günbatımı seyircisi yazar profili

günbatımı seyircisi kapak fotoğrafı
günbatımı seyircisi profil fotoğrafı
rozet
karma: 128 tanım: 26 başlık: 0 takipçi: 2

son tanımları


1. (çaylak)

dibe vurmuş insanlara tavsiyeler

şu an derdine düştüğün şeyler bundan birkaç ay, sene sonra kimsenin umrunda olmayacak. yitip gidecek bir hayatın oyuncaklarından başka şeyler değil bunlar. en kötüsünü düşün, en dip noktayı. daha ne olabilir ki? seni kurtarmak için kimse elini uzatmayacak. kendi elinden tut.
devamını gör...
2. (çaylak)

kabullenildiğinde olgunlaştıran acı gerçekler

acziyet içerisindesin. mutluluğun ve mutsuzluğun bir gülüşe, akan bir gözyaşına, doların yükselişine, işe geç kalışına bağlı. ruh halin bir terazinin iki kefesi gibi. yaşananlar seni dengede bırakmıyor. etkileniyorsun. iplerin çoğunlukla başkalarının ellerinde, nereye çekilirse. insanlar seni değil, senin onlara olan faydanı seviyor.
devamını gör...
3. (çaylak)

sözlük yazarlarının tespitleri

insanlar kötülüğe karşı nasıl tepki vereceklerini biliyor, ancak iyiliğe karşı ne yapacaklarını bilmiyorlar.
devamını gör...
4. (çaylak)

kadınlar arasında olan sahte samimiyet

onlar da biliyor bu durumu. ve bundan mutlular. bize uzaktan yılgın bir hoşgörü ile bakmak düşer.
devamını gör...
5. (çaylak)

istanbul

bu şehir bir günah gibi. yaşarken sorun yok, ancak dışarıdan bakınca pişmanlık.
devamını gör...
6. (çaylak)

pişman olmak

insana dair en insani özelliklerdendir pişman olmak. öğreticiğili çok fazladır bu duygunun. ama sizler de bilirsiniz ki insan öyle bir varlıktır ki; ders almakta pek maharetli değildir. aynı hataları yaptıkça yapar. bir pişmanlıklar silsilesidir. ancak insan değişmez. başa döner, tekrar başa. unutur o andaki duygusunu. unutmak da en insana dair şeylerden birisidir. bilirsiniz.
devamını gör...
7. (çaylak)

konuşmak isteyip konuşacak insan bulamamak

insanlar senin söylediklerinden ziyade sadece kendini anlatmak istiyor. öyle bir iştahla anlatıyor ki işte yaşadığı her anı, sevgilisini, ailesini sikimsonik her meseleyi. sanki bir sahne var orada ve geçiyor anlatmaya başlıyor. konuşma sırası gelsin de işe yaramaz bilgileri sıralayayım istiyor. hatta sıra gelmeden sözü kesip anlatıyor. birini anlamak ötede dursun, kendisini bile anlamıyor. hangi iletişimden ve konuşmaktan bahsediyorsunuz?
devamını gör...
8. (çaylak)

insanı en çok sinirlendiren durum

bir duruma dair gerçekleri bilip bunu karşı tarafta anlamayacak birine anlatmaya çalışmaktır.
devamını gör...
9. (çaylak)

normal sözlük

yazar olma durumu nasıl gerçekleşiyor merak ettiğim sözlük.
devamını gör...
10. (çaylak)

yazarların şu an olmak istedikleri yerler

bir isviçre kasabasında alp dağlarının eteğinde hafif soğukta üzerimde ince bir montla oturup manzarayı izlemek.
devamını gör...
11. (çaylak)

