la tristesse durera toujours yazar profili

la tristesse durera toujours kapak fotoğrafı
la tristesse durera toujours profil fotoğrafı
rozet
karma: 2914 tanım: 342 başlık: 0 takipçi: 100
Aslında eğlenceli biriyim de uzun zamandır keyfim yok. "İnsanlar sadece kendi hayatları için kaygılandıkları, kendilerini kolladıkları için yaşar sanırdım, oysa onları yaşatan tek şey sevgiymiş."

son tanımları


sözlük yazarlarının mezuniyet fotoğrafları

tek bir tane bile mezuniyetime katılabilmişliğim yok adam gelmiş lise mezuniyet fotoğrafı diyor.*

t: yazarların mezuniyet fotoğrafları
devamını gör...

yazarların şu an okudukları kitap

knut hamsun - açlık
devamını gör...

algernon'a çiçekler

şans eseri gördüğüm ve konusu itibariyle ilgimi çektiğinden henüz alıp okuduğum, nasıl olur da şimdiye dek adını bile duymadığım böylesine güzel bir roman var olabilir diye şaşırdığım bir kitap. kim bilir etrafta bir yerlerde böyle nice kitaplar var da varlıklarından bile bihaberiz. bu sebeple belki bir iki kişi bile olsa bu yazıyı görür de kitabın varlığından haberdar olur diye bir şeyler karalamak istiyorum. neyse, fazla uzatmadan incelemeye geçelim. ufak da olsa spoiler olabilir, şimdiden affola.


daniel keyes'in "algernon'a çiçekler" adlı romanı, okuyucuları zekanın sınırlarını keşfetmeye ve insan doğasının karmaşıklıklarını anlamaya davet ediyor. roman, zeka artırma deneyine tabi tutulan charlie gordon'un gözünden anlatılan bir yolculuğa dönüşüyor. charlie, başlangıçta düşük ıq'su (68) sebebiyle engelli bir adam olarak yaşamını sürdürmektedir. ancak, gönüllü olarak katıldığı deneyin ardından inanılmaz bir şekilde zekası artar, kendi tabiriyle kör doğmuş ama ışığı görmesine izin verilmiş bir insandır artık fakat zeka artışının getirdiği yeni dünyada, charlie'nin hayatı karmaşıklaşır ve yalnızca zihinsel değil duygusal zorluklarla da karşılaşır. önceleri ona gülen, cehaletinden ve yavanlığından dolayı kendisini küçük gören insanlar şimdi zekasından ve kavrama yeteneğinden dolayı kendisinden nefret ederler.

ana karakterimiz 32 yaşındaki charlie gordon, başlangıçta düşük ıq'suyla hayatla mücadele eden sıcakkanlı, insancıl ve sürekli gülen bir adamdır. deneyden önce yazdığı ilerleme raporlarında ve günlüklerinde karakterin saflığını ve yalnızca arkadaş sahibi olmak istediği için gösterdiği çabaya hüzünlü bir şekilde şahit oluyoruz. sahip olduğu zeka seviyesini bu raporlarındaki cümlelerin basitliğinden ve yaptığı pek çok kelime yanlışlarından görebiliyoruz. ancak, deney sonrası hızla artan zekasıyla ve toplumun ona karşı değişen, bundan dolayı onun da topluma karşı değişen tavırlarıyla başa çıkmak zorunda kalır. zeka artışıyla birlikte charlie'nin iç dünyası derinleşir ve hayata dair daha karmaşık düşünceler yaşamaya başlar. ameliyat öncesi hayatını hatırladığı anlar, özellikle annesinin kendisi üzerinde kurduğu baskı, babası ve tek kız kardeşiyle olan ilişkisi onun içsel çatışmalarını ve kimlik arayışını daha da derinleştirir.

romanın bir diğer önemli karakteri ise charlie'nin öğretmeni ve arkadaşı olan alice kinnian'dır. alice, charlie'nin deney öncesi ve sonrası yaşamında önemli bir destek sağlar. ancak, charlie'nin zeka artışıyla birlikte aralarındaki ilişki değişir ve charlie duygusal zorluklarla başa çıkmak zorunda kalır.

charlie'nin hayatındaki en özel ilişkilerden biri, deneyin bir parçası olarak tanıdığı algernon adlı fare ile kurduğu bağdır. algernon, deneyin bir parçası olarak zekası artırılan farelerden biridir ve diğer fareler ulaştıkları yüksek zeka seviyesini kısa sürede kaybederken algernon bu seviyeyi uzun süre elinde tutmayı başarmıştır. charlie, algernon ile benzer bir zeka seviyesine ulaşmıştır. algernon’la kurduğu bu ilişki üzerinden kendi deneyimlerini de daha derinden anlamaya çalışır.
‘bence yemek vermek için senin bi testi geçmeni beklemeleri hiç doru birşey değil’

"algernon'a çiçekler", insanın doğasını, zekanın sınırlarını ve toplumun dışlayıcı tutumlarını derinlemesine incelerken, aynı zamanda duygusal bir yolculuğa çıkarır. charlie'nin deneyin getirdiği zeka artışıyla başa çıkma ve kendi kimliğini bulma mücadelesi, okuyucuyu derinden etkileyen bir hüzünle doldurur. roman, insanın iç dünyasındaki karmaşıklığı ve duygusal derinliği ustalıkla işleyerek, unutulmaz bir okuma deneyimi sunar.

‘nasıl oluyor da, kolsuz ve bacaksız doğan insanlardan faydalanmayı akıllarından bile geçirmeyen dürüst ve duyarlı kişiler, düşük bir zeka düzeyiyle doğanları istismar etmekte bir mahsur görmezler?’

en son ne zaman bir kitabı bu kadar istekli ve kendini kaptırmış bir şekilde okudum, hatırlamıyorum..
devamını gör...

pilav kaşıkla mı çatalla mı yenir sorunsalı

evde kaşıkla, restoranda ise çatalla*
devamını gör...

bir oturuşta okunacak kitap önerileri

insan ne ile yaşar - tolstoy
amok koşucusu - stefan zweig
küçük prens - antoine de saint exupery
devamını gör...

türkiye'nin en yaşanabilir şehri

bana göre her ne kadar yaşadığım yer olsa da istanbul olmadığı kesindir, imkânların fazla olması onları kullanabileceğin ve yaşayabileceğin anlamına gelmez. kaldı ki yaşamak demek matematik gibi değildir kimi deniz ister kimi çayır-dere-tepe, kimi kafam sakin olsun bi kasabaya yerleşeyim der kimi de hareketli olsun oraya buraya zıplayayım gezeyim der. bu sebeple asıl soru yaşanabilirin ne demek olduğudur.
devamını gör...

ilk buluşmada hesabı kim öder sorunsalı

kimseyle buluşmadığı için böyle dertleri olmayan ben; :))*

tanım: hesap geldiği zaman davet eden kişi benden olsun der, karşı taraf da çok ısrar ediyorsa ikiye bölünür biter gider. özellikle ilk buluşma için öyle uzatılacak bir konu değil.
devamını gör...

akla kazınan o şiir dizeleri

annem, zavallı balık,
mutlu olmak isteyen, haftada iki üç kez dayak
yiyen, mutlu olmamı söylerdi: "henry, gülümse!
neden hiç gülmezsin sen?"

ve sonra gülümserdi, nasıl gülümseneceğini göstermek için. ve o,
gördüğüm en hüzünlü gülümsemeydi.
devamını gör...

şu an dinlenen şarkıdan bir cümle

‘cause it breaks my heart
that we live this way
devamını gör...

yazarların şu an akıllarından geçenler

uzun bi aradan sonra yazarın birinin tanımına cevap ve belki bir iki sohbet maksadıyla mesaj atayım diye cümle döktüm o kadar ama kendisinin mesaj alımı kapalıymış. yazarın mesaj alımını kapattığı en son mesajı göndere basınca mı söylenir. neyse vardır bir bildiği. şu an aklımdan geçen bu, vardır bir bildiği*
devamını gör...

bir filmin tamamını anlatan tek repliği

‘la familia es todo’

breaking bad
devamını gör...

şu an hissettiğiniz burukluğun sebebi

yaşamımla ne yapacağımı, tam olarak nasıl yaşamam gerektiğini ve günlerimi neyle harcayacağımı bilememek.
devamını gör...

mesleğinizin en kötü yanı

herkesin meşgul olduğunuz şeyler üzerinde bir fikri olması ve yaptığınız şeyin aslında nasıl olması gerektiğini mükemmel bir şekilde bildiklerini sanmaları.
devamını gör...

herkes mahlasına yakışanı yapsın

‘mutsuzluk sonsuza dek sürecek’ yapmamak mümkünmüş gibi
devamını gör...

kitap alıntıları

“augustine, tanrı evreni yaratmadan önce ne yapıyordu diye soru soranlara ‘böyle soruları soranlara cehennemi hazırlıyordu’ biçiminde yanıt vermezdi. onun yerine zamanın tanrı’nın yarattığı evrenin bir özelliği olduğunu, ondan önce zamanın olmadığını söylerdi.”

zamanın kısa tarihi - stephen w. hawking
devamını gör...

kızlardaki sapık korkusu

hiç yoktan var olmadı bu korku en nihayetinde, kadın - erkek - hayvan ve yaş ayırmadan yapılan pek çok sapıklık gördü bu millet. sonra aile bakanın çıkıp bi kereden bir şey olmaz dedi, bi kere de olmadı zaten. daha ne olsun.
devamını gör...

annelerin çöp diye attığı muhteşem şeyler

hediye edilen tişörtüm biraz eskiyince atmak istemişti, yok demiştim ama daha sonra teyzem atmıştı bana sormadan :/
devamını gör...

sadece ben mi evde oturuyorum acaba hissi

muhtemelen doğrudur
devamını gör...

sözlük yazarlarının yaşları

şu an ülke yönetiminde söz sahibi olan siyasi partiden 6 ay yaşlıyım ama söylenenlere göre birkaç yıl daha yaşlı görünüyormuşum :/*
devamını gör...

kediler ile ilgili özlü sözler

“etrafta birkaç kedi olması iyidir. kendini kötü hissediyorsan, kedilere bakman yeter, kendini daha iyi hissetmeye başlarsın, çünkü kediler her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu bilirler. bunda heyecanlanacak bir şey yok. bilirler işte. hayat kurtarırlar. ne kadar çok kedin varsa, o kadar uzun yaşarsın. yüz kediniz varsa, on kediniz olduğu duruma göre on kat daha uzun yaşarsınız. bir gün bunu keşfedecekler ve insanların binlerce kedisi olacak ve sonsuza dek yaşayacaklar.“
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim