her şey ayrı yazılır yazar profili

bu dünyanın yıkılması evrim’in başlangıcına dönmemiz şart.yenilmemiz şart kaybetmemiz şart.yok olmamız bizden tek bir zerre kalmaması şart.

böylesine fırtınalı gündemin arasında alakasız gelse de bir arkadaşımın başına gelen bu olay beni dün gece insan ilişkilerini irdelemeye itti .hatta gecenin üçünde uyku uyumamak içim direnen evladımı sallarken bile kendimi bu olayı düşünür halde buldum.

genç çift yıllar süren birlikteliklerini düğünle taçlandırıp ,mutlu mesut balayı otellerine yol alırken aralarında ufak bir laf dalaşı oluyor ve aracın içi klimaya gerek kalmaksızın buz kesiyor.

otele yerleşilip kahvaltı havuz ve siesta sonrasında odaya dönüşlerinde damat kıza arabada geçen saçma tartışmayı tekrar hatırlatıyor ve kız “ya aşkım lütfen siktir git takılıp kalma “ diye cevap veriyor.

bunun üzerine damat kızın yanındaki maddi her şeyi alıp hatta parmağında ki alyans da dahil gelini oracıkta bırakıp memleketi izmir’e dönüyor ve telefonlara cevap vermiyor.

başlamadan biten bir evlilik ,kadının ya hamileysem korkusu,aile karşısında yaşanan mahcubiyet bir sürü karmaşa sonrasında kızcağız intihar etmeyi düşünüyor fakat son anda erkek kardeşi tarafından (çok şükür ki) engelleniyor.

tahammül,anlayış,affetmek ve daha onlarca duygu ,yaşanan o yılların içinde hiç oluşmadıysa neden evlenmeyi seçer ki bir insan.

toplumun iyi eğitim almış kesimi bile bu halde örnekler verirken kötülüğün sıradanlaşması artık gözüme normal gelmeye başlıyor ve üzülüyorum,hepimiz adına...


telefon kaynaklı hatalar için bin özür

din ile aldatmayı geçeli çok oldu bizim toplumumuz o virajı ağır hasarla atlattı .öyle bir hal aldık ki toplum din harici başka bi kavramla artık aldanmak istemiyor.toplumun isteği bu .

saha içinde hep ekstra işler yapardı .hocalığı da ekstra işlerle ilerliyor.

biraz evvel bahçeyi düzenledik.çiçeklendirdik,toprağı havalandırdık çok verimli bir pazar oldu.

tirabizondadur

bu sapkın adinin sürekli işitme engellilere saldırması aslında seri katil potansiyeline dönüşecek bir nefretin habercisi bana göre.

kafa sözlük yazarlığı.

adamlar bir ay boyunca hdp şöyle hdp böyle dediler bir ay sonunda bir sabah andımız yasaklanarak güne başlattılar.kendilerine bu soru sorulduğunda hukukun üstünlüğünden dem vururlar kesin.

enişteyle ustanın işine karışılmaz derlerdi ama bu bambaşka bir boyut.dillere destan anadolu irfanı.

ali rıza sergen yalçın 5 kasım 1972 doğumlu. beşiktaş altyapıda hocaların hocası serpil hamdi tüzün tedrisatından geçmiş, müthiş sol ayağı ve oyun zekasıyla tüm futbolseverlerin gözünde efsane mertebesine ulaşmış eski milli futbolcu ve beşiktaşımızın teknik direktörü.özellikle 100. yıl şampiyonluğunda takımı, beşiktaş kapalı tribün “kutu” tabir edilen kısmında takip edenler için sergen’in evi her zaman beşiktaş’tı.hoş geldi.

aslında oldukça yerinde bulduğum karar.uzunca bir süre ,bu devlet yapısından ,bu hiyerarşiden madalya alanların atatürk kabartması eksik olsun.çok daha hakkaniyetli olacağına inancım tam.

çok severek katıldığım eylem. hatta öyle ki bir saat boyunca konsol oynadığım için kendimi suçlu hissedip camları silmişliğim var. çocuklu ailelerin özellikle bu bilinçte hareket etmesi de onların yararınadır kanımca.sorumlulukları paylaşan bireyler daha mutlu oluyor.

işin korkunç tarafı o gördüğümüz bıyıkların altında etten fazlası var ! o bıyıkların altında bir fikir var ve o fikir 20 yıldır eleştiri geçirmiyor,kendi doğrusu dışında doğru bilmiyor,cehaleti gururla bir nişane gibi taşıyor.

1960 leningrad doğumlu sosyolog,çevirmen,fikir insanı.ulus sedat baker felsefeyi hayatın olağan akışında yaşayan, aile hayatı inanılmaz sarsıcı olaylarla örülmüş tüm bu vahim durumlara rağmen fikirlerin ve soruların peşini bir an olsun bırakmamış gerçek bir dahi ve aydınlanmacı.kahvaltıyı birayla yapan ekmek yerine samsun 216 ve votka tercih eden kendine has bir yaşam tarzı olan ulus baker özellikle spinoza ,hegel ve deluze çevirileriyle yurttaşların fikir dünyasının gelişimine önemli katkılar sunmuştur.gözlüğünün camı düşmüş değiştirsene diye takılanlara ‘o benim sağlam gözüm neden değişeyim ki’ diyebilecek kadar keskin zekasıyla yüreklerde tebessüm bırakıp göçüp gitti 47 yaşında.
diyor ulus hoca.

bilemedim ya . çoğu yazarın söylediği gibi; bakın bizi öldürmediniz işte size karanfil ! gibi bir durum olduğuna inanmak istemiyorum.dikkat çekilmek istenen nokta acaba ülkenin her yanından boktan haberler gelirken mikro milliyetçilik yapıp siz tokatlısınız! ve bir tokatlı’ya yakışanı yaptınız gibi bir durum da olabilir mi acaba. gerçi öyle olsa ne olur ki ? nasıl bi tepki vereceğimi bilemediğim bir toplumsal olay

sıklıkla kullandıklarım içinde (bkz: kliktag) ve takım sporlarıyla alakalıysanız (bkz: aiscore) ilk aklıma gelenler.

geçtiğimiz nisan ayında 35bin kredi çekip 30 bin liraya c3 aldım 2004 model .iki hafta önce park sonrası birisi yanaşıp satmayı düşünürsen 45 vereyim dedi.hanıma almak istiyormuş. beyefendi bir yıl önce 30 bine aldım yazık o kadar paraya deyip reddettim. artık 3’den 4’e daha bi mağrur atıyorum mavişimin vitesini.

beden eğitimine gömlek kravat kombiniyle gelecek birinden yayılmış sözlerin ,ustanın ruhunu incitmeyeceğine inanmak istiyorum.

her sezon son iki bölüm koltuğa yapışıp kalmanıza yetecek aksiyon ve beyin fırtınası yaşatan kıymetli yapım.pete’i sorgulamayı bıraktığınızda o oluyorsunuz .