selvi boylum al yazmalım (film)

cengiz aytmatov'un aynı isimli kitabından esinlenerek senaryosunu ali özgentürk'ün yazdığı, atıf yılmaz tarafından çekilmiş olan türk filmidir.

başrol oyuncuları kadir inanır ve türkan şoray'dır.

hemen herkesin bildiği o güzelim film müziğini ise cahit berkay bestelemiştir.

aşk ile sevgi arasında ki farkı gösteren ve sevginin aşkı yendiği, kalbimize taht kurmuş, unutulmayan yeşil çam klasiklerinden.
“sahi neydi sevgi? sevgi iyilikti, dostluktu, emekti.”

asya, ilyas'ın yerine cemşit'i seçerek sevginin aşktan büyük olduğunu göstermiştir. aşk için her türlü tehlikeye girmiştir, oradan sevgi sayesinde çıkmıştır. sahi, sevgi neydi?

selvi boylum al yazmalım, atıf yılmaz tarafından yönetilen, başrollerinde kadir inanır ve türkân şoray'ın oynadığı, 1977 tarihli film. türk sinemasının başyapıtlarından biri olarak sayılmaktadır. kırgız yazar cengiz aytmatov'un 1970 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. filmin özgün müziğini cahit berkay bestelemiştir. film, o tarihlerde adana iline bağlı bulunan osmaniye’de çekilmiştir.los angeles'ta gerçekleşen "asya dünyası film festivali"nde selvi boylum al yazmalım filmi ile türkan şoray'a iki ödül birden verildi.filmin çekimleri 1977 yılında tamamlanmıştır fakat 1978 yılında gösterime girmiştir.

"selvi boylum al yazmalım" 1978 uluslararası 15. antalya sanat şenliği'nde maden filminin ardından ikinci en iyi film seçilmişti.

filmden unutulmayan onbeş replik :

-benim adım ilyas. kamyonumun adı aldırma gönül. senin adın ne al yazmalım?

-yarın aynı yerde aynı saatte çamura saplansam yardıma gelir misin?

-elini tuttum, sıcacıktı; sanki yüreği elimdeymiş gibi.

-bizimle konuşmuyor arkadaş. peki niye konuşmuyor. bizi adam yerine koymuyor mu diyorsun. ziyanı yok gülüşü yeter bize.

-iyi insanlar sev, güzel insanlar. kimse inanmazsa sen inan kendine.

-sen gelmesen de ben beklerim. ne olacak sanki cebimden mi gidiyor; canımdan gidiyor.

-mutluluk bu muydu? mutluluk neydi ben bilmezdim.

-sevgi neydi? sevgi sahip çıkan dost , sıcak insan eli, insan emeğiydi.

-sevgi iyilikti, sevgi emekti…('sevgi emektir"sözü bir bankanın reklam filminde kullanılınca davalık olmuştur.)

-bırakıp gider mi beni? asya benim karım.

-çağırsam gelir mi? ama kocası var, gelmez ki...

-herkes kötü ben iyi olsam ne olur deme. benzeme onlara.

-o vardı bir zamanlar, onu sevmiştim. sevgi o muydu? sevgi neydi?

-elveda asya, elveda selvi boylum, al yazmalım, elveda bitmemiş türküm benim.

-sahi, sevgi neydi?

filmin son sahnesini şekerparelerim :



filmin özgün müziğini cahit berkay bestelemiştir.




bonus olarak ise jehan barbur'un 5. solo albümü evim neresi albümünden sözlerin jehan barbur'a ait olan müziği bildiğiniz üzere cahit berkay'a ait olan mükemmel parçayı sizlere sunuyorum.



kaynak kaynak2 kaynak3

aşk hakkında ilk travmama neden olmuş muhteşem filmdir.
ipek tuzcuoğlu ve kerem alışık ile tiyatroya da uyarlanmışlığı vardır.

not:beni üzdüklerinde"cemşit'i seçerim bak" diye tehdit ediyorum.

''sevgi neydi? sevgi emekti.'' dizelerinin hafızalara kazınmasına sebep olan yapım. emektar bir adam ve aşık olunan adam arasında kalmış kadının hikayesini anlatır bize. z kuşağı izlesin önermesinde bulunacağım filmdir.

çocukken ilyas'ı seçmedi diye asya'ya kızdığım yaşım ilerledikçe cemşit'i seçmekle en doğru kararı verdiğini anladığım türk sinemasının unutulmaz filmlerinden biridir. ayrıca cengiz aytmatov'un kırmızı eşarp eserinden uyarlanmıştır.

asya karakterinin kitapta ki adı aseldir. filmde neden değişti bilmiyorum ama asya da güzel. senaristler genelde güzel kitapların içinden geçer ve ortaya saçma sapan bir şey çıkarır. ama bu filmde öyle değil. kitabı okurken düşündüğüm, hissettiğim her şeyi filmi izlerken de hissettim. bunda ahmet mekinin,kadir inanırın ve türkan şorayın da etkisi var tabi.

çoğumuzun hayatında olmuştur bir selvi boylu al yazmalı. çok sevmişizdir, yüreğimiz çarpmıştır deli gibi. o heyecan, o tutku, o aşk... hiç vazgeçemeyiz sanmışızdır. ama ya o terk etmiştir ya biz gitmişizdir. sonunda kaşı gözü deyip başka birini bulup onunla evlenmişizdir. yüreğimizde selvi boylu al yazmalımızdan bir şeyler kalmıştır elbette. fakat bunu ne kendimize itiraf edebilmişiz ne de başkasına söyleyebilmişizdir.
şimdi selvi boylum al yazmalım mı gerçek
yoksa bizim hayatımız mı film...?

selvi boylum al yazmalım
eski yeşilçam filmlerinden olan film aslında cengiz aytmatov' un kitabının yerli türk sinemasında yerini almıştır.1977 yılında kitaptan sinemaya uyarlanan bu eser yeşilçam klasiği haline gelmiş aynı zamanda başrollerini paylaşan oyuncularının ise ününe ün katmış olduğunu biliyoruz.
yazar, edebiyatçı, çevirmen diplomat cengiz aytmatov'un muazzam romanındaki karakterleri canlandıran (ilyas) kadir inanır, (asya) türkan şoray izleyen herkesi aşkın bir (aldırma gönül) kırmızı kamyonun çamura saplanması ile nasıl yürek dağladığını insanın iç sesinin dışa vurmadığı konuşmaları ile gözlerin cidden kalbin aynası olduğunu gözler önüne seriyor. yeşilçam romantik filmi zamanın romantik müziği ile aslında çapkın olan bir kamyon şoförü ile köylü güzelinin aşk hikayesinden olma sameti' de unutmamak gerekir. yıllar sonra benim ve siz kafa sözlük yazarlarının da şaşıracağı bilgiyi bilgilerineze arz edeyim çocuk oyuncu samet aslında elif inci isminde bir dizi oyuncusu olarak karşımıza çıkmaktadır. bu günlerde,.
ayrılıkta sevdaya dairdir,kavuşmakta vuslata ermenin diğer hali desek yeridir.
babacan bir hareketle bütün beğenileri üzerine toplayan cemşid yani karekteri ahmet kurteli'nide unutmak olmaz. bütün ailesini depremde kaybeden karakter sahip çıkmıştır. asya ve samet'e terk edilmiş haldeyken aradan zaman geçer ve samet'e babalık ve asya ya kocalık vazifesini yerine getirir ta ki
kazaya yapan bir kamyon şoförünü evine alır ve olanlar olur ilyas'tır kaza yapan
cemşid anlamıştır. o dakika asya nın gözlerinden ve ikilemde kalmıştır asya
ilyas mı? cemşid mi? dilerseniz o güzel repliklerle bitireyim yazımı ve kulağınıza moğolların film müziğini uyarladığı tadıyla ;

1)benim adım ilyas. kamyonumun adı aldırma gönül. senin adın ne al yazmalım?
2)elini tuttum, sıcacıktı; sanki yüreği elimdeymiş gibi
3)sevgi neydi? sevgi sahip çıkan dost , sıcak insan eli, insan emeğiydi.
4)götür beni istanbullu
annem duyarsa duysun
bizi saklar dağlar
taştan bu ovalar
dağılan yağmurlar, hey
5) sevgi neydi?
-sevgi emekti

günümüz dünyası için oldukça ütopik bir filmdir. insanlar aşk ve sevgi kelimelerinin karşılığını öylesine yitirdi ki, bu film 45 yılda "ütopik" tanımlamasına girdi.

kimse kusura bakmasın: asya final sahnesini 21. yüzyılda yaşasaydı, ne yapıp edecek ve ilyas denen piç kurusunu seçecekti. çünkü ilyas havalıydı, ilyas yakışıklıydı, ilyas'ın kamyonu vardı, ilyas utanmaz ve asi bir adamdı. asya'yı kazanmak için hiç yapmayacağı oyunlar yapmış, en sonunda da köyünden kaçırmıştı. bir de üstüne samet vardı. samet, ilyas'ın oğluydu.

