imperactus yazar profili

imperactus kapak fotoğrafı
imperactus profil fotoğrafı
rozet
karma: 3244 tanım: 504 başlık: 25 takipçi: 64
there is no spoon.

son tanımları


ben bu cihana sığmazam (yazar)

bu kişiyle; bırakın iletişim kurmak zorunda olmayı, aynı havayı soluyanlara yazık.
devamını gör...

yazarların favori taşı

avize taşı
devamını gör...

metallica

hala yapabiliyoruz o halde neden yapmayalım mantığıyla risk alınmamış bir albüm ortaya koymuşlar. iyi de yapmışlar, bu vesileyle turneye çıkarlar belki avrupa'da son bir kez canlı dinleme fırsatım olur. çünkü bu saatten sonra tek tek ne olmamış, şöyle böyle kötü diye tartışılacak pozisyonda değiller; 60 yaşındalar zira.

ben de bir gitarist olarak, şarkılardaki rifflerin hiçbirinin kendine özgü bir melodi ve özgünlük taşıdığını düşünmüyorum. bu saatten sonra tek umduğun james'in akustik albüm çıkarması.
devamını gör...

izlenen filmde unutulmayan sözler

there is always hope.
devamını gör...

güne bir şiir bırak

baktım da pencereden, güneş doğmadı bu sabah
bekledim saatlerce, sabah olmadı sabah
anladım ki sensizken dünyada ne varsa bana hep yasak hep günah
saçlarını özledim dalga dalga
şiir yazdım sana dün gece
gözlerimden akan yaşla cenazemi yıkasınlar
yanaklarında ki gamzelere ölümü gömsünler
dalgalanan saçlarınla mezarımı örtsünler
ama yeter ki senin uğruna, senin uğruna öldüğümü bilsinler
devamını gör...

sevilen şiirin en vurucu dizeleri

ne talihsiz adammış
imanı gevremiş parasızlıktan
devamını gör...

akşama galerindeki son fotoğrafı bırak

leyla
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

an itibarıyla üzerindeki tişörtte yazanlar

hope.. yani umut, yani s.. ama havalısından.
devamını gör...

gitar

çalınması, benim için artık nefes almak gibi basit bir eyleme dönüşen enstrüman.
devamını gör...

sevilen şarkının en vurucu sözleri

"giderken bile senden sana dönüyorum"
tut ki çıldırdım
devamını gör...

müslüm gürses'i anma gecesi radyo yayını

alkolü bıraktım, katılamıyorum. benim yerime devam edenler için bi' hayat berbat çalsanız yeter.
devamını gör...

morg

o öldü benim için diyorum sorulduğunda, aslında hep saklı durdu hafızamın morgunda

melodisiyle, sözüyle insanı bambaşka yere götüren fikri karayel şarkısı.
devamını gör...

youtube kanalı olan yazarlar

sevilen şarkının en vurucu sözleri

sanattan geçen yolu kesmişler, ben geçer miyim...?
devamını gör...

beden eğitimi öğretmenlerinin okuldaki işlevi

voleybol topuyla futbol oynayanları kovalamak, trafik derslerinin sınavlarına girmek, hiç gereği yokken sırf şamata olsun diye badminton oynatmak, şampiyonlar liginden daha da büyük atmosferli sınıf maçlarını sabote etmek. he bir de tabii bizimkiler takla atamayanları azarlar, bütün sınıfın önünde onları küçük düşürürdü.
devamını gör...

aşka inancın kalmaması

bütün kırılanlar yine burada. bu güven, inanç kıranlar nerede
devamını gör...

sensiz olmaz

nerden başlasam nasıl bitirsem bilemiyorum. sarhoşluktan bile bunaldığım anlarda yine kendimi bu şarkıda buluyorum. insanın son duble şarkıları olur bu hayatta. alkol kullanmasına gerek yoktur. benim tabirimle son duble şarkıları, en can alıcı yerde cesaret edip açtığın o şarkıdır. bu kimisi için arabesk, kimisi için death metal bile olabilir.

