kalubela yazar profili

tfcc, kas, kaf, lif ve sinir rehabilitasyonlari süresi en az 6 aydır. iki yıla kadar çıkar. postopere ameliyat sonrası rehabilitasyonlarda bu süre daha çok uzar. çıtlama güçsüzlük zayıflık gibi şeyler veya tam kat yırtık varsa cerrahi düşünülebilir..

yine olayların şehri adana'da, yıllar önce babanesini baltayla parcaldiktan sonra adana ekrem tok ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'ne yatırılan, sonra orada da rahat durmayıp koğuş arkadaşinin gözlerini oyan 41 yaşındaki hasta, şehir şehir gezerek bu kez de kütahya'da engelli bakım merkezindeki yatağa bağımlı bir kadının iki gözünü 29 saniyede oydu. bu olaydan daha önce de manisa'da başka bir hastanın gözlerini diş fırçası ile oymaya çalışmış..

hastalarınin arasına 100 liralık duvar öremeyen, bu merkezleri denetlemeden ruhsat veren her şeyi çok bilen sevgili sağlık bakanlığımızın ayıbı ve ihmalidir..

link

askerlerden birinin sinirotesinde, taraf değiştirerek işaret fişeği ateşleyip karargahin yerini belli ederek, çatışma başlattığını ve 8 askerin orada şehit olduğunu, daha sonra silahını da yanına alarak kayıplara karıştığini bu kişinin daha sonra yakalanıp jet hızıyla yargılandığını.. ve bu çatışma esnasında, telsizle ana karargahtaki, komutanlarin tam yarım saat , burada gerçekten bir çatışma olduğuna ikna edilmesi gerektiğini, helikopter kaldırmak için neredeyse genelkurmay başkanınin onayı gerektiğini, doğuya gönderilen ve taraf değiştiren bu personel hakkında daha önce emniyetten olumlu güvenlir diye bir rapor gönderildiğini, bu çatışmadan kısa bir süre sonra komutanlarin harabeye dönen karargahta silah arkadaşlarinin kanı kurumamişken, moral olması için içkili davullu zurnalı alem yaptığını gözlerimle gördüm...

insan beyni, kendisini en çok kandıran, kıran, inciten, üzen, yalan söyleyen, kaziklayan insanın tarafına geçme eğilimindedir. çünkü insan onu tehdit olarak algılar onun tarafına geçerse zarar görmeyeceğini düşünür.. bir topluluka en problemli kişi kimse, insan onunla tanışma konuşma eğilimi gösterir.ve kendini bu şekilde tehlikesizlik için taraf değiştirip garantiye alır. kişilik olarak uyumsuz çiftlerin beraberliğinde de bu yatar.. halbuki gerçek sevgi, kişilerin kendilerini uyumsuzluğa karşı garanti altına alması değil, bilinçli bir şekilde emek vermesidir.. bireylerin kaderi, toplumların kaderidir..

hatay/belen yokuşundan iskenderun körfezi ve amik ovası

-merhaba mülayim abi
+merhaba canım
+bu herifi de hiç sevmem.

ey gözlerime ibret kesilen sevgili; önce gidenlerin de, sonra gidenlerin de gözleri, benim sana karşı duyduğum aşk gibi bir aşk görmedi..

uyumuş olan gönlüm uyandı; gece mest olan varlığım ayıldı, yağmurla dolu olan gönül bulutumdan canıma bir şimşek çaktı..

bir gece de nedir ki.
yüzyıllar geçti de, bu ateş yine sönmedi, bu cehennem yatışmadı.
ben hayadan, utançtan su kesildim de, bu ateş, yine sakinleşmedi..

tükenmez kalemle canım sıkıldı..

bir ses yükseldi tanrıya kalabaliğin içinden...
kalubela!

izmir'de okuyorken merkeze çok uzak köy gibi bir yerde, bir apartmanın 4. katında bir ev tutmuştum. 7 katlı 14 daireli eski bir bir apartmandı. ilk taşındığımda komşularımdan bazılarının çok garip olduğunu fark etmiştim. sürekli gece geç saatlerde geldiğim için, komşularım özellikle bana gece yarısı apartmanın içinde ve çevresinde asker üniformali biri olup olmadığını soruyordu. bende böyle birini hiç görmediğimi söyleyip duruyordum. önceleri anlam veremedim ancak bazı günler özellikle kapım çalınıyor bana bu soru soruluyordu. önce hırsız dediler, sonra sapık oldu. en son komşularımdan biri bana, durumu anlattı.. tüm apartmanin iddialarina göre adı albay apartmanı olan bu apartmanın daha sonra gördüğüm kadari ile arka bahçesinde ay yıldızlı, bir kişiye ait mezar olduğu, orada yatan kişinin asker olduğu ve birçok farklı kişiye hatta aynı anda başka yerlerde göründüğünü anlattılar. enteresan bir şekilde özellikle bazı günler, apartmanda patlama sesi ve dış kapının önünde birçok farklı kişiye ait konuşma sesleri duyuluyordu.. özellikle her yaz bu apartmanda yangın çıktığını bu asker üniformali kişinin sürekli insanlara göründüğünü söylediler..
işin çok garip kısmı ise, bu kişiyi ben hiç görmemiş olmama rağmen. akşam eve yemeğe davet ettiğim arkadaşlarimdan birinin, oğlum kapıda asker üniformali biriyle karşılaştım komşunuzdan biri rütbeli albay demesiydi. hemen aşağı koştum, ancak kimseyi bulamadım. o sırada adamı ararken ocaktaki yemek cayır cayır yandı. mutfak bezi alev almış yere düşmüştü. ilginç bir anıydı benim için.