cemşit ilyas gibi miydi? cemşit efendiydi bir kere. her şeyi hemen söylemezdi. saf bir şekilde severdi insanları. samet'i de oğlu gibi sahiplenmişti.

ama 21. yüzyılda, asya cemşit gibi bir adamı yaptığı onca şeye rağmen tercih etmeyecekti. yine aynı şeylerin yaşanacağını bile bile ilyas'ın peşinden gidecekti.

film cengiz aytmatov'un kırmızı eşarp adlı romanından uyarlama. cengiz aytmatov ne kadar sevdiğim bir yazar olsa da kitabından uyarlamalı filmi hiç sevmediğimi üzülerek söylüyorum.

asya, köylü bir kız üstelik çok güzel hatta öyle güzel ki annesi, asya bir yere giderken yüzünü çamura boyuyor. bu da ayrı bir saçmalık zaten. madem yüzünü saklamak istiyorsun kızı çarşafa sok, ne diye boku, çamuru, pisliği yüzüne sürüyorsun? zaten anne de kızını sürekli evlendirmek istiyor; kızın adı kötüye çıkmasın, birine kaçmasın, namusumuz kirlenmesin derdinde. bu kafa beni aşırı yoruyor.

ilyas ise istanbullu. tam bir çapkın. asya ile karşılaşıyorlar ve direkt birbirlerine aşık oluyorlar. güya ilk görüşte aşk bu. yine de bana sorarsanız ben aşk olduğunu düşünmüyorum çünkü asya, istanbul meraklısıydı ve köy hayatından kurtulmak istiyordu. ilyas ile bu yüzden evlenmek istediğini düşünüyordum.

asya ile ilyas sevişir, beraber kaçarlar, asya ailesini siler ve aldatılır... asya sonradan cemşit ile tanışır. cemşit tam bir aile babasıdır. asya'nın çocuğuna bile bakar. cemşit saflığı temsil ediyor bildiğiniz. sonradan ilyas geri dönüyor ama asya affetmeyip cemşit ile olmaya devam ediyor çünkü sevgi emekmiş falan.

burada anlatılan şeyin aşk olduğunu düşünmüyorum. at gibi giden it gibi döner denilmiş de olabilir, emeğin aşktan daha önemli olduğunu anlatmaya çalışmış da olabilirler. yeşilçam'ın en sevilen filmlerinden olabilir ama bu film de bana hitap etmiyordu. kadınların sürekli namusunu koruma olayına girmesi ve bunun gösterilmesi hoşuma gitmiyor. ilyas aldatıp döverken, söverken "errkkek" oluyor ama asya kaçtı diye bir ton laf. filmler bu kalıplaşmış düşünceleri değiştirmek adına çekilmeli bence. kadınlara bu kadar ağır şeyler yüklemek ve erkekleri de "sevişip bıraktı" olarak yansıtmak hoş değil.

izlemek isterseniz izleyin ama abartıldığı kadar yok hatta kötü bile.

yeşilçam film tanımları batağına sürükleniyorum sanırım...

türkan şoray ve kadir inanır ikilisinin başrollerde olduğu, yine yönetmen koltuğunda atıf yılmaz'ın yer aldığı belki de ülkemizin en çok tekrara düşmüş ve izlenmiş yeşilçam filmlerinden biridir.

neredeyse herkesin bildiklerini tekrarlamaya lüzum görmüyorum. naçizane, film hakkında:
küçük yaşlarda (ortaokul zamanları) izlendiğinde asya'nın ilyas'ı seçmeyip cemşit ile kalması o pıtırcık, fazla duygusal olan sizi yaralayabilir. "ah~ nasıl olur da aşkının peşinden gitmez" derken bulabilirsiniz kendinizi. yaş aldıkça "hah işte! tabii cemşit'e gideceksin. bak bi de utanmaz ilyas gelmiş karşısına çıkıyor! vay şeref yoksunu!!" şeklinde dönüş yaparsınız. daha da yaş aldıkça "kadının kendine yetebilmesi çok mühim! kimseye eyvallahı olmamalı ama neyse ki şansına cemşit gibi biri karşısına çıktı. herkes öyle adam olmuyor ki" şeklinde düşünceler evrilir~
zaten ne diye lise çağından önce izlenir ki öyle bir film?! ama işte izledik. neyse ki bazı sahneler sansürlenmişti:p

iyi film, oyucular da, yönetmen de çok başarılı ama eskiden beri bu filmde beni rahatsız eden, agresifleştiren çözemediğim bir şey var. müziğini her duyduğumda aynı hisleri yaşarım.

yönetmenliğini atıf yılmaz'ın üstlendiği ve başrolde türkan şoray
ahmet mekin ve kadir inanır'ın olduğu yeşilçam filmidir.
müziği ise cahit berkay imzalıdır.
aynı isimdeki cengiz aytmatov eserinden uyarlanmıştır.

bir kamyon ve uzun yol şoförü ilyas ve güzeller güzeli asya'nın tanıştıktan sonra evlenmesini, çocukları olmasını, sonra ise adamın şantiyede iken badem gözlü sarışın bir kadından hoşlanmasını ve ailesini terk edişini anlatır.
geri döndüğünde ise karısı ve oğlu samet artık kendisinin değildir.
filmdeki alt mesaj emek kavramıdır.
bir aşkta kim çok seviyorsa değil kim en çok emek veriyorsa gerçekten sevenin o olduğunu söyler film.
asya kocasını değil kendisine ve oğlu samet'e kendi ailesi gibi bakan cemşit'e varır. filmin sonunda ona gider..
çünkü sevgi neydi, sevgi emekti.
film hakkında konuşmam gerekirse film gayet duygu yüklüdür, klasik erkek ilyas elde ettiği kadından hızla soğur ve yeni ilişkilere yelken açar.
sonra ise pişman olur.

filmdeki en sevdiğim oyunculuk ahmet mekin'in oyunculuğu, çünkü gerçekten ailesini yitirmiş gibi oynamış.

bize bir soru ile hayatın manasını sorgulatan film. sevgi nedir sorusuna cevap bulabilenler hayatlarında mutluluğu bulmuşlardır. cevabın doğru olup olmaması aslında önemli değildir, önemli olan bir cevap bulmaktır. hayatın ta kendisi vardır filmde ve yönetmen hiç eğip bükmemiş filmi.

bir atıf yılmaz filmidir.

filmin senaryosunu ali özgentürk yazmıştır. senaryo büyük bir yazar olan ve bu filmin çekimlerini ziyaret etmiş ve filmi çok beğenmiş olan cengiz aytmayov'un romanından uyarlanmıştır. filmi bir seviye daha yukarı taşıyan müzikleri ise cahit berkay yapmıştır.

filmde türk sinemasının iki dev oyuncusu kadir inanır ve türkan şoray ile birlikte az sahnede çok şey yapmış olan ihsan yüce ve nurhan nur oynamıştır. ayrıca yeşilçamda en sevdiğim oyunculardan biri olan ahmet mekin, cengiz sezici, hülya tuğlu ve samet rolüyle de elif inci rol almıştır filmde.

filmde bir köylü kızı olan asya ile bir kamyon şoförü olan ilyas'ın hikayesi anlatılır. gördükleri an birbirlerine aşık olan ikilinin ilişkileri umdukları gibi gitmez. dilek hanımın ilişkiye dahil olması ile evi terk eden asya, samet'i de alarak bilinmez yollara düşer ve bu yolda cemşit ile karşılaşır, ki samet cemşit'i baba olarak seçecektir daha sonra.

benim için türk sinemasının en etkileyici, en iyi çekilmiş filmlerinden bir tanesidir. selvi boylumdur, al yazmalımdır.

henüz o dönem adı konulmamış olsa da türk halkı love bombing, gaslighting, ghosting üçlemesi ile tanışmasına vesile olan film. ha cemşit yüzünden de kadınların efendi erkek yerine babası belli olmayan erkek tercihi de ilk bu filmle tecrübe edilmiştir.

not: cengiz aytmatov’ın da ruhu şad olsun. sevmiyorum bu filmi.

kucuk bir cocukken izledim defalarca kez ve biliyor musunuz o zamanlar henuz "hissizlesmis bu" demelerine gore sekillenip gercekten hislerimi oldurmemistim ve hala icten derinden bir seyler hissedip uzulebiliyordum filmlere dizilere kitaplara. bu versiyonumu yaratanlar kendi yarattiklari canavara yem oluyorlar gibi seziyorum. ama oyle bir anda bir yutus degil bu. yavas yavas kanlarini icen ama oldurmeyen bir yarasa gibi belki. henuz tam cozemedim kendimi cozunce anlatmayi denerim.