hırvatı ben yalamadım yazar profili

hırvatı ben yalamadım kapak fotoğrafı
hırvatı ben yalamadım profil fotoğrafı
rozet
kalbimiz seninle
karma: 620 tanım: 31 başlık: 12 takipçi: 12

son tanımları


hırvatı ben yalamadım

selamın nabersiniz küçük baş arkadaşlar. açtığım başlıklar şikayet alıyormuş. nickaltıma yazdıklarınız sol frame'de görününce kötü bir imajı oluyormuş sözlüğün. özelden postamı koydum sil ulan dedim ama abisine soracak sanırım. ben buraya katkı sunmaya geldim. üç günde beş bin kelime yazmışımdır. tamam yarısı geyik ve sataşma. tuzun zararlı olması başlığını okuyun. bilimsel bir gerçek
senaryo başlığını oku. senaryo dersi değilse bilmiyorum. kitap yazma başlığına bak. ben buraya katkı yaptım. ama moderatör gelip beni tehdit ederse deliririm. uçurulana kadar yazarım. ya özür dileyip sol framede nickaltımı gösterirsiniz ya da bu böyle sürer. tüm moderasyonun suçu yok. tek bir saf.
devamını gör...

normal sözlük'e veda

ben ukala ve kibirliymişim. sizi aşağılayıp laf sokuyor muşum. bir moderatör sen benden ve diğer yazarlardan üstün değilsin yazdı özelden. ben bu dünyanın en özel insanıyım dedim ve buna inanıyorum. bu platforma uygun değilmişim. ya sen kimsin ulan dedim kafan basmıyora getirdim. başka bir moderatörle konuşacağım dedim. yoldaş ya da diğer moderatörlere yaz denildi. yoldaş denilen lavuğa yazdım cevap yok.

arkadaşım ben iki günlük yazarım. uslubumu sevmeye bilirsin. ama iki günde dört bin kelime yazmışım sözlüğe. yüzde ellisi sanat sinema kitap senaryo. sen senaryo yazmak başlığındaki eğitici entryimi görmüyorsun swinger başlığına yazdığımı engelliyorsun. bu sence ahlaksızlık olsa da ben bilgi veriyorum. kitap yazamak başlığına ne yazdım okudun mu yok.

ben böyle yazıyorum uslubum bozuk ama moderatörün her yazdığım başlıkta beni tehdit etmesinden sıkıldım. sen kimsin ya. ben istediğimi yazarım. formata uymuyor dersen her entryi tartışırım seninle. formatı okuyalım.

neyse ben bunaldım. kendinize iyi bakın çocuklar. hoşçakalın.
devamını gör...

hırvatı ben yalamadım

kendimi beğendiğimi tespit eden yazarları görüp gülümsedim. evladım ben tanrıya kafa tutuyorum. tanrıyı eleştiriyorum. bu evreni yamuk yarattığını ve nasıl düzeltirim konusunda roman yazmışım. burada sevilmeyecekmişim. böceklerin benim hakkında ne düşündüğünü kafaya takacak birine benziyor muyum? yok anneyi dövme başlığı açmışım. bu hayatın gerçeği kaedeşim. konuşmayalım mı? bunu açınca ben kaka mı oldum?

bir tanım yaparak saçma sapan yorum yapan yazarlara örnek olalım. aklınıza gelen şeyi yazmak yorum değil çöptür. haklı bile olsanız burası sözlük.

hırvatı ben yalamadım tanrının insanlığa bir hediyesidir. insanoğlunu eğitmeyi görev edininen üstinsan. ahmakları ve miyavlayanları ciddiye almayan bir deha. farklı bakış açısıyla yazarları eğiten mütevazı bir üstad.
devamını gör...

normal sözlük'ün en muhteşem yazarı

son söyleyeceğimi ilk söyleyerek başlayayım. büyük ihtimalle ben olacağım. şimdi burada kimler ne yazıyor bilmiyorum. en iyi yazar iyi bir okuyucudur. tüm yazarları okumaya çalışıyorum. goygoycu yazarların pek çoğunu eledim şimdiden. kalemi güçlü yazarları kaydedip yazdıklarını okuyorum ve okuyacağım. kimseyi okumayıp en büyük benim diyecek kadar cahil özgüvenim yok.

aslına bakarsanız türkiye'nin en zeki ve iyi yazarı olduğumu düşünüyorum ama bir ihtimal de olsa benden iyi bir yazar vardır diye okuma yapıyorum.

iyi yazar tanımı kişiden kişiye değişir. ben kendi tanımımı yapayım ona göre ilerleyeceğim. tanım uymayanlar boşuna okumasın. zaten uzun entrylerin pek okunmadığını duydum burada. inanmak istemedim. uzun yazanlar kendisini okutamıyordur diye düşündüm. ben iki kelime yazıp anlatamam. twit ustası değilim. ben yazarım. iyi yazar bulunduğu ortamı değiştirdiği gibi kendisine düşman olanlara bile fayda sağlayabilen şeyler yazan kişidir. bu mümkün mü?