benim için bütün neşet ertaş deryasının dışında, son duble şarkım sensiz olmaz'dır. müzikal veya teorisel olarak bu şarkı hakkında konuşmak istemiyorum çünkü konuşursam hem sayfalar sürer hem de duygular ölür. bu şarkıda geçen her sensiz olmaz kalıbının öncesinde geçen gerekçeler gerçekten de onsuz tadı olmayan şeylerin şeyin özetidir.

sayfalarca gözyaşlarımı dökebilmek isterdim, eğer kelimelerle mümkün olsaydı sana özlemimi hissettirmek isterdim. ama buna da gerek yok zaten, aynılarını sen de, bu şarkıyı dinlesen de dinlemesen de hissediyorsun.

neredesin firuze filminde gözüken saniyelik sahneleriyle zaten filmi ele geçiren ögedir bu şarkı benim için.

bazı şeylerin güzelliğinin anlaşılması için mi sensiz olması gerekiyor? peki ya ben gerçekten hiçbir şeyi sensiz yaşayamamışsam? benim ilk sigaram hep tatsızdı zaten, sen varken sabah sigara içmezdim. kahvaltı hiçbir zaman yapmadım, çünkü kahvaltıda bir şey yemem; ama seni izlerdim ben kahvemi içerken. çoğu zaman hep yalnız veya yastıklarımla uyandım ama senle uyanmayı bir kez bile tattığımda o tanıdık kokunu duyamadığım her gün buruk geçti. anlaşılmıyor da alışılmıyor da sensiz olmaya. bir vermedim 10 aldım, kırmaktan beter ettim. biz ayrıca dengesizliklerin en büyüğüydük, dengeye de dönüşemedik. yalnızdım, zor sokakları da çıktım hep tek başıma. her şey zaten tek düze ve dümdüz idi. anlamadım, çözmeyi de beceremedim. hep telaşlıydım hep de oldukça huzursuzdum. her gece zaten yatağım boştu ve boş kaldı. sen hep uzaktaydın, ben uzanıp sadece seni düşlerdim. anlamaya çalışırdım ama çözemezdim. zaman öyle bir geçti ki ama bütün sabahlar sensiz geçti. hepsi sensiz. yine de;
sensiz olmaz.
devamını gör...

hayat berbat

hayatın ta kendisi gibi olan şarkıdır. en vurucu ve öldürücü sözlerle birlikte en tatlı melodiyi bütün vücudunuza hissettirir müslüm baba. bi' yerlerde bir umudum var gibi ama hayat da berbat. bunu suçlamak için sevgili müslüm babamız tanrıyı değil feleği suçluyor. feleğe sorulan soruların aslında benim içimdeki karşılığı o soruları hayatımı berbata çevirenleredir.

içimde bir yerlerde seni görmenin bulmanın umudu var evet ama "git başımdan" demekten kendimi alıkoyamıyorum. bu şarkıdaki her melodi umut doldurmakla birlikte bir kin de barınmasına yardımcı oluyor içimde. ne yapmam gerek, gerçekten hayat berbat... bilmiyorum ölmek mi gerek? boş ver, biz yeniden başlayalım.

sözlerin ağırlığı kendine ve söyleyenine hastır. misal bülent ortaçgil sensiz olmaz diye seslenirken tatlı bir kadını hatırlayabilirsin ancak müslüm gürses sensiz olmaz diye içinden geçeni döktüğünde gerçekten onsuz yapamadığını hatırlarsın. bu şarkının müslüm gürses'e bu kadar yakışmasının sebebi de budur. sözleri bu kadar isyankar olup aynı zamanda da bu kadar umut dolu olmayı başarabilen nadir şarkılardandır. bu yüzden de hayatın en içinden, en samimi şekilde size hissettirir bu farklı duyguları size aynı anda.
devamını gör...

