iki defa başıma geldi.
birincisinde vekil olarak hacze gittiğim yerde, borçlunun nişanlısına “burada sinkaflı bir kelime var” dediğim iddia edilerek savcılığa verildim. dosyayı öğrendiğimde, içeriğini öğrenmek için koşa koşa savcıya gittim, savcı okurken ellerim titriyordu, neredeyse ağlayacaktım. tuttum kendimi. gerçekten günlerce üzüntüden hasta oldum. allah’tan icra memuru, yanımdaki stajyerim olaya şahitti. sonra 3 sene falan durdu o dosya. en son adalet bakanlığından izin gelmediğini öğrendim. hemen iftira ve suç uydurma suçlarından şikayetçi oldum. tabii ki bir sonuç çıkmadı.
sonrasında, yine aynı kişiler, telefonumu fotoğrafımı profile ekleyerek sosyal medya hesapları açtılar. şikayetçi oldum, sonuç çıkmadı. hala aranıyor yapanlar.
baronun avukat hakları merkezine gittim, durumu anlattım. dosya başka şehirde diye dahil olmak istemediler.
en son artık bıraktım allah’a havale ettim. borçlunun tahsil kabiliyeti de yoktu, arada dosyayı yeniliyoruz.
ikincisinde bu defa bir izaleyi şuyu dosyasında davalı vekiliydim. bilen bilir bu dosyalar öyle kazanan, kaybeden durumu olmayan dosyalardır, davacı talep eder bir şekilde herkes hakkını alır. davalı-davacılı hiçbir durum yoktur. duruşma esnasında bir diğer davalı asil de hemen yanımda duruyordu. sözler alındı, herkes konuştu, en son ben de taleplerimi söyledim. davalı asilin hoşuna gitmeyince(sadece bilirkişi raporu alınsın demiştim.) bir anda kendisini yerlere atmaya başladı. sonra duruşma salonundan çıktı, yapmayın, etmeyin ne olursunuz, iyi misiniz diyerek peşinden çıktık hepimiz. çağlayan adliyesinde koridorda kendisini yüksekten atmaya çalıştı, hem bağırıyor, hem de yerde tepiniyordu. sonra tekrar duruşmaya devam edildi. biz dağıldık gittik. arkamızdan hakim ve çağırılan kolluk, o davalı asil hakkında tutanak tutup, hakkında vesayete ilişkin ihbarda bulunmuş. neyse, aradan baya bir zaman geçti. bir gün bir davetiye, yine savcılıktan. bir gittim, demiş ki, avukat beni duruşma esnasında itti, bana çelme taktı, dişlerimi kırdı. beni o hale o getirdi. beni dövdüğü için sinir krizi geçirmeme sebep oldu. amacım da ona vasi atatıp mallarına çökmekmiş.
ama bu defa ilki kadar üzülmedim. şikayetçi de olmadım. zaten bir şey çıkmayacağına eminim, çıksa bile akli dengesi şüpheli bir de ne canımı sıkıcam dedim ya. amaaan.
neyse geçiyor yani. yine de gerçekten kötü bir durum. insanın yapmadığı şeyi temizlemeye çalışması kadar zor bir durum yok.
hakkım da haram zıkkım olsun hepsine.
devamını gör...