buraya kadar okuduysan bence mümkün. demek ki uzun entryler okunuyormuş diyerek konuya dönüyorum.

ben yıllarca ekşi sözlük'e yön verdim. sonrasında yapılan bir ankette büyük bir anketti ikinci en iyi yazar seçildim. en iyi yazar sedet'in yalakası immanueltolsteyevski seçildi. bu beni çok kırmış ve sinirlendirmişti. o arada latince kullanıp entelektüel görünmeye çalışan zibidi nasul benden iyi yazar seçilirdi. ona özelden sardım twitter'da ayar üstüne ayar verdim. sonrasında masalsı bir video ile ekşi sözlük'ün en iyi yazarı kim videosuyla olayı bağladım. ssg ve kanzuk tamam ersoy ya bu ne hırs ne bu ego yeter en iyi sensin dediler. video linkini vereceğim ama çorap fobisi olanlar izlemesin. ama videoyu izleyenler oranın en iyi yazarı olduğumu kabul edecektir.

linki verip bir kaç cümle ile bitiriyorum.

al bu:))

uslub ve küfürden kovulmazsam burada da fark yaratıp yazarların vizyonunu genişletip okuyucuları başka bir seviyeye çekeceğime eminim. ancak tüm yazarları okumadığım için şimdilik temkinliyim.

aslında ssg denilen lavukla kavgamı anlatıp olayı dramatikleştirecektim ama telefondan yazıyorum yoruldum. gözüm ağrıdı.

gereksiz mütevazılık aptallıktır. ben girdiğim yeri evrimleştiririm. umarım buraya da katkım olur. usluba bakma içeriğe bak derim.
devamını gör...

intihar girişiminde bulunan kişiye öğüt veren embesiller

merhaba selamın aleyküm diyerek konuya gireyim. öcelikle embesil lafını küfür ya da hakaret zannedebilecek moderatöre sesleneyim embesil zeka seviyesi ile ilgili tıbbi bir terimdir.

peki sen bu öğüt veren cahillere laf edebilecek misin diyen olabilir. ben tıp doktoruyum. ayrıca üç yıl psikiyatri asistanlığı yaptım. bir yıl daha sabredebilsem psikiyatrist olurdum. ama hocalarıma siz önünüze gelene antidepresan yazan tıbbi cahillersiniz dedim diye itilmiş biriyim. tanıdığınız asistan doktor varsa sorun bu ne demek. tanrıya küfredip cennete al beni demekten farkı olmadığını anlarsınız. pek çok intihar girişiminde bulunan kişiyle konuştum. konuşma derken muayene oluyor bu psikiyatride.

gelelim konumuza. değer mi be. paraysa sorun hallederiz demek afedersiniz ben salağım senin de kafanı silkeyim geri zekalı demektir hastaya. çözeriz hallederiz umarım her şey düzelir demek o kişiye destek olmak değil ona zarar vermektir.

kimse para için ya da tek bir konu yüzünden intiharı seçmez. sorun komplextir ve büyük ihtimalle bu kompleks yapıyı intihar eden kişi bile bilmez. sizin teselli ya da iyi niyetli görünen aptalca yazdıklarınızı okuyorsa bu kişi zarar görür.

bilginiz olmadan her başlığa atlayıp yorum yapabilirsiniz ama böyle hassas bir konuda fikir belirtmeniz beni delirtti. tıpta ilk kural bilgin yoksa hastaya zarar vermedir. cehalet böyle işte. yorum yaparak bir insana zarar vermek. intihar girişiminde bulunan insanların bunu tekrarlama oranı ne biliyor musun. hayır. senin yazdıklarından nasıl etkilenir biliyor musun. hayır. neden yazıyorsun? ben söyleyeyim. manevi masturbasyon yapıp rahatlamak için. okuyanlara ben çok duyarlı ve iyi bir insan imajı vermek için.

sayın düşük zekalı kardeşim. git nereye yazarsan yaz ama hayatı pamuk ipliğine bağlı kişiye yazma. bu kişiyle konuşacak kişi yedi yıl tıp fakültesi sonrası yıllarca psikiyatri eğitimi alan kişi olmalı.

bu işin geyiği olmaz. en ufak bir hatada o kişi kaybedilir. bu sevgilisinin terk ettiği üzgün arkadaşın değil. intihardan bahseden kişiye nasıl yaklaşılmalı konusunu anlatırdım ama bunu okuyan kendini uzman sanarak hareket eder diye susuyorum.

böyle hassas konularda susun ve yorum yapmayın. neyse derdim anlaşılmıştır umarım.
devamını gör...