şişme pezevenk osman

haysiyet değil maddiyat takılır.
devamını gör...

yalnızlık

öyle yalnızım ki, etrafımda yalnızken olmayan her insan var. öyle yalnızım ki, benim notamdan çalamayan insanlar topluluğu arasında bitmez bir boşluktayım. öyle ki, fiziksel yalnızlıktan kaçmaya çalışırken, koskoca bir kalabalığın arasında daha da yalnız buluyorum kendimi. duruyorum, düşünüyorum, dinliyorum; sonra bir de kendimi dinliyorum. sorun neydi? ya da sorun diye bir şey var mıydı yoksa sorunun tam da kendisi ben miydim? belki bir çıkmazdayım, belki de hayatımın kendisi tamamen bir çıkmazdı da ben sadece şimdi anlayabiliyorum.

öyle deme ya, en beklemediğin anda gelir çıkar birisi; sabahları uyanman için sebebin olur yine. öyle mi gerçekten? yani benim bütün sorunum kendime uygun birini bulamam mı sahiden? ya ben hiçbir şeye uygun bir insan değilsem? ya ben diğer herkesi eleştirirken, diğerleri; kendilerini hayatının merkezine koyduktan sonra beni o dış çemberde bırakıyorlarsa? umurumda değil diye insan ne kadar yalan söylemeye devam edebilir?

insanları takma, kendinle mutlu olmayı bil. peki çok mu ayıp, hala mutluluğu başka birilerine bağımlı olarak istemek? ayıpsa ayıp.. belki nasıl olduğu değil artık sadece olması önemlidir.

dışarıda bir yerlerde, devam etmek zorunda olduğu monoton hayatın akışında, geceleri camdan dışarı bakıp; kulağında o sevdiği müzik varken benimle aynı şeyleri hisseden insanları görebiliyorum. peki nerede bu insanlar, neden benim karşıma sadece beni görmeyen insanlar çıkıyor? yoksa o insanlar da benim onları görmediğimi düşündükleri için mi kimseyle iletişim kuramıyorum? ben herkesi, herkes gibi görürken; herkes de beni herkes gibi görüyorsa peki?

gelecekte şu an sahip olduklarımı kaybettikten sonra geriye dönüp üzülmeyecek bir ruh halindeyim. evet, belki sahip olduklarımın kıymetini hiç bilmiyorum ama ben sahip olduklarımın kıymetini kaybettikten sonra anlayacaksam, beni bu durum herkes gibi yapmaz mı? belki de herkes gibi olduğumu kabul edersem işler kolaylaşır mı?

eskiden günlük yazardım, gelecekteki halimle konuşabilmek için. geleceğe seslenmekten daha güzel yegane şey geçmişe seslenebilmek olurdu. o kadar da güzel şeyler değildi, hatta kıymetini de bildim ama bitti. peki ya ben şimdi neyin bitmesini bekliyorum? başlayan ne var ki bitecek ya da ben her şeyin nasıl biteceğini görebilmek için mi bir şeylere başlamıyorum?

yalnızlık paylaşılır, paylaşıldığında yalnızlık olmaktan çıkar tabii.
kadehimi((i: daha doğrusu şişemi)) kaldırdıktan sonra *çınn diye tokuşturup, hiçbir şey konuşmadan birlikte iç çekerek beni anlayabilen birini arıyorum sanırım. böyle bir şey mümkün mü? belki bir süreliğine... sadece sen onu öyle görene kadar böyle bir şey mümkün.

hayat her şeye rağmen güzel, hayat müzikle güzel. ama hayat en çok da, o müzik girdiğinde; aynı melodide, aynı notada; seninle aynı hisleri paylaşacak, o melodiden aynı duyguyu paylaşacak insanla çok güzeldi, güzel olabilir, hiç olmayabilir de.

çıkmazdayım, çıkamıyorum; belki de hiç girmeden çıkmaya çalışıyorum. bana ne oluyor bilmiyorum. sorgusuz, çıkarsız nasılsın sorusuna muhtacım sadece.

geceleri, cama bakıp uzakları düşündüğünde yalnızlığa gömülen her kim varsa, yalnız değilsin. henüz farkında değilsin belki ama sonuna kadar yalnız olsan da sadece tek değilsin.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim