

(bkz: fitil)

mermiyi tersten namluya sürmek kimin aklına geldi acaba?

herkese okutulması ve "okudum, anladım, bir nüshasını elden aldım." şeklinde yazarlara onaylatılıp, imzalatılması gereken kurallar bütünüdür. onaylatılsın ki format korunsun.

kuralları okurken insanları din-futbol-siyaset üçgeninden çıkarma yaklaşımı da pek mantıklı...

ayrıca gizlilik, başka bir tabirle ifşa, konusuna da değinilmiş. burası da kritik. ifşa önemli... ne kendinizi ne de başkasını ifşalamayın romalı kardeşlerim.

selam ve dua ile

(bkz: i was in the pool)

hiç ama hiç ihtiyaç olmayan yazar kalıbıdır.

hali hazırda bu tipte yazarlar mevcut sağ da solda. fularlı veya fötr şapkalı veya fesli vs.

(bkz: pollyanna mode on)

insan olunsa ve saygı duyulsa yeterli olur diye düşündüğümdür.

(bkz: pollyanna mode off)