azizler

senaryosunu daha önce yine bir netflix yapımı 'bir başkadır' dizisinin yazarı ve yönetmeni olan berkun oya'nın yazdığı merak uyandıran film. 9 kere leyla filmi gibi hayal kırıklığı yaratmayacağına da umduğum filmdir.

bence izlenmeli yorum sizi yanıltabilir.

--! spoiler !--

arada kaldım, çünkü bu yönetmen (taylan biraderler) ve senarist (berkun oya) ayrı ayrı baktığımızda muhteşem işler yapmış sanatçılar ama bu filmde bir kopukluk bir eksiklik var gibi yani
pişman değilim on kere daha izlerim, oyuncular hepsi çok iyi. biz sanırım bir başrol ve esas hikaye kovalıyoruz bu film ise enteresan gerçekten. bir iki kere daha izlemek istiyorum çok yakında.

--! spoiler !--

azizleri henüz bitirdim taze bir entry anlayacağınız
kim yazmış kim çekmiş kim oynamış bir kenara bırakırsak ben konuyu çok beğendim
filmin işlediği ana konular yalnızlık ve iletişimsizlik yani filmde özellikle iletişimsizliği üzerine basa basa vurgulamışlar
beğenmediğim bir kaç yer olsa da izlemeye değer bir film vakit kaybı değil

--! spoiler !--

kamuran erbil sahneleri favorimdir

--! spoiler !--
--! spoiler !--

eh hiç çıkarmayacağım demiştin kolye nerede ?

--! spoiler !--

komedi beklentiniz varsa sevmeyebilirsiniz. henüz yayınlanmadan önce çok heyecanlandırmıştı beni ama belki beklentimi yüksek tuttuğumdandır bayılmadım. oyunculuklar tabi ki paha biçilemez.

film 4 ayrı tip yalnızlığı, küçük şeylere takılarak hayatı kaçırma ve sosyal medya yı çok iyi işlemiş. klasik bir film değil ama hem oyunculuk hem de senaryo açısından klasik olabilecek bir film. iletişim fakültelerinde bence derslerde incelenecek ve bir çok argüman üretilecek kalitede bir eser olmuş. tebrikler

vavien'i beğenen biri olarak bu filmi de biraz ona benzettim ve beğendim. vavien kadar akıcı ve kolay anlaşılır değildi. oyunculuklar kusursuzdu. engin günaydın aldığı her rolün hakkını fazlasıyla veriyor. okan yalabık küçücük rolüyle bile etkileyebiliyor. halit ve bergüzar çifti birlikte çok sempatik gözüküyor.

nereden durup bakıyorsanız hayata oradan yakalayıp izliyorsunuz. yalnız, aşık, düşman, (bkz: denyo) hepsi sizinle alakalı..

iyi, kötü demek yanlış olur. kara mizahta gümbür gümbür geliyorsun (bkz: berkun oya). tebrikler.


--! spoiler !--



--! spoiler !--

kadro iyi ona söz yok.
işlenen konu, verilmek istenen mesajlar evet çok doğru. yüzeysel izlemezseniz alp, cevdet, erbil, caner çoğu artık etrafınızda çok da zorlanmadan rastlayabileceğiniz tipler.
ama bir şey eksik, ne bilmiyorum ama daha iyi olabilirdi bu film, kesinlikle.
bence keyifliydi.
yani anlatmak istedikleri güzel ama hep olduğu gibi izleyenin kapasitesi, bakış açısı...
her izleyici farklı bir şey alacak, o yüzden evet izleyenler olarak biz yorum yapıyoruz ama bu belirleyici olmamalı, ben beğenmem başkası başyapıt der ya da tam tersi.
ama o caner var ya ona dikkat edin *
erbil-kamuran sahneleri güzel.
aziz-caner sahneleri güzel

--! spoiler !--

caner, psikolog sahnesi "denyo"

--! spoiler !--

izleyenlere, izleyecek olanlara keyifli seyirler dilerim.

