kutsal rus yazar profili

saçma sapan açıklama. sanırım kendisi, şahsını karşısına alıp tartışacak, anayasayı kendi bekâsını garanti altına alacak hale sokacak ve "tartışma bitmiştir" deyip masadan kalkıp gidecek. zira kendisiyle bu konuyu tartışabilecek başka biri olduğunu sanmıyorum.

kutsal kabul edilen şeye saygı duymayı reddediyorsanız sizin kutsalınız değildir zaten. bu durumda eğer saygı duyarsanız, kutsala değil onu kutsalı kabul eden insana saygı 'göstermiş' olursunuz. saygı duymakla saygı göstermek arasındaki farkı anlamak gerek.

örneğin ateistsinizdir, evde tek başınıza iken ezana sövebilirsiniz lakin bu konuda hassasiyeti olan birinin yanında yapılmaması daha şık durur. gibi.

instagram'da, sözlüklerde, twitter'da orda burda insanları birbirine düşüren film.

biri çıkıp diyor ki "anlayabilene güzel film!!!"
altına onlarca kişi "ne anladın acabağ?" "bize de anlat da öğrenelim" "bi akıllı sensin a*mk"yorumları doluyor.

diğeri "bi bok anlatmayan vakit kaybı film" diyor, altına gelen yorumlar "sen film okumayı bilmiyorsun" "beyni yok fikri var" vs. nereye baksam aynı yorumlar.

biz ne zaman bir konu hakkında başkalarına sataşmadan, haddimizi aşmadan yorum yapabilecek seviyeye geleceğiz gerçekten çok merak ediyorum. her konuda nasıl bu kadar ikiye bölünüp birbirimizden nefret edecek hale geliyoruz merak ediyorum. alt tarafı bir film ya. bunu şiddetle savunacak ya da yerin dibine sokacak kadar, insanların yorumlarının altına küfürler yazacak kadar ne yaşıyorsunuz ki siz?

neyse ben sevdim filmi. modern zaman yalnızlarının hüzünlendiren, yer yer güldüren hikayesi. bittiğinde içimde bir sıkıntı kaldı sadece. anlatılan bizim hikayemiz sonuçta.

samimi olunmayan birine bir şey anlatırken eline koluna herhangi bir yerine dokunmamak.

yine samimi olunmayan, yeni tanışılan biriyle canımlı cicimli konuşmamak.

içtenliği, sıcaklığı hadsizlikle karıştırmayın.

markette sıra beklerken öndeki kişinin dibine kadar yaklaşmamak. hadi dalgınlıkla yaklaştınız, önünüzdeki kişi rahatsızlığını bakışıyla haliyle tavrıyla belli etti. inatla götünün dibinde durmamak.

market arabası eşşek yüküyle doldurulmuş, hepsi kasadan geçip poşetlere konduktan sonra çantada cüzdan, cüzdanda kredi kartı arayışına girmemek.
sizin vaktiniz kıymetli olmayabilir ama sırada bekleyen insanlara saygıdır bu. bi zahmet ürünleriniz kasadan geçirilirken hazırlayın şu kartı.

herhangi bir nedenle aradığınız biri telefonu açtığında önce 'müsait misin' diye sormak.

teşekkür etmek.

annanemdir.

kendisi 85 yaşında. anneanne diyorum neden yeni insanlarla tanışmıyorsun? yorgunum be kızım diyor.

bu yaştan sonra otur kendini anlat, karşındaki insanı tanımaya, anlamaya çalış, güven, sev, fedakarlık yap.
uzun iş.
bir de tabii hayalkırıklığı yaşama riskini göze almak var, artık ağır gelir bana, kaldıramam öyle şeyleri diyor.

haklı elbette. o yaşta olacak iş değil.

iyi ki diyorum daha gencim. kalbim kim bilir daha kaç defa pır pır edecek, kaç defa üzüleceğim, ağlayacağım, küllerimden yeniden doğacağım, güçleneceğim, yeniden aşık olacağım, yeni dostlarım olacak, kaç kadeh daha kırılacak minnoş gönlümde ve bu döngü daha kaç defa tekrarlanacak.

yaşamak böyle bir şey çünkü. kabuğuma çekilip hayatı izlemek, hissizleşmek değil tüm duyguları dolu dolu yaşayabildiğim bir ömür sürmek istediğimi fark ediyorum ve anneannemin yorgun kalbinden öpüyorum.

--! spoiler !--

hedefimiz tek bir kadının bu cinayetlere kurban gitmemesi!

--! spoiler !--


sanki devletin başına yeni geçmiş gibi açıklama yapıp milletin aklıyla dalga geçmektir bu.

kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına dair önerge akp'li ve mhp'li milletvekillerinin oylarıyla defalarca reddedildi. acaba kim engel oluyor da hedef olmaktan öteye geçemiyor bu önlemler senelerdir?

"varlık fonuna aktarılan 75 milyon sma hastası çocuklar için kullanılsın."

bakalım "şahsı" twitter'dan yükselen sesleri duyacak mı?