ay'ın ikiye bölünmesi mucizesi

müslümanlar: kanıt olsaydı herkes inanırdı.
also müslümanlar: hz. muhammed ayı ikiye böldü.

t: mucize gibi mucizedir.

inanç adı altında akla mantığa sığmayacak olayların en ufak bir sorgulamaya bile tabi tutulmadan binlerce yıl kabul edilebileceğinin kanıtıdır.

benim dinle ilgili sorgulamalarım olduğu rivayet edilenlere, kutsal kitaplarda yazanlarla değil. bilmem kimden edilen rivayetler "peygamber zamanında deve sidiği için demiş" benim takıldığım bu kısım işte. kutsalınız kitabınız değil mi, ne diye peygamber öldükten 200 sene sonra yazılan onun sözleri kitaplarına kurandan daha çok bağlısınız? hadislerin kuran ile çeliştiği yerlerde neden hadiste ısrar edilir anlayamıyorum. sorunca da o zayıf hadis diyorlar. zayıfsa çıkartın hadis kitabından yok çıkartamayız. inanmayın o zaman ama hadis. e bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

sadece mekkeden görülmüş doğa olayı

m. ö bile insanların harır harır bilimle uğraştığını, dünyanın yuvarlak olduğunu keşfettiğini, güneşin ne kadar uzakta olduğunu hesaplayan kanıtların bulunması, m.s 7. yyda gerçekleştiğine inanılan bir olgunun hiçbir bilimsel veya tarihi kaynakta geçmemesi olağanüstü şüphelidir. evet, inanç meselesine girersek bir tanrının olduğuna inanırsak bu olayın sadece bir kesimin görmesi için eyleme konulduğunu, diğerlerinin görmemesi için tanrısal bir gücün müdahele ettiğini söyleyebiliriz. ben de derim ki; o inanmıyorsa, onlar inanmıyorsa neden somut bir kanıtı onlara peygamber vasıtasıyla gösterdin de başka insanların senin varlığına inanması için gerekli olan o mücizeyi görmesine engel oldun. kuntu kenze hadisine göre bilinmek istenen bir tanrı bunu somut olarak çok kolay başarabilecekken neden inanmalarını ister de bilmelerini istemez.

teknoloji ortaya çıkınca mucizelerin bitmesi

daha sonra yara bandı ile bantladıkları da rivayet edilir.

kaçıncı yüz yıla geldik hala saçma sapan şeyler tartışılıyor.

hurma şarabını fazla kaçırınca görülen kollektif halüsinasyon.

gözlerimle şahit olduğum olay.

kuran ı kerim'de, kamer suresi birinci ayette zikredilen hadise, hz. peygamber'in bir mucizesi.
burada alaya alanlar için; sizin inandıklarınız size, bizim inandıklarımız bize.

keşke insanların kutsallarıyla dalga geçilmese. her din için geçerli bu dediğim. müslümanın inancıyla da dalga geçmeyin, ineğe ibadet eden hindistanlı ile de. insanlar yaşamını bunun üzerine dizayn ediyor, bir çoğu psikolojisini dayandığı maneviyat üzerinden sağlam tutuyor benim çok okumuş çok entelektüel her şeyin en doğrusunu bilen arkadaşım geliyor burada bu kutsalları sözlüğe gülmek için meze yapıyor. ifade özgürlüğü falan değil düpedüz saygısızlık bu yapmayın arkadaşlar. gerçekten inanmamanıza saygı duyarım ama dalga geçilmesi çok çirkin ve kimseye bir şey kazandırmıyor gram faydası yok ne geçiyor elinize mutlu mu oluyorsunuz rahatsız etmekten.

alimlerin, üzerinde fikir birliğine varamadığı konu.

ay'ın yarılmasına kanıt olarak kamer suresi'nin 1. ayeti gösterilir: "vakit yaklaştı ve ay yarıldı."

bir kısım alimler bu ifadenin, hz. muhammed tarafından gösterilmiş bir mucize olduğunu ( (gbkz: isrâ suresi)'nde "bizi, mucizeler göstermekten alıkoyan, daha öncekilerin onları yalanlamış olmasından başka bir şey değildir." buyurulmasına rağmen) iddia ederler. bazılarına göre ise tüm insanlığa değil sadece o bölgede yaşayan ve "ille de mucize görmek isteriz" diye tutturan kişilere gösterilmiştir bu olay.

bazı alimler ise olayın geçmişte yaşandığı iddiasına karşı çıkarlar ve bu ayetin kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak bir olayı bildirdiğini söylerler. kuran'da, geleceğe ait olaylarda, geçmiş zaman kipleri kullanıldığı durumlara başka ayetlerde de rastlanır. ayrıca bu olaya şahit olduğunu anlatan kişilerin, yani rivayet sahiplerinin ifadelerinin doğruluğunun şüpheli oluşu da bir soru işaretidir.

yukarıda da belirttiğim gibi isrâ suresi'nde insanlara mucize gösterme devrinin bittiği ima edilir kuran'da. bu nedenle bu olay hakkında konuşurken dikkatli olmayı ve hakikaten gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmediğimiz bir mucize hakkında atıp tutmaktan kaçınmayı tavsiye ederim. inanan arkadaşların "allah isterse olur/istemişse olmuştur" demesi, inanmayan arkadaşların da bu konuları kendilerine dert etmemeleri makul bir hareket olacaktır diye düşünüyorum.

