guymontag - en beğenilen tanımları (1. sayfa)

zweig bu kitabı brezilya' da sürgünde iken yazmıştır. kitap buenos aireste 1942 yılında basılmış olup zweig'in en çok bilinen eserlerinin başında gelir. satranç oynamayı bir refleks haline getirmiş düşük iq sahibi bir usta ile onunla oyun oynamayı takıntı haline getirmiş bir adamın oyununu 3. gözden anlatır bize zweig. kitabı okuduğunuz her süre 64 karenin içine çekilir ve inanılmaz bir şekilde satranç oynanırken gerilirsiniz. okunmalı, okutulmalıdır. dehşetli tavsiye.

george orwell' in en kült kitabıdır. zihnin ve özelliğin yok olduğu, insanların makinelere dönüştürüldüğü totaliter bir distopyayı anlatır. tam bir başyapıttır.
"savaş barıştır. özgürlük köleliktir. cahillik güçtür."

dünya algısı dar, anlama ve anlatma kabiliyetleri gelişmemiş kişiler için doğru olan yargıdır.

la vie en rose - louis armstrong

aile bireylerinden herhangi birinin ya da arkasından işler çevrilmiş sevgilinin cevabını veremeyeceğiniz soruları karşısında yakayı şöyle böyle sıyırabilirseniz kullanacağınız sonradan kalıplaşmış deyim. ayrıca futbolda bir pozisyonun sonucu.

sevgisiz büyüyen bir ailedeki çocuğun, sevgisini ve hayranlığını.

kapatıyoruz.

öğrenci şehri.

seçeneklerden biri haline gelmişsinizdir. yedek kulübesinden biri sizin yerinize oyuna girmeye hazırlanıyordur. eğer istenilen performansı vermezse size tekrar forma şansı vermek ister. insan onuru için yaşamalıdır. böyle bir teklif geldiğinde enine boyuna düşünüp, ilişkiye son nokta koyulmalı.

okuyom ben yhaaa.

temizlik, temiz hava, yeni insanlara tanışma.

bu gece uyku girmedi gözüme. dünyada yapılacak çok şey varmış ama tek bir ömür buna yetmezmiş gibi geliyor.

çocukluğumdan bu yana göze iyi geldiği bahanesiyle ile yediğim, ancak a vitamini dışında göze bir faydası olmadığını öğrendiğimde salataya renk katmak dışında pek tüketmediğim sebze.

numerolojiyi ve 23 sayısını takıntı haline getirmiş bir abimizin gözünden yaşadıklarını izlediğimiz, sizi sandalyenize çakacak filmdir. jim carrey' nin yapamayacağı bir rol var mı lan acaba diye de sordurur bi çıtır. film esnasında sayıları saplantı haline getirmenin mantıklı bir yönünün de olduğunu göstermektedir sanki. özgün konusu ile eleştirmenlerden yüksek not almış, felsefik ögeleri barındırması da cabasıdır. jim carrey' nin üst düzey performansı için bile listeye alınır orası ayrı.

uyandığımda kucağıma bir yastık koyup onunla uyuma ihtiyacı hissettiren durumdur.

iskambil kağıtlarında kupa burjuva kesimi sinek ise çiftçi/köylü sınıfı temsil etmektedir. bir imkansız aşk olarak dinlediğim bu şarkı, gece 12' den sonra damarlarımın en ince virajlarına kadar işlemektedir. korktuğum 3-5 şarkıdan biridir.

ülkemizde halen tabu olan,cinsellik, aşk, şehvet, haz gibi duyguların, bir de üzerine eşcinsellik eklenince raydan çıkması kaçınılmazdır.