(bkz: taylan biraderler)'in yönettigi ve (bkz: berkun oya)'nin senaryosunu yazdigi, 8 ocak 2021'de vizyona giren dram ve komedi filmi.

oyunculardan bazilari:

(bkz: engin günaydin)
(bkz: haluk bilginer)
(bkz: binnur kaya)
(bkz: öner erkan)
(bkz: fatih artman)

ben filmi begenmedim. hatta hic begenmedim. 58 dakika dayanabildim. oyunculuklardan tutun senaryoya kadar her sey alakasiz. 10 üzerinden 2 verirdim filme. o da oyuncularin hatrina.

filmin neyi anlattigini da anlamadim. berbatlik konusunda (bkz: 9 kere leyla) ile yarisir. hangisi daha kötü bilemedim.

gidin (bkz: sahsiyet) adli diziyi izleyin, sonra gelip tesekkür edin bana.

taylan biraderlerin yönettiği berkun oyanın kaleme aldığı filmdir. film 8 ocakta netflix üzerinden yayınlandı. netflixte izlemeden önce film hakkında şu ifadeler kullanılmıştı “ alaycı, absürt, sıra dışı, dram-komedi” böyle tanımlanan bir film olduğu için içimden hadi abicim ya diye geçirdim ama tam olarak tanımlandığı gibi bir film izledim.
müzikler senaryo dekor kamera kullanımı tamamen tanımlandığı gibiydi.
oyuncu kadrosu klasik ifadeyle şampiyonlar ligi gibi engin günaydın ve haluk bilginer kamera önünde otursalar izlerim öyle severim ikisini de ve ikisi de başarılı bir iş çıkarmışlar.
öncelikle filmi severek izledim ve beğendim ama kadronun hakkını verdiğini düşünmüyorum çünkü böyle bir kadro varsa elinizde çıta yükselir hem de baya yükselir.
haluk bilginer ve engin günaydın hakkında bir fikri olmayan izleyiciler beğenmeyecekler belki de ben hayran olduğum için keyif alarak izledim bilmiyorum.
--! spoiler !--

filmde çok sevdiğim çok güldüğüm ve çok duygulandığım anlar oldu. özellikle aziz karakteriyle erbil karakterinin arasındaki görünmeyen bağa hayran oldum ve üzüldüm. birisi yalnız kalmak istiyor diğeri yalnızlıktan mahvolmuş durumda üstelik aziz karakteri sevgilisinden ayrılmak istiyor yalnız kalmak istiyor ama beceremiyor zaten erbil karakterinin dünyasında dolaşırken bu durumdan vazgeçiyor. iş yerinin patronu alp karakteri ise hüzünlü bir karakter sapkın sapık ve yalnızlık çeken bir insan bütün hayatı sahtelikler üzerine kurulmuş yalnızlığını parasıyla gidermeye çalışıyor ama başarılı olamıyor tabi. bu detayları sevdim ve hoşuma gitti. özellikle erbil karakterinin eşine sevgisi saygısı gözlerimi doldurdu belki ben çok duygusalım ama içime dokundu. sevmediğim kısımlara gelelim.
filmde modern dünyaya çok fazla gönderme var ve bunlar çok basit kaçıyor rahatsız oldum o kısımlarda youtuber küçük kızın olduğu sahne rahatsız etti beni böyle bir sosyal mesajı ya da bu durumu bende yansıtabilirim gerek yok daha zeki işler beklerdim. ayrıca filmde çok fazla merak edilen kısım var alp karakteri neden azize sapkın bilmiyorum anlamadım veya elinde sigara olan abla neden gizemli tavırlar içinde takıldı ve gitti anlamadım bilen yazar arkadaşlar portakal atarsa sevinirim.
film tam anlamıyla “alaycı, absürt, sıra dışı, dram-komedi” filmi olmuş trajikomik hayatlar gerçekçi durumları güzel şekilde yansıtmışlar.
benim filmden anladığım ve yorumlarım bu kadar. 9 kere leyla filminden daha başarılı olmuş bu sevindiriciydi.

--! spoiler !--

filmin anlattığı yalnızlıkta kayboldum. yalnızlığı dibine kadar yaşayanların anlayacaği bir film olduğu için herkese hitap etmeyebilir. ayrıca filmin içindeki denyo çocuğa ayrı bir gıcık kaptığım için her geldiğinde bir şaplak atasım gelmedi değil.

içinde bulunduğumuz sıkıntılı dönemde bir de "azizler"in katkısı ile insanı daha da stresli yapan bir film.
yarısında bıraktım. mutlulukta biraz doyuma ulaşınca, hüzün ihtiyacımda izlerim.

kadrosu sampiyonlar ligi gibi olan, taylan biraderlerin yonettigi, dun gosterime giren turk yapimi netflix filmi.

sicagi sicagina bitirip, hadsizce iki kelam edeyim diyerek geldim efenim.

engin günaydın'a oldum olasi isinamiyorum; kanim cekiliyor izlerken, bunda burhan altıntop etkisi yuksek maalesef. bu sebeple filme biraz onyargili yaklassam da haluk bilginer ugruna izlenir, 96 dk nedir ki gider diyerek actim. yer yer mavi ekran versem de filmi tamamlayabildim; tam absurt degil, tam komedi degil, tam dram hic degil. kara mizah ama boyle at gibi, esek gibi ne bileyim meh bir tat birakti bende*.

ama kucuk bir cocuk var filmde, tam turkiye ozeti. eminim herkesin cevresinde bir tane boyle karakter vardir, daha gorur gormez heh geldi tipini sevdigim dedirten.

--! spoiler !--
cocugunuz... maalesef.... -caps lock- denyo -caps lock-
--! spoiler !--

benim gibi amaan vaktim bol, biraz da surada eseleneyim diyenlerdenseniz acin izleyin, pek mantik aramayin derim. oyle iste, neyse gideyim*.

instagram'da, sözlüklerde, twitter'da orda burda insanları birbirine düşüren film.

biri çıkıp diyor ki "anlayabilene güzel film!!!"
altına onlarca kişi "ne anladın acabağ?" "bize de anlat da öğrenelim" "bi akıllı sensin a*mk"yorumları doluyor.

diğeri "bi bok anlatmayan vakit kaybı film" diyor, altına gelen yorumlar "sen film okumayı bilmiyorsun" "beyni yok fikri var" vs. nereye baksam aynı yorumlar.

biz ne zaman bir konu hakkında başkalarına sataşmadan, haddimizi aşmadan yorum yapabilecek seviyeye geleceğiz gerçekten çok merak ediyorum. her konuda nasıl bu kadar ikiye bölünüp birbirimizden nefret edecek hale geliyoruz merak ediyorum. alt tarafı bir film ya. bunu şiddetle savunacak ya da yerin dibine sokacak kadar, insanların yorumlarının altına küfürler yazacak kadar ne yaşıyorsunuz ki siz?

neyse ben sevdim filmi. modern zaman yalnızlarının hüzünlendiren, yer yer güldüren hikayesi. bittiğinde içimde bir sıkıntı kaldı sadece. anlatılan bizim hikayemiz sonuçta.

filmi beğendim, 9 kere leyladan daha iyiydi kesinlikle. çocuk karakter gayet başarılıydı, güldürdü beni. filme dair aklımda kalan en güzel yer de psikolog sahnesiydi. sahte bilgelik ve yersiz şive tespitleri çok güzeldi.

sözlüklere reklam verdiğini düşündüğüm film. izledim beğenmedim. film boyunca bunca saçmalığın bir açıklaması olmalı, ilginç bir final olacak diye sabrettim. sonuç hayal kırıklığı. sinema eleştirmeni değilim, bazı göndermeleri fark etmemiş olabilirim ama bu film yıllardır herkesin aşağıladığı yüzlerce filmi zevkle izlemiş benim için zaman kaybıdır. herkesin fikrine hiç kimse karışamaz tabii.