kendin hakkında bir gerçek bırak

hepimiz bunun farkındayız: bu yaşamın, keşmekeşin, bu hengamenin aslında ne kadar boş ve anlamsız olduğunun. her şey bir oyun gibi; yaşam dediğimiz bu süreç, bizi oyuna tutkuyla bağlanmaya, kendimizi kaybetmeye zorluyor sanki. iş yerinde ihtirasla, kıskançlıkla çalışan birinin zihniyeti beni dehşete düşürüyor. onun bana nefretle bakması değil, asıl aklımı meşgul eden, bir insanın dünyayı bu kadar sahiplenmesi ve dert edinmesi. bu, şaşılacak bir şey değil mi? gerçekten, bakınız lütfen! bu bir aldatmaca! bizler, istenileni yapan, uyuşturulmuş birer robottan farksızız. mutluluklarım, beğenilerim, sevgilerim ve tutkularım; hepsi ipotek altında. bana verilen kadarını seviyor, küçücük bir hayal dünyasında debeleniyorum. sıradan olmak uğruna; ege'de bir yazlık, güzel bir araba ve bir eş hayal ediyorum. çünkü 'çok bilenler' bize, feraha erişmenin yolunun bu olduğunu söylüyorlar.

hata yaparak büyümedim ben. hata yapma hakkım hiç olmadı. geldiğim yere -ki ne konum!- bir dizi tesadüf sonucu vardım. yanlış kararların yaratacağı kötü sonuçlardan korkarak büyüdüm. göğsüme bastırdığım, başkalarının mutluluğuydu ve ben her nefes aldıkça o mutluluk benimle büyüdü. empati yapmaktan bazen kendimi unutuyorum. kötü olmak mı? asla! çünkü herkesin bizi sevmesi gerekiyor; kötü bir adam olarak anılmak, toplum tarafından hoş karşılanmaz.

şimdi her şey daha net. iyi biri olmak, aslında zararsız biri olmakla eşdeğer. ama kendime verdiğim zararı nasıl açıklayacağım? hayat, beni kendimden uzaklaştırıyor. kendimi arıyorum; ama uzaklaştıkça, bulmak daha da zorlaşıyor. zaman geçtikçe değişiyorum ve özümü kaybediyorum.

birbirimize üstünlüğümüzü kanıtlamak için meslek ve mevkileri kullanıyoruz. mevkiler, insanların isimlerinin önüne geçiyor ve onları aşmak imkansızlaşıyor. bu, garip bir durum. kime sorarsanız, güvensizlikten ve insana olan inançsızlıktan şikayet edecektir. oysa insan, kendisine bir an olsun sormaz mı: “ben ne kadar güven veriyorum?” adaletten söz edenler, gücü ele geçirdiklerinde etraflarına ateş saçıyorlar.

hayat saçma. vallahi, bu dünyaya takılı kalmak manasız. mutluluğu öyle yüksek bir yere koymuşuz ki, gözümüzde ulaşılmaz hale gelmiş. kendi ellerimizle, erişilmesi neredeyse imkansız bir hedef yaratmışız. mutlu olmak için, midemizde kelebeklerin uçuşmasını, ayaklarımızın yerden kesilmesini, kendimizi kaybetmeyi bekliyoruz.

ama ben, şu anda varım. anı yaşamak istiyorum. bir gün başımı alıp buralardan gidebilmeliyim. hata yapma hakkım olmalı. sevimsiz bir insan da olabilirim. bir gün aşık olabilir, gerekirse acı çekebilirim. hep güçlü olmak zorunda değilim. birileri de bir gün beni idare edebilmeli. bana iyilik yapma hakkını başkalarına verebilmeliyim.
devamını gör...
12. (çaylak)

geceye acı ama gerçek bir cümle bırak

birkaç cümle bırakacağım.

