çocuklar neden çalışmak zorunda kalıyor? 5 çocuk önerisi yapanlar bu çocukları öldürenlerdir.
daha gelişim çağında eğitim ve öğretim alması gereken, sosyalleşmesi gereken çocukları denetimsiz, vahşi düzenin ortasına atıyorlar. çoğu yeterince beslenebilmek için çalışıyor. erken yaşta fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. iş yerleri 18 yaş altı yasal düzenlemeden bir haber. bir yetişkin bu düzende mücadele etmekte zorluk çekerken bu çocuklar nasıl hayatta kalmayı başarıyor.* iş cinayeti bunlar.. bu çocukları daha büyümeden öldürdüler..
sosyal medyada beyaz yaka istifalarına denk gelmişsinizdir. yeni bir hayat kurmanın sizin elinizde olduğunu anlatırlar, yeni nesil yaşam koçları bitmek bilmeyen tavsiyeler verir. bunların fazla renkli hayatlarını hep samimiyetsiz buldum, hayat bu mu gerçekten?
arkanda bir dayanağın yoksa karşılamak zorunda kaldığın faturalar, ihtiyaçlar v.s için çalışıp durman gerekiyor. işten ayrılmak zorunda kaldığın ya da işten çıkarıldığında endişeli bir ruh haline kapılırsın, panik oluyorsun. bu ne kadar sürecek, nereye kadar böyle gidecek?
garantiye alamadığın her şey seni içten içe tüketiyor. işsizlik belirsizliktir ve bu ülkede en çok yaşanan duygu budur. çok geniş kapsamlı sorgulamaya gidersin, kendini suçlarsın, öz güvenini yitirirsin ve çoğu zaman bu aslında sizin suçunuz değildir. iş bulmak kolay değil kolay olduğunu iddia eden yaşam koçları olacaktır. sistemimiz bizi içine almaya değil belirsizliğin içine çekmeye çalışmaya programlanmıştır. hepimiz bir işsiz adayıyız.. ve işsizlik bu ülkenin çözümlenemeyen sorunudur. kimse meraklı değil çalışmaya belki ama çalışmak zorunda olduğunun farkında..
bir firma profilini 7 kez görüntüledi.
'siz de bana karşı boş değilsiniz biliyorum ama açıp açıp bakmayın sapık gibi'
bu firmalara şunu söylemek istiyorum: bir kere indir cv yi, canın sıkılınca açıp açıp bakarsın. çok acemice bir davranış, görüntülenme sayısına tüm iş arayanlar bakıyordur diye düşünüyorum.
7 kez görüntülenme firma içinde iyi bir intiba bırakmıyor. gerçi ne izlenimi canım ortalık yangın yeri.. bizimki de 7 kez görüntülenmeye takıyor..
bazı sabahlar algım kapalı olduğundan ben hangi güne uyandım sorusunu soruyorum kendime.
bu sabah çarşamba gününe uyandım sandım, telefona baktım ve hop perşembe günüymüş..
ufacık bir mutluluk.. beynim bu küçük şımarıklıkları yapıyor bana..
izlediğim filmleri unutup tekrar izlemeye başladım..
frankenstein'ın elizabeth'i kimdi nerede izledim diye düşünürken dün bu filmi izlemeye başladım timsah sahnesi geldiğinde ise filmi daha önce izlediğime ikna oldum.
mia goth gerçekten çok başarılı bir performans göstermiş. izlediğim bir şeyi tekrar izlemeyi sevmesem de bu oyunculuk bir tekrarı hak ediyor diye düşündüm.
bir çiftlik evinde otoriter bir anne ve hasta babasıyla yaşayan annesi ile birlikte ailenin sorumluluklarını paylaşan bu kızımız daha ilk sahnelerden itibaren aslında ne kadar korkutucu bir karakter olduğunu gösteriyor. saplantılı bir şekilde şöhret olma isteği var. göremediği sevginin ve ilginin ona verilmesini istiyor. hem de ne istemek... bu istek için fazlasıyla yanıp tutuşuyor önüne çıkan bütün engelleri korkusuzca ve canice bir bir aşağıya indiriyor. tek hedefi var 'yıldızının parlaması'..