ambiance

bir anders weberg filmi. şu an için dünyanın en uzun ikinci filmi. tam 720 saat sürüyor yani otuz gün. asıl fragman 72 saat. bir de 7 saatlik bir kısa fragmanı var. herhangi bir kesme olmadan çekilen film yaşam, arayış, güç, ölüm, kaçış, istirahat ve aşktan bahsediyor. 7 saatlik kısa fragmanını izledim. otuz gün süren filmi uyku ve diğer molalarla birlikte iki ayda izleyebileceğimi düşünüyorum. tabii iki ay boyunca bir işim çıkmazsa.

bugün için en uzun filmi de yazalım. 857 saatlik ''lojistik sanat filmi.'' ben tükürürüm böyle filmlere diyeceğim ama tükürmek küfre girer mi bilemiyorum. aslında benim zamanım bol da izleyip beğenmezsem ne olacak, sorusu beni varoluşsal acılara doğru itiyor.

ey anders eyy weberg senin derdin nedir? nereye varmak istemektesin? insan izleyecek bunu. izleyen olursa selam olsun o koca yürekli insana. ancak oturmaktan başka yerleriniz de kocaman olabilir.
devamını gör...

senaryo yazmak

senaryo yazmak disiplin işidir lafına asla katılmıyorum. ben hayatımda gördüğüm en disiplinsiz insanım. en azından insan olduğum iddia ediliyor. hes kodum var oğlum benim. senaryo yüzde beş esinlenme, yüzde doksan beş terleme. her senaristin kendine ait bir yöntemi vardır. ben kendi uyguladığım yöntemi anlatacağım izin verirseniz. kibar ve çekici bir uslubum olduğunun farkındayım.

evet ilk başta bir konunuzun olması gerekir. ya durun vurmayın burası önemli. benim tavsiyem en iyi bildiğiniz konulardan birini seçin. bilmediğiniz bir konu seçerseniz araştırıp öğrenmek zorundasınız. bu kesin sayın okuyan. mesela, benim gibi düz bir adam gidip aşk konusunu seçmemeli. ben son yazmaya uğraştığım senaryo'da en iyi bildiğim konuyu seçtim alkolizm. zaten içindeyim ve yeterli okuma yapmıştım hakkında. bir önceki senaryoda mevlana konusu geçiyordu. üç yıl boyunca mevlana hakkında araştırma yapmak zorunda kaldım. neyse konunuzu seçtiyseniz ikinci aşama.

2. aşama, konu hakkında her şeyi okumalı ve olaya hakim olmalısınız. ben yılların alkoliğiyim bu olayı biliyorum diyemem. teorik bilgi olmadan yürüyemezsiniz. yürüseniz de yanlış yollara saparsınız. yeterli bilgiyi topladınız. şimdi bu konu hakkında kimler hangi filmleri çekmiş bunları izlemelisiniz ki tekrarı durumuna düşmeyin. dünyadaki tüm filmleri tabii ki izleyemezsiniz ama en azından ulaşabildiklerinizi izleyin. bu konuda yazılmış romanları okuyun.

3. aşama karakterlerinize can verme zamanı. en azından başroldeki karakterlere ama yan karakterlere de çalışırsanız çok daha başarılı olursunuz. alkolik bir adam, örneğinden yürürsek. bu adam kaç yaşında? hangi okullarda okudu? içmek dışında ne yapar? arkadaş çevresi nasıl? ailesiyle ilişkileri nedir? cinsel tercihi nedir? neleri sever? konuşma tarzı nasıldır? ayıkken ve içerken neşeli midir hüzünlü mü depresif mi? şakacı bir insan mıdır, soğuk mu? bunun gibi aklınıza gelen tüm soruların cevabını bilmeniz lazım. ya bunlar senaryoda geçmeyecek ki ben bilsem ne olur, diyemezsiniz. başına gelecek olaylara karşı karakterinizin nasıl tepki vereceğini bilmeniz önemli.

karakterlerinizi artık tanıyorsanız, kafanızda onları farklı ortamlarda buluşturup hayali sohbetler ettirin. bu diyalog yazarken çok işinize yarayacak.

izninizle anlatacağınız olaya gelelim. olayın neresinden başlayacaksınız. adamın doğumundan da başlayabilirsiniz tam en karışık olayların ortasından da. genelde filmler ve kitaplar insanların hayatlarından bir kesittir. kural olmamakla birlikte tavsiyem mümkün olduğu kadar geç başlayın olaya. tam anlaşılsın diye kısa bir örnek verelim. senaryonuz ''adam işten çıktı bir yere gitti içti içti evine sallanarak yürüdü ve uyudu'' olsun. işi siktir edin yolu boş verin ilk içkisini boş verin filme son içtiği içkisinden başlayın. yazdıklarınızın ilk kısmını silip atmak da bir çalışma şekli.

