akşam üstü güneşin tatlı kavuruşu ile sahil boyunca müziğim ile birlikte çocukluğumun geçtiği ama artık bana yabancıymışım gibi hissettiren yol boyunca düşüncelerimden kaçarcasına hızlı yürümek. o kadar hızlı yürümek ki tüm geçmişimi arkamda bırakma isteğimin beni dolup taşırdığını boğazıma kadar hissetmek. kilometrelerce yürüdükten sonra bedenim gibi güneşten kavrulan tam da denizin dibinde yalnız olan o banka oturup 'ben napıyorum? neden buradayım?' düşüncelerinde soluklanırken sigara içmek. bitince hemen ardından 'ben buradayım, hayattayım, yaşıyorum.' düşüncelerimi kanıtlamak için bir tane daha içmek. hüzünlü düşüncelerin arasından alabildiğine maviliği seyre dalıp, bana huzur verdiğini düşündüklerime geçip olmayacak hayaller kurmak. o tuzlu ve nemli havayı derince içime çekip, oturduğum banka veda edip yürümeye devam etmek.
en son yaşadığımı hissettiğim an buydu sevgili sözlük.
devamını gör...