pearl saplantılı isteğini gerçekleştiremediği her bir adımda daha da canavarlaşıyor. çiftlik evinden çıkmak isterken evin içine tüm nefretiyle sıkışıp kalıyor.
son sahnesi çok etkileyicidir. korkutucu bir tablo gibi.. 'istediğim olmadı ve bakın ne yaptım'
hırs, öfke, sevgisizlik ve narsisizmin etkileri altında gerilim dolu bir hikaye..
kemiklerim ağrıyana kadar yapar, muhakkak bir sakarlık çıkartır fakat bitiminde hoşnut olurum. yeter ki, kirli ve dağınık olmasın temiz temiz olsun. *
tabii her zaman aynı eforla silip, süpüremezsin. bu da can sıkıcı bir durum.
filmin korku temasından çok aslında oldukça duygusal bir yapısı var. kitabını okuyan, filmlerini izleyenler bu öyle değildi diye eleştiride bulunabilir. ben bunlardan bağımsız yazacağım..
filmin büyüleyici bir görseli var, gotik mimari sevenlere oldukça hitap ediyor. yaratılış ve ölüm döngüsü arasındaki o karanlık geçişler oldukça iyi yansıtılmış.
victor kötü bir baba..
yarattıktan sonra tanrısallığın büyüsüne kapıldı. oğlu çirkin bir yaratıktı onun için ona sevgisini vermek yerine aşağıladı ve onu yok etmek istedi.. yarattığının 'benden bir tane daha yarat, uzaklara giderim' dediği yerdeki çaresizliği ve insanlar arasındaki yalnızlığı gözler önüne serilmişti. yerini bulamadığı için o hep canavar kaldı..
kendi yarattığı felaketi oldu..
zarar verdiğin her şey seninle gelir.. bu bir yıkımdır. victor deney kulesini havaya uçurduğunda kendinde bir parça kopardı. yarattığı kaos ömrünün sonuna kadar onunla beraberdi..
iyi insanlar, canavar insanlar..
filmin en güzel yeriydi, yaşlı adam ile yaratığın dostluğu.. koşulsuz sevgi ve merhametin dünya içinde var olma çabasının en güzel örneğiydi..
gençlerin güvencesi yok. neye dayanarak bu kadar boş boş konuşabiliyorlar aklım almıyor. iş yok, para yok ve tabii doğal olarak eş yok. niye olsun ki insan ruh sağlığını korumakta zorluk çekerken ev, yuva, çocuk düşünemiyor. her şey bu kadar zorken üreme telaşını gerçekten absürt buluyorum. onları da anlıyorum halkın rızkını yerken, ülkenin kötü gidişatını fark edemiyorlar. 5 çocuk aynen..
ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
diyerek.. her yıl biraz daha benimsediğim.
yine sızlamak geldi içimden..
bir tuhaflık var, bir yılgınlık.. ne dönüp duruyor havada kuşlar?
bu depresifliğin gün yüzüne çıkması sonunda nihayet.
beğenilen değil bu her daim giyilecek kıyafet. nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
yine mi hüzün, yine mi öfke? bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
ola ola adı oldu hayrola..
bir şiir kaynadı araya..
pıtı pıtı selamlaşma niyetine..
allah sevdiklerimize sağlıklı, uzun ömürler versin. bu dünyada yaşamayı onların desteği ve varlığı ile sürdürmeye çalışıyoruz. ana gibi de baba gibi de yar olmaz bunu çok iyi biliyorum. geçen haftalarda ben de sınandım. halen hissettiğim o çaresiz duygu ile başa çıkmaya çalışıyorum.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.