daha fazla bilgi için

şakk-ı kamer mucizesi olarak da bilinir. çeşitli hadislerde farklı şekilde anlatılır. en masalsı olanı el-câmiu's-sahih buhari (bkz: buhari)'de anlatılmıştır.
masal diyorum çünkü fizik yasaları şimdi nasıl işliyorsa ms 570-630 yıllarında da aynen işler. ay bir gök cismidir. bütün dünya toplumlarının görebileceği bir gök olayı yaşansaydı bu olay günü gününe devlet kayıtlarına kaydedilirdi. ms 600lerde dünya haritası şu. bölgedeki en büyük devlet sasaniler, kapadokya krallığı ve doğuda mısır, nebati, luv toplumları var. ay yarıldı da bu toplumlar kör müydü?

bence en makul açıklama şu: muhtemelen gece vaktiydi toplu ibadetten sonra gökyüzüne baktılar, muhammed gökyüzündeki ayı işaret etti ve "aha bu allah'ın izniyle oluyor" gibi bir şey söyledi. herkes cahil tabi, başladılar propaganda yapmaya "peygamber ay'ı böldü" demeye.
edit: kültür tarihi profesörü ege üniversitesi karşılaştırmalı edebiyat anabilim dalı başkanı nevzat kaya hocamın youtube kanalını izlediğimde bütün bu islami masalların gerçekte toplumu ve kültürü nasıl şekillendirdiğini; kurumsallığın olmadığı bir şehir hayatında dinlerin toplumu yönlendirmek ve yönetmek için ne kadar gerekli olduğunu anladım. çünkü şehir hayatı doğal değildir. doğaya karşı koyan ve doğayı terbiye etmeye çalışan insanlar apollonik mitler üretmişlerdir. günümüzde apollon mitolojisinin (yani güneşe tapınma) mirasçıları musevilik (yahudi), islam, hristyan, hinduizm gibi dinlerdir.

"ay yarıldı" alegorik ya da didaktik zaviyeden bakarsan saçma. betimleme dersen daha da saçma.
soyut anlatım mı? "süregelen bir sihirdir derler" demek ki somut. ay tutulması mı? belki.

eğer gerçekten mucize görüldüyse, akabinde aşağıdaki ayete mukabil ceza/bela gönderilmeliydi.
"..oysa biz mucizeleri yalnızca korkutup uyarmak için göndeririz." isra 59

ay yarılması için gösterilen delil hadis, peki hadisi nesheden ayetler?

alimin dediği gibi " keramete imanımız var, ama kerametle iman etmeyiz"

modern (çağdaş) eğitim anlayışına geçilmesiyle, bilim ve teknolojisinin gelişmesiyle birlikte bu konuların sadece kulaktan kulağa yayılan hikayeler olarak günümüzde yer almasıdır.

ayın ikiye bölünmesinin sadece mekkeden görülüp kayda geçirilmesinden daha ilginç değildir

kuran'ı kerim'in onlarca yerinde insanları akla ve düşünmeye davet eden ayetler var. bu demek oluyor ki kuran yalnızca akleden, sorgulayan ve sonuç çıkaran bireyleri muhatap alan bir kitap. dolayısıyla inanan müslümanları da bu kapsamda ele alıyor. mucize olarak ifade edilen ise başlı başına insanların iradesini elinden alan, adeta bir zorlama ile insanları inanmaya teşvik eden ve yaratıcının yalnızca peygamberlerine tanıdığı olağanüstü olaylar bütünü. islam inancı açıkça baskı altındayken kabul edilen şeylerin bir öneminin olmadığını söylerken mucize tarzı olaylar acaba bu baskının bir başka şekli olmuyor mu? yaratıcının kutsal kitaplar vasıtasıyla ilettiği ilahi emir ve yasaklarını dinlemek ve anlamaya çalışmak mümkünken böylesi doğaüstü olaylardan medet uman bir din anlayışının dinde pek yeri olmamalıdır diye düşünüyorum. kaldı ki yaratıcının her şeyi fiziki bir sebebe dayandırdığı konusunda hemen hemen tüm semavi dinler hemfikirdir. sonuç olarak dün nedenlerini açıklayamadığımız pek çok şeyi bugün bilimsel kaynaklara dayandırabiliyoruz.

hz. nuh'un oğluyla telefon görüşmesi yaptığı iddiasından sonra dalga geçilmesi kadar doğal başka hiçbir şeyin olmadığı hadise. aklı selim hiç kimse saygı kisvesi altında milletin aklıyla oynanmasını sineye çekip izleyemez. sizin bu saçmalıklara karşı beklediğiniz saygı fetişi yüzünden insanlar nakşibendi, menzil, fethullah gülen gibi saçma sapan yapılar etrafında dolaşıyor. yok gavs aynı anda 4 yerde bulunabiliyormuş, şeyh aracı olmadan edilen dualar kabul olmuyormuş falan. tüm bu saçmalıkların temelinde yatan şey sizin saygı duyulup susulması beklentiniz.

dünyayı felakete sürükleyebilecek imkan ellerine geçse evreni yok edebilecek, kötü insanların, uydurması.