şimdi olayları anlatıyorsunuz. anlatmayın gösterin. çok sinirlendi yazmayın. sinirlendiğini gösterin izleyiciye. diyelim bir yan karakter var. karakterin hikayesi mümkün olduğunca sonlansın. net kural değil ama yaparsanız iyi olur. olayları sahne sahne yazarken dikkat etmeniz gereken olay merak unsurunu kullanmanız. seyirci filmden yarıda çıkmasın istiyorsanız seyirciye merak unsurunu vermek zorundasınız. her sahne sonunda seyirciye merak edilecek bir iz bırakın. olayları anlattınız senaryo bitti mi? daha yeni başlıyorsunuz. her karakterin gözünden senaryoyu okuyun. on beş gün kadar kenara bırakın senaryoyu. başka şeylerle uğraşın.

sürenin sonunda tekrar okuyun senaryonuzu. hataları daha kolay göreceksiniz. hataları düzeltin. ilk sahnelerde düzeltme yaparsanız mutlaka sonraki sahnelerde de değişiklik olması gerekecektir. değişiklikler bitti. bir senaryo en az on kez değişecektir. buna hazırlıklı olun. bitti senaryonuz. şimdi en zor kısım, fazlalıkları atma zamanı. sahne sahne okuyoruz. bu sahneyi çıkarıp atarsam filmde bir eksiklik olur mu, diye düşünüyoruz. pek bir şey değişmez diyorsak o sahneyi, o en beğendiğimiz sahneyi göz yaşları içinde atıyoruz. çünkü o fazlalık gereksiz. insan kıyamıyor ama işin doğrusu bu. yazdığınız sahnelerin yüzde yirmisini atmanız beklenir. diyelim ki atmaya kıyamıyorsunuz. zekasına güvendiğiniz bir arkadaşınızdan senaryonun yüzde yirmi sahnesini atmasını isteyin sonra tekrar okuyun sahnelerin atılmış haliyle. muhtemelen daha doğru bir senaryo var elinizde.

aklı başında, senaryonuzu çalmayacak bir kaç insana okutun. mutlaka beğenmedikleri yerler ve anlayamadıkları şeyler olacaktır. çok beğendim diyenleri dikkate almayın, bir sonraki senaryolarınızı onlara göndermeyin. hatta arkadaşlığınızı kesin. onlar gereksiz insan. anlaşılamayan yerleri düzeltin, gerekirse çıkarın atın. beğenmedikleri yerlerdeki eleştirileri dikkate alın. bu işler tamamsa ikinci kuluçkaya yatma zamanı gelmiştir. birkaç ay kenara atın senaryoyu, başka işlerle uğraşın. süre dolunca senaryonuzu tekrar okuyun. beğenmediğiniz eksik ya da fazla yerler olacaktır. gerekiyorsa en baştan yazmak da dahil tüm seçenekleri değerlendirin. tekrar yazmak en sağlıklı düzeltmedir.

ve sonunda senaryonuz bitti diyelim. senaryonuzu kendiniz çekmeyecekseniz ve bir yapımcıya ya da yönetmene okutacaksanız kesinlikle imla hatası olmasın. ben ilk yazdığım senaryoyu çok ünlü bir yapımcıya okuttum. okutmak için çalmadığım kapı gezmediğim yol kalmadı. sözlükçülük alışkanlığıyla büyük harf küçük harf dinlemeden yazmışım. adama aldı senaryoyu eline bu ne ya dedi olmamış yeniden yaz. okumadın ki muğa koyduğum dedim. sen daha kendi senaryona saygı duymuyorsun imla hataları yapıyorsun senin saygı duymadığın şeyi ben niye okuyup zamanımı harcayım dedi. benim gibi senaryonuzu kendiniz çekecek ve ben yönetmenliği de yaparım diyen biriyseniz o zaman kafanıza göre yazabilirsiniz.

haydi kaleminize sağlık. iyi çalışmalar.
devamını gör...

6 kelimelik hikayeler

"hayatında hep bir şeyler eksikti."
devamını gör...

normal sözlük satranç kulübü

askerdeyken revirde çalışıyorum. tabip asteğmen hırvat emredin komutanım falan. başka bir taburda avere bir üsteğmen var. avare derken kafa zehir ama kıyafetler yandan sarkıyor botlar boyasız saçları askere göre uzun ve karma karışık. bu eleman yani komutan ordu içindeki satranç turnuvasını her yıl kazanıyormuş. askerlerle haber yollayıp bir maç talep ettim. amatörlerle zaman kaybedemem demiş. vay emenike dedim.

ağırıma gitti. onurlu bir türk subayına yapılan bu hareketi hazmedemedim. sinsice bir ay kadar bekledim. onun çevresindeki erleri kafaladım. terlik istirahati sakal istirahatine boğdum adamları. sonrasında verdim talimatı. bu üsteğmenin yanında benim beş kez türkiye iki kez dünya şampiyonu olduğumu konuşacaklardı.

bir hafta sonra bu bana habercisini gönderdi. satranç maçı istiyor. şimdi onu paramparça etme fırsatını yakalamıştım.


kıymetli zamanımı amatörlerle harcayamam diye cevap verdim. sen kimsin ulan. öyle göt gibi kalırsın ortada. türk subayının şerefini kurtarmanın verdiği huzurla revire gidip botlarımı boyadım. istesem bizim askerlere botlarımı yalatırdım ama mütevazı biri olduğumu söylemeye gerek duymuyorum.

doktor egosu var ulan bende siz kimsiniz. turnuva yapın kazanan çıksın karşıma.
devamını gör...

tuz zararlıdır yalanı

tuz zararlıymış. peh diyorum. insanlık tarihine bakmak tuzun önemini görmektir. avcı toplayıcılar, hiç tuz kullanmamıştır ve bir milyon yılda sadece taşları silah ya da alet olarak kullanmaya başlamışlardır. yani gelişim sıfıra yakın.

tarım keşfinden sonra insanların beslenme şekli değişmiştir. ne üretiyorsa onunla deslendiler. genellikle bir ya da iki besinle beslendiler. yeterli demir alamayan insanlar kireç taşını yalamaya başlamışlar. yeterli tuz alamayan kişilerin tansiyonları düşmüş ve beyinlerine ulaşan kan miktarı düşmüştür. yeterince beslenemeyen beyin küçülmeye başlamıştır. böylece biraz daha mallaşmış atalarımız.

insan bedeni, hayatta kalabilmek için savunma mekanizması geliştirip evrime bir adım attırmış ve yemeklere tuz atmaya başlamıştır. maymundan ayrışmamızın yani beyin gelişimimizin en önemli aşaması tuzdur. peki bir insan neden yiyeceklere tuz attı ve diğerleri bu tuzlu yiyecekleri kabul etti.

şimdi bir insan dehidrate kalırsa yani diyelim çölde bir bedevi. hava çok sıcak ve yeterli su yok. ne olur? susama merkezi aktive olur ve o kişi susar ve su bulmak için uğraşır. tipik hayvan davranışı.

tarım gelişimi beyni küçülttü. insanların hayatta kalma oranını dütyü. sonrasında bazı kişiler tuzla tanıştı ve yiyeceklere tuz eklemeye başladı. aslında yiyeceklere eklemek değil bulduğu tuz kayalarını yalamak diyebiliriz. ancak ben nickim gereği yalamak yalamamak kelimelerini kullanmıyorum.

bu tuz (yalayanların) beyinleri tansiyon yükselmesiyle büyümeye başladı. tansiyon kan basıncıdır. beyne giden kan arttı. sonrasında tuz (yalayanlar) zekalarıyla ön plana çıkınca, şamanlar bunu hemen fark etti ve tuzun muhteşem bir şey olduğunu anladı. kutsal sayıldı ve hatta hala pek çok inançta kötü ruhları uzaklaştırdığına inanılır. ayrıca etleri saklamak için tuz harika bir şeydi.

tuz zararlı olayı nereden uyduruldu kısmına gelelim. tuz zararlıymış. neden çok fazla tuz alırsak tansiyonumuz yükselirmiş. ya dünyanın en sağlıklı şeyi su, yeterince fazla alırsanız su zehitlenmesi yaşarsınız. o zaman su zararlı mı diyelim?

insanlar kapitalizm diye bir sistem kurmuş. bu sistemin anateması nedir? insanları cahil bırak, sonrasında istediğin gibi yönet. insanların beyinlerini kullanmasını engelle, köle yap. bu kapitalistler ellerinden gelse fakirlere tuz çok pahalı gramı bin lira der, ancak her yerden ulaşılabilir olduğu için yapmıyor.

bu durumda ne yaptılar? başla algı yönetimine. tuz zararlıymış. insan bedeni, ihtiyacı olan maddeye "hayır"diyemez. bunu engellemek için ne yapılmış? tuzlara "iyot" katılmış. neden katılmış? iyotlu tuz ne boka yarıyormuş? tansiyonu mu düşürüyor. hayır.

peki neden? diş macunlarındaki florür'le birleşsin diye? düzenli olarak iyot ve florür alan kişilerin zihinsel aktivitelerinin yavaşladığı beyindeki, sinaps sayısının azaldığı bilimsel olarak binlerce kez kanıtlanmıştır.

dişleri fırçalayın der mi kapitalizm. demez normalde. sistem önce hastalandırır sonra süründürmek için parasını alır insanların. dişlerini mi düşünecek?

konu saptı. tuz insanı, insan yapan maddedir. siz salatalığına tuz döken maymun gördünüz mü. görürseniz evrimin basamaklarına şahit oluyorsunuz demektir. tuz candır.
devamını gör...

izmirli kadınlar

rahat ve zeki kadınlardır. özgürlüğü yaşarlar. eskişehirli hatunlarla kafa kafaya yürürler. insanlar dış görünüşlerine baksa da asıl iç güzellikleri fark yaratır.
devamını gör...

hayatının aşkını normal sözlük'te bulmak

inanılmaz bir olay. ben bu işler için yaşlıyım. sözlük ortalaması tahminimce 21 dir. burada 42 yaşında bir dinozorum gençleri eğitirim derken iki günlük yazar olarak aşklara yelken açtım.

ben megaloman ve gençleri aşağılayan entryler yazdım. özele gelen mesajları nezaketen karşıladım. iki gün içinde benimle birlikte olmak isteyen 30 yaş üzeri onlarca yazarla konuştum özelden.

mimarından doktoruna iş kadınından youtuberına pek çok yazan oldu. gençler aşk yaşamak konusunda zorlanıyor biliyorum. ama net ve akıllıysanız onlar sizi buluyor.
devamını gör...

sinema-tv kulübü

ya ben olayınızı anlamadım. teknoloji cahiliyim ama format ne. siz bir dizi mi çektiniz onu izleyeceğiz. bir dizi izleyip siz mi konuşacaksınız. yoksa anlayamadığınız kısımları bize mi soracaksınız. dizi konusunda uğraşamam ama film konusunda destek verebilirim.
devamını gör...

karma tanım oranı 10'dan küçükler beni engellesin

bir ricadır. benim hedef kitlem zeki çevik ve ahlaklı insanlar. boş gelip boş gidecek insanlar benim yazdıklarımı okusalar da anlayamaz. ben tavuklarla polemiğe girmeyen bir horozum. yazdıklarımla insanları eğitmek görevim ama boş insanlarla zaman kaybedemem. yok efendim güzel kızların karması yüksekmiş. bırak bunları. yazdığın entryleri oku ve kendine acı pis herif.
devamını gör...

hırvatı ben yalamadım

açılın ulan sayın arkadaşlar mekanın sahibi geldi. nickim gençlerin ilgisini çekmiş. bu nickin hikayesini anlatayım bu geyik bitsin. hüzünlü ve dram dolu bir hikayedir. kalbi olanlar okumasın. bu ülke vatandaşlarının hafızası zayıftır diyenler ise tarağımı yesin. anlatmaya başlamadan sinirim bozuldu elim ayağım titriyor. sözlükte küfür yasakmış. salsam kendimi küfür dağarcığımın entelektüel kapasitesinin üzerinde olduğunu kanıtlasam.

neyse efendim ben geveze bir insan olarak olayın teğetinde dolaşarak kafanızı ütülemeyeyim. aslında hırvatı ben yaladım. yalamaz olaydım. hayatımın kararacağını bilmiyordum. kader ağlarını örmüş hayatımın içinden geçme planları yapıyormuş.

türkiye'de tıp fakültesini bitirmiş seksi bir delikanlıydım. kars'ın digor ilçesinde mecburi hizmet yapınca kutsal bir iş ve meslek yaptığımı anladım. benim gibi boktan birinin kutsal işler yapması doğru değildi. bu işi namuslu onurlu ve başı secdeye değen insanların yapması daha doğru diyerek istifa ettim. ben içkici bir ittim. kutsal iş yapacak biri değildim.

amma uzattın ya diyenler olabilir ama sayın okuyucu bunları bilmezseniz hırvatı neden yaladığımı anlayamazsınız. aslında mecbur bırakıldığımı. ülkemizin şerefi ve namusu söz konusu olmasa gider tuvalette masturbasyon yapar geçerdim.

devletten istifa edip amerika ve brezilya'da aylaklık ve serserilik yaptıktan sonra avrupa'ya döndüm. biz anadolu çocuğuyuz. öğünmek gibi olmasın eskişehirliyim. şu an tam emin değilim ama finlandiya ya da danimarka'da yaşıyorum o dönem. türkiye'yi özlüyorum delice. duydum ki hırvatistan türkiye maçı varmış.

futboldan pek anlamam. en büyük eskişehirspor konusunda netim bu kadar. aslında maç önemli değil benim için. türkçe konuşmayı özlemiştim. oradaki taraftarlarla konuşup maçta küfretmek için hırvatistan'a gittim. maçtan on saat kadar önce oraya ulaştım. biraz dolaştıktan sonra içmeye başladım. üzerimde eskişehirspor forması var.

kafam çok yüksek içkinin yanında oradaki gençler bana başka bir şeyler vermişti. maç başlayınca bir baktım ben hırvat taraftarların arasındayım. kafamı silkeyim desem de yapacak bir şey yoktu. taraftarlar çılgınca eğleniyor. hemen yan tarafımda belinden üzeri çıplak bir kız var. dünya güzeli. memelerinden birini kırmızıya diğerini beyaza boyamış. hıplayıp duruyor. ben zaten maç sevmem türkiye için oradayım. kırmızı beyaz yerinde durmayan şeylere gözüm takıldı.

