herezaraelion_ yazar profili

insan hiç kaybolmayı ister mi?
ben istedim bayım. uzaklarda kaybolmayı diledim.. çünkü uzaklar da aşktan anlar bayım.

kâinatta her şey bize ayna olur.

her karşılaşma, bizdeki bir sırrı görünür kılmak içindir.

dışarıda gördüğüm, içimdekinin yankısıdır.

neye bakarsam, aslında kendime bakarım.

oku emrinin sırrı budur...

yıldızlı dünyanın ötesinde seninle buluşalım..

peki sana söyleyeyim dostum, bir gün bu dünyanın sonu gelmeli
well ı'll tell you my friend, one day this world's got to end

bu dünyadaki her eylem bir sonuç doğuracaktır
every action in this world will bear a consequence

sonsuza kadar beklersen kesinlikle boğulursun
ıf you wait around forever you will surely drown


____the red jumpsuit apparatus ' face down'

seni yaz, kış sorar rüzgara, nerde bu kız nerde bize söyle
bahar merak eder
bir cevap ver artık, sırra kadem bastın, neredesin
yara bandını çıkar büyümenin anlamı yok
eğer affetmezsen geçmiş hataları
düşünüp dursan da, geçmişi arkanda bırakıp git..

seni gördüğüm an gecenin bu karanlığında
düşünceler kayıp giderken ağladım usul usul
cennetim döner mi bı' gün tüm yalanlar kuyumun dibine atılan bi' taş gibi ağırken..

söylesene, kendini harap ettiğin hangi insanın umrundasın?
nazım hikmet diyor ya; "değmiyor bazen uğruna yorulduklarımız." öyle işte.

umut alçalıp akıyordu güneşin etrafındaki yıldızlardan..

uzaklardayım artık beni yok say..

...
her gecemde, gündüzümde
hiç gözümde uyku yokken, saatlerce düşündüm
doğru zaman, doğru insan, yanlış karar yok işin özünde
sen beni istemedin

..dönen bir dünyada vazgeçmek kolay değil.
(ın a world that's spinnin', it ain't easy lettin' go)

dünyanın en güzel yeri senin yanın, evet, ama
gelmek yasaktır bana
sen dünyanın bi' ucunda, ben ellerim avucumda
kaldım bu boş diyarda
olur ya, insan değişir, başka bedenlerle sevişir
gerek yok suçluluk duymaya
dinle, baktın olmuyo' bizim şarkımızı söyle
bi' gülümseme kondursun yüzüne
sen hiç üzülme,
ziyan olmazsın sen
her gecemde, gündüzümde, hiç gözümde uyku yokken
saatlerce düşündüm
doğru zaman, doğru insan, yanlış karar yok işin özünde
sen beni istemedin
olur ya, insan değişir..

dönen bir dünyada vazgeçmek kolay değil
ın a world that's spinnin', it ain't easy lettin' go

sekiz milyar insan tutacak bir el arıyoruz
eight billion people we just lookin' for a hand to

holdhttps://media.normalsozluk.com/up/2025/05/14/7oemz62t706xbzec.jpg

dinle
eğer bir gün gidersem bırakamam ikimizi
kader deyip geçersem avutamam kendimi
yaşar mıyım bu meçhul hikayeyi
yazmadım bilemem ki
demir atıp dalarım takılırım anılara
kalır mıyım bulanık sabahlara
uyanmadan bilemem ki
eğer bir gün ararsan yaşıyorum düşe kalka
merak edip sorarsan içim dışım paramparça
döner misin yeniden bu kadına
sormadan bilemem ki
senin bir hüzün kadar uzağında olduğumu
görmeden bilemem ki

terkedilmiş bir şehrin ortasındayım
altım çamur üstüm, yağmur ama bak burdayım
bazı şeyler kaybetmeden sevilmiyor
bazı şeyler peşinden koşturmadan bulunmuyor
bedenim burda fakat ruhum kabul etmiyor
biliyorum sen konusunda kendime yalan söyledim
biliyorum paramparça bütün aynalar
çünkü içinde kan revan birisi var
ve yalnızım şuan bunu ben istedim
ve yaşadığım ne varsa ben seçtim ben istedim
ser verip, sır vermedim
cesaret ister böyle itiraflar
söylemesi zor bazı aşklar.
öyle işte..

gims – est-ce que tu m'aimes ?
türkçe şarkı sözleri (fransızca)

tünelin ucunu gördüğüm an yine o gülümsemeyi buldum
kadın ve erkek öylesine suç ortağıydık ki komplekslerimizin üstesinden geldik
anlaman için sadece gözlerini açman gerekiyordu
siyah mürekkepli suretini gözkapaklarımın altına kazımaya hazırdım
seni sonsuz bir uykuda bile görebilmek için
seni sevdiğimi sanıyordum ama o sağanak yağmuru gördüm(kızın değişiminden bahsediyor)
gözlerimi kırpıştırdım(kıza bakarken),sen aynı sen değildin
seni seviyor muyum?
seni seviyor muyum bilmiyorum
beni seviyor musun?
seni seviyor muyum bilmiyorum
seni sevdiğimi sanıyordum ama o sağanak yağmuru gördüm
gözlerimi kırpıştırdım,sen aynı sen değildin
seni seviyor muyum?
seni seviyor muyum bilmiyorum
beni seviyor musun?
seni seviyor muyum bilmiyorum
seni acı çekmekten alıkoymak için sana seni seviyorum demekten başka çarem yoktu
seni incitmek bana acı veriyor,hiç bu kadar acı çekmemiştim
hiç bu kadar acı çekmemiştim
o yüzüğü parmağına taktığım an kendimi kelepçeledim
o an boyunca zaman geçmeye devam ediyor ve ben senin boş konuşmalarına maruz kalıyorum
ve ben senin boş konuşmalarına maruz kalıyorum
siyah mürekkepli suretini gözkapaklarımın altına kazımaya hazırdım
seni sonsuz bir uykuda bile görebilmek için
sonsuz bir uykuda bile
sonsuz bir uykuda bile
seni sevdiğimi sanıyordum ama o sağanak yağmuru gördüm
gözlerimi kırpıştırdım sen aynı sen değildin
seni seviyor muyum?
seni seviyor muyum bilmiyorum
beni seviyor musun?
seni seviyor muyum bilmiyorum?
çıkıp gitmekle kendime kötülük ettim
o engeller silsilesini görmemiştim
eğer seni senin tarzında sevseydim beni sıkıcı bulurdun
senin tarzında
eğer seni senin tarzında sevseydim..
eğer seni senin tarzında sevseydim..
seni sevdiğimi sanıyordum ama o sağanak yağmuru gördüm
gözlerimi kırpıştırdım sen aynı sen değildin
seni seviyor muyum?
seni seviyor muyum bilmiyorum
beni seviyor musun?
seni seviyor muyum bilmiyorum

bazen hayattan dışarı çıkıp bi soluklansam diyorsun
bazen hayatın boyunca bilmediğin onlarca şeyin peşinden koşuyorsun
yürüdüğün yol nereye gider bilmeden öylece yürürsün bazen
bazen yüzüne yüzüne vurur fırtınalar, korkarsın ama düşe kalka büyüyeceğini de bilirsin
ne demişlerdi;
"ne filmler görüp ne şarkılarda kaybolacak aklın
kalbine derinden dokunacak insanlar tanıyacak onlara şiirler yazdıracak kalbin
ne yağmurlarda yazılmış kitaplara hapsolacak ruhun ve nereye gidersen git seninle ya da değil insanlar.. kafan eserse çantanı bile almadan kaçarsın, nefes alabildiğin yere"

bu sabah, kimsenin sesi değmesin bana.
ne kalabalıkların gürültüsü,
ne geçmişin yankısı...
sadece içimdeki sessizlik konuşsun.

gözümü açtığımda,
bir kuş kanadı gibi hafif olayım,
rüzgar gibi özgür,
su gibi berrak...

kimseyi memnun etmek zorunda olmadan,
bir tebessümle “ben” olayım.
içimde bir bilgelik doğsun,
yavaş yavaş...
henüz söyleyecek kelimesi olmayan ama
hissettiren türden.

bu sabah, bana sadece huzur gelsin.
insanlardan değil, kalbimden.
kalbimden değil, belki gökyüzünden.

kimi sever gider, kimi üzer gider
kişiye göre de değişebiliyor
kimine bi' elveda diyemeden de bitirebiliyor
sen gideli çok oldu, alıştım bı' hayli
kendime kendim için iyi baktım bi' hayli

sağlıklı bı ilişkide her şey dört mevsim gibidir.. her şey ayarında, dozundadır ve bitmez. sağlıklı bı ilişkide aşk sadece rol değiştirir, her seferinde daha güzeline ve uzun süreli olana yerini verir...
sağlıksız bı ilişkide ise bu ister karşılıklı olsun ister karşılıksız.. onu artık somut bir şekilde (hayalindekini değil gerçeğini) görebiliyorsan, duygu yoğunluğu yerine "hiç bir şeyi " bırakmışsa, onunda artık diğerleri gibi normal biri olduğunu düşündüğünde, ona verebileceğinin fazlasını verip de yavaş yavaş senin tükendiğini gördüğünde ya da bu tukenmenin sadece kaybedeninin açık açık senin olduğunu fark ettiğinde bir şeyler artık dank eder iste o zaman artık aşkın anlamının olmadığını kendine açık açık itiraf edersin.. aşk artık aşk değildir sadece seni mahvedip duran, sen istersen hemencecik geçecek bir ızdıraptır..