yaşamak bir koşuşturma hali. her şey geçici, her şey. ölüm var, iyi ihtimalle 60 sene daha yaşayacaksın. bir toz zerresi olarak bile kalmayacaksın. senden geriye yaptığın güzel işler kalacak. oysa sen gününü hırs, nefret ve zulme dair kötü düşüncelerle geçiriyorsun. nefret duygusu bedenini saran sinir ağlarının her hücresine yerleşmiş. hiç ölmeyecekmiş gibi düşünen bir insanın nefreti, hayata tutunma çabası. gündüzleyin seni heyecandan heyecana, stresten, üzüntüye, mutluluğa savuran şeylerin bir süre sonra değersizliğini fark edeceksin. zaman geçmiş olacak. en acısı bir saniye bile geri dönemeyişin. yaşatmanın cazibesine kapılıyoruz. haz duygusu gözümüzü kör ediyor. yalnızca onun için yaşıyor, fedakarlık gösteriyor, hiçe sayıyoruz. allahım ne kepaze bir yaşam.
devamını gör...
13. (çaylak)

kadın erkek ilişkilerinin güncel sorunu

bence en büyük problem insanların değişimi. ilişkinin başı ortası ve sonunda farklı karakterler olarak ortaya çıkmaları. bu çok temel bir problem aslında. ne isen o gibi davranırsan o insan seni ona göre tanır ve gardını alır. binbir maske ardına saklanarak başlanan ilişkiler maskeler düştükçe onla beraber hayaller de düşüyor. güzel söz oldu. insanın değişimi beni korkutuyor. buna kendim de dahil.
devamını gör...
14. (çaylak)

beklentiyi düşük tutmak

sonrası vasata alışmaktır. aslında bir koruma kalkanıdır, beğeniyi düşürmek. hayal kırıklığını önlemek adına. ama insan hayalleri suya düşürecek bir şey yine buluyor.
devamını gör...
15. (çaylak)

yazarların kendilerine söylemek istedikleri

sen bu yılgın sevdaların adamı değilsin.
devamını gör...
16. (çaylak)

herkesin sevdiği sizin sevmediğiniz şey

semaverde çay. bu kadar abartılmış çok az şey var. o koku, duman. ne gerek var, bir çaya bu kadar anlam yüklemeye?
devamını gör...
17. (çaylak)

istanbul

gitsen gidilmiyor, kalsan kalınmıyor. bazen burada yaşamak kepazelik diyorum kendi kendime. ama kopamıyorsun, bir tarafın hep bir ucundan tutuyor. gitsen nereye gideceksin?
devamını gör...
18. (çaylak)

sözlük yazarlarının sormak istedikleri

insan kara sinekler gibi neden cama vurup vurup da aynı hataları yapmaktan vazgeçmez?
devamını gör...
19. (çaylak)

ikili ilişkilerde sık yapılan hatalar

koşulsuz güvendir. nasıl nasıl nasıl? nasıl olur da insan kendini bile defalarca kandırırken başkasında bunun ihtimalini hiçe sayabilir? bir paranoyak gibi olmak değil bu. ancak güvenmeden, kapılmadan soru işareti hep olmalı. insanı tanımak gerek. bir insan başka bir insanın ona nefretini kaldırabiliyor, bununla yıllarca yaşayabiliyor. ancak enteresandır, birine yoğun bir sevgi ve ilgi gösterdiğinde bunu kaldıramıyor. sevgiye olan tepkisi onu küçük görmek ve değersizleştirmekle tezahür buluyor. acaba kendini o sevgiye layık görmüyor oluşundan mı kaynaklanıyor? neyse. dişlerimizin arasında olan dilimize, duygularımıza kendimize bile hakim olamıyorken başka bir bedenin bize karşı davranışlarına hazırlıklı olmak gerekiyor. bir nebze olsun hayal kırıklığının önüne geçebilir bu. en büyük olan hayal kırıklığı, en güçlü inançların sonucu.
devamını gör...
20. (çaylak)

belki yine gelirim

muazzam bir ahmet telli şiiri. bazı zamanlar ansızın dilimde bu şiire dair dizeler dökülüyor. nasıl oluyor bilmiyorum, kendi kendime belki yine gelirim diyorum. kime diyorum, bilmiyorum. sanırım ben pek bir şey bilmiyorum. gidenlere nerede kaldılar?
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim