kitaplarinarasindabikiz yazar profili

depresyon, öyle bir şeydir ki... insanı kanser de eder, yükseltir de... önemli olan onu atlatamamak ve atlatmabilmektir. atlatan neyse de atlatamayanın vay haline! aldığı nefese lanet okur depresyondaki insan. tedavi olur ama işe yaramaz. ilaç kullanır ama sadece ilaçlara bağımlı olur... öyledir depresyon...

yeşilçay. ben tadını çok ama çok seviyorum. o yüzden faydalarını araştırdım ve sizlerle paylaşmak istedim.

1. yağ yakımını hızlandırarak formun korunmasına yardımcı olur.

2. kansere yakalanma riskini azaltır.

3. kronik hastalıklarına karşı korur.

4. stresi azaltır.

5. öğrenme ve hafıza üzerinde olumlu etkileri vardır.

6. cilt yaşlanmasına, kırışmasına ve güneşin zararlı etkilerinden korumaya yardımcı olur.

7. yüksek kan basıncı riskini azaltır.

8. yemeklerden sonra içildiğinde kan şekeri artışını düşürerek, glukoz seviyesini düzenler. bu da insülin artışını ve yağ depolamayı dengeler.

genellikle büyüklerimizin konuşmalarında dikkat çeken noktalar cümle içerisinde kullandıkları eski kelimelerdir. bazı kelimeleri ilk duyduğumuzda ne anlama geldiğini hemen anlamayız. bu kelimelerin geneli başka dillerden geçmiş ya da aynı dilin değişik kökenlerinden türetilmiş kelimeler olur.

çoğunlukla arapça ve farsçadan geçmiş olan, bazılarının telaffuzları zor olsa bile kulağa hoş gelen birkaç eski türkçe kelimeyi ve anlamını bir araya getirdim

berceste,
"seçilmiş, değerli, güzel."


canhıraş,
"iç tırmalayan, yürek parçalayan."


dildâr,
"birinin gönlünü almış/çalmış sevgili." 


dilhun,
"içi kan ağlayan, kalbi yaralı, büyük bir üzüntü içinde olan kimse." 


efsunkâr,
"karşı konulamayacak kadar etkileyici, büyülü."


ehvenişer,
"kötü olan şeylerden daha az kötü olanı."


feriştah,
"işin ehli, uzamanı ve en yetkili kişi."


fevkalbeşer,
"insanüstü."


girift,
"karmaşık, iç içe girmiş, birbirine dolaşmış."


haddizâtında,
"esasında, aslında, aslına bakacak olursak."


hissikablelvuku,
"hissetmek, tahmin etmek, önsezi."


hemdem,
"yakın dost, arkadaş, sohbet arkadaşı."


lâyetezelzel,
"sarsılmaz, güvenilir."


merdümgiriz,
"kalabalığı sevmeyen, insanlardan kaçan."


meyus,
"kederli, üzgün, karamsar, umutsuz."


mâhir,
"eli işe yatkın, becerikli, hünerli."

 

müteşekkir,
"memnuniyet, şükran ve minnet."


müşkülpesent,
"titiz, her şeyde kusur bulan, zor beğenen."


mutabık,
"anlaşma, uzlaşma, ortak karara varma."


munis,
"yumuşak, cana yakın, sıcakkanlı, uysal ve uyumlu."


nayino,
"sevdiğim, sevdiceğim."


pâyidar,
"sonsuza kadar yaşayacak olan, ölümsüz, kalıcı ve devamlım"


perestiş,
"delicisine, taparcasına sevmek."

perdebîrun,
"utanması olmayan, açık saçık konuşan, terbiyesiz şeyler söyleyen."


ruh-u revan,
kelime anlamı "ruhun ferahlığı, ruhun akışı." olarak tanımlanır. ancak "ruh-u revanım" sözüyle akan/yürüyen ruhum anlamına gelir.


sarfınazar,
"dikkate almama, vazgeçme, görmezden gelme."


saye,
"kişiyi övmek, yaptıgı herhangi bir işi veya yardımı vurgulamak." için kullanılır.


sirayet,
"bulaşma, yayılma, başkalarından geçme."


safderun,
"saf, kolayca aldatılabilen, temiz kalpli."


tumturak,
"gösteriş, ihtişam."


tahayyül,
"imgeleme, zihinde canlandırma, hayal etme."