hiç sıkılmadan izlediğim bir film oldu özellikle çocuk karakterin oyunculuğuna hayran kaldım ve o sahnelerde verilmek istenen mesajları çok sevdim. dönüp kendi hayatlarımıza bakınca da en büyük problemlerden birinin "anlaşılmamak" veya "kendini anlatamamak" olduğunu görüyoruz bence bu film tam olarak bunun üzerinden güzel bir absürt komediydi.

filmi izlerken öncesinde biraz yorumları incelemiştim ve beklentim yüksek değildi. farklı ve orjinal bir film olmuş.
insanların arasında zaman zaman kopukluğa varan iletişimsizlik ve yalnızlık, ablasının ailesiyle yaşayan aziz’in evine gitmek istemeyişi (içi boşalan akrabalık ilişkilerine atıf yapmış olabilir), takıntılar (sevgilisinin kolye nerde diye tutturması) , günümüz çalışan insanının dinginliğe özlemi, insanların bencilliği, alp örneğinde olduğu gibi karşılıksız zannedilen iyiliğin aslında karşılıksız olmadığı, sosyal medyanın insanı maymunlaştırması ( son sahne bana black mirror -beyaz ayı bölümündeki sahneyi anımsattı), kısacası farklı konular ironileştirilerek işlenmiş.. akılda kalan bir film olmuş, beğendim.

insan senaryoda berkun oya, kadroda haluk bilginer, engin günaydın, binnur kaya, irem sak, okan yalabık, öner erkan, fatih artman; konuk oyuncu olarak halit ergenç, bergüzar korel gibi isimleri görünce çok çarpıcı bir film bekliyor.

acaba kim şöyle bir kadroyu toplayıp deneysel bir şeyler deneyelim diye bir öneride bulundu, gerçekten merak ediyorum. film genel anlamıyla eğlenceli ama bir olmamışlık var. sanki senaryonun bir kısmını birileri yazmış da tamamlayacağı yerleri sonraya bırakmış, başka biri gelip senaryoyu devam ettirmiş ve o yerleri tamamlayamamış gibi. hatta abartarak söyleyeyim sanki 5-6 bölümlük bir mini dizi için başlanmış da filme çevirmişler gibi. karakterler var, içi boş. o karakterler neden var anlamıyoruz.

--! spoiler !--

mesela bu küçük caner karakteri neden anlatıldı bize? sadece denyo sahnesi için mi izledik? (çocuk oyuncunun başarısı da muazzamdı bu arada. karakteri sevmesem de oyuncu müthis.)

fatih artman'ın oynadığı karakter neden var? derinliğine neden inilmedi? dışarıda yemek yeme sahnesinin bize vermek istediği şey ne? yemeksepeti olmasa böyle olurdunuz demek mi istenmiş?

irem sak'ın oynadığı sevgili karakteri neden o kadar uzun tutulmuş? tamam anladık, kadın asıl olayı göremiyor bir noktaya takılıp kalıyor da. kolye muhabbetine kustum yani. film bunla başladı, 3-4 farklı yerde yeniden gösterildi ve bununla bitti.

erbil'e çorba getiren kadın karakter ve erbil'in karısıyla konuştuğu sahne neden var?

youtuber çocuğun ailesinin olduğu sahne niye var? gerçekten filmde bize ekstra ne kattı?

--! spoiler !--

yemin ederim daral geliyor artık dediğim filmdir. yazın şöyle basit bir senaryo. giriş, gelişme, sonuç belli olsun. ya ağlayalım, ya gülelim. hiç mi toplumsal sorun yok bu ülkede ? hiç mi biyografisi film olacak adam kalmadı bu ülkede ? yazık şu paralara, yazık şu oyuncuların emeğine. youtube, tik tok envayi çeşit saçmalıkla beraber nefes alacak tek bir alan kalmadı.