şimdi beni ayıplayıp abazalık hatta sapıklıkla suçlayabilirsiniz ama çok güzeldi ve gözlerimi alamıyordum. kızın yanına gittim beraber hoplayıp zıplıyoruz. hırvatistan bir gol atınca sarıldık kardeşçe. göğüslerini bedenime yapıştırdı. arada ufak tefek sohbet ettik. maç bitince hırvatlar mı kazandı ben mi kazandım bilemiyorum. kadın dudaklarıma yapıştı. ben de ayıp olmasın diye hafiften kızın orasını burasını yaladım. yalamaz olaydım. orası burası derken sapık zannetmeyin göğüsleri yalamıştım.

tüm kameralar bizi çekiyormuş. ben o dönem pek tv izlemiyorum. geri döndüm işime. bir ay kadar sonra eskişehir'e gelmek zorunda kaldım. eskişehir'de bir tanrıça gibi karşılandım. büyüksün heykelini dikset testislere beton yetmez falan. kendi çapımda bir kahraman olmuşum. hırvatı yalayan esesliyim. hayatında ilk defa önemli biri olmak ne demek bilemezsiniz. önemli ve ünlü biriydim artık. haber bültenlerine falan çıkmışım ama bir kaç ay geçmiş kimse beni unutmamış. eskişehir'de bir bara girdim millet beni alkışladı. gençler tapınıyordu adeta.

eskişehir'de zaten tanınan biriydim ama bu olay sonrası lakabım doktor değil hırvattı. ben bu olayla gurur duyuyordum.

ancak yıllar geçtikçe bu olay karşıma çıkmaya başladı. japonya'da çalışıyorum. küresel bir şirketle iş bağlamak üzereyim. işi bağlasam yedi sülaleme yetecek para kazanacağım. konuyla ilgisi olmasa da bu video çıktı ortaya. konu öyle saptı ki japon firmasından kovuldum.

türkiye'ye döndüm. ben üç gün o kızla beş gün bu hatunla takılan bir modelim. bir kadınla inanılmaz bir uyum sağladık. kız ülkenin en zengin ailelerinden biri. benim annem ve babam ilkokul mezunu. tanışma toplantısında bu video konusu çıktı. ve kızın ailesi sorun yaptı.

sonra inanılmaz paralar ödeyerek bu videoyu yok ettim. eskişehir'e gittiğimde hala hırvat gelmiş büyüksün diyenler oluyor.

kesin ve net söylüyorum. o ben değilim. hırvatı ben yalamadım.
devamını gör...

ay'ın ikiye bölünmesi mucizesi

tam bir paylaşılmış psikoz vakası. arap çölünde bir şahıstan mucize bekleniyor. bir şekilde yakınlarındaki yandaşları ayı ikiye böldüğünü söylüyor. yandaşların beslediği adamlar da evet ben gördüm demeye başlayınca mucize gerçekleşiyor. hügo'da tolga abiye küfreden çocuk muhabbetine dönüşüyor. olayı gördüm diyenler kendi yalanlarına inanıyor. sonra aya giden astronotlar aydaki yarığı gördü ve ayda ezan sesi duydu gibi haberler de vardı.

tek sorun şu. o tarihlerde avrupa götünde bokla dolaşıyordu. kilise insanların üzerine çökmüş bilim adamlarını yakıyordu cadı diye. ancak çin dünyadaki her şeyi kayıt altına alıyor ve uzayı gözlemliyordu. bir tane bile çinli ayın ikiye bölündüğünü kaydetmemiş. hadi kaydı bırak ay ikiye bölünüyor arap bedevilerden başkası bunu göremiyor. böyle komik bir olay için gereğinden fazla uzun entry oldu. buraya kadar okuyan varsa özür dilerim.
devamını gör...

internetten para kazanmak

yeterli zamanı olanlar için mümkündür. ben kendi yaptığım bir kaç yöntemi anlatayım. içerik üreterek ve ekitap yazarak para kazanmayı anlatacağım. ben aylık 70 dolar kadar kazanıyorum. yani uğraştığıma değmez ama ben para için değil can sıkıntısından uğraşıyorum.

tıbbi bilgiler verdiğim bir youtube kanalım var. düzenli video paylaşırsanız kazanç sınırına ulaşmamak mümkün değil. 9180 takipçim vardı en son. ee ben doktor değilim nasıl olacak diyenler oluyor. açarsın iki siteyi oradaki bilgileri seslendirirsin benim yaptığım da bu.

buradan

bir kitap öykü roman yazdınız. kimseye ihtiyacınız yok bunu ekitap haline çevirmek iki dakikanızı alır. hazır sistemlerle kitap kapağı da yaparsanız tamam. bunları d&r ve idefiks de satışa çıkarıyorsunuz. her satışın yüzde 60'ı sizin. fiyatı da siz belirliyorsunuz. ben deneme amaçlı iki öykü kitabı yazdım. aylık ortalama kazancım 30 dolar civarında. daha iyi kitaplar yazarsanız hafif de reklam yapabilirseniz kazancınız artacaktır.

buradan bakabilirsiniz.

youtube ve ekitap hakkında sorusu olanları cevaplarım. bide satış olayı var. o konuda da ufak tefek denemelerim oldu ama bu konuyu daha iyi bilenler anlatsın.

ekitap konusunda şunu söyleyeyim. iki kitap yazıp günde 1 dolar kazanmak komik gelebilir ama ömür boyu bana para getirecek. ve her iki kitabı da birer hafrasonunda yazdım. asıl romanımı şimdilik ekitap yapmıyorum. her haftasonu bir kitap satışa çıkarsam ayda 4 kitabım daha olur. kitap sayım arttıkça kazancım da artar. biri tutulursa kazançlar katlanacaktır.

biraz uzadı. geveze biriyim ama şunu söyleyebilirim. internetten para kazanmak yan gelip yatma yeri değil. emek ve sabır istiyor.
devamını gör...

rakıyla iyi giden şeyler

karşınızda kırmızı ojeli parmaklarıyla beyaz bardağı kavrayan zeki bir kadın varsa her şey iyi gider. kavun peynir yazmayanı döverler. et balık yemeyeni silkerler. kırk yıllık alkoliğim rakının yanında rokadan aldığım tadı hiç bir şeyden almadım. nedeni ise kırmızı ojeli kadınla birlikte yemiş olmam.
devamını gör...

kafa sözlük

uzun süredir sözlüklere yazmıyordum. bir umutla geldiğim sözlük. yazdıklarım pek okunmaz çünkü kısaca derdimi anlatacak olsam twit yazarım. uzun yazmayı seviyorum. iki cümleyle anlatacağım şeyi yaya yaya anlatmayı seviyorum.

üye olurken kuralları okudum ve anladım kutucuğunu okumadan tıkladım açıkçası. ancak yeni bir yazar olarak iki şeye tilt oldum.

birincisi yazdığımız entryi silememe durumu varmış. böyle yazılar okudum. neyse dedim benim yazdıklarımı silecek kadar zamanım yok zaten diye pek oralı olmadım.

bir başlığa bir tanım ve düşüncelerimi yazdım. akış kısmında görülmüyor. yazdığım başlık swinger idi. felsefesini ve mantığını anlattım. öğrenilmiş çaresizlikle bunu kötü bir şey sananlara bilgi verdim. baktım ki bilgi vermem sansürlenmiş. sebep. küfür yok itham yok. bu toplumun bir gerçeği. kim niye sansürlemiş anlayamadım. ancak bu iki özgürlüğüme yapılan engel beni biraz soğuttu. bir süre okuyucu olarak takılacağım. beni kısıtlayan bir yer olduğuna ikna olursam niye yazayım ki.
devamını gör...

swinger

felsefesini anlayamayanlar için şerefsizlik ve ahlaksızlıktır. insan psikolojisi kendisinin yapamadığı ya da öğrenilmiş çaresizlikle yapmadığı şeyleri yapanları kıskanıp onları kötü olarak sınıflar. marquis de sade sadizmin isim babasına sapık demek midesiz demek ne kadar komikse bunu yapanları yargılamak da o kadar komik.

insanlar bundan korkuyor çünlü ne olduğunu neden yapıldığını bilmiyor. insanlar bilmedikleri şeyden korkar.

evliliği sağlamlaştıran fantazilerden biridir. kafası cinsellikten başka bir şeye çalışmayan kişiler bunu sapkınlık olarak tanımlar.

zaten konunun eş değiştirmekle ilgisi yok. bacak arasıyla değil beyniyle düşünen insanlar için bir egzersiz ve adrenalin aracıdır. özgüveni düşük ve eşine güvenmeyen insanlar bunu aldatmak olarak görüyor. aldatmak eşinden gizlice komşuyu düşleyerek banyoda gizlice masturbasyon yapmaktır.

evlilik güven üzerine kurulur. eşine ve kendisine güvenen insan fantaziden korkmaz. eşin bir erkekle tokalaşırsa bundan rahatsız olur musun? oluyorsan lafım yok. kafasız insana lafım yok. ya da biriyle sohbet etmesi seni ürkütür mü? bundan en ufak bir farkı olmayan eylem.

cinsellik çok abartılacak bir şey değil. eşinizle keyifli zaman geçirmenin neresi kötü. ahlak diye size dayatılan şey saçmalık. ahlaksızlık yalan söylemektir. hırsızlıktır. yetim hakkı yemektir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim