boşanma oranlarının artma sebepleri

dul karılar. becerip becerip öğündüğünüz o karılar varya... bekaretini diktirip bir başka erkekle evleniyor ve gözü devamlı ilk erkeğinde kalıyor.

evlenme oranlarının artması.

insan denen canlının hep daha fazlasını isteyen genetik durumu.
bazıları bilime karşı çıkıp aksini düşünse de, durum tamamen bu.
çünkü her zaman daha iyi seçenekler mevcuttur.


he bir de acemilik*

dinsizligin artmasi

boşan-ma. evlen-me :)

ulke gosteris meraklisi,empati yoksunu,merhametsiz,aşırı bencil,haset,görgüsüz,düzenbaz insanlarla dolu.
evliliği seksten ibaret bir resmi kurum olarak gördükleri için tahammülsüzlükleri de tavan yapmış bu saydığım klasmana giren büyük çoğunluk boşanma oranlarının artmasını sağlıyorlar.

aferin erkekler demek düşer bizlere. aferin lan. toplum olarak özellikle şu son beş yılda, mental açıdan büyük yol kat etti bu ülkenin evlatları. resmen devrim oldu adı konulmayan.

artık kimse çekmek dahi istemiyor şımarık ilişkisel beklentileri. erkekler, bir hayatı olduğunun farkına vardı. milyonları bulan düğün masrafları, ev döşeme faslı, tek taraflı romantik cart curt olma baskısı, bilmem ne jestleri zartlarından zurtlarına kadar her haltı göğüslemek zorunda bırakılan erkek 's.t.rin lan oradan' deme cesaretini gösterdi sessiz sedasız. kadınların bitmek tükenmek bilmez ilgi açlığına karşı 'yallah' diyebiliyor göğsünü gere gere.

aslanlarım benim. bir kaç internet inceli erkek, yarım erkek bozuntusunun sabahtan akşama kadar fakir ağızlarıyla kadınlara çok süper varlıklar diye övgü dolu sözler sarf edip, tutamayacakları sözler vermelerinin altında yatan tek neden, başka çarelerinin olmamasıdır.

kendi devrimini gerçekleştirme potansiyeline sahip her erkek, evlilik gibi hayat s.k.ci. bir formdan uzak duruyor. gününü gün ediyor. çok da iyi yapıyor.

-bakakaldı, yaralanmış, gözleri kocaman. tek kelime et­meden dönüp hızla yatak odasına gitti, bulanık ruhunu pa­çavraya dönmüş bir duvağı sürükler gibi sürükleyerek.

fante.

ilk sıraya ekonomik nedenleri koyabiliriz. bunu '' mış gibi'' yapılması seyrederken sonrasında doğru iletişim ile anlatmak, anlaşılmak, anlayabilmek diye biliriz.

sebep çokta sonuç iki taraf içinde üzücü.

bir kadın olarak yazayım; türk erkeği ve türk toplumu, kadından eskisinden daha fazla şey bekliyor.

hem çalışması hem ev işi yapması hem eve destek olması hem iyi gelin hem iyi kadın olması gerekiyor.

adamda bir numara varsa, bazı kadınlar bunun için elinden geleni yapıyor boşanmıyor, bazı kadınlar adamda bir numara olsa bile o yükü kaldıramıyor durumu yönetemiyor ve boşanıyor.

adamda bir numara yoksa maddi kaygısı olmayan kadın, adamı çekmiyor.

sorun aslında mutsuz adamlar ve mutsuz kadınların bir araya gelmesi. bence ikisinden biri mutlu olduğunda şartları önce kendi için sonra diğeri için kolaylaştırıyor.

boşanmak dünyanın sonu değil ordan yeni başlangıç çıkarabileceğine inanan boşansın ama ordan bir şey çıkaramayacak için hayat evlilikten daha zor olacak bilesiniz.

bence en önemli sebeplerden biri: daha baştan yanlış bir niyetle evlenilmesi. eskiden evlenirken hiç kimsenin aklına boşanmak gelmezdi. evliliğin amacı, bir ömür boyu mutlu olmak ve iyi günde kötü günde birlikte olabilmekti. ama artık taraflar "aman olursa olur, olmazsa en kötü ihtimalle boşanırız." diyerek evliliğe adım atıyor. bu ihtimalin hep göz önünde bulundurulması, en ufak bir sıkıntıda bile boşanmayı gündeme getirebiliyor. oysa, misal; bir şirket kurarken bile insan, ilk etapta iflas edeceğini düşünmez, işlerin çok iyi gideceğini, çok para kazanacağını vs düşünür ama sonra zor durumlar oluştuktan sonra ancak iflas vs seçenekler akla gelir. aynı şekilde evlendikten sonra çeşitli durumlar yaşanırsa, boşanma da bir seçenek olarak gündeme gelebilir ama daha en baştan yani evlenmeden önce boşanmayı düşünmek saçmalık.

maalesef ki batililasma sevdasi.

'boşanmaların temel sebebi evlenmelerdir' demezler mi?

derler...

o kadar uzun süre “kendi paranı kazan kızım, kimsenin eline bakma” diyen ebeveynler oldu ki; artık kadınlar kendi parasını kazanıyor, evini geçindiriyor.
kadınlar eski toplumsal statüye göre erkekleşti. erkekler de feminenleşti.
hala kadınlardan yemek, temizlik, çocuk bakımı gibi diğer emekler de beklendiğinden, erkeklerin aile için bir vasfı kalmadı.
sonuçta da kadının sabrına göre evlilik süresi belirlenmeye başladı. bir kadın bu duruma ne kadar dayanırsa, o kadar süren evlilikler oluyor.

kimsenin artık geçinmeye gönlü olmaması

çünkü normalleşti.

evlenmek aşırı kolay resmi bir işlem olduğu için ve insanlar anlık yükseliş hallerini kalıcı sandığı için ve zaten normal sayılabilir ilişki sayısı da sosyal medya ile epey azaldığı için ve nüfus da birden çok arttığı için ve nüfus artışı genellikle bilinçsiz kesimde yoğunlaştığı için ve

kadınların ekonomik rolü güçlenmesi, toplumda boşanmaya karşı bakış eskiye nazaran biraz daha iyileşmesi, bireylerin evlenmeyi zorunluluk değil de tercih olarak görmesi, ilişkilerin yüzeyselleşmesi,vs vs. bir sürü neden.

edit: erkeklerin maskülenliğindeki düşüş de var

çünkü herkesin gözü eşinden başkasında. elin adamı, karısı evimize kadar girmiş durumda.

dün bir habere denk geldim, boşanmak bile ki anlaşmalıysa 150bin tl'den başlıyormuş. yok çekişmeli boşanmaya çalışırsanız minimum 600bin tl'yi gözden çıkaracaksınız.

ya bu evlenme boşanma işi neden binlerce yıldır aynı şekilde işliyor ki?
bu böyle e-devlete girip ekleme çıkarma gibi yapılsa ya artık. nedir bu milletin çektiği çile?
elektronik evlenme ve boşanma işlemi artık icat edilsin de millet kurtulsun şu eziyetten.