velhasıl,
"sözün kısası, özetle, kısaca."


vaveyla,
"bağırma, çığlık, feryat."


zümra,
"daima insanlara yardım eden, zeki, zarif, bilgin kadın."

zeyrek,
"anlayışlı, zeki, akıllı, güçlü hafızalı."

gün içinde yerine getirilmesi gereken bir çok sorumluluğumuz var. zaman ise çok hızlı bir şekilde akıp gidiyor. yoğun tempoda bile sağlıklı ve zinde kalmak aslında mümkün. sadece dikkat etmeniz gereken birkaç unsur var. eğer sizde gün içinde sık yorgun ve enerjisiz hissediyorsanız: nasıl daha zinde kalabilirim?, güne nasıl daha enerjik başlayabilirim? gibi sorularınıza bu yazımızda yaptığımız araştırmalar doğrultusunda öneriler vereceğiz. 

gün içinde daha dinç ve zinde kalmak için öneriler


1. uyku düzeni ve verimli uyku 

günümüzü daha verimli geçirmek için en önemli etken verimli bir uykudur. verimli uyku için belli bir uyuma saati düzenimizin olması oldukça önemlidir. verimli uyku, büyüme çağındaki kişiler için ve bağışıklık sisteminin gelişmesi içinde ayrı bir önem taşımakta. yapılan araştırmalara göre verimli uyku saatleri 23.00-03.00 saatleri arasındadır. bu düzene uyan kişilerin güne daha enerjik başladıkları kanıtlanmıştır.

gün içinde elbette vücudun uyku ihtiyacı olabiliyor. bu durumda kendimize '5 dakika uzanayım, devam ederim.' veya 'yarım saat kestireyim, daha verimli bir gün geçiririm.' dediğimiz oluyordur. tam da bu durumda işimize yarayacak bir teknikten bahsetmek istiyorum. 

'coffee nap' yani daha klasik bir açıklamayla söylersek, kahve içtikten sonra belli bir süre uyumak. bilimsel araştırmalara dayanarak söylüyoruz ki, kahve uykusu günün geri kalanını daha verimli geçirmemizi sağlıyor.


günün daha verimli geçmesi için kahve uyku tavsiyemiz.


kahve uyku nasıl yapılır?

kahve uyku için tavsiye ettiğimiz kahve türleri, kafein miktarı yüksek olan; türk kahvesi, filtre kahve, espresso veya americona kahvesidir. burada dikkat etmemiz gereken unsur hazır kahve olmaması. günlük tüketim miktarı olarak ise 180-200 mgdır. içerken keyif kahvesi gibi yavaş yavaş değil, hızlı içmeniz gerekiyor. uyku dakikamız ise 20 ile 30 dakika arasındadır. lütfen, 30 dakikayı geçmemeye dikkat edin :) 


2. c ve d vitamini kullanmak 


kendimizi yeterince zinde ve enerjik hissetmek için vitamin eksiklerimizi tamamlamamız gerekiyor.

c vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirir, yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına katkıda bulunur.

d vitamini ise metabolizmayı düzenlendiği, yeterli kalsiyum ve fosforu sağladığı ve sağlıklı/güçlü kemikler oluşturmak için önem taşır.


3. gün içinde enerji veren besinler tüketmek 


içinde vitamin bulunan besinleri tüketmek bize gün içinde enerji verir. tabii bu besinleri düzenli olarak tüketmek gerekiyor. bu besinlere örnek olarak; 

kuruyemişlerin hepsinin enerji verdiğini biliyoruz ama badem içlerinde en etkili olanı diyebiliriz. badem, içerisinde e vitamini ve yüksek miktarda magnezyum içerir.

içerisinde bol miktarda lif bulundurun elma, diğer meyvelere göre daha geç hazmediliyor ve bu sayede verdiği enerji süresi daha uzun sürüyor.

yumurta sarısı içerisinde bulundurduğu ( c vitamini hariç) vitaminler sayesinde, akı ise yüklü olduğu protein ile gün içinde daha fazla enerjik olmamızı sağlar.


4. gün içinde egzersiz yapmak 


gün içerisinde halsiz hissetmeye başladığınızda sandalyenizden kalkıp basit esneme hareketleri ile biraz daha enerji kazanabilirsiniz.

güne yürüyüş ile başlamak, gün içindeki verimliliği arttırabilir.


5. yeterli miktarda su tüketmek

yaşam için ciddi önemi taşıyan su, vücutta olan bütün vitaminleri ve mineralleri taşınmasına ve çözünmesine katkı da bulunur. uzmanlar bir bireyin günde en az 2-2,5 litre su içilmesini öneriyor.

hayatın en önemli unsuru zamandır. her işte vaktimizi doğru ve verimli kullanmamız gerekiyor. herhangi bir sorumluluğumuzun üstünde ne kadar zaman harcadığımız ve en iyi şekilde yapabilmemiz çok önemlidir. hal böyleyken ders çalışmamızı kolaylaştıracak, zamanımızı doğru kullanmamızı sağlayacak ve verimliliğimizi arttıracak püf noktaları ortaya çıkıyor. 

bu dönem daha verimli ders çalışmak için hangi adımlara dikkat etmeliyiz? veya

nasıl daha verimli ders çalışabiliriz? soruları için birkaç teknik vereceğiz.


verimli ders çalışma tekniklerine geçmeden önce verimliliğin ne olduğunu öğrenelim.


ders verimliliği nedir?

belli bir amacımızın olduğu, zamanımızı daha doğru bir şekilde kullanabildiğimiz ve amacımızın dışında kalan etkenler ile ilgilenmediğimiz çalışma zamanına ders verimliliği denir.


verimli ders çalışma teknikleri nelerdir?

çalıştığımız dersi kullandığımız teknikler sayesinde kolayca anlarken, yaptığımız yanlışlardan dolayı zorluk çekeriz. size vereceğimiz verimli ders çalışma teknikleri sayesinde ders çalışırken zorlanmayıp, zamanı daha doğru kullanabilirsiniz.


peki ders çalışırken bizlere kolaylık sağlayacak teknikler nelerdir?

ders çalışırken verimlilik arttıracak 10 teknik 

•kendini tanımak

bir işe başlamadan önce kendimizi tanımamız gerekir. verimli ders çalışma tekniklerinin ilk maddesi de kendimizi tanımaktır. peki, ders çalışmak için kendimizi nasıl tanımamız gerekiyor? 

elbette öğrenme stilimizi bularak başlıyoruz bu yolculuğa. daha sonrasında ise konsantrasyon seviyemiz ve zeka türümüzü öğrenmek geliyor. bu 3 unsuru öğrendiğimizde hangi derse nasıl çalışmamız gerektiğini öğrenip, doğru yöntemler sayesinde daha kalıcı bir şekilde ders çalışmış oluruz.

 • hedef belirlemek

başarıya ulaşabilmek için hedeflerin açık ve net bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. ders çalışırken motivasyon için de önem taşıyan hedef belirleme, konsantrasyonunuzu arttıracağı gibi sizi ders çalışmaya teşvik eder.

 • verimi düşüren etkenleri kaldırmak

ders çalışmaya başlamadan önce dikkatimizi bozabilecek unsurları kaldırmamız gerekiyor. çalışacağınız ders ile alakası olmayan, fazladan bulunan eşyaları ve bilgisayar veya cep telefonu kaldırılmalı.


• plan yapmak

günlük, haftalık ve dönemlik planlar işinizi daha da kolaylaştıracaktır. herhangi bir konunun hangi tarihte biteceğini belirlemek işinizi kolaylaştırmak ile kalmayacak sizi hedefinize bir adım daha yakınlaştıracaktır. planınıza sadık kalma ve gün sonunda hedefinize ulaştığınızı görmek sizi motive edecektir. 


• zamanı verimli kullanmak

verimliliğin en önemli unsuru zaman yönetimidir. zaman yönetimi için birçok teknik bulunuyor. sizlere uygun olanını bulup zamanınızı verimli kullanmanız sadece okul hayatında değil, hobileriniz için veya sosyal hayatınız içinde faydalı olacaktır.


• dikkatinizi ayakta (uyanık) tutmak

dikkat her an dağılabilir. bu yüzden çalıştığınız ortamı dikkatinizi toparlayacak materyaller ile donatabilirisiniz. örneğin; duvarınıza ya da çalışma masanıza hedeflerinizi kağıtlara yazın ve asın, çalıştığınız konunun önemli yerlerini post-it üzerine yazıp yapıştırabilirsiniz. 


• düzenli tekrar yapmak

ders çalışmanın en çok atlanan unsuru olan tekrar, verimli ders çalışmanın en büyük yardımcısıdır. o gün gördüğünüz veya çalıştığınız dersleri günlük olarak tekrar etmeniz hafızanızda kalıcılığını arttıracaktır.


• not tutmak

öğrendiklerimizin kalıcılığını arttırmak için not almak ciddi bir önem taşıyor. bir deftere veya kağıda kendi cümlelerimiz ile özet çıkarıp, not tutmak ders çalışırken verimliliği arttırıyor.


• açken veya yemekten hemen sonra ders çalışmayın

verimliliğinizin artması için yemek yedikten 40-45 dakika sonra ders çalışmaya başlamak daha etkili olacaktır. aksi taktirde verimliliğinizin düşme ihtimali çok yüksek.


• mola vermek 

aralıksız 2-3 saat ders çalışmak bir süre verim almanıza engel olur. kısa molalar vermek, kahve içmek, mola vakti kadar hobiniz ile ilgilenmek veya birkaç sayfa kitap okumak verimliliğinizi arttıracaktır. 


 unutmayın, kendinize inandığınız sürece yaptığınız her şeyden daha fazla odaklanır, daha fazla verim alırsınız.

"sen zafere inanırsan, zafer de sana inanır."  sözü ile bitirelim.

kaizen nedir?

öncelikle kaizen nedir bunu açıklayalım. kai japoncada 'değişim' anlamına, zen ise 'iyileştirme' anlamındadır. kısaca, daha iyisi için gelişim ya da sürekli değişim anlamına gelir. hem kişisel gelişim hem de geliştirme yöntemi olarak bilinir.

kaizen, küçük adımlarla, istikrarlı bir şekilde sürekliliğin sağlanarak başarıya ulaşılmasıdır. kaizen’de değişim ve gelişim için gösterilen çaba ve atılan adımlar o kadar küçüktür ki, sonuçta başarısız olmak neredeyse imkansızdır.

kaizen, sonuçlara değil sürece odaklanır. süreç odaklı iyileşme sonucunda etkili ve kalıcı bir gelişme kaydedilir.

kaizen aşamları nelerdir? 

• problemin ya da ulaşılmak istenilen hedefin belirlenmesi,

• probleme ya da hedefe ulaşabilmek için basit bir planlama yapılması,

• iyileşme için yapılan planlara uyulması,

• kontrol ve önlemden oluşur.

kaizen’in temel hedefi evde yaşamın tüm alanlarında her gün bir önceki günden daha iyi olmak için adım atmaktır.

büyük bir istek, heyecan ve enerji ile başladığımız işlerden kısa sürede ya da engeller karşısında vazgeçmemize ve yapmamız gerekenleri ertelememize karşı geliştirilmiş bir felsefe ve yöntem olan kaizen; küçük değişimleri değil, küçük adımlarla başlayan büyük değişimleri hedefliyor.

kaizen nasıl uygulanır?

kaizen ‘bir dakika’ ilkesiyle çalışıyor: her gün, yalnızca 1 dakika.

bu bir dakikayı geliştirmek ve iyileştirmek istediğiniz konuyla ilgili bir çalışmaya tamamen odaklanarak geçirerek büyük başarılar için ilk adımı atmış oluyorsunuz. böylece yerine getirmediğiniz sorumluluklar için suçluluk duymanıza ya da işlerinizi yapmamak için bahaneler üretmenize gerek kalmıyor.

hiçbir şeyi engellemeyecek kadar kısa, ancak istikrarlı olduğunuz takdirde pek çok alanda gelişme gösterebileceğiniz kadar da ideal bir süre. elbette başlangıç için :)

1 dakika ilkesi ile yeni geliştirdiğiniz davranış biçimi ya da alışkanlık hayatınıza kolaylıkla ve hızla giriyor. 

kaizen’in ikinci aşaması ise bu 1 dakikalık süreyi kademeli olarak artırmak.

bu şekilde hedef ve hayallerinize küçük ancak sağlam adımlarla, bıkmadan usanmadan ve vazgeçmeden ulaşabilirsiniz.

•küçük sorular sorun,

•küçük düşünceler üretin,

•küçük eylemlerde bulunun,

•küçük sorunları çözün.