kalubela yazar profili

cebine para koyup, yurtdışına okumaya çocuk yollamakla adam olunmayacağinin en büyük örneği olan, insan..

münevver karabulut'un ölüm yıl dönümü geldi.. dosyanin bir kopyası bende hala var. aklımda kalan enteresan detaylar neydi?
polisler cem garipoğlunu gözaltına almaya gelirken, eve yaklaştıklarını sırada polis aracının karşıdan yol verdiği reno marka aracın içerisine cem garipoğlu ve baba nida garipoğlu vardı.. kamuoyu gündeminde konuşulan ancak akıbeti söylenmeyen katilin mezarındaki poşetten hayvan kanı çıkmıştır. bu değişik aile üyeleri münevver karabulut'un öldürüldüğü her 3 mart'ta özellikle kutlamalar ve inanılmaz paylaşımlar yapmaktadır.. mezarın açıldığı gün, hiçbir aile üyesi feth-i kabir işlemine katılmamış anne tülay makbule garipoğlu bir arkadaşının doğumgünde partisine katılmış kahkahalarla fotoğraf çektirmiştir..
ev aramasında onlarca sahte kimlik bulunuyor, cem bunları barlara gidebilmek için aldığını söylüyor.
msn'de her şeyini tüm sırlarını günlüklere yazdığını söylüyor bu günlükler bulunamıyor..
münevverin kıskandığı ve cemin msn'de arkadaş ekleyip sürekli onunla konuştuğu ingilizce öğretmeni deniz isimli kadına cem, cinayetten hemen bilgisayardan msn'i açıp hocam orada misiniz yazıyor.
abinin cem garipoğluna şırıngayla saldırması,
yenge ayfer garipoğlu'nun cemin firari olduğu günlerde baba süreyya karabulut ile buluştuğunda aileden gizli şekilde süreyya karabulut'a o gece evde körebe oynamışlar diyor
cem ve abisinin satanist sitelere üye olduğunun ispat ediliyor
msn konuşmalarında cemin münevvere sana bunu nasıl söyledim diye ailenin bir sırrını kast ettiği konuşmalar biliniyor
yine konuşmalardan baba ve annenin münevveri ve ailesini tanıdığı anlaşılmasına rağmen ifadelerde hiç tanımadıklarını beyan ettiler.
cem nalburdan gelirken elinde bir poşet daha olduğu görülüyor, bu poşetin içinde ne olduğu sorulduğunda hatırlamıyorum yanıtını veriyor
cinayetin bir numaralı nedeni olan ve cinayetin işlendiği gün istanbul'da olan 20 yaşındaki jandarma teğmen münevverin yazlıktan arkadaşıydi. münevvere kahve içmeyi teklif etmiş münevver bu teklifi reddetmişti. cem bu mesajı görüp cinnet geçirdiğini beyan etmesine rağmen, bu mesajların içeri cinnet için yeterli değildi.
olaydan sonra münevver karabulut'un tüm eşyaları bulunmasına rağmen telefonu bulunamadı.
otopsi işlemi trafik polisine yaptırılıyor.
cinayet evin içinde yaşanmasına rağmen kanlar kapıda başlıyor.
cem cinayet sonrası evi temizmedigini beyan ediyor ancak psikologlar cinnet gibi bir ruh haliyle ortalığı temizlemenin mümkün olmadığını söyleyince temizlemedim kabasını aldım diyor.
cinayetten sonra, anne tülay makbule garipoğlu baba süreyya karabulut ile başbaşa buluştuğu bir yerde altınlarımi paramı her şeyimi al ama çocuklarıma dokunma istersen de canımı al , cem kendini cezaevinde öldürse de kurtulsak dediği, amca hayyam garipoğlu ile buluşmasında üzerime range rover bmw ve arsa var bunları al oğlunun üzerine yap dediği biliniyor..

zonguldak'ın devrek ilçesinde uyuyan anne şeyda çataklı ve anneannesi medine küçükkuyu'yu öldürerek , 110 adet ayrı parça kesip çıkaran, parçalarını camdan dışarı atan şizoid kişilik bozukluğu olan şahıs. polis eve girdiğinde rabia çataklı çıplak bir halde tekbir ve sela sesleri okuyarak kan gölüne çevirdiği evde, cesetleri hala parçalamaya devam ediyordu.. gözaltında alındıktan sonra, polis sorgusunda kendi serçe parmağini koparıp yutmuştur... doktorun, bu kızı acilen hastaneye yatırmaniz gerekiyor demesine rağmen ailenin elalem ne der korkusuyla yatırmaması sonları olmuştur..
rabia ifadesinde içinden bir sesin ailesini katletmesi gerektiğini, vücudunu metafiziksel varlıklarin kontrol ettiğini, bu varlıkları gördüğünü duyduğunu ve kendileri ile irtibat kurduklarını söylemiştir.. olay dünyada büyük yankı uyandırsa da, türkiye gündeminde görmezden gelinmiştir...

daha önce mehdi olduğunu söyleyen katil, olay anında ağır delüzyon ve ağır psikoz yaşamış, annesi ve anneannesini şeytan veya şeytani görüntüler olarak görmüş olabilir.. daha önce şizofreni tanısı aldığını, ve ailenin bu durumun üzerini kapatmak istediğini bilinmekteydi.

bugün bir hasta ameliyat ettim. adı aynızeliha, acaba yanlış mı yazdılar diye sordum hayır doğru dedi. ne kadar farklı bir isminiz var dedim kadına. aslında adım aynzeliha dedi, zelihanın gözyaşları demek dedi. zeliha ibrahim peygamberin ateşe atılmaması için o kadar çok ağlamış ki, gözyaşlarından bir göl oluşmuş adı da aynzeliha gölü olmuş. urfa'da gerçekten böyle bir göl varmış. bu yüzden de urfa'da ibrahim peygamberin ateşe atıldığı balıklıgöldeki balıkların cinsinde aynalı sazanmış.. hasta bizim ufkumuzu açtı..

bilinen en toksik madde yüzümüze yaptığımız botokstur. toksikolojide ld50 dozu dediğimiz 100 fareye verdiğimizde %50'sinin hayatta kaldığı toksin dozu nanogram seviyesindedir. direkt sinir sistemini felç eder.. 100 grama yakın bir dozu dünyadaki tüm insanlığı öldürmeye yeterlidir. insanlar için öldürücü dozu 0.0001mg'dır.

ld50 dozu 0.0000001 mg/kg dır.
(bkz: botulinium)

paranoid bozukluklarin belirgin katatonilerinden biri de işitsel sesler halüsinasyonlardır.. şizofrenin bir tipi yoktur, dünya üzerinde ne kadar şizofreni hastası varsa, o kadar farklı tipte şizofreni vardır.
hastaların duyduğu sesler doğrudan kendilerinde yöneliktir. bunlar içgörü yoluyla hissedilen değil, işitsel olarak duyulan seslerdir.
sesler kişiyi yönlendirici şekilde, oraya gitme! arkana bak! gibi olabilirken, bazen izleniyorsun! takip ediliyorsun! gibi kuşku doğuran sesler de olabilir. hatta bazen, kişi tanıdığı veya tanımadığı kişilerin kendisi hakkında konuştuğu şeyleri duyabilir. sesler hastayı doğrudan eleştirebilir, kötü olduğunu değersiz biri olduğunu durmadan söyleyebilir. sesler kendisine küfür edebilir.. bu sesler, hastanın diğer insanların kendisi hakkında planlar yaptığı düşüncesine itebilir bu hastayı suça hatta yaralama ve cinayete varan yollara yönlendirir. hastalar sesleri ekseriyetle erkek sesi olarak duyarlar. kadın sesi duyan hastalar genellikle daha şefkatli merhametli sesler duyduklarını bildirmişlerdir. hastalar sesleri, genellikle çok sayıda farklı insandan duyduklarını belirtirler. iki kişinin birbiri ile tartışmasını hatta grupların seslerini de duyabilirler, bu hastayı derin bir zihin karmaşıklığına ve yalnızlığa iter... hasta, hastalığını bilişsel davranışçı terapi yoluyla kabul etmedikçe asla iyileşmez.

bebeğin aslında hayatta hiç var olmayan ikiz kardeşinin dna'sini üzerinde taşıması hastalığı.. bir kadının doğurduğu çocuklarının genetik olarak annesi olduğunu yıllarca ispatlayamamasi üzerine, son çocuğunun doğumunun kamera kaydı ve bir savcı huzurunda yapılmasına rağmen yine dna'larin uyumsuz olduğu bir vakayla ünlüdür.. bir felakete dönüştüğu olay ise bu kadar nadir rastlanan bir hastalığın bir seri katile denk gelmesidir. ukraynalı seri katil andrey çikatilo bu rahatsızlığa sahipti, 53 kesinleşen cinayetin görgü tanıkları olmasına rağmen hiçbir zaman olay yerinde bıraktığ sperm ve kan ı dna'lari kendisi ile eşleştirilemedi. üstelik kendisi yerine başka bir kişi idam edildi. olay yıllar sonra seri katilin kimerik birey olduğu anlaşılınca açıklığa kavuşmuştur..

en meşhur ve nadir resmedilen zencilerden bir tanesi son akşam yemeği tablosundaki judas yani yahuda'dır.. rönesans dönem gereği hristiyanlık soyluluk ve zenginlikile iç içe olduğundan siyahilerin 19. yy'a kadar sanatçılar tarafından bir etkinliği görülmemiştir. siyahiler o dönemlerde kölelik yapmaktaydı.. rönesans yaşandıktan sonra, sömürgecilik anlayışının azalmasıyla beraber siyahiler de tablolara girmeye bağladılar... enteresandır, avrupa siyahilere ırkçılık yapmaktayken osmanlı minyatürlerinde siyahiler resmedilmiştir.. hatta zenciler darüssaade ağası yani karaağalar olarak osmanlı da büyük vazife edinerek haremi korumuşlardır. aralarında sadrazamlığa kadar yükselen olmuştur.. kara mustafa paşa

isa peygamberin doğduğu yer, yeni adıyla yeniden doğuş kilisesi.
isa peygamber doğduğunda gökyüzünde beytüllahim yıldızı adında bir yıldız parlamış, üç müneccim kral, bu yıldızı aylarca yol katedip, takip ederek hz isa'nın evini bulmuştur..
islam tefafukunda bu üç müneccim kral olayı peygamberin ev halkından olan selman-ı farisi'nin hristiyan bir rahipten, yeni peygamberin geldiği haberini alıp onu bulmasını istemesiyle anadolu'dan kalkıp arabistana, yıldızları takip edip giderek hz muhammed'i bulmasıyla gerçekleşmiştir.
isa peygamberin doğduğu yer ilk dönem klasiklerinde hayvanların olduğu samanlık ve bir ahır, modern dönemde bir mağara olarak tasvir edilmiştir.tam olarak neresi olduğu net değildir..

aldatıp oyaladı o çokluk yarışı sizleri, öyle ki kabirlere varıncaya kadar. ecel bir an gecikmez, ve vaktinden önce de gelmez. her nerede olursanız olun, ölüm sizi bulur; yüksek yerlere kurduğunuz ve saklandığınız kalelerinizde olsanız bile…
ve "keşke ölüm her şeyi bitirseydi"

tekasur 1-2araf 34 nisa78 hakka 27

ulucanlar cezaevi müzesinin çatısı baştan yapılmış, eşyaları atılmıştır ve ranzaları başka cezaevlerinden getirilmiştir. orada kalan eski bir solcu mahkum bana "gelin evine çevirmişler bir damat eksik" demişti.. zira o yıllarda bir koğuşta 150 kişinin kaldığı bilinmektedir..
gerçekten de eski fotoğraflar bakıldığında şuanki hali bir cezaevi değil, adeta bir tiyatro sahnesidir..

inkilapçı gençlik ruhuyla..

paranormal anlamda psikometri bir nesneye dokunarak nesnenin başına gelen önceki süreçleri anlamak demektir.. psikoloji branşında anlamı ise duygu düşünce ve kişilik gibi ölçülemeyen olguları anlamaya yarar. türkiye de bu alanda yüksek lisans bölümleri açılmıştır.. günümüzdeki kişilik testlerinin nasıl yapılıyor sorusunun cevabıdır aslında psikometri. kişilik testleri iki gruba ayrılır, testler bilinçdışını değerlendirmek maksatlı açık uçlu da olabilir, bu testlere projektif test denir, bazı testler ise tamamen kapalı uçlu ve seçeneklidir burada amaç, kişinin düşüncelerini daha ölçülebilir kılmaktır buna da objektif test denir.

eskiden cerrahi branşlara kadınlar alınmıyordu, yasaktı. kadınların cerrahi branşlara küstürülmesi hala devam ediyor. cerrahi branşlar pratikte hala erkek işi ve o hegemonyada.. bu kadar yıllık hekimlik hayatımda eli meziyetli pek az kadın cerrah tanıdım... onlar da dahili branşlara yöneldiler... kadınların artık, pediatri, psikiyatri, derma, kadın doğum, acil üçgeninden çıkmaları lazım.. cinsiyetçilik yapmak gibi olmasın ama, bir bölümdeki asistanların hepsi uzman olur, ama içlerinden sadece birkaç kişi hekim olur.. cerrahide bunlar ekseriyetle erkektir.

tansiyon yüksek vaka iptal.. ben kaçar

"ölüm ile ayrılığı tartmışlar
elli dirhem fazla gelmiş ayrılık"

şu kahpe dünya, seni bana düşman eder mi?
suya hasret çöllerde beyaz güller biter mi?

112 acil komuta kontrol merkezi hekimliği yapmıştım bir dönem.
112 acil çağrı merkezinin kullandığı asos sisteminde konum yalnızca, 112'ye dışarıdan çağrı geldiğinde görünmektedir. 112 sizi aradığında konumunuzu göremez. konumda yaklaşık olarak görünür, nokta atışı konum görülmez.. şehir içinde problem olmasa da. en büyük sorun otobanda yapılan kazalardadır. mükerrer çağrı yani aynı vakaya 50 vatandaşin ayrı ayrı araması ve hepsinin otobanda başka bir yeri tarif etmesi yüzünden, vakanın hangi şehre atanacaği hangi ekibin çıkacağı çok büyük bir problemdir.. 112 ekibi taraya taraya ambulanslarla tüm otobanı gezer, ancak vaka ters yönde mi değil mi, nerede olduğu bilinmediği için, ve vatandaşlar tam olarak yer tarifi yapamadığindan, ilk çağrıları alır diğerlerini dinlemeden kapatırız. çünkü tüm çagrilar birbini yaniltıp, kaos yaşatmaktadir otoban kazalarında 112 sağlık ekibi ,komuta merkezinin içinde adeta arap saçına dönmektedir... aynı zamanda komuta merkezine oturttuğumuz paramedik arkadaş türkiye'nin çok alakasız bir yerinden şehirdeki ambulansli ekiplerle çalışmadan şehri tanımadan orada bulunduğu için, vakalara hep uzakta ve alakasız ekipleri çıkarır. ekipler cikmak istemez vs bir sürü kaos olur.. tecrübeli bir komutaci ekibi anlık ekrandan takip eder, ve ters yönde olsa kestirme yolları ekibe söyler..
bu yüzden ambulanslar hep gecikir hastalar hep ölür.

kendisini şehir gerillası olarak nitelendiren deniz gezmiş ve arkadaşlarını şehir gibi büyük bir kalabalıkta bir türlü yakalayamayan emniyet istihbaratçıları, operasyon üzerine operasyon düzenlese de bir türlü başarı elde edemiyorlardı.. tam da bu esnada deniz gezmiş ve arkadaşları hayati bir hata yaparak 4 amerikalı askeri kaçırıp fidye istediler. emniyet istihbaratçıları çok sonra bu gerilla taktiğine uyandılar, ve şehrin her yerini abluka altına aldıktan sonra bir bölgeyi açık bırakıp, deniz gezmiş ve arkadaşlarının kaçışını merkezden kôy ve kasabalara ittiler. köy ve kasabalarda bekçiler herkesi tanıdığı için, deniz gezmiş ve arkadaşları sokağa çıktıklarında yabancı oldukları anlaşılacaktı. nitekim de öyle oldu, ülkenin tüm güvenlik güçlerinin, bütün imkanlarını kullanarak arayıp bulamadığı üç kişiyi, bir mahalle bekçisi tek başına buldu..