hastaneye arabayla gelip nöbetten çıktıktan sonra bir arabam olduğunu unutup, bir saat otobüs durağında bekledikten sonra eve otobüsle döndüm.. arabayı da nerede bıraktığımi unuttuğum için 2 gün arabayı aradım. hatta bir ara, izne ayrılıp geldikten sonra bir işim olduğunu da unuttum.. sabah uyanıp kahvaltı yaptım, aklıma işe gitmek hiç gelmedi..

anoreksiya hastaları psikiyatrik olarak yemeyi reddederler. eğer hasta ,30 kilonun altına düşmüşse refeeding sendromu olur. vücut o kadar çökmüs organlar o denli zayıftır ki, yani hasta bir şişe maden suyu veya küçük bir bardak meyve suyu bile içse onu anında öldürür... tedavide hasta işbirliği çok önemlidir.. yemek yemiyorsa damar yoluyla besin verilmesi, yeniden beslenme sendromu yaratacağı için çok tehlikelidir.. küçücük bir dengesizlik hastanın ani ölümüne neden olur..

anoreksiya, algı bozukluğu değil, gerçeklik algısı bozukluğudur. nasihatle öğütle geçmez.. bazen kendini cezalandırma biçimi, bazen zayıflamakla kendini ödüllendirmekle ilişkilidir.. kişide beden disformik bozukluğu, borderline kişilik özelliği ve okb varsa yakalanma riski artar..
iyisiyle kötüsüyle bir insandır, her insan bambaşka bir dünyadır.. allah rahmet eylesin..

erken başlanan bir gün..

eksite katatoni hastaları özellikle klinikte, saatlerce yerinden hiç kıpırdamadan hareket etmeden oturabilir.. ekolaji denilen, sorulan soruları tekrarlar,. örneğin "nasılsın?; nas, nasılım,sın, nasılsın.." diye cevap verir. ekopraksi yaşar, örneğin sağlık personellerinin hareketlerini birebir tekrar eder, günlerce hiçbir şey yemez, dezorganize bir şekilde konuşur, (ateş, sağır, çiçek, gök) gibi. persevarasyonlar yaşar, yani bir kelimeyi tekrar tekrar söyler.. kapı, kapı, kapı, kapı, kapı gibi.. neolojizm yani kendi uydurduğu kelimeleri söyler. (örn: masalaşmak, perdecimse) gibi.. çok ajitedir, genellikle terlidir kıyafetleri ıslak ve nemlidir..odanın içinde süreklilik hareket edebilir, oturamaz.. düşüncelerini kontrol edemez.. su içmek ister tekrar tekrar söyler ama, masadaki bardağı alıp içmez. anlamsız ve korkunç mimikleri olabilir

büyük hocamız.. kendisinin varlığı dünyadaki milyonlarca insanın hayatını kurtarmış, ve her dakika kurtarmaya devam etmektedir.. sağlığında elini öpmüştüm.. biz beyin sinir cerrahlarinin bugün eli ayağı olan, mikrocerrahiyi dünyada ilk kez deneyen hekimdi... omurilik beyin ve sinir cerrahisinin yaşayan en büyük hocasıydı.. arkasında biz meslektaşlarına öğrencilerine, hem kişiliği ile hem de başarısı ile örnek bir branş bıraktı.. allah gani gani rahmet eylesin.. bugün hastalarımızı kurtarabiliyorsak, hastalarimiz bize dua ediyorsa, onun sayesinde..

bel kaymasi ve omurilik eğriliği olan hastalara kemiğin içine tornavida ile saplanan vida.

kaygi ve şüphedir.

panda çizesim geldi aniden.

bağlanma problemleriyle ünlü türk insanınin, üç günde derdini dökülüp hemen duygusal bağ kurduğu yapay zeka..

hızlı uygulanan (tek seferde birden çok tablet içme, hızlı iv tedavi) gibi durumlarda hasta akatizi olur, deliryuma girer yerinde duramaz... bu etki de antidopaminenerjik olduğu içindir.. (bkz: dimenhidrinat) yani dramamine vermek daha mantıklıdır..