stockholm sendromu
başlık "obsesif psikolojik danisman" tarafından 14.11.2020 23:51 tarihinde açılmıştır.
1.
rehinelerin, kendilerini esir alanların duygularını anlama noktasına gelmeleri ve kendisini rehin alan kişilerle geçirdikleri sürenin sonunda onlara yardımcı olmaya başlaması ve nihai olarak da onlarla özdeşim kurmalarına stockholm sendromu denmektedir. bu sendromun anlamını genişleterek insanın kendisini zora sokan, üzen koşulları benimsemesi, savunması ve bu koşulları yaratan nedenleri görmemesi, ezenin yanında yer alması olarak da tanımlayabiliriz.
devamını gör...
2.
la casa de papel monica’nın denvere asık olması gibi.sonra da ekibe girdi ve stockholm adını verdiler.
devamını gör...
3.
ismini stockholm'de gerçekleşen bir olaydan almaktadır.
devamını gör...
4.
devamını gör...
5.
bunu bazen halkların da yaşaması mümkündür.
devamını gör...
6.
la casa de papel'den öğrendiğim sendrom. evet.
devamını gör...
7.
türkiye'nin genel manada girmiş olduğu sendromdur.
devamını gör...
8.
bu kavram sayesinde karmaşık duyguları iki kelime ile özetleyebiliyoruz. ben bunu literatüre katan adama çok saygı duyuyorum. hani misal beni rehin alsa kızmam, sempati duyarım. aleyhinde şahitlik yapmam. öyle önemli bir adam.
devamını gör...
9.
kaçıran kişiye belli bir süre sonra sempati duyulması durumudur sonrası aşk.
ünlü dizimiz la casade papel'de de var.
ünlü dizimiz la casade papel'de de var.
devamını gör...
10.
stockholm sendromu, ilk kez 1973 yılında yaşanan bir olaydan ismini almaktadır. isveç'in başkenti stockholm' da yaşanan olayda, banka soyguncusu tarafından 6 gün boyunca rehin tutulan banka görevlisi bir kadın duygusal olarak suçluya bağlanır. hastalık ilk defa psikiyatr bejerot tarafından tanımlanmıştır.
olay 23 ağustos 1973 günü stockholm'de soyguncular bir bankayı soymak için basarlar, bankada 4 banka görevlisini 6 gün boyunca 131 saat rehin tutarlar. soyguncular, rehinelere iyi davranır aralarında iyi ilişkiler oluşur. polisin bankaya operasyon düzenleyeceğini fark eden rehineler, soyguncuları uyarırlar. rehineler olay sonrasında yakalanan rehineler aleyhine ifade vermekten kaçındıkları gibi, soyguncuların avukatlık ve savunma giderlerini karşılamak için aralarında para toplarlar. günün gazeteleri bu olay üzerine ' soyguncular bankadan para çalamadılar, ama bazı insanların kalbini çaldılar' diye manşet atar. rehinelerden stockholm sendromuna yakalanan bir görevli serbest kaldıktan sonra nişanlısını terk ederek, banka ilgi duyduğu banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler ve onunla evlenir.
bu olaydan sonra 1974 yılında patty heartst adında bir kadın terörist bir grup tarafından kaçırılır. milyoner olan kadın, 2 ay sonra kendisini kaçıran teröristlerle birlikte bir banka soygununda yakalanır. avukatları stockholm sendromu'nu savunmada mahkemeye sunarlar, ancak mahkeme bu savunmayı yeterli bulmayarak hapis cezasına çarptırılmistir.
devamını gör...
11.
ismini isveç’in başkenti stockholm’da gerçekleşen bir banka soygununda alan sendrom.
stockholm sendromu; kısacası celladına aşık olma durumudur. bu sendromun yaşanmasının sebebi uzun süre kötülük yapan bir insanın size karşı bir anda gösterdiği iyilik “ne kadar da kötü olsa da gerçekte böyle değil bana iyilik yaptı” dedirterek kötü olan insana karşı aidiyet, sevgi, hoşlantı, güvenilirlik hissetmesidir. kadınların iyi erkeklerle dost olup kötü erkekleri sevmesi bu sendroma en iyi örnektir, kalıcılığın yolu kötülükten geçer.
stockholm sendromu; kısacası celladına aşık olma durumudur. bu sendromun yaşanmasının sebebi uzun süre kötülük yapan bir insanın size karşı bir anda gösterdiği iyilik “ne kadar da kötü olsa da gerçekte böyle değil bana iyilik yaptı” dedirterek kötü olan insana karşı aidiyet, sevgi, hoşlantı, güvenilirlik hissetmesidir. kadınların iyi erkeklerle dost olup kötü erkekleri sevmesi bu sendroma en iyi örnektir, kalıcılığın yolu kötülükten geçer.
devamını gör...
12.
stokholm sendromu. rehinenin kendisini rehin alan kişiyle olası diyalog sürecinde oluşan, duygusal anlamda sempati ve empati oluşması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan bir terimdir.
devamını gör...
13.
belkide hastalık değildir. belkide toplum bize birileri için kötüdür, tehlikelidir diye empoze edip bizi korkuttuğu için, birgün korkutulduğumuz kötülerle karşılaşınca, bahsedildiği kadar kötü, tehlikeli olmadıklarını görüp onları anlamak, empati kurmaktır.
mesela, amerika'nın doğusunda doğmuş, büyümüş bir beyaz kadın varmış. o yaşına kadar hiç kızılderili görmemiş ama kızılderililerin nasıl kafa derisi yüzdükleri, nasıl işkence yaptıkları, kadın, çocuk ayırmadan her beyazı öldürdükleri korkunç hikayeler duymuş. batıya giderken bu kadının olduğu grup baskına uğramış ve kızılderililer bu kadını kaçırmışlar. kadın ilk başlarda korkudan ölecek gibiymiş, her an biri bıçağını çıkarıp kafa derisini yüzecek yada savaş baltasıyla onu parçalayacak diye korkuyormuş. ama kızılderililer kadına yiyecek, içecek vermiş, üstüne giymesi için kızılderili elbiseleri vermiş, rahatsız etmemiş yada herhangi bir kötülük yapmamışlar. kadın zamanla kızılderililerin, ona bahsedildiği gibi vahşi, kana susamış, her türlü kötülüğü yapan birileri olmadığını anlamış. aynı beyazlar gibi konuşuyor, şakalaşıyor, gülüyor, eğleniyorlarmış. sonunda beyazlar kadının izini bulmuş ve gelip kurtarmışlar.
herkes kadının, kızılderililerin ne kadar vahşi, yabani olduklarını anlatmasını beklerken, kadın tam tersine kızılderililerin iyi, hoş, yardımsever insanlar olduğunu anlatmış. şimdi bu kadın hasta mı
mesela, amerika'nın doğusunda doğmuş, büyümüş bir beyaz kadın varmış. o yaşına kadar hiç kızılderili görmemiş ama kızılderililerin nasıl kafa derisi yüzdükleri, nasıl işkence yaptıkları, kadın, çocuk ayırmadan her beyazı öldürdükleri korkunç hikayeler duymuş. batıya giderken bu kadının olduğu grup baskına uğramış ve kızılderililer bu kadını kaçırmışlar. kadın ilk başlarda korkudan ölecek gibiymiş, her an biri bıçağını çıkarıp kafa derisini yüzecek yada savaş baltasıyla onu parçalayacak diye korkuyormuş. ama kızılderililer kadına yiyecek, içecek vermiş, üstüne giymesi için kızılderili elbiseleri vermiş, rahatsız etmemiş yada herhangi bir kötülük yapmamışlar. kadın zamanla kızılderililerin, ona bahsedildiği gibi vahşi, kana susamış, her türlü kötülüğü yapan birileri olmadığını anlamış. aynı beyazlar gibi konuşuyor, şakalaşıyor, gülüyor, eğleniyorlarmış. sonunda beyazlar kadının izini bulmuş ve gelip kurtarmışlar.
herkes kadının, kızılderililerin ne kadar vahşi, yabani olduklarını anlatmasını beklerken, kadın tam tersine kızılderililerin iyi, hoş, yardımsever insanlar olduğunu anlatmış. şimdi bu kadın hasta mı
devamını gör...
14.
ulkedeki durumun bunla bir alakasi yoktur. stockholm sendromunda insanlar kendileri ile iletisim kuran rehinecileri anlama yoluma giderler. tr de ise herkes hirsizin kim oldugunu bilir ve bana sira ne zaman gelecel durtusu ile sesini cikartmaz. ıkisi de birbirinden serefsizdir yani. stockholm sendromunda ise boyle bir durum yoktur
devamını gör...
15.
avrupa yakası'nda izzet ile makbule'nin arasındaki ilişkinin başlangıcında oldukça yanlış ve bir o kadar da komik bir şekilde işlenen psikolojik bir sendromdur.
avrupa yakası
avrupa yakası
devamını gör...
16.
muse’un absolution albümünden çıkmış efsane bir şarkı. introsu ve gitar riffleri oldukça gazdır.
devamını gör...
17.
bunu günlük yaşamda sık sık görüyoruz aslında.güçlü,baskıcı,kibirli,egoist,tehditkar insanlara bir bakıyorsun yanlarında onlara değer veren insanlar var.seviliyorlar baş tacı ediliyorlar aklın almıyor.dünya gerçekten ters bir yer.
devamını gör...
18.
ya siz rehine mi oldunuz a.. dillendire dillendire anlatıyorsunuz. bi la casa de papelde karşıma cıktı o kadar.
devamını gör...
19.
rehinenin kendisini rehin alan kişiye sempati duymasıyla başlayıp aşık olması yolculuğuna dayanan bir tür psikoloji terimidir,
ilk olarak nils bejerotun ortaya çıkardığı bu düşünce 1973 yılında stockholm merkezli bir rehine olayına dayanmaktadır.
ilk olarak nils bejerotun ortaya çıkardığı bu düşünce 1973 yılında stockholm merkezli bir rehine olayına dayanmaktadır.
devamını gör...
20.
20. yüzyılda bir banka soygunu sırasında rehinelerin soygunculara karşı bu sendromu yaşamasıyla hayatımıza girmeye hak kazandı kendileri.
ayrıca net bir örneğini görmek isterseniz öğretmen dizisinde bol bol görebilirsiniz.
ayrıca net bir örneğini görmek isterseniz öğretmen dizisinde bol bol görebilirsiniz.
devamını gör...